Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/232 E. 2022/1450 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/232
KARAR NO: 2022/1450
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2021
NUMARASI: 2019/406 Esas – 2021/1069 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Fabrikası AŞ.’nin … firmasından 31 kap Refraktör emtiası satın aldığını, müvekkili şirketin bu ürünlerin nakliyat sigortasını yaptığını, bu emtiaların İtalya’dan, Zonguldak/Ereğliye nakliyesinin davalı tarafından kamyon ile yapıldığını, emtianın net ağırlığının 9.586 kg ve Brüt ağırlığının 11.488 kg olduğunu, emtiaların konteynıra yüklenmeden önce naylon ile sarılarak sandık içerisine konulduğunu ve etrafının da plastik şerit ile ayrıca ambalajlandığını, emtiaların taşımasının … plakalı araç vasıtasıyla … olarak yapıldığını, bu tip yüklemelerde konteynerin tamamının müşteriye kiralanacağı ve emtianın hacminin çok küçük olsa dahi bu konteynıra başkaca mal koyulamayacağını, emtiaları taşıyan konteynır Karadeniz Ereğlisi Gümrük Müdürlüğünde açıldığı zaman 31 kaptan oluşan emtiların iki kabında hasar olduğunu ve kullanılamaz durumda bulunduklarının görüldüğünü, durumun 16.05.2017 tarihli belge ile tutanak altına alındığını, müvekkili sigorta şirketine ve taşımayı yapan davalı şirkete bildirildiğini, müvekkili şirketin, sigortalısının 12.805,71 USD zararını ödediğini ve sigortalısının haklarına halef olduğunu, davalının davaya konu hasarı ödememesi sebebiyle Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak borçlunun 07.06.2019 tarihli itirazı ile takibin durduğunu, davalı icra dosyası kapsamında davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığından bahisle itirazda bulunmuş ise de CMR 32/1-2. cümlesi uyarınca taşımanın … olarak kararlaştırılmasına rağmen davalının buna aykırı davrandığından ağır kusurlu olması sebebiyle zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğunu beyanla davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kaldırılmasına, takibin reeskont avans faizi üzerinden devamına, davalının %20 inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve kanuni vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, sigortalısına yapmış olduğu 12.276,92 USD’lik rücuen tazminat alacağından bahisle müvekkili şirket hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borca itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açıldığını, davacının tüm talep ve iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu yapılan ve hasara uğradığı bildirilen malların taşımasının CMR konvansiyonuna tabi olduğunu, buna göre davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, davacının davaya dayanak olarak sunduğu ekspertiz raporunun denetime elverişsiz, zararın boyutunu belirlemeden uzak ve somut veriler içermediğini, emtiada bir hasar bulunmadığını, davacı tarafça sigortalısına yapılan ödemenin bir lütuf ödemesi olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere davacı tarafın, müvekkili şirketin bilerek kötü niyetli hareket ettiği ve emtianın hasarlanmasına sebebiyet verdiği iddiasının kabul edilemeyeceğini, iddia edildiği gibi ortada … tipi bir yükleme veyahut bu hususta bir anlaşmanın bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Davacı sigorta şirketinin, dava dışı sigortalısı … Fabrikası AŞ.’nin taşımaya konu emtiasını taşımadan kaynaklı risklere karşı 14/04/2017 tanzim tarihli ve 01/04/2017-01/10/2018 başlangıç ve bitiş tarihli … numaralı Emtia Blok Abonman Poliçesi kapsamında sigortaladığı, taşıma işinin davacı sigorta şirketinin, dava dışı sigortalısı … Fabrikası AŞ.’nin İtalya’da bulunan … firmasından satın aldığı emtianın İtalya’dan, Zonguldak/Ereğliye nakliyesine ilişkin olduğu, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı … Fabrikası AŞ.’nin taşıtan, davalının ise taşıyan olduğu, taraflar arasında yazılı olmayan bir anlaşmanın bulunduğunun sabit olduğu, dosya kapsamında bulunan CMR senedine 16/05/2017 tarihinde 2 kabın hasarlı olduğu notunun düşüldüğü, yine 16/05/2017 tarihli şoför … ve antrepo sorumlularının imzasını taşıyan “Tutanak” başlıklı belgede “… Nak. Ve Tic. AŞ. Firmasına kayıtlı … plakalı araçla getirilmiş … no güvenlik mühürü sağlam görülerek araç açılmıştır. … firmasının göndermiş olduğu 31 kap eşyanın 2 kabında hasar tespit edilmiştir…” yazılı olduğu, hasara ilişkin 29/05/2017 tarihili nakliyat hasarı ön ekspertiz raporunun sunulduğu, akabinde 16/06/2017 tarihli