Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1979 E. 2022/1472 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1979
KARAR NO: 2022/1472
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/353 Esas (Derdest)
ARA KARAR TARİHİ: 24/10/2022
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/05/2022
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı, davalı … AŞ’nin 1000 hisse ile hissedarı olduğunu, davacılardan … davalı … AŞ’nde hissedar olan diğer davacı … San ve Tic Ltd. Şti’ye ait 29.999.698.000 adet hissesini 08/02/2008 tarihli sözleşme ile devralmak suretiyle hissedarı olduğunu, davacı şirketin hissedar olduğu husus da 08/02/2008 tarihinde davalı şirket pay defterine işlendiğini, pay defterinin 23 sayfasında görüleceği üzere davacı şirketi 29.999.698.000 adet hissesi ile davalı Holding’in ortağı olduğunu, diğer davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti ise her ne kadar hisselerini devrederek davalı şirkette hissedarlığı kalmamış ise de, davalı şirketin gerçekleştirilmiş olduğu 25/05/2016, 05/01/2017, 04/04/2019 ve 17/03/2022 Tarihli Genel Kurul hazır bulunanlar listesinde hissedar olarak gösterilmek suretiyle usulsüz Genel Kurul kararları alındığını, davacılardan …, davalı şirketin hissedarı olmasına rağmen kendisine Genel Kurul için bir davetiye gönderilmemiş ve davacı şirketin yokluğunda 25/05/2016, 05/01/2017, 04/04/2019 ve 17/03/2022 Tarihli Genel Kurul toplantıları yapıldığını, yapılan bu Genel Kurul Toplantıları, paydaş olanlar toplantıya çağrılmadan, paydaş olmayan kişilerin Genel Kurula davet mektubu gönderilerek ve gerçeğe aykırı hazır bulunanlar listesi düzenlenerek gerçekleştirildiği için yok hükmünde, butlanla malul olduğunu, yine bu toplantı çağrısına karar veren Yönetim Kurulu kararları da TTK md. 391 uyarınca batıl olduğunu, Yönetim Kurulunun en önemli görevi her mali yıl bitiminde Olağan Genel Kurul Toplantısı çağrısı yaparak tüm paydaşlara şirketin gidişatı hakkında rapor hesap vermek vermek, şirketin mali tablolarını Olağan Genel Kurulun onayına sunarak tasdik edilmesini sağlamak olmasına rağmen, 2016 yılından sonra kayyımdan yönetimi devralan şu anki YK hiç bir zaman olağan genel kurul toplantı çağrısı yapmadığını, 3 yılda bir tek gündemi sadece “Yönetim Kurulu Seçimi” olan olağanüstü genel kurul düzenleyerek, haksız olarak seçildikleri Yönetim kurulundaki görevlerini sürdürmeyi amaçladıklarını, davalı şirket Yönetim kurulunda bulunan … (başkan) ve …’ın (YK üyesi) şirketin için boşaltmak, sorumluluk davasından kurtulmak, davacı …’den de şahsi intikam almak, kendi menfaatlerine ulaşmak, davacıların hisselerini ele geçirmek için ve hesap vermekten kaçınarak yönetimde kalmasını sağlamak için her 3 yılda bir usulsüz bir şekilde olağanüstü genel kurul düzenlediklerini, iş bu nedenle de davacı …’in yargılandığını ve bizzat davalı şirket YK’nda bulunan kişilerce yapılan şikayet üzerine açılan Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/152 Esas sayılı dosyasına sunulmuş olan 13/12/2021 düzenleme tarihli 2021/10588 sayılı uzlaştırma raporunun iptaline karar verilmesini talep ettiklerini, yine anlatılacağı üzere davalı şirket Yönetim Kurulunun bu tutanağı imzalaması için şirketi temsile haiz olmadığı halde, şirket menfaatine de aykırı olması, şirketin değil de şirket yönetim kurulu üyesi diğer davalıların şahsi iradelerini yansıtan uzlaşmama yönünde alınan Yönetim Kurulu kararının TTK md.391 uyarınca yok hükmünde olduğunun tespiti ve iptali gerektiğini, sonuç olarak; davalı … A.Ş. Yönetim Kurulu, Bakırköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/152 Esas sayılı dosyasına sunulan 13/12/2021 düzenleme tarihli 2021/10588 sayılı uzlaştırma raporunu imzalamaya yetkili olmadığından, uzlaşmama yönünde alınan Yönetim Kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile 13/12/2021 tarih ve 2021/10588 sayılı uzlaşmama yönünde düzenlenen tutanağın geçersizliğinin tespitine ve davalı … A.