Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/38 E. 2022/75 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/38
KARAR NO: 2022/75
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2021
NUMARASI: 2019/444 Esas – 2021/798 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/01/2022
Taraflar arasındaki Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Anonim Şirketi/… Anonim Şirketi ile müvekkili arasında 02/01/2012 tarihinde 1 yıl süreli yetkili servis sözleşmesi imzalandığını, bahsi geçen sözleşmenin sürekli olarak yenilenmiş olup aralarındaki ticari ilişkinin sözleşmenin haksız olarak feshedilmesine kadar devam ettiğini, davalı şirketin imzalanan sözleşmenin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkili ile … Yetkili Servisleri arasında haksız rekabet ortamı yarattığını güven ve dürüstlük ilkesine aykırı olarak sözleşmeyi feshettiğini, … şirketleri ve … şirketlerinin müvekkili ile yapılan sözleşme yürürlükteyken müvekkilinin haklarını yok sayarak yetkili olduğu servis hizmetlerini yapmasını engellediğini ve bu işlerin … şirketlerine gördürülmesi konusunda anlaştıklarını, davacı ile aralarındaki sözleşmenin henüz feshedilmemişken, … A.Ş. ile … A.Ş. ‘nin gizli olarak anlaşma yaptıklarını, Rekabet Kanunu m.57 uyarınca; … A.Ş.,’nin dava konusu yetkili servis sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle müvekkilinin uğradığı tüm zararlardan … A.Ş. ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, davalıların haksız rekabet teşkil eden fiilleri sebebiyle, taraflarınca Rekabet Kurumu’na şikayet edilmiş olup incelemenin devam ettiğini, bu nedenlerle fazlaya ve sair konulara dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; davalıların ortak kusuruna dayanan haksız rekabet teşkil eden eylemleri sonucunda müvekkillinin taraf olduğu sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle doğan şimdilik 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi zararın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan temerrüt faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 12/10/2021 tarihli dilekçesi ile tüm davalılar yönünden davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı … Anonim Şirketi ve … Anonim Şirketi vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinin usul ve yasaya aykırı olup davacının haksız ve mesnetsiz beyan ve iddialarını kesinlikle kabul etmediklerini, davacı dava dilekçesi içeriğinde doğduğunu iddia ettiği zararlarını açıkça belirttiğini, davacının kendi beyanlarından dava değerinin belirlenebilir olduğunun çok açık olduğunu, öncelikle mahkeme tarafından talep sonucu belli olmayan davanın kısmi dava olarak mı yoksa belirsiz alacak davası olarak mı ikame edildiğinin sorulmasını talep etiklerini, dava dilekçesinin HMK’nın 119. ve 194. maddelerine açıkça aykırı olduğunu, davacının sözleşmesinin müvekkili şirket tarafından sözleşmeye uygun surette feshedildiğini, müvekkili şirket ile davacı arasındaki yetkili servis sözleşmesi (“Sözleşme”) ve süregelen ticari ilişki uyarınca davacının müvekkili şirket tarafından satış ve pazarlaması yapılan ürünlerin satış sonrası bakım, onarım, montaj gibi servis hizmetlerinin yürütülmesini üstlendiğini, davacının dava dilekçesindeki iddialarının, zarar taleplerinin haksız ve kötü niyetli olup kabulünün kesinlikle mümkün olmadığını, öncelikle müvekkili şirket ile diğer davalılar arasında imzalanmış bir sözleşme bulunmadığını, davacının bu yöndeki soyut, mesnetsiz ve haksız iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının dava dilekçesinde yer alan tüm iddialarının salt kendi soyut beyan ve iddialarına dayandığını, davacı iddialarının hiçbirini ispatlayamadığını ve huzurdaki davanın reddi gerektiğini, basit yargılamaya tabi olan huzurdaki davada davacının ilave delil ve beyan sunmasına da kesinlikle muvafakatlerinin olmadığını beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde ve dava dilekçesi eklerinde yer alan beyan ve delilleri ile birlikte Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir olduğu dikkate alındığında HMK’nın107/1. maddesi kapsamında davanın açıldığı tarihte alacağın miktar veya değerini tam ve kesin olarak belirlemesinin kendisinden beklenememesi veya bu durumun imkansız olması şartlarının gerçekleşmediğinin ortada olduğunu, dolayısı ile davacının işbu belirsiz alacak davası