Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/430 E. 2022/581 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/430
KARAR NO: 2022/581
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAH.
TARİHİ: 30/06/2021 (Karar)-11/10/2021 (Ek Karar)
NUMARASI: 2021/143 Esas-2021/514 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
İlk derece mahkemesince verilen 30/06/2021 tarihli kararın ve 11/10/2021 tarihli ek kararın mirasçı … vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacılar vekili, ayrılan meşru hissedarlık haklarının tespiti ve tescili ve alacak talepli davalar dışında işbu davanın konusu olarak kalan şirketin ihyası davası ile ilgili olarak, özetle; davacı … Şirketi ile dava dışı …A.Ş. Arasında ortak girişim kurulması hususunda anlaştıklarını, 10.11.2010 tarihli mutabakat anlaşmasının … şirketi tarafından davacı … şirketine gönderildiğini, anlaşmaya göre kurulacak şirketin ünvanının … Tic. A.Ş. olacağı, adresinin No: … … Apt. … Caddesi, Suadiye, Kadıköy olduğu, tarafların ortak girişim faaliyetlerinden doğacak menfaatlere katılım yüzdelerinin …’in %51, …’nın %49 olacağı hususunda mutabık kaldıklarını, bu anlaşma uyarınca 31.01.2011 tarihinde bildirilen adreste mutabık kalınan isimde şirket kurulduğunu, ancak o dönemde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK uyarınca beş kurucu bulunması gerektiğinden dava dışı …, …, …, … ve …’in kurucu olduklarını, sonrasında şirketin diğer hissedarlarının hisselerini davalı …’e devrettiklerini, davalı …’in de tek başına aldığı 9.10.2019 tarihli genel kurul kararı ile şirketin tasfiyesine karar verdiğini, tasfiye memuru olarak da yine davalı …’in atandığını, şirketin 8.5.2020 tarihinde sicilden terkin olduğunu, buna ilişkin kararın 27.5.2020 tarihinde ilan olduğunu, bu şirketin tasfiyesinin tamamlanarak sicilden terkin edilmesi hakkındaki 9.10.2019 tarihli genel kurul kararının yoklukla batıl olduğunu, çünkü şirketin %51 hissesinin davacı … şirketine ait olduğunu, bu nedenle genel kurul kararının davacıya tebliğe gerektiğini, bu nedenlerle ayrılan alacak davasının davalısı olan …Tic. A.Ş.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tasfiye memuru … vekili cevap dilekçesinde özetle, daha önce aynı ihya talebiyle ilgili olarak İst. Anadolu 12. ATM’nin 2020/673 esas sayılı dosyasında açılan davanın Mahkemenin 18.11.2020 tarih, 2020/576 esas sayılı dosyasında reddolunduğunu, bu kararın 11.1.2021 tarihinde kesinleştiğini, dolayısıyla aynı taleple açılan davanın reddi gerektiğini, davacıların hangisinin pay sahipliği sıfatının tespitinin talep edildiğinin dava dilekçesinde somutlaştırılmadığını, bu yüzden her iki davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacı … yönünden, …’ın pay senetlerinin …’ya devredildiğini, …’nun söz konusu … A.Ş. paylarını halen elinde bulundurduğunu, diğer davacı …’nun … tarafından … A.Ş. ile ilişkilerin yürütülmesi için yetkilendirildiğini beyan ettiklerini, buna göre …’nun adi temsilci olduğunu, bu nedenle aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, …’nun ise şirketin ihyası davasını açmak için TTK m. 547’de sayılan kişilerden olmadığını, bu nedenle aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava ve davaların tefrikine ilişkin tensip zaptı davalı … Sicili Müdürlüğü’ne 12/05/2021 tarihinde e tebliğ edilmiş, davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08/10/2019 tarih, 2019/3602 Esas, 2019/6319 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, davanın, ortaklar kurulu kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen anonim şirketin tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra, davacı alacaklının açmış olduğu şirket tüzel kişiliğinin ihyası davası olup, bu davada husumetin, tasfiyeyi sağlayan memur ile Ticaret Sicil Müdürlüğüne düşeceği, Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu değil ise de, davacı ihya davası açmakta haklı olduğundan ve davalı tasfiye memuru ilk celsede gelip davayı kabul etmediğinden, davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle davacı … tarafından açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacı …’nun açtığı davanın TTK 547. maddesi uyarınca kabulü ile; İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna … numarasında kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan Tasfiye Halinde … Ticaret A.Ş.’nin ticaret sicil kaydının, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/192 esas sayılı dosyasındaki davanın görülmesi ve verilecek kararların infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere İstanbul Ticaret Siciline yeniden tescil ve ilânına, ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan davalı … tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine karar verilmiştir.
