Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1976 E. 2022/1448 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1976
KARAR NO: 2022/1448
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/08/2022
NUMARASI: 2022/190 D.İş – 2022/217 Karar
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün İhtiyati haciz talep edenler vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP : İhtiyati haciz talep eden edenler vekili talep dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talep eden …’nin İspanya’da kurulu bir tüzel kişilik olduğunu, Samsun Ticaret Sicili’ne … sicil numarası ile kayıtlı ve Samsun’da faaliyet gösteren … Sanayi Tic. A.Ş.’nin %100 hissedarı olduğunu, … şirketinin hisselerinin 2011 yılından önce hakkında ihtiyati haciz talep olunan …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’e ait olduğunu, söz konusu şahısların 16 Ağustos 2011 tarihinde imzalamış oldukları hisse devir sözleşmesi ile hisselerinin tamamını müvekkil şirket … ve …’in grup şirketlerine (…, …, … ve …) devrettiklerini, belirtilen grup şirketlerinin de hisselerini 4 Nisan 2016 tarihinde …’ye devrettiğini, …’nin bu tarih itibariyle … şirketinin tek hissedarı haline geldiğini, hakkında ihtiyati haciz talep olunanların Hisse Devir Sözleşmesi’nde yer alan beyan ve taahhütleri kapsamında … şirketinin borçlu, kefil veya garantör olarak yer aldığı tüm banka kredi sözleşmelerini, Hisse Devir Sözleşmesi ekinde ifşa ettiklerini beyan ettiklerini ancak bu ifşa kapsamında … şirketinin … Bank ile kefil sıfatıyla imzaladığı sözleşmeyi ifşa etmediklerini, devir anında müvekkil şirketten gizlediklerini ve müvekkil şirketi zarara uğrattıklarını, … Bank’ın … şirketinin kefil sıfatıyla imzaladığı kredi sözleşmelerine dayanarak … şirketine karşı dava açtığını ve iş bu davanın Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/171 Esas, 2021/193 sayılı kararı ile karara bağlandığını ve yerel mahkeme kararının Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/961 Esas, 2021/1151 Karar sayılı ilamı ile hukuka uygun bulunduğunu, ilgili dosyanın şuan Yargıtay incelemesinde olduğunu, devir sözleşmesinde Tahkim Şartının yer alması nedeniyle hakkında ihtiyati haciz talep olunan satıcılara karşı İsviçre’de tahkim sürecini başlatıldığını, Milletlerarası Ticaret Odası Tahkim Divanı 27 Aralık 2021 tarihinde esas hakkında kararını müvekkil şirket …. lehine verdiğini, her ne kadar daha önce İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/124 Değişik İş. Esas Sayılı kararında, tahkim heyeti kararının noter onaylı apostilli versiyonunun sunulmaması nedeniyle ihtiyati haciz talebi kabul edilmemişse de bu eksikliğin giderildiğini ve bir kez daha ihtiyati haciz talebinde bulunma zorunluluğu hasıl olduğunu, mevcut tahkim davasının esasa ilişkin sürecinin müvekkil şirket lehine sonuçlandığının sabit olduğunu ve bu kararın kesinleşmesinin beklendiğini, böyle bir durumda yaklaşık ispat şartının sağlandığının da açıkça ortada olduğunu, bu süreçte müvekkil şirketin alacağı bir rehinle teminat altına alınmadığı gibi hakkında ihtiyati haciz talep olunanların ödeme güçlüğü içerisinde olması nedeni ile tahkim süreci sonunda müvekkil şirketin alacağını tahsil edebilmesinin mümkün olmayacağını, iş bu aşamada davalıların borcunu karşılamaya yeter taşınır ve taşınmaz malları da dahil olmak üzere malvarlığı değerleri ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Aleyhine ihtiyati haciz istenen …, …, …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle: talep edenler vekilince İstanbul Asliye 10. Ticaret Mahkemesi’nin 2022/124 Değişik İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz başvurusu yapıldığını ve bu başvurunun doğrudan reddedildiğini, henüz ilk ihtiyati haciz red kararı kesinleşmeden talep edenler vekilince ikinci kez İstanbul Asliye 4. Ticaret Mahkemesi’nin 