olarak açmasının hukuken mümkün olmadığını, sözleşmelerin nisbiliği ilkesi gereğince; davacı ile … Arasında akdedilmiş olan Yetkili Servis Sözleşmesinin feshine ilişkin iddia ve taleplerin, üçüncü kişi konumundaki müvekkili şirkete yöneltilebilmesinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirketin, haksız rekabet teşkil eden eylemleriyle … ile davacı arasındaki yetkili servis sözleşmesinin feshine zemin hazırladığı iddiasının, hiçbir somut delile dayanmayan hukuk dışı bir iddia niteliğinde olduğunu, müvekkili şirket ile … arasındaki anlaşmanın rekabet ortamını bozduğu ve doğduğu iddia edilen zararlardan müvekkili şirketin müteselsil sorumlu olduğu iddiasının hukuken dayanaksız olduğunu, müvekkili şirket ile … arasındaki anlaşmanın RKHK hükümlerinde yasaklanan rekabeti kısıtlayıcı eylemlerden herhangi birine girmediğinin görüldüğünü, taraflarıyca Rekabet Kurumu’na 14.05.2019 tarihinde Menfi Tespit Başvurusu’nda bulunulduğunu, sürecin hâlihazırda devam ettiğini, RKHK’nın 8.maddesinde. “ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerinin başvurusu üzerine Kurul, elinde bulunanbilgiler çerçevesinde bir anlaşmanın, kararın, eylemin veya birleşme ve devralmanın bu Kanımun 4,6 ve 7 nci maddelerine aykırı olmadığını gösteren bir menfi tespit belgesi verebilir.” denildiğini, dolayısıyla, Rekabet Kurulu tarafından verilmesi beklenen karar ile birlikte taraflar arasındaki anlaşmanın RKHK hükümlerine uygun olduğunun ortaya çıkacağını, RKHK’nın yasaklayıcı hükümlerine aykırılık teşkil etmeyen eylemler bakımından ise RKHK md. 57 hükmünde düzenlenen tazminat sorumluluğunun gündeme gelmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının bu iddialarına dayanan taleplerinin de reddi gerektiğini beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkili şirket bakımından pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, müvekkili Şirket ile davacı arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki bulunmadığını, sözleşmelerin nisbiliği ilkesi gereğince; davacı ile … Arasında akdedilmiş olan yetkili servis sözleşmesinin feshine ilişkin iddia ve taleplerinin üçüncü kişi konumundaki müvekkili şirkete yöneltilebilmesinin hukuken mümkün olmadığını, sözleşmesinin feshedilmesinin sebebinin …’un haksız rekabet teşkil eden eylemler neticesinde bir başka firma ile anlaşmış olması olduğunu, dosya kapsamında yer alan belgeler ve somut gerçeklik incelendiğinde ise müvekkili şirketin … ile herhangi bir sözleşmesel ilişkiye girmediği, hatta buna yönelik herhangi bir müzakere sürecine dahi dâhil olmadığının görüldüğünü, sonuç olarak açıkladıkları gerekçeler doğrultusunda ve dosyada mübrez belgeler incelendiğinde tespit edileceği üzere, davacının huzurdaki davadaki talep sonucu yönünden müvekkili şirkete husumet yöneltmesi hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olup dosya üzerinden yapılacak inceleme ile dahi tespit edilecek haklı itirazlarımız doğrultusunda huzurdaki davanın müvekkil şirket yönünden pasif husumet yokluğundan reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince davanın feragat nedeniyle reddine, talep edilmediğinden yargılama masraflarının tarafların kendi üzerinde bırakılmasına, davalılar … AŞ ve … AŞ yönünden maddi ve manevi tazminat yönünden herbir davalı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin tüm davalılar yönünden davadan feragat etmesi nedeniyle, 27.10.2021 tarihinde davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olup, davalı … vekili vekalet ücreti ve yargılama ücreti talebinde bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ancak davalılar … A.Ş. Ve … A.Ş. lehine maddi tazminat yönünden iki kere 4.080,00-TL, manevi tazminat yönünden iki kere 4.080,00 TL olmak üzere hatalı bir şekilde toplam 16.320,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, aynı vekille temsil edilen davalılar yönünden aynı ret sebebine dayanan hükümlerde, ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin açıkça yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, mahkeme tarafından davalı lehine hatalı olarak hükmedilen vekalet ücretleri yönünden hükmün kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, kararının yeniden incelenerek istinaf kanun yolu başvurumuz doğrultusunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı … şirketleri üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, yetkili servis hizmet sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle uğranıldığını iddia olunan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davacının davalılar hakkındaki davasından feragat ettiğinden feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmiş,bu karar karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili ret sebebi ortak olan ve aynı vekille temsil edilen davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti yerine tek bir vekalet ücretini hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. HMK’nın 307. maddesi uyarınca feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat, davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olup kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. A.A.Ü.T’nin 6. maddesi uyarınca davanın, feragat nedeniyle ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilmesi halinde tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Tarifenin 3. Maddesinde ise Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, avukatlık ücretine hükmedileceği, 10. maddesinde manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedileceği, düzenlenmiştir. Davacı vekilince, Uyap sisteminden e-imzalı olarak gönderilen 12/10/2021 tarihli dilekçesi ile “… şirketleri ile müvekkilimiz arasında “Avukatlık Kanunu 35/A Uyarınca Uzlaşma Tutanağı-Protokolü yapılmıştır. Protokol uyarınca davalı … şirketleri müvekkilimize ödeme yapmış olduklarından davadan feragat ediyoruz. Müvekkilimizin gördüğü lüzum üzerine tüm davalılar yönünden davadan feragat etmekteyiz. Davalı …’un, müvekkilimiz davacının feragat beyanını kabul ettikleri, feragat nedeniyle yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmeyecekleri de Uzlaşma Protokolünde kabul ve beyan edilmiştir.” şeklinde beyanda bulunduğu, daha sonradan sunmuş olduğu 14.10.2021 tarihli dilekçesine davacı ile davalı … Şirketleri arasında imzalanan sulh ve ibra protokolü başlıklı sözleşmeyi eklediği görülmüştür. Davalılar … AŞ ve … AŞ’nin 27/10/2021 tarihli dilekçesi ile davacının kendileri ile sulh olmadan davadan feragat edilmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden taraflarına iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir. Dosyaya sunulan davacı ile davalı … Şirketleri arasında imzalanan Sulh ve ibra protokolü başlıklı sözleşmenine diğer davalılar … AŞ ve … AŞ’nin taraf olmadığı ve davacının feragat beyanının davanın tüm davalıları yönelik olduğu anlaşılmıştır. Davalılardan … AŞ ve … AŞ vekilinin vekalet ücreti talepleri bulunmasına göre ilk derece mahkemesince ön inceleme duruşması yapıldıktan sonra feragat edilen ve maddi ve manevi tazminat talepleri bulunan davada bu davalılar yararına maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak aynı hukuki sebebe dayalı açılan ve davada aynı vekille temsil edilen ret sebebi ortak olan davalılar … AŞ ve … AŞ yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi nedeniyle lehlerine maddi ve manevi tazminat bakımından ayrı ayrı tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek her bir davalı yönünden maddi ve manevi tazminat bakımından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından,kararın kaldırılmasına, … AŞ ve … AŞ lehine maddi ve manevi tazminat bakımından ayrı ayrı tek bir vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.-TL karar harcının, peşin yatırılan 341,55.-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 282,25.-TL harcın davacıya İADESİNE, 3-Davacı tarafından bu dava sebebi ile yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı … A.Ş. vekili vekalet ücreti ve yargılama ücreti talebinde bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 5-Davalılar … AŞ ve … AŞ yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden maddi tazminat talebi yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 6-Davalılar … AŞ ve … AŞ yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 7-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE, 9-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı vekilince istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 162,10 TL yargılama giderinin davalılar … AŞ ve … AŞ’den alınarak davacıya a verilmesine, c-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğindeitibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.28/01/2022