Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/272 E. 2022/278 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/272
KARAR NO: 2022/278
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/01/2022
NUMARASI: 2020/491 Esas(ARA KARAR)
TALEP: İhtiyati tedbir / ihtiyati haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir/ ihtiyati haciz talep eden davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbir/haciz talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; mahkemeye sunulan 05/01/2022 ve 07/01/2022 tarihli Sarıyer Tapu Müdürlüğü yazılarına göre davalı şirketin … ada, … parsel bağımsız bölümlere malik olmasının kat irtifakı kurulması sebebi ile olduğunu, kat irtifakının arsa sahibi ile yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince kurulduğunu, alıcıların vekilinin aynı olduğunu, Av. …’in … şirketi vekili olduğunu ve … şirketi adına tüm işlemleri yaptığını, …’in satıcılara ödemeler yaptığını, 1380 adadaki hakların müvekkiline ait olduğunu, davalının ortaklıktaki tüm haklarını müvekkiline devrettiğini, hak sahibinin davalının olmadığının açık olduğunu, bu nedenlerle dosyaya gelen tapu cevaplarına göre davalının kat irtifakı kurulması sebebi ile malik olması dikkate alınarak dava konusu yerlere tedbir, devredilen taşınmaz yönünden bedele dönen alacak nedeniyle ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir/haciz talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Somut durumda talep dilekçesi incelendiğinde; 05/01/2016 tarihli protokol, 14/01/2016 tarihli ek protokol ve de 19/7/2016 tarihli ortaklık payı devri ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptırma taahhüdü dikkate alındığında, davalının davaya konu taşınmazda paylı malik olduğunun kabul edilmiş olduğu, dava konusu uyuşmazlığın aslında 14/01/2016 tarihli ek protokol gereğince … ortaklığının bu parselden kaynaklanan 1000 m2 alacağının yine 700 m2lik kısmının … üzerinde bırakılarak 300 m2 lik kısmının arsa sahipleri olan … Şirketi ve … Şirketi payına eklenmesinden kaynaklandığı, davacı tarafça 300 m2’nin davalı ve … Şirketine verilerek kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde %95 arsa sahiplerine, %5 müteahhide pay verilmesinin görülmemiş bir durum olduğunu beyan ederek davasını gerekçelendirdiği; bilirkişilerce 14.01.2016 tarihli ek protokolün yeterince irdelenmediği anlaşılmakla, yaklaşık ispat yerine gelmediğinden bu aşama da bu nedenlerle reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir/haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesine sunulmuş bulunan bilirkişi raporu ile, taşınmazların adi ortaklık sermayesi olduğu, davalının adi ortaklık adına iktisap ettiği, bir ortak adi ortaklıktan çıkıp başkası adi ortaklığa girince bu kişi adi ortaklığa ait mallara da iştirak halinde malik olur şeklindeki tespit karşısında, dava konusu taşınmazın adi ortaklığa ait olduğunun ortaya çıktığını, bu nedenle de dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespitler çerçevesinde, ihtiyati haciz kararı verilmesini, taşınmazların 3 şahıslara devir ve temlikinin önlenmesine karar verilmesi gerekir iken, bu kez de 14.01.2016 tarihli ek protokolün irdelenmemesi gerekçesi ile reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı yan dava konusu edilen Sarıyer Tapu müdürlüğü … ada … parsel ( birleşme ile … ada … parsel’deki ) … Blok … nolu bağımsız bölümdeki hissesini Aralık 2021 tarihinde devir ettiğini, dava dilekçesinde tapu iptal mümkün olmaz ise, bedele dönüştürme istenmiş olup taşınmazın devredilmiş olması sebebi ile bedelinin davalıdan tahsili talep edildiğinden bu bedeli garanti altına almak için, davalının adına olan taşınmaz, araç ve banka hesaplarına ihtiyati haciz konulması gerektiğini, …’in bölünme yoluyla mal kaçırdığını ve şirketin içini boşalttığını, tapu iptali ve tesçil istemine konu olan Sarıyer tapu sicil müdürlüğü … ada … parsel … Blok … kat … nolu … Blok … Kat … nolu bağımsız bölümün, … Blok … nolu bağımsız bölüm olup tapu iptali ve tesçil talebine konu olan bu taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulması ve davalının mal varlığı kaçırmış olması, dava konusu olan … Blok … nolu bağımsız bölümü de devir etmesi sebebi ile davanın bedele dönüşmesi esas alınarak davalının banka hesaplarına, araç ve taşınmazlarına da ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi gerekir iken, talebin reddinin açıkça hukuka aykırı olduğunu beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen 29.12.2021 tarihli ve 12.01.2022 tarihli ihtiyati tedbir /ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararların kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, dava konusu taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir/haciz kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati tedbir/haciz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Daha önce dava konusuna ilişkin olarak aynı dava dosyası üzerinden ilk derece mahkemesince reddedilen ihtiyati tedbir talebine ilişkin olarak Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda, davaya konu taşınmazı davalının adi ortaklık adına iktisap edip etmediği ve devredilen adi ortaklık hissesi kapsamında olup olmadığı hususu dosyanın geldiği aşama itibariyle davacı haklılığının yaklaşık olarak ispatı ölçüsünde delil bulunmadığı ,davalı savunmaları ve taraf delilleri değerlendirildikten sonra yargılama neticesi belirleneceği sonuç ve kanaatine varılmış olup,ilk derece mahkemesinin istemi reddinde isabetsizlik görülmemiştir.İstinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bu aşamada ise, mahkemece bilirkişiden rapor alınmış olup, davacının ihtiyati tedbir/haciz talebi bu kez bilirkişi raporundaki tespitlere dayalıdır. Mahkemece bilirkişilerce 14.01.2016 tarihli ek protokolün yeterince irdelenmediği gerekçesiyle yaklaşık ispat şartının yerine gelmediği kabul edilmiştir. Davalı tarafça da söz konusu bilirkişi raporuna itiraz edilmiş olup bu itiraz henüz karara bağlanmamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 282. Maddesi uyarınca bilirkişi raporu takdiri bir delil olup, halim tarafından serbestçe takdir edilir. Davacının dayandığı bilirkişi raporunun itiraza uğraması ve mahkemece eksik bulunması karşısında ihtiyati tedbir/haciz talebi bakımından yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğinin kabulü mümkün değildir. Sonuç itibariyle, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir/haciz talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından İhtiyati tedbir/ ihtiyati haciz talep eden davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir/ ihtiyati haciz talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati tedbir/ ihtiyati haciz talep eden davacılar tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati tedbir/ ihtiyati haciz talep eden davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2022