nakliyat hasarı ekspertiz raporunun sunulduğu, buna göre tespit olunan hasar miktarının 12.805,71 USD olduğu, davacı sigorta şirketinin hasar bedeli olan 12.805,71 USD’yi dava dışı sigortalısına 20/06/2017 tarihinde banka aracılığıyla ödediği davacının Büyüçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında alacağını tahsil etmek için 04/06/2018 tarihinde takip talebinde bulunduğu, davalının 06/06/2018 tarihinde ödeme emrine itiraz etmesi üzerine 07/06/2018 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, CMR 32/1.cümlesi hükmüne göre yapılan taşımalardan doğacak davaların 1 yıl içerisinde açılması gerektiğinin ve bu sürenin teslim tarihinde başlayacağının düzenlendiği, alıcıya teslim tarihinin 16/05/2017 olduğu, CMR 32/1 maddesi uyarınca bir yıllık zamanaşımı süresinin bu tarihten itibaren başlaması gerektiği, bu tarihten itibaren zamanaşımı süresi işlemeye başlamış iken davacı tarafından Büyüçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında alacağın tahsili için 04/06/2018 tarihinde takip talebinde bulunulduğu, buna göre davacı tarafından, davalıya karşı CMR 32/1 maddesi uyarınca bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde takip başlatılmadığından davalının zamanaşımı itirazının yerinde olduğu, CMR Konvansiyonu 32/1.2. cümlesinde bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu düzenlenmiş ise de Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda yapılan tespitlerde de yer verildiği üzere CMR senedi ve diğer belgelerde taşımanın …/…-tam konteyner yükleme şeklinde yapılacağı ve aktarma yapılamayacağı yönünde bir kayıt veya talimat bulunmadığı, 16/06/2017 tarihli ekspertiz raporunda nakliyeci ile anlaşmanın … olduğunun sigortalı yetkililerinden alınan bilgiye dayandığı ve raporun bu doğrultuda hazırlandığı, hasarın meydana gelişine ilişkin yapılan değerlendirmenin de dosya kapsamı ve delil durumuna uygun düşmediği, bu nedenle davalı şirketin bilerek kötü hareket olarak kabul edilebilecek bir kusurundan söz edilemeyeceği, dolayısıyla CMR Konvansiyonu 32/1.2. cümlesinde yer alan hükmün somut olayda uygulanma imkanı bulunmadığı kanaatine varılarak zamanaşımı süresinde açılmayan davanın reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davada esas alınması gereken kanuni düzenlemenin CMR Konvansiyonu Madde 32 olup, “bu sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerektiğini, ancak, bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda, bu süre üç yıldır, CMR konvansiyonun 32. Md. 1. fıkrasının 1. cümlesindeki zamanaşımı 1 yıldır.” denildiğini, aynı maddenin 2. cümlesinde ayrık hal olarak “Bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda, bu süre üç yıldır” düzenlemesi yapıldığını, Konvansiyonun 32. maddesi 1. fıkrasının 2. cümlesinin düzenlediği bu ayrık halin bir başka kanuni dayanağı CMR’nin 29. Maddesi olup; “Hasar, taşımacının kendi kötü hareketinden veya davaya bakan mahkemenin kararı ile isteyerek kötü harekete eşdeğer sayılan kusurundan ileri gelmiş ise taşımacı, sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan yahut da kanıt yükünü karşı tarafa yükleyen bu maddenin hükümlerinden yararlanamaz” denildiğini, bilirkişi heyetinin dosyada …-… – Tam konteyner yüklemeyi ispatlar bir belge yok diyerek taşımanın parsiyel olduğunu kabul ederek hareket ettiğini parsiyel taşımada değişik müşterilere ait mallar aynı konteynır içinde bir arada taşınmakta olup bu durumda yükleme yada sabitlemeyi zaten gönderici yada müşterinin yapmasının mümkün olmadığını, aynı konteynırın içine hangi neviden ve ne kadar mal yükleneceği gönderici tarafından bilinmediğini bu durumda pek istisnai haller dışında yükleme ve sabitlemeyi her halükarda taşıyıcının yapacağını, ambalaj, yükleme ve sabitleme yapılmasına rağmen emtia zarar görmüş ise burada taşıyıcının hatasının kesin olduğunu, bu fiilin taşımanın şekline bakılmaksızın “bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusur” durumunu oluşturduğunu, davalı vekili zaten ambalaj ve yüklemenin usulüne uygun yapıldığını bu nedenle de emtianın hasarlanmamış olması gerektiğini savunmakta ancak alınan bunca önleme rağmen emtianın hasarlanma sebebini açıklayamamakta olup, CMR Konvansiyonunun 32. Md. uygulanması talebinin değerlendirirken aynı konvansiyonun 29. Maddesi gözardı edildiğini, zira CMR’nin 32. maddesi 1. fıkrasının 2. Cümlesi zamanaşımının uzama halini düzenlerken CMR’nin 29. Maddesininde zamanaşımının uzadığı bu durumda taşımacının