Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/304 E. 2022/208 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/304
KARAR NO: 2022/208
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/01/2021 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/601 Esas
İHTİYATİ TEDBİRTALEP
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 20/01/2021 tarihli ara kararın davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp, düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Müvekkillerden, …’nun sermayesine iştirak ettiği, …’nun, Marmaris’te, …” markası ile satış ve pazarlamasını sürdürdüğü yeni projesi hakkında; asılsız söylentiler çıkarmak, gerçek dışı ve yanıltıcı bilgiler vermek suretiyle; müvekkil şirketlerin faaliyetlerini, ticari işlerini dahası markasını, yanlış açıklamalarla kötülemek suretiyle müşterileri ve yatırımcıları nezdinde olumsuz bir algı oluşturduğu, ulusal ve yerel ölçekte yayın yapan yazılı, görsel ve dijital medyaya, TV kanallarına vermiş olduğu röportajları ile bu asılsız haberleri konu eden gerçek dışı bilgilerin daha geniş kitlelere yayılmasını sağladığı, müvekkil şirketin telafisi güç zararlarla karşılaşmasının önlenmesi için dava sonuçlanıncaya kadar TTK 61. madde uyarınca; davalının; müvekkil şirket ve projeleri hakkında beyarıda bulunmaması, açıklama, yorum yapmaması, basına demeç vermemesi için (teminatsız olarak) ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının haksız rekabet teşkil eden fiilterinin tespitine, haksız rekabet teşkil eden eylemdenilerinden men’ine, ticari itibari, prestiji, kişilik hakları zarar gören müvekkili şirketin; uğramış olduğu manevi zararının bir nebze olsun tazmini için 300.000,00TL manevi tazminatın avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, 20.0.2022 tarihli ara karar ile; davacının haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ettiği ifadelerin doğru olup olmadığı hususunun dosyaya celp edilen savcılık soruşturma dosyalarından ve idare mahkemesinden alınacak teknik raporlar sonucunda ortaya çıkacağı, yine bu tespitlerden sonra davacının TTK. 55.1/a.1 maddesi kapsamında davalının eylem, ifade ve faaliyetlerinin haksız rekabete neden olan davranış niteliğinde olup olmadığı ile TTK 56. madde kapsamında zarar tehlikesinin bulunup bulunmadığı hususlarının yargılama faaliyeti sonucunda tespit edilebileceği ve davalının ifadelerinin Anayasal koruma altında olan çevrenin korunması hakkındaki düşünce ve ifade hürriyeti kapsamında kalıp kalmadığı ve buna göre davacı ticari şirketlerin ticari teşebbüs hürriyetine maddi ve manevi zarar verme tehlikesinin bulunup bulunmadığı yargılama neticesinde belirlenebileceğinden ayrıca esas hüküm niteliğinde tedbir kararı verilemeyeceğinden davacıların HMK. 389. ve TTK. 61. madde kapsamındaki ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesiyle; davalının dava dilekçesine ekli listede haber başlığı ve URL adreslerini sunulan haber mecralarına konu olan açıklamalarında müvekkili şirketlerin projeleri hakkında; “Devre mülkü haftalık olarak pazarlardığını”, “Projede devre mülk değil, Otel hizmeti verildiğini”, “Faaliyet alanının Milli Park sınırları içinde kaldığını”, “Proje için ÇED gerekli değildir raporu verildiğini”, “Çevresel etkilerle geri dönüşü olmayacak sonuçlar doğduğunu”, “Projenin zaman içerisinde periyodik olarak geliştiğini, ruhsatın revize edildiğini”, “inşaat yapılan alanın oyuz yıl öncesine göre daha büyük bir alanı kapsadığını”, “Parsel üzerinde ihtiyati tedbir kararı olduğunu”, “Projede bir marina yapılacağından ancak bunun için izin alınmadığından”, “Deniz alanında da bir değişikliğe gidildiğini belirttiği, açıklamaları arasına “…”, “… ”, “…” gibi çarpıcı ancak gerçek dışı ifadeler katmak suretiyle; müvekkillerinin prestiji ve ticari itibarını rencide ettiği, Türk Ticaret Kanunu’nun, Haksız rekabetin “Amaç ve İlkelerini” düzenleyen 54.maddesi,“Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde düzenlendiği, Haksız Rekabet hallerini sayan 55.1/a.1 maddesi; “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemeyi” haksız rekabet olarak nitelediği, davalının; çıkardığı söylentiler, okuyan, dinleyen muhtemel müşterilerin, müvekkillerinden konut ve devre mülk almak konusundaki kararlarını olumsuz etkilediği, davalının bu hukuksuz eyleminin, TTK düzenlemeleri tahtında haksız rekabet teşkil ettiği Yukarıda izah edilen vakıa ve Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümleri tahtında, davalının haksız rekabetin tespiti ile men’ini ve ticari itibarı zarar gören müvekkilinin uğradığı zararın tazmini için 300.000,00.