2022/191 Değişik İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz başvurusu yapıldığını ve bu başvurunun da reddedildiğini, talep edenler vekilinin farklı mahkemelerce verilen ve henüz kesinleşmeyen 2 red kararına rağmen 4. kez yeniden ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, öncelikle derdestlik sebebiyle müvekkiller hakkındaki ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, henüz kesin karar verilmeyen yabancı hakem yargılaması sürecinde talep edilen ihtiyati haciz kararının sonuca bağlanmasının Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisi içinde olmadığını, bu sebeple ihtiyati haciz talebinin derdestlik dışında ayrıca yetki yönünden de reddi gerektiğini, gerek 5718 sayılı MÖHUK ve gerekse milletlerarası sözleşme, New York sözleşmesi hükümleri çerçevesinde ihtiyati haciz talebine dayanak gösterilen karar, nihai yabancı hakem heyeti kararı olmayıp yalnızca kısmi bir karar olduğunu, bu kısmi karara dayanılarak, gerek 5718 Sayılı MÖHUK ve gerekse milletler arası antlaşma olan Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve Tenfizine Dair New York Sözleşmesi hükümlerine göre tanıma ve/veya tenfiz isteminde bulunulamayacağını, somut olayda uyuşmazlığı sonlandıran ve icra edilebilir nihai bir hakem heyeti kararı bulunmadığını, özetle henüz müvekkiller aleyhine verilmiş ve bir ödeme yükümlülüğü doğuran bir yabancı hakem heyeti kararı mevcut olmadığını, talep edenlerin gerçeği çarpıtmaya çalışarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, nihai olmayan hakem heyeti kararı dayanak gösterilerek bu şekilde ihtiyati haciz talep edilmesinin mümkün olmadığını, MÖHUK’un kanun yollarına ilişkin maddesinde istinaf veya temyize başvurmanın tenfiz edilen kararın icrasını durduracağını söylediğini, burada kanun koyucunun amacının yabancı mahkeme kararının icrasının uygulanacağı ülke hukukuna uygun olup olmadığının araştırılıp incelenmesi ve alacağın kararın uygulanacağı ülkede kesin bir alacak olup olmadığının araştırılmasını sağlamak olduğunu, tanıma-tenfiz davalarında beklenen kesinleşme şartının burada da aranacağını, talep eden şirketlerin tedbir talebinde bulunurken teminat yatırma yükümlülüğünü yerine getirmediklerini, 5718 sayılı MÖHUK 48. maddesi uyarınca talep eden yabancı tüzel kişiliğin teminat yükümlülüğünü yerine getirmeden açtığı davanın reddine, mahkememizin milletlerarası yetkisi olmaması sebebi ile ihtiyati haciz talebinin reddine, henüz icra kabiliyetine haiz olmayan yabancı hakem heyeti kararına dayalı olarak talep edilen ihtiyati haciz talebinin usul ve yasalara aykırı olması nedeniyle karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir/haciz talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, ” talep eden vekilince İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/124 D.iş ile İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/191 D.iş sayılı ve yine İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2022/225 D.İş sayılı dosyalarında ihtiyati haciz talebinde bulunulduğu, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, verilen kararın henüz kesinleşmediği ve derdest olduğu mükerrer olarak mahkememizden de aynı talepte bulunulduğu anlaşılmakla, talepte bulunanın gerekli kanun yollarını tüketmeden aynı konuya ilişkin talepte bulunmasında hem hukuki yararının bulunmadığı hem de ihtiyati hacze dayanak olarak talep eden vekilince gösterilen karar nihai yabancı hakem heyeti kararı olmayıp kısmi bir karar olması ayrıca hakem heyetinin tahkim yargılaması henüz sonuçlanmadığı ve nihai bir hüküm verilmemesi nedenleriyle talep eden vekilinin iddiasındaki alacağın icra edilebilirlik hususun söz konusu olmadığı ve söz konusu alacağın muaccel olmadığıyla talebin yaklaşık ispat konusunda kanıtlanmadığı ile derdestlik hususu göz önünde bulundurularak sûbut bulmayan talebin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle; derdestlik gerekçesiyle ihtiyati haciz başvurularının reddedilmesinini açıkça hukuka aykırı olduğunu, iş bu hatalı kararın ortadan kaldırılması gerektiğini, yabancı hakem kararının nihai bir karar olmadığı ve henüz tahkim yargılamasının sonuçlanmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz başvurularının reddedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf ettiğini, İstanbul Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/190 D.