Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/382 E. 2022/282 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/382
KARAR NO: 2022/282
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2021
NUMARASI: 2021/625 Esas (ARA KARAR)
TALEP: İhtiyati tedbir-Yönetim Kayyımı Atanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün İhtiyati tedbir isteyen davacı … vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden eden-davacı vekili talep dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı …, …’ün eşi olup tarafların evlilik tarihi 18.03.2015 olduğunu … ve ( doğum tarihi :19.09.2008 ) … doğduğunu, Taraflar evlilik birliği kurulmadan hemen evvel davalı … 12.03.2015 tarihinde eski eşi …’den anlaşmalı olarak boşanarak üzerinde kayıtlı olan ve ilk eşinden oğlu … adına kayıtlı aslen davalı …’e ait taşınmazları ve diğer taşınmazları tamamen eski eşine devrederek boşandığını, davalı … o tarihte, davalılardan … A.Ş.’nin %50 ortağı olup tek gelir getiren malvarlığı bu şirket hisseleri kaldığını, … bu şirket ortaklığı sebebiyle ortağı …’nın kendisine 01.07.2015 tarihinde sözleşme imzalatarak kendisinin unutkanlığından faydalanmak suretiyle tüm malvarlığını bedelsiz olarak üzerine geçirdiğini, bunun dışında şirkette haberi olmadan bir takım sözleşmeler ve evraklar imzalattıklarını, bazı kredi sözleşmelerine şahsi kefalet imzası verdiğini, bunları hatırlamadığını, yaptığı bu sözleşmelerden çok pişman olduğunu ve aile malvarlıklarının bu yolla tükendiğini, tamamen eski ortağının başını derde sokacak işlere bulaştırdığı ve kendisinin hastalık derecesinde unutkanlık problemi çektiği gerekçesi ile müvekkilinin iradesini fesada uğratıp kendisi hakkında vesayet davası açılarak imza yetkisinin kısıtlanması sonucu, daha evvel imza ettiği sözleşme ve taahütlerden bu yolla kurtulmayı amaçladığını beyan ederek davalılar arasında 19.01.2017 tarihli davalı anonim ortaklığa ait hisselerin nev’i değiştirilerek ciro yoluyla davalı …’ya bedelsiz devrine ilişkin 19.01.2017 tarihli yönetim kurulu kararı’nın “muvazaa- mutlak butlan” (kesin hükümsüzlük) nedeniyle yok hükmünde sayılması istemli davada, davalı belen a.ş. hisselerinin devrinin önlenmesi için dava sonuna kadar tüm hamiline ve/veya nama yazılı hisseleri ile ile tekdüzen hesap planında yer alan şirketin maddi duran varlıklarının tamamının (arazi ve arsalar, yer altı ve yer üstü düzenleri, binalar, tesis, makine ve cihazlar, taşıtlar, demirbaşlar, diğer maddi duran varlıklar, yapılmakta olan yatırımlar) üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve ayrıca davalı …’ün halihazırda İstanbul Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/1137 E. Sayılı dosyasından vesayet altında olması nedeniyle) davalı şirkete TMK 403 md devamı maddeleri uyarınca bu süreçte tedbiren yönetim kayyumu atanmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararları veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir ve kayyım atanması talepleri hakkında hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Davacının dava dilekçesindeki iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan ve incelendikten sonra ortaya çıkacak ise de, şirket hisselerinin ve şirketin duran malvarlıklarının üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlemesi konusundaki ihtiyati tedbir talebi ile ilgili olarak değerlendirme yapmak gerekirse; davanın konusu olmayan mal varlığı hakkında tedbir kararı verilemez. İhtiyati tedbirde, hakkında tedbir kararı alınan şey, esasen asıl davanın konusudur. tedbir talebinin değerlendirildiği aşama itibariyle dosyada kanaat oluşturmaya yeterli delil bulunmadığı gibi, inceleme tarihi itibariyle de delillerin tam olarak toplanmadığı, dosyada bulunan mevcut delillerden, şirket yönetim kurulunca alınan kararın mevcut delil durumuna göre