Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/2013 E. 2022/1447 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2013
KARAR NO: 2022/1447
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2022(Ara Karar)
NUMARASI: 2022/619 Esas (Derdest)
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati haciz isteyen davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati haciz talep eden eden vekili dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … Tic. AŞ arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, imzalanan sözleşmelere istinaden bu firmaya krediler kullandırıldığı sözleşmeleri dava dışı … Müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığından bu kredi borçlarından müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, müvekkili bankanın ihtiyati haciz kararı alarak icra takibi başlattığını, başlatılan icra takibine borçluların itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu ve bunun üzerine itirazın iptali davası açıldığı ve İstanbul 9. ATM nin 2020/505 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davasında davanın kabulüne karar verildiği, borçlu … tic. Aş nin … tic aş kazan, borçlu olan … Tic. A.Ş. üzerinden borçlanma gerçekleştiğini, borçlanmayan … Tic. A.Ş. ile … Tic. A.Ş. arasında hukuki, fiili bağ bulunduğu ve tarafların mal kaçırma amacında olduklarından bahisle ihtiyati haciz talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “…Davanın, davalı şirket ile dava dışı şirket arasındaki organik bağın tespiti ile tüzel kişilik perdesinin aralanarak davalı şirketten alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz talep edilebilmesinin koşullarının sayıldığı, İİK’nın 257. maddesine göre, ihtiyati haciz istenebilmesi için alacağın vadesinin gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olması yeterli olduğu, Yargıtay yerleşik içtihatlarında da, ihtiyati hacze konu alacağın kesin olarak ispatının gerekmediği, yaklaşık ispatın yeterli olduğunun kabul edildiği, bu bağlamda somut olay değerlendirildiğinde ise; bu aşamada dosyadaki bilgi ve belgelere göre davalı şirket ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında fiili ve organik bağ olduğuna dolayısıyla alacağın varlığı ve muaccel olduğuna dair ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektirir yaklaşık ispat şartının yerine getirilmediği, istem konusu hususun az yukarıda açıklandığı üzere yargılamayı gerektirdiği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, ihtiyati haciz talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile dava dışı … Tic A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış olup, imzalanan sözleşmelere istinaden bu firmaya krediler kullandırıldığını, söz konusu sözleşmelerin dava dışı … müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığından bu kredi borçlarından müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu, müvekkili banka alacağının tahsili amacıyla İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/156 D. İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alınmış, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile de icra takibi başlatılmış olup borçlu hakkındaki işbu takip borçluların itirazı nedeniyle kesinleşmediğini, müvekkili banka dava dışı … Tic A.Ş. Ve Kefil …’dan faiz ve masraflar hariç takip tarihi itibariyle 12.356.302,63TL alacaklı olduğunu, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/505 E. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açılmış olup davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu banka aleyhine yapılan haciz işlemlerinden sonuç alınamamış olup borçlunun mal kaçırma kastı ile hareket etmekte olduğunu, somut olayda yaklaşık ispat koşullarını sağlar nitelikte birçok bilge ve belge sunulmuş olup Mahkeme tarafından ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verildiğini, Ticaret Sicil kayıtlarında … A.Ş. ve … Tic. A.Ş’nin yetkililerinin aynı olduğunu, dava dışı … Tic. A.Ş.’nin internet adresinde, genel müdürlük adresi olarak davalı … Tic. A.Ş adresi bulunduğunu, her iki şirketin faaliyet konularının aynı olduğunu, müvekkili banka borçlusu dava dışı … Tic A.Ş. kendi üzerinde mal varlığı bırakmayarak hakimiyeti kendisinde olan … Tic. A.Ş bu mal varlığını kağıt üzerinde geçirip tüzel kişinin mal varlığını da fiilen kendisine tahsis ederek müvekkili bankanın tahsil imkanını ortadan kaldırdığını, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile birlikte değerlendirildiğinde yeterli olan yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiğini, Mahkeme tarafından ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilşkin karara karşı istinaf sebeplerinin kabulü ile Mahkeme kararının ortadan kaldırılması ile … Tic. A.ş. hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ile alacağın tahsili amacıyla açılan davada ihtiyati haciz kararı verilmesi, istemidir.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.Davacı tarafça, borçlunun muvazaalı işlemi sonucunda müvekkili banka alacağının tahsil edilemediğini beyanla dava dışı … Tic. A.ş ile davalı … Tic. A.Ş arasındaki organik bağ nedeniyle tüzel kişiliğin perdesinin kaldırılması suretiyle alacak hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.2004 sayılı İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19. HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Tüzel kişilerin, kendisini oluşturan gerçek kişilerden ayrı ve bağımsız bir hukuk süjesi olmasına göre, ortakları kısmen veya tamamen aynı olan tüzel kişiler de birbirlerinden bağımsız kişiliklere haizdir. Bu nedenle malvarlıkları da ayrıdır. Dolayısıyla bir tüzel kişi diğerinin borcundan kural olarak sorumlu tutulamaz. Ancak bazı hallerde “tüzel kişilik perdesinin aralanması yoluyla tüzel kişileri oluşturan gerçek kişilerin veya başkaca bir tüzel kişi arasındaki ayrılık ilkesi bir kenara bırakılarak iki ayrı hukuk süjesi olarak değerlendirilmeyip, bunlara tek bir bütün olarak yaklaşılması mümkündür. Bu husus özdeşlik ilkesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Şirketlerin faaliyet konuları, ortağı ve yöneticileri kısmen aynı olması, bu alacağın davalıdan talep edilebilmesinin yanı sıra, aleyhine ihtiyati haciz talep edilen davalı şirket ile borçlu şirketin malvarlığının birbirine karıştığı, iktisadi bir bütünlüğün olduğu ve tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınılarak kötü niyetle, mal kaçırma ya da alacağın tahsilini kısmen veya imkansız hale getirme yönündeki eylemlerinin bulunması gibi bir takım olguların gerçekleşmesi gerekir. Bu olgular ise, yargılamada, tarafların gösterdiği tüm delillerin toplanıp birlikte değerlendirilmesi ile aydınlığa kavuşacak niteliktedir. Ayrıca tüzel kişilik perdesinin aralanması istisnai bir kurum olup, salt organik bağ içinde olunması yeterli değildir. Başka bir ifadeyle ticari merkez ve faaliyet alanının aynı olması, şirket ortaklarının aynı veya yakın akraba ve/veya eş olmasının ötesinde tüzel kişilikler arasında iktisadi bütünlüğün ispatı şarttır. Tabi ki ihtiyati haciz bakımından yaklaşık ispat yeterlidir. Ancak dosyaya sunulan deliller, yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle İİK 258. maddesindeki yaklaşık ispata elverişli değildir. Bu nedenle şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine dair mahkeme kararında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz talep eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati haciz isteyen davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/12/2022