Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/32 E. 2022/535 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/32
KARAR NO: 2022/535
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2021
NUMARASI: 2019/1152 Esas – 2021/478 Karar
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıdan 21.12.2018 tarihinde devir alınan eski ünvanı … A.Ş ve yeni ünvanı … A.Ş. olan aynı şirketten bölünme ile kurulan … A.Ş şirketlerine ait ticari defter ve kayıtların devir tarihinden bu yana müvekkiline devredilmediğini, davalıdan ticari defterleri müvekkiline teslim etmesi için gönderilen ihtarnameye cevaben davalı vekilince defterlerin bu zamana kadar müvekkili uhdesine geçirilmemiş olmasının davacının kabahati olduğu belirtilerek bahse konu defterlerin kendilerinde olduğunu zımni olarak kabul ettiğini, teslim edilmiş ise bunun belgeyle ıspatı gerektiğini, müvekkilinin defterleri elinde olmaması sebebiyle şirket adresini taşıyamamakta, ticari hiçbir faaliyette bulunamadığını, defterlerin dostane bir şekilde teslimi istendiği süreçte de müvekkili şirkete karşı onlarca icra takibi yapıldığını ve tebligat alamadıklarını, öncelikle durumun vahameti sebebiyle müvekkiline geçici defter çıkarılması ile yetki verilmesini, bu uygun görülmezse İzmir’de ikamet eden müvekkili için şirket merkezinin İzmir’de müvekkiline ait ofise taşınması için bir yetki verilmesini, akabinde de davalıda bulunan müvekkiline ait ticari defterlerin teslimine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin ticari defterlerinin müvekkili şirketin uhdesinde olmadığını, davacı şirketin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde; 21.12.2018 tarihli yönetim kurulu kararının 14.01.2019 tarihinde tescil edilmesiyle şirketin tek pay sahipli anonim şirket haline gelip, bu hususun 18.01.2019 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, 04.01.2019 tarihli genel kurul kararlarıyla şirketin tek yönetim kurulu üyesi olarak şirketin bugünkü tek pay sahibi olan …’in seçildiğini, şirketin … A.Ş. olan unvanının … A.Ş. olarak değiştirildiğini, son olarak 23.05.2019 tarihli genel kurul kararı ile şirketin kısmi bölünmesi işlemi gerçekleştirilerek … A.Ş’nin kurulduğunu, tüm bu işlemlere ilişkin kararlarda şirketin bugünkü tek pay sahibi olarak tescil edilmiş olan …’in imzası bulunup …’in kendi imzası ile bizzat gerçekleştirdiğini, davacının ticari defterlerinin davacı şirketin vekaletle atamış olduğu mali müşaviri nezdinde tutulduğunu, davacı şirketin ne amaçla huzurdaki davayı müvekkili şirkete yönelttiğinin anlaşılamadığını, talebin açık olmadığını, hisse devir sözleşmesinde kararlaştırılan bedelin davacı taarfça ödenmemiş olması sebebiyle sözleşmeden dönme hakkını saklı tuttuklarını, davacının huzurdaki davayı açarak müvekkili şirketi kusurlu göstermeye çalıştığını, sözleşmeden dönme hakkını kullandığında davacının ortaklık yapısının çekişmeli hale geleceğinden, davacı şirket tarafından ticari defterler kullanılarak müvekkili şirket aleyhine telafisi güç ve imkansız kararların alınmasının önlenmesi açısından, davacı şirketin ticari defterleri üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Dava, bölünme suretiyle oluşan şirketin ticari defter ve kayıtlarının davalı tarafından davacıya teslim edilmediğinden bahisle defterlerin iadesine ilişkindir. Davacı şirketin ünvanı … A.Ş. iken ünvan değişikliği ile … A.Ş. olarak değiştirildiği ve akabinde kısmi bölünme ile … A.Ş’nin kurulduğu anlaşılmıştır. Ünvan değişikliği ve bölünme işlemlerinin davacının sahibi ve yetkilisi … tarafından yapıldığı sicil kayıtlarından görülmüştür. Davacı şirketin ünvan değişikliği, bölünme ve tescil işlemlerinin … tarafından yapıldığı, bu kişinin hala davacı şirketin yetkilisi olduğu, bölünme sonrası kurulan yeni şirketin zaten eski ticari defterlerinin de olmadığı, bölünme ile oluşan … şirketinin ticari defterlerinin yeni oluşturulması gerektiği, bu nedenle bu şirkete ilişkin defterlerin istirdadı talebinin bir dayanağının olmadığı, kaldı ki bu şirketin davada taraf da olmadığı, … A.