TTK’nın 391.maddesine aykırı olduğu yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlanmadığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin uyuşmazlık konusu olmaması ve yaklaşık ispatın bulunmaması nedenlerine dayalı olarak reddine; davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasını talep etmiş ise de, elde ki dava da henüz dilekçe teatisi aşamasında bulunulduğu, mahkemelerce şirket yönetimine yapılacak müdahalenin çok kısıtlı olarak ve zorunlu hallerde yapılması gerektiği, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların yargılamaya muhtaç olduğu, ayrıca davalı şirketin mevcut yönetiminin de bulunduğu dolayısıyla yönetim boşluğundan bahsedilemeyeceğinden davacı vekilinin davalı … A.Ş’ye yönetim kayyumu atanması talebinin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden-davacı vekili yönetim kayyımı atanması talebinin reddi ve ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ayrı ayrı sunduğu istinaf dilekçelerinde özetle; mahkemenin ihtiyatî tedbir kararı verirken, asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette bir karar vermesi beklenmemekle birlikte, bu durumun ihtiyatî tedbir türleri içinde, eda veya düzenleme amaçlı tedbire karar verilmesine engel olmadığını, her ne kadar ret gerekçesi olarak “davanın konusu olmayan mal varlığı” lafzı geçmiş olsa da, dava konusu davalı Anonim Ortaklığa ait hisselerin nev’i değiştirilerek ciro yoluyla davalı hasan dağcı’ya bedelsiz devrine ilişkin 19.01.2017 tarihli yönetim kurulu kararı’nın “muvazaa-mutlak butlan” (Kesin Hükümsüzlük) nedeniyle yok hükmünde sayılmasına karar verilene kadar ki süreçte davalı … A.Ş. himayesindeki maddi duran varlıkların üçüncü kişilere devir ve temlikinin yüksek olasılık olduğu ve davanın kabulü halinde davalı …’ün tekrar Yönetim Kurulu üyesi olması durumunun ortaya çıkacağını, ancak davalı … halihazırda vesayet altında olduğunu, bu yönüyle asıl dava sonucundan beklenen faydanın sağlanması ve müvekkili açısından hak kaybının önlenmesi için dava sonuna kadar … A.Ş.’nin tüm hamiline ve/veya nama yazılı hisseleri ile ile tekdüzen hesap planında yer alan şirketin maddi duran varlıklarının tamamının (arazi ve arsalar, yer altı ve yer üstü düzenleri, binalar, tesis, makine ve cihazlar, taşıtlar, demirbaşlar, diğer maddi duran varlıklar, yapılmakta olan yatırımlar) üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesinin büyük önem taşıdığını, dava konusunun davalı Anonim Ortaklığa ait hisselerin nev’i değiştirilerek ciro yoluyla davalı hasan dağcı’ya bedelsiz devrine ilişkin 19.01.2017 tarihli yönetim kurulu kararı’nın “muvazaa-mutlak butlan” (Kesin Hükümsüzlük) nedeniyle yok hükmünde sayılmasına ilişkin olduğunu, davanın kabulü halinde davalı …’ün tekrar Yönetim Kurulu üyesi olması durumunun ortaya çıkacakt olması nedeniyle Türk Medeni Kanunu’nun 427/4 maddesi gereğince Yönetim Kayyumu atanmasının zorunlu olduğunu, bu sebeple de davalı şirkete kayyum atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin dava konusuyla doğrudan ilişkili olup, yargılama sürecinde yahut sonunda ortaya çıkabilecek zararların önüne geçilmesi açısından zorunlu olduğunu beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, davalı şirkete yönetim kayyımı atanması ve malvarlığı hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, şirkete yönetim kayyımı atanması ve malverlığı hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Davalılar …, … A.Ş. ve … arasında 19/01/2017 tarihinde, tarafların … A.Ş. ndeki ortaklıklarına son vermek hususunda anlaştıkları esaslar ve koşullar ile …’ün … A.Ş.’deki Paylarının tamamının …’ya devri karşılığında; … A.