EK KARAR: Mahkemece; davacılar tarafından 2021/192 Esas sayılı dosyasında davalılar Tasfiye Halinde … Ticaret Anonim Şirketi ile öldüğü bildirilen …’e karşı açılmış ve davalı şirketin temsilini gerektirir bir davanın mevcut olmadığı, bu durumda Tasfiye Halinde … Ticaret Anonim Şirketi’nin davada temsili ve savunulması gerektiğinden davacılar vekilinin talebinin kabulü ile TTK’nin 547/2. maddesi uyarınca tasfiye işlemlerini yapabilecek ve davalı şirketi davada temsil edebilecek nitelikte görülen Doç. Dr. …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran mirasçı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; her iki davacının da husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacı … pay defterine kayıtlı bir pay sahibi olmadığını, dosyaya sunulu hamiline yazılı hisse senetlerinin …’ya pay sahipliği sıfatı veremeyeceğini, davacı …’nun … Anonim Şirketi tarafından pay sahibi olarak tanındığına yönelik iddiaların gerçeği yansıtmadığını, anılan davacı … Anonim Şİrketi’de hiçbir zaman ve surette pay sahibi olarak yer almadığını, pay sahipliği haklarını kullanmadığını, fesih kararının alınmasında ve tasfiye aşamasında herhangi bir hukuka aykırılık mevcut olmadığını, İlk Derece Mahkemesi’nin gerekçeli karar tesis edildikten sonra yeniden tasfiye memuru atamak için bir ek karar vermesinin usule aykırı olduğunu, böyle bir kararın İlk Derece Mahkemeleri’nin gerekçeli karar tesis etttikten sonra verilebilecek ek kararlardan olmadığını, zira ek tasfiye memuru atanmasının gerekçeli kararın ne tamamlanması, ne tashihi, ne de tavzihi niteliğinde olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi’nin 30/06/2021 tarihli gerekçeli kararın davacı … Yönünden kabulüne ilişkin kısmının ve bu kabul kararına bağlı sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, 11/10/2021 tarihli ek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 547. maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davacı … yönünden davanı aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ,diğer davac nın davasının yönünden kabulü ile şirketin derdest dosya ya hasren ihyasına ve tasfiye memuru olarak davalı …’in atanmasına karar verilmiştir. Davacılar vekili tarafından tasfiye memurunun ölümü bildirilerek yeni tasfiye memuru atanması talebi üzerine; Mahkemece 11/10/2021 tarihli ek karar ile tasfiye memuru …’nın atanmasına karar verilmiştir. Asıl ve ek karara karşı ölü davalı tasfiye memuru mirasçısı … vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. TTK’nın 547. maddesi gereğince ” (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde ” şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir.Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır. Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir. TTK’nın 547 maddesi uyarınca ek tasfiye işlemleri için açılan ihya davalarında husumetin yasal hasım olan sicil müdürlüğü ve tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memuruna yöneltilmesi gereklidir. Nüfus kayıtlarından davalı tasfiye memurunun mahkemenin atama kararından sonra sonra13/09/2021 öldüğü anlaşılmaktadır. Somut olayda ihyası talep edilen tasfiye halindeki kayıtlı … Dış Tiç.A.Ş’ nin … sicil numarasını ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı iken 19/05/20202 tarihinde ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacılar tarafından ihyası istenen şirket aleyhine İstanbul Anadolu 4 .Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/143 E sayılı davanın derdest olduğu ve anılan dosya nedeniyle şirketin ihyasını istenilmesinde haklı ve hukuki hukuki yararı mevcut bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmıştır. Buna göre,istinaf yomluna başvuran mirascının davası kabul edilen davacı şirketin de açılan davada taraf sıfatı bulunmadığı ve esas davaya yönelik ileri sürülen husular eldeki davada incelenmesi gereken bir konu olmayıp devam eden derdest dosyasında inceleme konusu olduğundan ve yine terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmakla tasfiyenin usulüne uygun yapıldığı ve şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Tasfiye memuru atanmasına ilişkin karar hükmün ferisi niteliğinde olup,tasfiye memurunu karardan sonra ölümü nedeniyle yeni tasfiye memuru atanması talebi yeni bir yargılama ve dava konusu olmayıp asıl dosya üzerinden değerlendirilmesi gerekin bir husus olduğundan , nüfus kayıtlarından davalı tasfiye memurunun mahkemenin atama kararından sonra 13/09/2021 öldüğünün anlaşılması ve mahkemeye bildirilmesi üzerine mahkemece aynı dosya esası üzerinden atanan tasfiye memurunun ölümü nedeniyle ek karar ile yeni bir tasfiye memuru atanmasın da bir isabetsizlik bulunmadığından ek karara yönelik istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle mahkemece davanın kabulü ile derdest davadaki işlemlere hasren davaya konu şirketin ihyası ile ticaret sicil müdürlüğüne tesciline karar verilmesinde ve tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olması ve yasal hasım konumunda olan davalı … müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamasına göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davaya konu şirketin ticaret sicil numarası … olduğu halde mahkemece gerekçeli ve ek kararda … olarak yazılmış olup, bu husus karar yerinde her zaman düzeltilmesi mümkün maddi hata olduğundan eleştirilmekle yetinilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstinaf yoluna başvuran davalı mirasçı … vekilinin asıl ve ek karara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı mirasçı … vekilinden alınması gereken 80,70-TL harcın; peşin yatırılan 118,60-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 37,9‬0-TL istinaf karar harcının ve fazla yatırılan 162,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde bu davalıya iadesine, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022