Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/363 E. 2022/650 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/363
KARAR NO: 2022/650
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2021
NUMARASI: 2021/512 Esas – 2021/902 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2022
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, satım sözleşmesi kapsamında düzenlenen faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret mahkemeleri olduğu, bu nedenle davanın öncelikle yetki yönünden reddi gerektiği, esas yönünden de, fatura konusu malların teslim edilmediği ve davacının bir alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan delillere göre, davanın mutlak ticari davalardan olmadığı, nispi ticari dava olup olmadığının incelenmesinde; davalı için tacir araştırmasının yapıldığı, davalının ticari işletme kaydının bulunmadığı ve işletme hesabına göre defter tuttuğunun belirlendiği dolayısıyla bir ticari işletme kaydı bulunmayan, bilanço yerine ticari işletme hesabına göre defter tutan ve esnaf sınırını aşmayan geliri mevcut davalının tacir olmadığı, bu nedenle işbu davanın da nispi ticari davalardan sayılamayacağı gerekçesiyle davanın görev yönünden usulden reddine ve dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karara karışı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul yönünden hukuka aykırı olduğu zira Türk Ticaret Kanunu Md.4 uyarınca her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları yönünden, asliye ticaret mahkemeleri görevli olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Aynı Yasa’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari dava haline getirmeyecektir. Öte yandan, TTK hükümlerine göre; ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir (TTK m.11/1). Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır,Cumhurbaşkanlığınca çıkarılacak kararnamede gösterilir (TTK m.11/2). Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten gerçek kişiye tacir denir (TTK 12/1). İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır (TTK m.15/1). Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım sözleşmesi kapsamında düzenlenen fatura kaynaklanmakta olup, satım sözleşmesi TTK’da değil, TBK’da düzenlendiğinden, dava, mutlak ticari dava niteliğinde değildir. Dava da ticaret mahkemesinin görevli olup olmadığının belirlenebilmesi bakımından davanın nispi ticari dava olup olmadığının da tespiti gerekçektir. Bu durumda uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması halinde davada ticaret mahkemesi görevli olacaktır. Davacı şirket tacir olup, davalı gerçek kişinin tacir olup olmadığı görevli mahkemenin tayininde önem arz etmektedir. Davalının Esnaf Odasına ve Ticaret Siciline kaydı bulunmayıp ve işletme hesabına tabi tacir esasına göre defter tuttuğu ve vergi kaydı bulunduğu görülmüştür. Ticaret sicili yada odaya kayıtlı olmamak ve basit usul gelir vergisi mükellefi olmak,5362 sayılı yasanın 3. maddesinde esnaf tanımına esas olan, esnaf ve tacir ve sanayiciyi belirleme koordinasyon kurulunca tespit edilen esnaf ve sanatkarlar meslek kollarına dahil olmak tek başına esnaf sayılmasını gerektirmeyecek olup, dosya kapsamında yer alan Gelir İdaresi Başkanlığı yazısında davalının ‘belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda hediyelik eşyaların, elişi ürünlerin ve imitasyon takılarının perakende satışının yapıldığına ilişkin alanda faaliyet gösterdiği bildirilmiş olup,davalının ekonomik faaliyetinin bedeni çalışmadan ziyade sermayeye dayalı olmasına göre davalının tacir olduğu ve davanın da ticari dava olduğunun kabulü gerekmiştir. Buna göre mahkemece davada görevli olduğu hususu göz ardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunu kabulü ile derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-Davalı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.18/05/2022