Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/35 E. 2023/445 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/35
KARAR NO: 2023/445
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/09/2021
NUMARASI: 2021/322 Esas – 2021/590 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/04/2023
Taraflar arasındaki Şirketin İhyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde tasfiye memuru vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirket tarafından ”… İnşaat ve Turizm Ticaret Limited Şirketi” hakkında açılan iflas davasının İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/524 Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gören dava sırasında davalı şirketin terkin edilmiş olduğunun anlaşılması üzerine ihyası için süre verildiği ileri sürülerek sonuçta söz konusu şirketin söz konusu 2020/524 Esas sayılı dava yönünden ihyasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle, yasal düzenleme hatırlatılarak ve davalının yasal hasım olması nedeni ile yargılama giderinden sorumlu olmadığı ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece “…söz konusu şirketin ihyası için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleştiği ve sübut bulan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi yönünden söz konusu temsilcinin tasfiye memuru olarak atanmasının ve ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru olarak … tarafından yapılması uygun görülmüş olup, yargılama gideri yönünden yapılan irdelemeye bağlı olarak: davalı İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı sorumluluğu bulunmadığından..” davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı tasfiye memuru … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Tasfiye memuru … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yetkilisi olduğu … İnşaat ve Turizm Ticaret LTD. ŞTİ. Hakkında İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/524 E. Sayılı dosyası ile açılan iflas davası kapsamında, yetkilisi olduğu şirketin sicilden re’sen terkin edilmiş olduğunu, İşbu re’sen terkin işlemiyle birlikte şirketin tasfiyesinin tamamlanmış olup Türk Ticaret Kanunu kapsamında, şirket yetkilisi olarak üzerine düşen tüm sorumlulukların yerine getirildiğini, davacı yan ile arasında hiçbir surette borç ilişkisi bulunmadığını, kötü niyetli ve mesnetsiz olarak ihya davası ikame edilmiş olup şirket nezdinde davacı yanın hiçbir alacağı bulunmadığını, davacı yanın hiçbir hukuki yararı bulunmaksızın ikame ettiği dava neticesinde verilen ihya kararı tarafının mağduriyetine sebebiyet vereceğini, beyan ve savunması alınmadan tasfiye memuru olarak atanmasının usul ve yasaya mutlak suretle aykırı olduğunu, istinaf taleplerinin kabulü ile, kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilen şirketin derdest dava dosyası nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ,karar karşı davalı Ticaret Sicil müdürlüğü istinaf yoluna başvurmuştur. TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca, 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. 559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları,TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilirler. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. 559 sayılı TTK’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair KHK ile eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde, asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilebilir. Somut olayda davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından dava dışı şirket tarafından davaya konu şirketin sermayesini artırmaması nedeniylen TTK geçici 7. Madde kapsamında 30/12/2012 gün ve 28513 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 7 .maddesi uyarınca 09/10/2015 tarihinde münfesih olmaları nedeniyle ticaret sicil gazetesinde gerekli ilan yapılarak süresi içerisinde bir başvuru yapılmadığından sicil kaydı resen terkin edilmiştir. Sicilden terkin edilen şirket hakkında İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemisi’nin 2014/444 Esas ve 2016/9 Karar sayılı dosyasının Yargıtay 23 H.D’nin E:2016/6346-K:2020/1072 sayılı kararı davaya konu terkin edilen şirketin ihyası gerektiği gerekçesiyle bozma kararı sonrası İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/524 Esas sayılı dosyası derdest olduğu ve elde ki davanın 01/06/2021 tarihin de açıldığı anlaşılmaktadır. Sicil dosyasında davaya konu … Turizm Ve İnşaat Ltd.Şti ve şirket temsilcisine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir mazbata / belge sunulmadığı gibi, yapılan tebligatın iade edildiğine ilişkin sicil müdürlüğü tarafından düzenlenen belgeyi destekleyecek mahiyette herhangi bir mazbata / belge de sunulmuş ve sicil dosyasında da rastlanılmamıştır. Buna göre yasa hükmünde öngörülen ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu, davalı tarafça ispat edilememiş olup, usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirket yönünden davaya konu ihya talebi TTK’nın geçici 7. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabii değildir. Davacının dava devam ederken sicilden terkin edilen şirket hakkında devam eden dava dosyalarının kesinleştirilmesi ve kesinleşen kararın infaz işlemleri nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu gibi belirtilen yasa hükmünde öngörülen ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu davalı tarafça ispat edilememiş olup,buna göre usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirket yönünden ihya koşulları oluştuğunun kabulü gerekmiştir. 6102 sayılı TTK’nun geçici 7/(15). maddesi uyarınca sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşen şirketler yönünden dava ve devamı işlemler yönünden ihyasına ve tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerekmektedir. 6102 sayılı TTK’nun 547/(2). maddesi uyarınca mahkeme ihya ve ek tasfiye işlemlerinin yapılması için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirmelidir. Davaya konu şirket tasfiye sonucunda değil, TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilmiştir. Buna göre 559 sayılı TTK’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair KHK ile eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde, şirketin asgari sermaye şartını süresinde arttırmaması nedeniyle münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye memurunun tasfiyenin usulüne uygun yapıldığı yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Tasfiye memuru şirketin davacı ile herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığı ve açılan davanın haksız olduğunu belirterek şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığını ileri sürmüş is de ileri sürülen bu husular eldeki davada incelenmesi gereken bir konu olmayıp devam eden derdest davanın konusunu oluşturduğundan tasfiye memuru vekilinin şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Bu durumda tasfiye hali devam eden davaya konu şirket yönünden derdest dava dosyanın kesinleştirilmesi ve infaz işlemleri ile ilgili sınırlı olarak şirketin yeniden ticaret siciline kayıt tescili ile şirketin ticaret sicil kaydının ihyasına karar verilmesinde ve tasfiye memuru olarak son tasfiye memurunun atanmasında bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2( iki hafta) içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ YASA YOLU açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/04/2023