Ş. Yönünden iptaline karar verilmesi, karar verilinceye kadar 13/12/2021 düzenleme tarihli 2021/10588 sayılı uzlaştırma raporunun yürütülmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Ceza mahkemesi dosyasında tanzim edilen uzlaştırma raporunun davalı … AŞ adına imzalamaya kimlerin yetkili olduğu, işbu kararın hukuki sonuçlarının değerlendirilmesi yargılamayı gerektirdiği, uzlaşmama yönündeki iradenin durdurulmasına karar verilinceye kadar herhangi bir sonucu olmayacağı, yakın bir tehlike ve zararın yaklaşık ispat koşulları oluşmadığı anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’nın 389 maddesi uyarınca koşulları oluşmadığından, uzlaşmama raporunun uygulamasının durdurulmasını içerir ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden taraf vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu uzlaştırma raporunun uzlaşmama yönünde imzalanması için alınan bir yönetim kurulu kararı olmadığını, usulsüz olarak seçilen yönetim kurulu üyelerinin kararlarının batıl olacağını, yine şirket menfaatlerine aykırı olarak işlem yapmaya yetkili olmayan davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin imzaladıkları uzlaşmama yönündeki tutanağın da geçerli olmayacağını, yönetim kurulu üyelerinin şahsi menfaatlerini veya usul ve füruğundan birisiyle eşi ve üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarının menfaatlerini ilgilendiren hususların görüşmelerine katılamayacaklarını, görüşmelere dahi katılmaması gereken kişilerin davalı şirket adına işlem yaparak kendi menfaatlerine olacak şekilde ancak şirketin zararına olacak şekilde hareket ettiklerini, eğer üye görüşmeye katılma yasağına aykırı hareket ederse yükümlülüğünü yerine getirmediği muamele yüzünden ortaklığın meydana gelen zararını tazmin etmek zorunda olduğunu, ayrıca uzlaştırma raporu düzenlenen ceza dosyasında bizzat şikayetçi olan şirket yönetim kurulu üyeleri aynı zamanda davalı şirket adına hareket ederek tutanakları imzalamayacağını, hukukun tüm kaidelerine aykırı olan bu durumun Ticaret Kanununun hükümlerine de açıkça aykırılık teşkil ettiği açık olduğundan dava konusu uzlaştırma raporunun imzalanmasına ilişkin yönetim kurulu kararının batıl, yetkisinin ve menfaat yasağına aykırı olduğunu, tedbirin durdurulması taleplerinin reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
GEREKÇE: Talep; derdest Yönetim Kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile 13/12/2021 tarih ve 2021/10588 sayılı uzlaşmama yönünde düzenlenen tutanağın geçersizliğinin tespitine ve davalı … A.Ş. Yönünden iptaline istemine ilişkin derdest davada davacı tarafça davalı … A.Ş. nin Bakırköy 3. Ağır ceza mahkemesinin 2021/152 Esas numaralı dosyasında alınmış 13/12/2021 tarihli uzlaşmama tutanağı ve raporunun uygulanmasının ve etkilerinin tedbiren önlenmesi talibinin reddine ilişkin kararının itirazen kaldırılması istemine istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş,bu karara karşı davacı ihtiyati tedbir isteyen vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nun 355. maddesi uyarınca, karar istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. İhtiyati tedbir HMK’nın 389 vd.maddelerinde düzenlenmiş bulunan geçici hukuki korumadır. 389. maddeye göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde uyuşmazlık konusus hakkında ihtiati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir.6100 Sayılı HMK 389 /(2) Maddesi uyarınca” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı yasanını 390 Maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir. Geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Yaklaşık ispat ölçüsünde haklılığının bulunması halinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. İhtiyati tedbir kararına itiraz HMK’nın 394. Maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin 2. Fıkrasına göre ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edilebilecektir. ihtiyati tedbire itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup bu sebepler dışında bır nedenle ihtiyati tedbire itiraz edilemeyecektir. Somut olayda ;dosya mevcudu ve dosyanın geldiği aşama itibariyle davacı haklılığının yaklaşık olarak ispatı ölçüsünde delil bulunmadığı gibi hukuk mahkemesince ceza mahkemesine konu ve ceza yargılama usulüne göre düzenlenmiş uzlaştırma raporu ve tutanağı hakkında başka kaza merci ve mahkemelerinin işlemlerini denetler, etkisiz hale getirir mahiyette tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı, bu tutanağın geçerliliğine ilişkin iddiaların ceza yargılama usulü kuralları gereği soruşturma yada kovuşturma makamlarınca değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince koşulları oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddinde karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlere istinaf nedenleri yerinde görülmeyen ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı ihtiyati tedbir talep eden davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1) f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.27/12/2022