Ş. nin de mülkiyetindeki İstanbul İli, Şişli İlçesi, … Mahallesi, … Mevkü, … ada, … pafta, … Parselde kayıtlı gayrimenkulün yarısını yarısını …’e devir ve adına tapuda tescil ettirilmesi konusunda bir sulh protokolü imzalanmıştır. Davacı taraf, davalılar arasında 19.01.2017 tarihli Davalı Anonim Ortaklığa ait hisselerin nev’i değiştirilerek ciro yoluyla davalı …’ya bedelsiz devrine ilişkin 19.01.2017 tarihli yönetim kurulu kararı’nın muvazaa- mutlak butlan (kesin Hükümsüzlük) nedeniyle yok hükmünde sayılması istemli açtığı davada şirkete yönetim kayyımı atanması ve malvarlığına tedbir konulmasına karar verilmesi için incelemeye konu talepte bulunmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 389/1. Maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Kanuni düzenlemeden de anlaşıldığı üzere ancak dava konusu edilen hususlarda ihtiyati tedbir verilebilir. Davacının üzerine tedbir konulması talep edilen ve “… A.Ş.’nin tüm hamiline ve/veya nama yazılı hisseleri ile ile tekdüzen hesap planında yer alan şirketin maddi duran varlıklarının tamamının (arazi ve arsalar, yer altı ve yer üstü düzenleri, binalar, tesis, makine ve cihazlar, taşıtlar, demirbaşlar, diğer maddi duran varlıklar, yapılmakta olan yatırımlar)” mal varlığı değerleri ve hisseleri dava konusu değildir. bu nedenle uyuşmazlık konusu olmayan ve talep konusu edilen hususlar hakkında tedbir kararı verilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nda, anonim şirketin münfesih olma durumlarının ortaya çıkması halleri dahil şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkin herhangi bir düzenleme yoktur. Zira şirketin genel kurul tarafından seçilen yönetim kurulu tarafından idare olunması esastır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(TMK)’nun 427/4. Maddesinde, bir tüzel kişinin gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa yönetim kayyımı atanacağı düzenlenmiş olmakla birlikte, davalı şirkette organ boşluğu bulunduğuna dair herhangi bir iddia mevcut değildir. Yönetim kayyımı atanabilmesi için şirketin yönetim kurulunun bir şekilde oluşturulmasının mümkün olmaması ve bu boşluğun başkaca hukuki yollarla giderilmemiş olması şarttır. Şirketin seçilmiş yönetim kurulu bulunduğu takdirde organ yokluğundan söz etmek mümkün olmadığı gibi, mevcut yönetim kurulunun, çalışamaz halde olması da TTK’ nin sistematiği içinde giderilmesi her zaman mümkün bir durumdur. (Yargıtay. 11. H.D’nin 08/03/2018 Tarih ve 2016/7714 E-2018/1804 K. sayılı kararı) HMK’nın 390. maddesine göre de; tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. İhtiyati tedbir kararı mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın güvenceye alınması için verilir. Bu nedenle davanın sonucuna göre ortaya çıkması muhtemel bir durum için davanın başında tedbir verilmesi ve bu suretle şirkete kayyım atanması mümkün değildir. Kaldı ki davanın kabulü halinde davalı …’ün tekrar Yönetim Kurulu üyesi olması durumunda dahi bu durum TTK hükümleri dahilinde çözüme kavuşturulabilecek niteliktedir. Dolayısıyla mahkemece şirkete yönetim kayyımı atanması talebinin reddine karar verilmesinde de herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Her ne kadar davalı … vasisi vekilince birleştirme kararı istinaf edilmiş ise de mahkemece istinaf başvurusunun değerlendirilmesine ilişkin 10/02/2022 tarihli ek karar ile kararın istinaf yasa yoluna tabi olmadığı görülmekle istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak bu ek karara karşı istinaf başvurusuna ilişkin herhangi bir kayda dosyada rastlanılmamış olup, bu sebeple davalı … vasisinin 09/02/2022 tarihli istinaf dilekçesi inceleme konusu yapılmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından İhtiyati tedbir ve şirkete yönetim kayyımı atanmasını talep eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir ve şirkete yönetim kayyımı atanmasını talep eden davacı … vekilinin vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.16/03/2022