Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/286 E. 2023/1080 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/286
KARAR NO: 2023/1080
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ… ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2021
NUMARASI: 2021/44 Esas – 2021/764 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/10/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ödeme gününde meşru hamili olduğu 31/07/2021 keşide tarihli 17.000,00 USD bedelli çekin bankaya ibraz edildiğinde çekin karşılıksız çıktığını, ciranta … San. Tic. LTD. ŞTİ.’de dahil olmak üzere bir kısım borçlular aleyhine 13/09/2012 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını ve 11/02/2013 tarihinde takibin kesinleştiğini, borçlu … Hiz. San. Tic. Ltd. Şti İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından ticaret sicilden re’sen terkin edildiğini, borçlu şirket üzerinde icra takibi mevcut olduğunu, re’sen terkin edilen şirketin terkin işlemi öncesi sonuçlanmamış icra takibi olması nedeniyle müvekkilinin hukuki yararı bulunduğunu, usul ve yasaya aykırı terkin edilen … San. Tic. Ltd. Şti.’nin ihyasını ve yeniden tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Müdürlüğüne usulüne uygun olarak tebligatın yapıldığı, davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda; “…6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde; ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın Anonim ve Limited Şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi hususu düzenlenmiş olup, yapılan bu düzenlemeye göre “adresin tespit edilememesi” tek başına ticaret sicil kaydının terkini sebebi olmayacağı, ticaret sicil müdürlüğü tarafından yapılan terkinin usulsüz olduğu, bu nedenle şirketin ihyası talebinin kabulü gerektiği kanaatine varılarak şirketin ihyasına, ek tasfiye sayılmayacağından tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına, davacı tarafça açılan icra dosyası ile bağlı kalınması gerekmediğine, usulsüz terkin yapan ticaret sicil müdürlüğünün yargılama gideri ve masraflardan sorumlu olacağına kanaat getirilerek davanın kabulüne” dair karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kanun gereği işlem tesis etmesi zorunlu olan müvekkili aleyhine Yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, dava konusu şirketin sicil dosyasında yapılan incelemede devam eden davası/icra takibi bulunduğuna ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığını, sicil kayıtlarından re’sen terkin edilen dava konusu şirketin, sicil kayıtlarını bir kez silen müvekkilinin bu kayıtları herhangi bir Mahkeme kararı bulunmaksızın düzeltmesinin hukuken mümkün olamayacağını, müvekkilinin sulh olma yetkisinin bulunmadığını, ayrıca Mahkemenin terkin prosedürünün denetlenmesi ve müvekkili aleyhine Yargılama giderlerine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde Mahkeme kararının kaldırılmasını ve müvekkili aleyhine Yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın geçici 7. maddesine göre terkin edilen şirketin tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. TTK’nın geçici 7. Maddesi uyarınca, 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. TTK’nın geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. TTK’nın geçici 7. maddesine uyarınca yapılan terkin işlemine karşı açılan davalarda husumetin yasal hasım olmayan sicil müdürlüğü yöneltilmesi yeterli olup,ayrıca tasfiye memuruna yöneltilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar ve Borsalar Kanunun 10/3.maddesinde; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği düzenlenmiştir. 30/12/2012 gün ve 28513 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32. maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” şeklinde düzenlenmiştir. Anılan düzenleme kanunda terkin sebebi olmayan bir hususun tebliği ile düzenlemesine ilişkindir. TTK geçici 7. maddesinde belirtilen sınırlı hallere özel bir tasfiye yöntemi getirilmiş olup, madde de sayılan haller dışında geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. İstisnai ve sınırlı tasfiye usulünün düzenlendiği geçici 7. maddesine tabi olamayan bir durum ikincil norm niteliğinde olan tebliği ile yapılan düzenlenme ile geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Somut olayda davalı … Sicil Müdürlüğü tarafından dava dışı şirketin TTK geçici 7. Madde kapsamında 09/10/2015 tarihinde 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 10. maddesine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle oda kaydının silinmiş olması nedeniyle ticaret sicil gazetesinde gerekli ilan yapılarak süresi içerisinde bir başvuru yapılmadığından sicil kaydı resen terkin edilmiştir. Sicilden terkin edilen şirketin terkinden önce alacaklı olarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile başlatığı icra takibinin derdest olduğu ve eldeki davanın takip alacaklısı tarafından 19/01/2021 tarihinde açılmıştır. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmayacağı düzenlenmiş olup, dava kavramı içerisinde icra takip dosyalarının da bulunduğunun kabulü gerektiğinden davaya konu şirket TTK7/2 madde hükümleri kapsamı dışındadır. TTK geçici 7 maddesinde şirketlerin resen terkin sebepleri tahdidi olarak sayılmış olup, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar ve Borsalar Kanunu’nun 10. maddesine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle oda kaydının silinmiş olması bu sebepler arasında sayılmadığı gibi TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmayacağı düzenlenmiş olup, dava kavramı içerisinde icra takip dosyalarının da bulunduğunun kabulü gerektiğinden davaya konu şirket TTK7/2 madde hükümleri kapsamı dışında olup davaya konu ihya talebi TTK’nın geçici 7 maddesinde öngörülen hak düşürücü süreye tabii değildir. (emsal Y11.H.D’nin 22/03/2022 tarih ve E:2022/1008 -K: 2022/2217ilamı) Sicil dosyasında şirkete çıkartılan tebligatın iade edildiğine dair belge mevcut ise de şirket temsilcilerine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir mazbata/belge sunulmamış ve sicil dosyasında da rastlanılmadığından usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi de bulunmamaktadır. Buna göre yasa hükmünde öngörülen ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu da davalı tarafça ispat edilememiş olup, usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından davacının şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki yararı mevcut olup terkin edilen şirket yönünden ihya koşulları oluştuğunun kabulü gerekmiştir. Davada İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. madde çerçevesinde yapılan terkin işleminin hatalı olup,davalı tarafından davaya karşı konularak müdürlük işleminin yerinde olduğundan bahisle davanın reddinin istendiği de nazara alındığında; somut olayda HMK’nın 312/2. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmayıp, HMK’nın 326. maddesi uyarınca davalı sicil müdürlüğü yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacaktır. (Y.11 H.D 31/05/2021tarih ve E: 2021/3311-K: 2021/4580) Buna göre mahkemece davanın kabulüne ve şirketin ticaret sicil kaydının ihyasına karar verilmesinde ve HMK 326 maddesi uyarınca davalı … Sicil Müdürlüğünün yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacı ihyası talep edilen şirketin alacaklısı olarak derdest icra dosyası nedeniyle şirketin ihyasını talep etmiş olmasına davaya konu şirketin derdest icra dosyasındaki işlemlere hasren şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiği hususu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından, kararın kaldırılmasına derdest dosyasındaki işlemlere hasren şirketin ihyası ile Ticaret Sicil Müdürlüğüne Tesciline ve ilanına karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında sicile kayıtlı … Ticaret Ltd. Şti.’nin derdest İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının sonuçlandırılması işlemleri ile sınırlı olarak resen terkin kararının İPTALİ ile tüzel kişiliğinin İHYASINA, yeniden ticaret siciline KAYIT VE TESCİLİNE, 2-Kararın İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce tescil ve ilanına, masrafın davacı tarafından karşılanmasına, 3-Davacı tarafından yatırılan peşin harcın istem halinde kendisine iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan 79,10 TL yargılama giderinin davalı … Sicil Müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine,5-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından masraf yapılmadığı anlaşıldığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.’ne göre hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı … Sicil Müdürlüğü’nden alınarak davacıya verilmesine, 7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının HMK 333 maddesi gereğince yatıran tarafa iadesine, 8-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları, a-Davalı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davalı tarafın istinaf istemi kabul edilmekle birlikte davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle istinaf aşamasında yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, 9-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.19/10/2023