Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1930 E. 2023/27 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1930
KARAR NO: 2023/27
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2022
NUMARASI: 2022/714 Esas – 2022/816 Karar
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/01/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … 16/04/2022 tarihinde davalı … Ltd. Şti.’ne ait online internet sitesi üzerinden … plakalı aracı ihaleden satın aldığı, aracın asıl sahibinin … Tic. Ltd Şti olduğu … firmasının komisyon karşılığından pazarlamacı olduğu, aracın müvekkile 22/04/2022 tarihinde fiziken görmeden devir edildiği, müvekkil ile davalı … arasında aracın satın alınmasından önce exper raporu düzenlendiği araç motor ve mekanik kısım ayıpsız olarak ilan edildiği, aracın satın alındıktan sonra bakım amacıyla servise götürüldüğünde motor ve mekanik kısımlarda gizli ayıpların olduğu öğrenildiği, onarım ücretinin 55.597 TL olduğu, bunun üzerine davalı ile iletişime geçildiği, davalı …’ın müvekkile verdiği taahhütleri yerine getirmediği, müvekkil tarafından davalı tarafa ihbarda bulunulduğu, müvekkilin mağduriyetinin giderilmediği, izah edilen nedenlerle davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi henüz tebliğe çıkarılmadan karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” ‘… 6100 sayılı HMK 114.maddesinde dava şartları sayılmış, yine HMK 115.maddesinde ise dava şartlarının incelemesinin nasıl gerçekleştirileceği düzenlenmiştir. Buna göre “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder’ 6102 sayılı kanun 5.maddesinde 7155 sayılı yasanın 23.maddesi ile eklenen 18/a maddesi ile yapılan değişiklik nedeniyle Arabuluculuk dava şartının eklenildiği, HMK 118/1 madde gereğince “Davanın dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış ” sayılacağının belirtildiği, 7155 sayılı kanunun 20.maddesi ile 13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı TTK.5.maddesinden sonra gelmek üzere dava şartı olarak Arabuluculuk getirildiğini, söz konusu düzenleme ile “Bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarada, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmünün bulunduğu ve yine 7153 sayılı kanun Yürürlük başlıklı 26/1-a maddesinde 10,20 ve 21.maddeleri 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girer hükmü yer bulunduğu, söz konusu yasa değişikliği ile arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir nitelikte bir dava şartı olmadığı açıktır. Yukarıda açıklanan yasa hükümleri kapsamında davanın alacak istemine ilişkin olduğu ve 24/08/2022 tarihinde 7153 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 01/01/2019 tarihinden sonra açıldığı, dava dilekçesi ile arabuluculuk anlaşamama tutanağının sunulmadığı, dava dilekçesinde arabuluculuk başvurusunda bulunulduğuna dair herhangi bir beyan da olmadığı bu hali ile arabuluculuk dava şartının tamamlanabilir nitelikte bir dava şartı olmadığı gözetilerek, davanın HMK 114/2 maddesi yollamasıyla 6102 sayılı 5/A maddesindeki zorunlu arabuluculuk dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; arabulucuya başvuru yapmalarına rağmen davanın usulden reddedildiğini, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru yapıldığını, kanunen arabulucuya başvurulduğuna dair taraflara ihtarat yapılması gerektiğini, söz konusu kararın eksik inceleme yapılarak verildiğini, beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının arabuluculuk dava şartını yerine getirmediğini, mahkemece verilen kararın hukuka uygun olduğunu davacının istinaf talebinini reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım sözleşmesine konu malın ayıplı olduğu iddiasıyla satış bedelinden ayıp oranında indirim yapılması, davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediği noktasındadır. 7155 sayılı Yasanın 20. Maddesi ile 6100 Sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinde; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı olarak düzenmiştir. 7155 sayılı Yasanın 23. Maddesi ile 6325 Sayılı Kanuna eklenen 18/A maddesinde ise; davacının, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceği, ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, dava dilekçesine arabuluculuk son tutanağının eklenmemiş olmasına ve dosyada arabulucuya başvuru yapılmadığına dair bir beyan bulunmamasına rağmen son tutanağın sunulması için davacı tarafa bir haftalık kesin süre verilmeksizin davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça istinaf dilekçesi ekinde sunulan arabuluculuk son tutanağına göre 17/06/2022 tarihinde arabuucuya başvurulduğu ve davadan önce 02/08/2022 tarihinde arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından davadan önce arabulucuya başvurulmuş ve mahkemece arabuluculuk tutanağının sunulması için süre verilmeden arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulmuş olması karşısında arabuluculuk dava şartı sağlanmış durumundadır. Bu nedenle mahkemece Kanundaki usule riayet edilmeksizin doğrudan davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/01/2023