sorumluluğunu (SDR hesabı; Hasar gören emtianın brüt ağırlığı x 8,33 Özel Çekme Hakkı x Zararın oluştuğu zamanki SDR kuru) sınırlandıran düzenlemeden faydalanamayacağı ve haliyle gerçek zarardan sorumlu olacağını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: davaya konu uyuşmazlığın ortaya çıkmasında davalı şirketin ağır kusur veya kötüniyetli bir hareketi bulunmamakta olup, dava konusu taşıma CMR Konvansiyonuna tabi olduğundan, iddia olunan hasarın tespit tarihinin 16.05.2017 olduğu dikkate alındığında dava konusu icra takibinin CMR 32. maddedeki 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığının görüleceğini, 07/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda hasarın yetersiz ambalajlama, istifleme ve sabitleme kaynaklı olduğunun anlaşılmış olup, CMR m.17/4b ve c uyarınca müvekkil taşıyıcının oluşan hasardan sorumlu olmadığını, işbu hasarda gönderen davacının kusurlu olduğunun tespit edildiğini ve istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, uluslararası karayolu taşımasına konu yükün alıcısına hasarlı teslim edilmesi nedeniyle sigortalısının uğradığı zararı tazmin eden sigorta şirketinin, ödediği zarar tutarının taşıyıcıdan rücuen tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır. Dava dışı … Fabrikası A.Ş.’nin İtalya’dan ithal ettiği refraktör emtiası davalı tarafça … plakalı araçla taşınmış olup, taşımaya konu bir kısım emtianın hasarlı çıkması üzerine 16/05/2017 tarihli hasar tutanağı düzenlenmiştir. Davaya konu taşımalar davacı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olup, hasar ihbarında bulunulması üzerine, ekspertiz raporu alınmış ve tespit edilen hasar bedeli 12.805,71 USD olarak 20/06/2017 tarihinde sigortalıya ödenmiştir. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, 56.564,68 TL asıl alacak ve 5.273,30 TL işlemiş faizinin tahsili istemiyle 04/06/2018 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı taraf, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı taraf ise istemin zamanaşımına uğradığını savunmuştur. CMR Konvansiyonu’un 1. Maddesinde, sözleşmenin, sözleşmede belirtildiği gibi yükleme yeri ve teslim için belirlenen yerin en az biri akit ülke olan iki ayrı ülkede olması halinde, tarafların ikametgahı ve milliyetine bakılmaksızın ücret karşılığında yüklerin taşıt ile karadan taşınmasına ait her mukaveleye uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu kapsamda davaya konu taşımanın CMR Konvansiyonu hükümlerine tabi olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.CMR’nin 32/1. Maddesine göre, CMR Konvansiyonu gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir. Ancak, bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda, bu süre üç yıldır. Dava açma süresi kısmi kayıp, hasar veya gecikmelerde, teslim tarihinden itibaren işlemeye başlar. Maddenin 2. Fıkrasına göre ise, yazılı bir istemin, taşımacı bunu yazılı bildiri ile geri çevirip, ona ilişkin belgeleri de iade edinceye kadar zaman limitini erteleyeceği düzenlenmiştir. Dava konusu taşımaya ilişkin CMR senedine 16/05/2017 tarihinde 2 kabın hasarlı olduğu şerhi düşülmüştür. Ayrıca “31 kap eşyanın 2 kabında hasar tespit edildiğine” ilişkin olarak … plakalı araç sürücüsünün de imzaladığı 16/05/2017 tarihli hasar tutanağı düzenlenmiştir. Taşımaya konu emtia 16/05/2017 tarihinde alıcısına teslim edilmiştir. Davaya konu icra takibi ise 04/06/2018 tarihinde başlatılmıştır. Buna göre teslim tarihinden itibaren icra takibinin başlatıldığı tarih itibariyle CMR’nin 32/1. maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı süresi geçmiştir. Davacı taraf, taşımanın FCL(tam konteyner yükleme) olarak yapıldığını, taşıyıcının ağır kusuru nedeniyle zamanaşımının 3 yıl olarak uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür. Ancak, CMR senedinde taşımanın … olarak yapılacağına ilişkin bir şerh bulunmadığı gibi taraflar arasında bu yönde bir sözleşme bulunduğu da iddia ve ispat edilmemiştir. Bu haliyle yükün parsiyel yük olarak taşınması tek başına taşıyıcının ağır kusurlu olduğunun kabulü için yeterli değildir. Dosya kapsamı itibariyle hasarın taşıyıcının ağır kusuru sonucu meydana geldiği de ispat edilememiştir. Bu halde, zamanaşımının 3 yıl olarak uygulanması mümkün olmayıp, 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu da nazara alındığında mahkemece davanın zamanaşımı süresinde açılmadığından reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.27/12/2022