Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/294 E. 2022/555 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/294
KARAR NO: 2022/555
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/06/2021
NUMARASI: 2021/191 Esas – 2021/524 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, İşsizlik Sigortası Fonu Devlet İç Borçlanma Senetlerinin (DİBS) 29/06/2012 tarihi itibariyle, Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) nezdinde hak sahibi adına izlenmeye karar verildiğini, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun 53 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve beşinci fıkrası gereğince Fon’un gelirlerinden vergi kesintisi hariç hiçbir kesinti yapılamayacağı kanunda açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen davalı tarafından fon hesaplarından kesinti yapılmasının açıkça kanuna aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, İşsizlik Sigortası Fonu portföyünde bulunan DİBS’lerin hukuki statüsünde ve davalı nezdinde yapılan işlemler ile ikincil piyasalarda gerçekleştirilen alım satım işlemleri nedeniyle İşsizlik Sigortası Fonunun … Bankası nezdinde bulunan hesaplarından komisyon ve masraf tahakkuk ettirilerek yapılan toplam 3.187.037,67-TL kesinti bedelinin her bir kesinti bedeli için kesinti tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/07/2020 tarih 2020/135 E., 2020/290 K. sayılı kararıyla eldeki davanın mutlak ticari dava olduğu ve davaya bakmakta asliye ticaret mahkemeleri görevli olduğundan mahkemenin görevsizliğine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 10/12/2020 tarih, 2020/2066 E., 2020/426 K. sayılı ilamıyla istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, davanın, davacı kurum banka hesaplarından yapılan komisyon ve masraf kesintilerinin davalıdan tahsili istemli ticari nitelikte dava olduğu ve dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerektiği, dava dilekçesinin ekinde anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin bulunmadığı; davacı tarafça arabulucuya başvurmadan eldeki davanın açıldığı, dava açıldıktan sonra arabulucuya başvurulmuş olmasının dahi sonucu değiştirmeyeceği anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.l8/A-f.2 maddesi ile HMK’nın 114/2 ve 115/2.maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın açıldığı Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının istinaf kanun yolundan geçmesi üzerine, dosya henüz görevli mahkemeye gönderilmeden evvel zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmesi amacıyla 20/01/2021 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğunu ve 27/01/2021 tarihinde son tutanağın düzenlenerek imza altına alındığını, taraflarına arabuluculuğa başvuru yapılması ve bu eksikliğin giderilmesi için süre verilmeden davanın usulden reddinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, dava şartı olan zorunlu arabulucuya başvurulmadan eldeki davanın açıldığı, dava açıldıktan sonra arabulucuya başvurulmuş olmasının sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın ve dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir (HUAK m.18/A/2, c. 4; HUAK Yönetmeliği m.22/3). Burada dava şartı arabuluculuk sürecinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115 inci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde, gider avansı yatırılmasında veya gerekli hallerde teminat gösterilmesinde olduğu gibi tamamlanabilen bir dava şartı eksikliği olarak düzenlenmediği görülmektedir. Bir başka ifadeyle, dava şartı noksanlığının giderilmesi ve arabulucuya başvurulması için mahkemece davacıya süre verilmeyecektir. Bu nedenle davanın esasına ilişkin incelemeye geçilmiş olsa bile mahkeme burada kesin süre vermeksizin davanın usulden reddine karar verecektir. Ancak bu durum, tarafların arabuluculuğa hiç başvurmadığı durumlarda geçerlidir. Taraflar dava şartı arabuluculuğa başvurmuş fakat anlaşmazlık tutanağını mahkemeye sunmamış olabilirler. Mahkeme arabuluculuğa başvurulmuş olduğunu tarafların beyanlarından anlamış ise bu durumda anlaşmazlık tutanağının sunulması için bir haftalık kesin süre vermelidir (HUAK m. 18/A, 2). Bununla birlikte aynı kanunun 115 inci maddesinin üçüncü fıkrasının uygulama alanı bulmasına engel yoktur. Bu bağlamda, dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez. Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince, davanın İstanbul 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/135 Esasına kaydının yapıldığı, davanın ticari dava olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildği, kararın kesinleşmesi üzerine dosyanın İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, davacı tarafça görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine 20/01/2021 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğu ve 27/01/2021 tarihinde arabuluculuk son tutanağının sunulduğu anlaşılmaktadır. O halde, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı, davadan önce başvuru tamamlanamaz dava şartı ise de; taraflarca ileri sürülmeyen ve mahkemece nazara alınmayan bu eksiklik hükümden evvel giderilmiş olduğundan davanın dava şartı yokluğundan reddedilemeyeceği halde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olduğundan istinaf başvurunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin hükmün kaldırılmasına; davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-4 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022