Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/217 E. 2022/293 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/217
KARAR NO: 2022/293
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2020
NUMARASI: 2020/610 Esas – 2020/937 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Taraflar arasındaki Şirketin İhyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilleri adına Silivri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/11 esas sayılı dosyası ile müvekkillerinin mirasçısı olduğu muris …’nin sigortasız çalışması sonucu Hizmet Tespiti davası açıldığını, açılan davda mahkemece yetkisizlik kararı verildiğini dava dilekçe ekinde sunduğu şirkete ait İstanbul Ticaret Odası sorgusu ile şirketin 28/12/2018 tarihinde tasfiye edildiğini davayı süresi içerisinde ve davacıların mevcut maddi şartları göz önüne alınıp herhangi bir gelir ve mal varlığı bulunmadığından adli yardım talepli açtığını, 28/12/2017 tarihinde tasfiye edilen … Ltd. Şti. ‘nin ihyasını, yargılama masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabının tasfiye memurları olduklarını, Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 09.02.2015 tarih, 2014/16398 E. ve 2015/1464 K. , 29.01.2007 tarih, 2005/14259 E. ve 2007/927 K. gibi çok sayıda ilamı ve yerleşik uygulamasının da bu yönde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece derdest dava nedeniyle şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı olduğu gerekçesiyle …nde … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin Silivri 1. Asliye Hukuk (İş Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi’nin 2020/11 Esas sayılı dosyasındaki işlemlere münhasır olmak üzere TTK 547. maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin ihyasına, tasfiye memuru olarak eski tasfiye memuru davalı …’ın atanmasına, tasfiye memuruna takdiren ücret tayinine mahal olmadığına, karar kesinleştiğinde keyfiyetin ticaret sicilde tescil ve ilanına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ilişkin karar verilmiştir. Davalı şirketin İstanbul 18. İş Mahkemesinin 2018/232 E. sayılı dosyası ile münhasır olmak üzere yeniden ihyası ve ticaret sicilinde tesciline, tasfiye memuru olarak davalı …’nın atanmasına, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun yasal hasım olması nedeniyle davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ile sorumlu tutulmamasına,davalı tasfiye memuru … eksik tasfiye nedeniyle davanın açılmasına neden olduğu gerekçesiyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Tasfiye memuru istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İhyası istenen … Limited Şirketinin tasfiyesini, tasfiye memuru olarak yasalara ve mevzuata uygun olarak tamamladığını, kararın birinci sayfasında davalı olarak gözükmememe rağmen hüküm kısmının 2. maddesinde davalı tasfiye memuru ibaresi geçtiğini,.bu davada davalı olmasını gerektirir bir durum olmadığını,gelişen sağlık sorunlarım nedeniyle tasfiye memuru olarak rızam dışında olan bu atamayı kabul etmediğini, Türk Ticaret Kanunu 547. maddesi gereğince mahkeme eski tasfiye memurunu yada yani bir tasfiye memuru atanabileceğinden başka bir tasfiye memuru atanmasını talep ettiğini belirterek açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle usul ve yasaya aykırı olan Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/610 esas ve 2020/937 karar sayılı ilamının istinaf incelemesi sonucu tasfiye memuru olarak atanmanın kaldırılarak başka bir tasfiye memurunun görevlendirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 547. Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TTK’nın 547. maddesi gereğince ” (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde” şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır. Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp, tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir. Somut olayda ihyası talep edilen … Ltd.Şti’nin …’nde kayıtlı iken tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalının, 28/12/2017 tarihin de şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine başlatılan Silivri 1 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla)2020/11 Esasa sayılı dava dosyasının derdest olduğu, bu hale göre davacının anılan dava nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmıştır. Davalı tasfiye memuru karar başlığının davalı kısmında tasfiye memuru olarak yazıldığı hüküm fıkrasında ise davalı tasfiye memuru olarak atandığı bu haliyle kararda infazda terredüte mahal verecek bir durum olmadığı görülmüş olup, davalı tasfiye memurunun tasfiyenin usulüne uygun yapıldığı ve şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı tasfiye memuru yeni bir tasfiye memuru atanmasını talep etmiş ise de dosyada bu görevden kaçınmasını haklı gösterecek herhangi bir sebep ileri sürülmemesi ve ispat edilemesi karşısında mahkemece TTK’nın 547/2 . Maddesi uyarınca son tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Buna göre mahkemece davanın kabulü ile derdest dava dosyasındaki işlemlere hasren şirketin ihyası ile ticaret sicil müdürlüğüne tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gerekli istinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/03/2022