-TL manevi zarar talepli dava açıldığı ve yine TTK 61. madde gereği ihtiyati tedbir talep edildiği, Türk Ticaret Kanunu’nun “ihtiyati Tedbirler” başlıklı 61. Maddesi; “Dava açma hakkını haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebilir.” hükmünü havi olduğu, bu nedenle mahkemenin “tedbir talebinin reddine” ilişkin kararına katılmanın mümkün olmadığı, yerleşik Yargıtay kararlarında haksız rekabetin men’ i davasında tedbir verilebileceğinin vurgulandığı, davalı tarafından açılan halen Marmaris 3. İdare Mahkemesinde görülmekte olan davada, mahkemesince verilen ara karar gereği 30.12.2021 günü, müvekkili şirketin projesinde keşif icra edildiği ve keşif sırasında (HMK’nın “Kayıt ve yayın yasağı” başlıklı 153. maddesi, hatırlatılmasına ve uyarılmalarına rağmen davalının da aralarında bulunduğu hazır bulunanlarca sesli ve görüntülü kayıt alındığı ve video çekimi yapıldığı ve bu görüntülerin basınla paylaşıldığı, dilekçe ekinde davalı tarafından paylaşılan fotoğraf ve videoların yer aldığı haber mecralarının ibraz edildiği, bu görüntüleri kaydedip fotoğrafları basına servis etmenin yanı sıra müvekkili şirketler ve dava konusu projesi hakkında asla gerçekle bağdaşmayan kamuoyunda nezdinde farklı ve haksız bir algı oluşturmaya yönelik bilgiler de paylaştığı, bu haber içeriklerinde müvekkillerinin projesi hakkında asla gerçekle bağdaşmayacak şekilde, proje için genel olarak, “…”, “…”, “…”, “…”, Yapı ruhsatı alınarak inşasına devam edilen yapı hakkında “…”, Termal kaynakları hakkında “…” şeklinde asla gerçekle bağdaşmayacak ifadelere yer verildiği, böylece davalının, gerçek amacın; konu idari işlemin iptali için dava açmak veya bu konu hakkında bilgi paylaşmaktan öte eline geçen her fırsatta müvekkili şirketlerin mallarını, iş ürünlerini, müşterileri ve kamuoyu nezdinde olumsuz bir algi ile karalamak olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına ve talepleri gibi ihtiyati tedbir verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, TTK.54 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve manevi zararın tazmini davasında TTK 61. maddesine göre haksız rekabet oluşturduğu iddia olunan ulusal ve yerel ölçekte yayın yapan yazılı, görsel ve dijital medya ile TV kanallarında açıklamalarının ve basına demeç vermesinin tedbiren durdurulmasına ilişkindir. İstinafa gelen uyuşmazlık, ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı konusundadır. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır.Haksız rekabet 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 54. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’nın 61/1 maddesi “Dava açma hakkını haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, HMK’nın ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebilir.” hükmünü haizdir. Anılan hüküm uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için HMK 389 vd. maddelerindeki koşulların oluşması gerekir. HMK’nın 389/1. maddesi ise, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Aynı yasanın 390/3. maddesi, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. TTK’nın 61. maddesinde belirtildiği gibi aynı yasanın 56/1-b ve c bendine göre, haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;ihtiyati tedbir yoluyla haksız rekabetin men’ini ve haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa, bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını talep edebilecektir. Başka bir anlatımla, haksız rekabetin tespiti ve men’ i davası açıldığında, davacı taraf HMK 61. maddesi uyarınca, haksız rekabetin durdurulması ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını ihtiyati tedbir konusu yapabilecek olup, tedbiren haksız rekabetin durdurulmasını ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını isteyebilecektir. TTK 61. maddesi yollamasıyla TTK 56/1-b-c bendindeki ihtiyati tedbirin temeli, esasen haksız rekabetin, haksız fiilin bir türü olması ve dava açılmadan önce başlayan ve dava açıldığında ve sonrasında devam edegelen haksız bir eylemin varlığının bulunması nedeniyle yargılama sırasında telafisi güç muhtemel zararların en aza indirilmesi amacına dayanmaktadır. Bu nedenle mahkemenin uyuşmazlığın esasını çözer nitelikte ihtiyati tedbir verilmeyeceğine ilişkin gerekçesi yerinde değilse de; yukarıda açıklandığı üzere TTK 61. maddesi kapsamında ihtiyati tedbir verilebilmesi için HMK 389 ve devamı özellikle HMK 390/3.maddesinde tanımlanan” davanın esası bakımından haklılık” olgusunun birlikte gerçekleşmesi gerekir.Aksi halde tedbire hükmedilemez. Somut olayda, davalının yaptığı açıklama ve yorumların haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, haksız rekabetin koşullarının olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, iddiaya konu eylemlerin sabit olup olmadığı konularındaki nihai değerlendirme, devam etmekte olan yargılama sonunda verilecek esas hükümle ortaya çıkacaktır. Dosyanın mevcut durumu itibariyle haksız rekabet koşullarının bulunup bulunmadığı ve dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar yönünden talep ve ara karar tarihi itibariyle HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki ilk derece mahkemesi ara kararı usul ve yasaya uygun olduğu gibi kamu düzenine aykırılık da bulunmadığından davacılar vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacılar tarafından yatırılan 59,30-TL istinaf peşin karar harcının alınması gereken 80,70-TL harçtan mahsubu ile 21,4‬0-TL eksik harcın davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 24/02/2022