İş, 2022/217 K sayılı ve 08.08.2022 tarihli kararının Müvekkili Şirket lehine ortadan kaldırılmasına ve ihtiyati haciz başvurarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Karşı taraf vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacının daha önceki ihtiyati haciz taleplerinin ayrı ayrı mahkemelerce reddedildiğini, istinaf başvurusunun derdestlik dışında ayrıca yetki yönünden de reddi gerektiğini, gerek 5718 sy MÖHUK gerekse milletlerarası sözleşme hükümleri çerçevesinde ihtiyati haciz talebine dayanak gösterilen kararın nihai yabancı hakem heyeti kararı olmayıp yalnızca kısmi bir karar olduğunu, davacı(yabancı) şirketin teminat gösterme yükümlülüğü bulunmadığını, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/190 D.İş ve 2022/217 K. sayılı kararının usul ve yasaya uygun olması sebebiyle ihtiyati haciz talebinde bulunanların istinaf başvurusunun reddedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Talep, hisse devir sözleşmesi ve tahkim kararı uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. İhtiyati haciz isteyen taraf, …’nın hisselerini devreden karşı tarafın …’nın … Bank ile kefil sıfatıyla imzaladığı sözleşmeyi devir anında gizlediğini ve ve … Bankın …’ya karşı açtığı davanın lehine sonuçlandığını, yapılan başvuru üzerine Milletlerarası Ticaret Odası Tahkim Divanının 27 Aralık 2021 tarihinde esas …. Lehine karar verdiğini beyanla incelemeye konu ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin talebi yapmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır(Yargıtay 19 HD’nin 12/12/2019 Tarih,2019/2300 E-2019/5531 K). Henüz tenfiz edilmemiş ve tenfiz şartlarını taşıyıp taşımadığı yargılama neticesinde anlaşılacak olan yabancı bir mahkeme veya hakem kararına istinaden, tenfize konu olacak kararda hükme bağlanan alacağın ‘vadesi gelmiş bir alacak’ olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Buna karşılık yabancı mahkeme veya hakem kararına dayanan alacaklı, tenfize konu karardan başka diğer delillerle veya İİK m. 257/f.2’deki şartların mevcudiyetini ortaya koyarak her zaman ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. Somut olayda, davacı sadece henüz tanına ve tenfizine karar verilmemiş bir yabancı hakem kararına dayanmış olup, bu şekilde yabancı mahkeme kararı tek başına vadesi gelmiş bir para borcunu yaklaşık olarak ispatlamaya elverişli değildir. Ayrıca … Bankın, …’nın kefil sıfatıyla imzaladığı kredi sözleşmelerine dayanarak açtığı davada, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/171 E, 2021/193 K sayılı kararı ile verilen kısmen kabul kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/961 E, 2021/1151 K sayılı kararı ile esastan reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı yargıtaya temyiz yoluna başvurulmuş olup karar henüz kesinleşmemiştir. Buna göre davacının dayandığı deliller alacağın muaccel olduğunun veya İİK m. 257/f.2’deki şartların oluştuğunun yaklaşık olarak ispatına elverişli değildir. Bu nedenle mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz talep eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati haciz talep edenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İhtiyati haciz talep edenler tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati haciz talep edenler tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 27/12/2022