Ş’nin defterlerinin kimde olduğunun ıspatlanamadığı, mali müşavirde olup olmadığının tespit edilemediği, şirket hisse devri ve tescili ile bu kayıtların da davacı tarafça aynı anda teslim alınması gerektiği, şirket merkezi ve idaresi yeni ortak ve yönetimin kontrolüne geçtiğine göre defterlerin de alınmış olduğunun karine olarak kabulü gerektiği, iddiaya ilişkin sunulan deliller itibarıyla davanın ıspatlanamadığı anlaşılmakla reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı taraf defterleri müvekkile devretmediğini, bu noktada daha önce talep ettiğimiz üzere İstanbul Ticaret Odasına da yazı yazılmadığını, mahkeme bu anlamda da eksik incelemede bulunduğunu, zira talep gibi muhasebeciye tebligat ulaştırılabilse ya da ticaret odasından defterlerin kimin tarafından teslim alındığı öğrenilebilse dava çözülebileceğini, hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğünün bu davada yerine getirilmediğini, defterlerin kendisinde olduğunu iddia ettiği şahsa tebligat ulaştırılamadığı gerekçesiyle vazgeçildiğini, davalı ticari defterleri müvekkiline devretmediğini, eğer müvekkili ticari defterleri devralmış ve kaybetmiş olsa buna uygun bir dava açacak olduğunu, ancak müvekkili hiçbir zaman defterleri teslim almadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, şirket ticari defterlerinin teslimi davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacı şirketin ticari defterlerinin davalıda bulunup bulunmadığı noktasındadır. Ticaret sicil kayıtlarına göre şirketin … A.Ş. olan unvanı … A.Ş. olarak değiştirilmiş ve 23.05.2019 tarihli genel kurul kararı ile şirketin kısmi bölünmesi işlemi gerçekleştirilerek … A.Ş. kurulmuştur. Davacı tarafça, 21.12.2018 tarihinde devralınan şirketin ticari defterlerinin kendisine teslim edilmediğinden bahisle ticari defterlerin teslimi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Her tacir, ticari defter tutmak ve bunları gerektiğinde ibraz edecek şekilde uhdesinde bulundurmak zorundadır. Şirketin yöneticileri değiştiğinde söz konusu ticari defterlerin yeni yöneticilere devredilmesi gerekir. Ancak, her ne kadar ticari defterlerin teslimi davası davalı … A.Ş.’ye karşı açılmış ise de, dava dilekçesinin hangi sebeple davalı şirket nezdinde bulunduğu açıklanmamıştır. Ayrıca davalı şirket, davacının eski yöneticileri arasında da değildir. Zaten davacı taraf dava dilekçesinde defterlerin kimde ve nerede olduğunun tespiti bakımından şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesine yazı yazılarak muhasebecinin kim olduğunun öğrenilebileceği ve bu durumun ticari defterlerin kendisine teslim edilmediğini ortaya koyacağını beyan etmiştir. Yine davalının neden ticari defterlerin teslimi hususunda teslim tutanağı bulundurmakla yükümlü olduğu izah edilmemiştir. Bu halde, davalının davacıya ait ticari defterleri uhdesinde bulundurduğu iddiası ispatlanabilmiş değildir. Davacı taraf dava dilekçesinde defterlerin bu zamana kadar müvekkili uhdesine geçirilmemiş olmasının müvekkilinin kabahati olduğu belirtilerek sunulan ihtarnameden de anlaşılacağı üzere davalının bahse konu defterlerin kendilerinde olduğunu zımni olarak kabul ettiği ileri sürülmüş ise de, söz konusu ihtarnamede talebin muhatabının kendileri olmayıp, şirketin kendi mali müşavirliği olduğu beyan edilmiş olup, defterlerin uhdelerinde bulunduğunun kabulüne ilişkin açık veya zımni bir beyan bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra İstanbul Ticaret Odasına yazı yazılması ve muhasebeciye tebligat çıkarılması halleri de ticari defterlerin davalıda bulunduğu iddiasını ispatlamaya elverişli bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı davasını ispatlayamamış olup mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022