Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/192 E. 2022/116 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/192
KARAR NO: 2022/116
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 22/09/2021
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/02/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile 05.07.2007 başlangıç tarihli ve açılış tarihinden itibaren beş yıl süreli kira sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmenin 5.maddesine göre kira bedelinin 12.000 Euro kararlaştırıldığını, davalı sözleşme hükümlerine aykırı davranarak tek taraflı olarak sözleşmeyi 12.08.2008 tarihinde haksız olarak fesih ettiğini,davalı basiretli tacir olarak kendi iradesi ile imzalamış olduğu kira sözleşmesi hükümlerine uymak zorunda olduğunu,feshin haksız olduğunu, erken tahliye halinde kural olarak dönem sonuna kadar kiralardan sorumlu bulunduğunu, BK.nun 264.maddesince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik altı aylık kira bedeli 154.523.65 TL tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kiralayan davacının 25.07.2008 tarihinde keşide ettiği ihtarla kiralananın teslim alınmasının istendiğini, 02.08.2008 tarihli cevabı ihtarda AVM.nin bir yıl geçmesine rağmen halka açılmadığını,mecurun ruhsatının olup olmadığı konusunda da bir bilgi ve belge verilmediğini, tek taraflı sözleşme ile tanınan yetkinin başlangıçta kötüye kullanıldığını, henüz başlanmamış olan sözleşmenin fesih edildiğinin bildirildiğini, sözleşmenin tek tip olarak ingilizce-türkçe hazırlandığını, sözleşme üzerinde önceden bir müzakere olmadığını, düzenlemelerin hepsinin kiraya veren lehine olduğunu, bu sözleşmenin batıl ve hükümsüz olduğunu, taşınmazın teslim alınamadığını ve sözleşme feshedildiğine göre yeniden kiralama yapılmasının mümkün olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Yeni açılan bir alışveriş merkezinde yaklaşık 185 m2 alanlı işyerinin bulunduğu AVM nin yeni açılmış olması ve ancak 10.3.2009 tarihinde kiraya verildiği dikkate alındığında akdin fesih tarihi olan 20.8.2008 tarihinden sonra 18.10.2008 tarihinden itibaren aylık 12.000 Euro x 1.7805 TL = 21.366.00 TL kira bedeli ile 33 günde kiraya verilemeyeceği kiraya verilme tarihi olan 10.3.2009 tarihinin makul ve kabul edilebilir bir süre olduğu, davalının bu tarihe kadar kira bedelinden sorumlu olacağı, davalı tarafından emsal olarak dosyaya sunulan istanbul 8.Asliye Ticaret mahkemesinin 11.11.2010 tarih 2009/466 Esas 2010/652 Karar sayılı kararına konu taşınmazın 53 m2 alanlı oluşu ve 6 ayda kiraya verilebileceği, keşif sırasında AVM nin 1/3 nün boş olduğunun tespiti dikkate alındığında dava konusu taşınmazın açılış tarihinden sonra 33 günde kiraya verilemeyeceğinin kabulü gerekeceği kanaatine varılmıştır. Bu sebeple davacının AVM nin açılış tarihi olan 18.10.2008 tarihinden taşınmazın kiraya verildiği 10.3.2009 tarihine kadar geçen 4 ay 20 gün sürenin kira bedeli olan 56.000 Euro tutarındaki tazminatı talep edebileceği, davacı Euro olan alacağını Euro olarak talep edebileceği gibi talep tarihindeki TL karşılığımda talep etme hakkına sahiptir. Açılan dava tarihi 29.6.2009 olup davacı bu tarihteki Euro alacağının TL karşılığım reoskont faizi ile tahsilini talep etmiş olduğu, davacının 4 ay 20 günlük kira alacağının karşılığı 56.000 Euro’nun 29.6.2009 tarihindeki TL karşılığı 56.000 Euro x 2.1776 TL = 121.945.60 TL +( % 18 KDV) 21.950.20 TL= 143.895.80 TL olarak hesaplanmış olup davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen karar Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 17/02/2021 tarih 2020/11088 Esas – 2021/1592 karar sayılı ilamıyla bozulmuş olup, 2021/384 esas sayısını almıştır. İlk Derece Mahkemesinin 22/09/2021 Tarihli Ara Kararıyla; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/11088 Esas, 2021/1592 Karar Sayılı Bozma İlamı mahiyeti dikkate alınarak davalı tarafın teminat iadesi talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Talebin konusu olan Banka teminat mektubunun iadesi, İİK md. 40 gereğince bozma ilamının içeriğine göre karar verilecek bir husus olup, hüküm esasa dair sebeplerle bozulmuş ve yeniden hesap yapılması gereğine işaret edilmiş olmakla ortadan kalktığını, konu, banka teminat mektubunun iadesi yönünden; Şirketin mektup karşılığında teminat vermiş olması ve dönemsel olarak uygulanan banka komisyonları tahsil edilmesi nedeniyle mülkiyet hakkına dokunduğunu, kararın gerekçesiz verildiğinden, Anayasal ve yasal ilkelere aykırı olduğu gibi, bozma kararının içeriği gereğince, bozma dışı tutularak kesinleşen bir tutar olmadığından ve yeniden hesap yapılması gerektiğinden, İİK md. 40 gereğince 443.500 TL tutarındaki teminat mektubunun iadesi gerekirken; hiçbir gerekçe gösterilmeden, bozma ilamının içeriğine de aykırı olarak, soyut bir atıfla yetinilerek talebin reddedilmiş olmasının, mülkiyet hakkı yanında adil yargılanma hakkının da ihlali olduğunu, Yargıtay Bozma ilamının içeriği gereğince İİK md. 40 gereğince 443.500,00 TL tutarlı teminat mektubunun iadesi gerekirken, aksine verilen soyut ve gerekçesiz karara vaki itiraz-istinaf başvuralırının kabulü ile kararın kaldırılmasını, mektubun iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Talep, İİK 36/5 maddesi uyarınca temyiz edilen kararın için Yargıtaydan talep edilen tehiri icra kararı için verilen teminat mektubunun iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece 22/09/2021 tarihli ara karar ile teminatın iadesi talebinin istinaf yasa yolu açık olmak üzere reddine karar verilmiş,bu ara karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.6100 sayılı HMK’nın 341/1. maddesine, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilineceği şeklindeki açık düzenleme karşısında, ara kararların istisnalar hariç olmak üzere istinafı mümkün değildir.İİK 36 maddesi uyarınca teminatın iadesine ilişkin verilen karar kesin niteliktedir. Kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi sonuca etkili değildir. Açıklanan nedenlerle kesin olan kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu gerekçeyle usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun İİK 36 ve HMK.’nun 346. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafın istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK.’nun 333. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda İİK 36 ve HMK’nın 346. maddesi uyarınca Kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.04/02/2022