Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/326 E. 2022/235 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/326
KARAR NO: 2022/235
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2021
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasındaki Nakliye Sözleşmesinin yükümlülüklerinin gereği gibi yerine getirilmemesi sebebiyle doğmuş olan ve bunun dışında ayrıca nakliye bedelinin haricinde fazladan talep edilen, müvekkili tarafından ise müşterisine karşı olan yükümlülüklerini ihlal etmemek amacıyla baskı altında yaptığı ödemelerin taraflarına ödenmesi defalarca davalıdan talep edilmiş olmasına rağmen müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığından taraflarınca İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası marifetiyle icra takibine geçildiğini, davalı/borçlunun yetki itirazı üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nce yetki itirazının kabulü ile icra dosyasının, yetkili daire olan Silivri İcra Müdürlüklerine gönderildiğini, Silivri …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yürütülen icra takibine karşı davalı-borçlu şirket tarafından itiraz edildiğini, davalı şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası marifeti ile başlatılan icra takibine yönelik olarak İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/512 Esas sayılı dosyası marifeti ile menfi tespit davası açıldığını, yargılamanın halen devam ettiğini, huzurdaki İtirazın İptali davasının, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/512 Esas sayılı menfi tespit dava dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini, bu nedenle öncelikle huzurdaki davanın, aralarında hukuki bağlantı bulunan İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/512 Esas sayılı dosyası marifeti ile derdest olan menfi tespit dava dosyası ile birleştirilmesine, akabinde haklı davanın kabulü ile davalı borçlunun Silivri … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası marifetiyle başlatılan icra takibine olan tüm itirazlarının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edilmediği ve cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalı vekilinin birleştirme talebinde bulunduğu İstanbul 19. ATM’nin 2020/512 Esas sayılı dava dosyasının;eldeki dosyanın davalısı tarafından davacı aleyhine açılan derdeste menfi tespit davası olduğu, her iki dava dosyasın konusunun aynı icra takibine ilişkin olduğu, her iki dosyada da iddia ve savunmaların aynı olduğu, birinde verilebilecek kararın diğerini etkileme durumunun bulunduğu, delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle dava dosyasının HMK’nun 166. md gereğince birleştirilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; usulüne uygun şekilde tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmaksızın davalının savunma hakkının kısıtlanması suretiyle yargılamanın yapılmasının isabetsiz olduğunu, davaların bulunduğu aşamalar göz önüne alındığında birleştirme kararı verilmesinin uygun olmadığını, birleştirmeye konu İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/512 Esas sayılı menfi tespit davasında bilirkişi incelemesi dahi yapıldığını ve dosyanın karar aşamasına geldiğini, bu nedenle davaların birleştirilmesinin usule uygun olmayacağı gibi hakkaniyete de aykırı olacağını, davaların birleştirilmesi yerine menfi tespit davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde, davaların birleştirilmesinin usul ekonomisi açısından önem taşısa da davaların birbirinden bağımsız olmasının yargılamanın daha açık bir şekilde yürütülmesine ve organize edilmesine yardımcı olacağını belirterek birleştirme kararı kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK 67 . maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın İstanbul 19 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/512 Esas sayılı dosyası ile yukarıda açıklanan gerekçe ile birleştirilmesine karar verilmiş,bu karar karşı davalı vekili süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davacı şirket davalı ile aralarındaki nakliye sözleşmesi uyarınca davalının yükümlülüklerinin gereği gibi yerine getirmemesi sebebiyle doğmuş olan ve bunun dışında ayrıca nakliye bedeli haricinde fazladan talep edilen, müşteriye karşı olan yükümlülüklerini ihlal etmemek amacıyla baskı altında yaptığı ödemelerin davalıdan tahsili için davalı aleyhine başlatılan Silivri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir. Davacının birleştirilmesini talep ettiği İstanbul 19 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/512Esas sayılı dava dosyasının ise eldeki davaya konu icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti yönünden davalının davacı aleyhine İİK 72 .maddesi uyarınca açtığı menfi tespit davası olduğu görülmüştür. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 166. maddesine göre, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir, davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Somut olayda eldeki itirazın iptali davası ve davalı tarafından açılan menfi tespit davası taraflar arasındaki nakliye sözleşmesi uyarınca başlatılan aynı icra takibinden kaynaklanmaktadır. Buna göre aynı icra takibi uyarınca açılan itirazın iptali ve menfi tespit davasında biri hakkında verilecek karar diğerini etkileyecek mahiyette olup,huhuk güvenliği açısınde birlikte görülmesi gerektiğinden, her iki dava arasında HMK 166. maddesi anlamında bağlantı bulunduğunun kabulü gerekmiştir. Bu durumda mahkemece taraflar talep etmese dahi dosyalar arasında bağlantı buluduğunun tespit edilmesi halinde davanın her aşamasında re’sen birleştirme karar verebileceği ve usul ekonomisi gözetildiğinde mahkemece dosya üzerinden eldeki itirazın iptali davasının, arasında bağlantı bulunan daha önce açılan menfi tespit davası ile birleştirilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine kara verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/02/2022