Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1882 E. 2022/1409 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1882
KARAR NO: 2022/1409
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/09/2022
NUMARASI: 2022/278 D.iş – 2022/279 Karar
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden taraf talep dilekçesinde özetle; karşı tarafın 06/06/2014 tarihinden iş sözleşmesini bildirim süresine riayet etmeksizin istifa etmek suretiyle feshettiği 29/07/2022 tarihine kadar …nda partner pozisyonunda çalıştığını, karşı tarafın işten ayrılırken avukatlık ortaklığındaki ortaklarına, yaklaşık 8 yıldır müvekkili olan … A.Ş.’de veya …’ya hukuki danışmanlık hizmeti vermek üzere …’nın Avukatlık Ortaklıkları ile sözleşmesel ilişkisinin bitmesinin hemen akabinde hukuki danışman olarak görevlendirildiğini, … Avukatlık Ortaklığında çalışmaya başlayacağını ve dolayısıyla …’ya doğrudan veya dolaylı olarak hukuki danışmanlık hizmeti vereceğini belirttiğini, karşı tarafın Avukatlık Ortaklıklarından ayrılmasının hemen akabinde …’de Partner olarak işe başladığını, Avukat Ortaklıkları ve müvekkili … A.Ş.’nin zararlarının daha fazla artmaması adına karşı tarafın rekabet yasağına aykırı davranışlarına son verilmesi gerektiğini, 6098 sayılı Kanun’da düzenlenen ve karşı tarafın avukatlık ortaklıkları ile arasında bulunan sözleşmeye istinaden gizlilik yükümlülüğü ve rekabet yasağına aykırı davrandığının tespit edildiğini, karşı tarafın 6098 sayılı kanunun gizlilik yükümlülüğü ve rekabet yasağını düzenleyen maddeleri ile avukatlık ortaklıkları ile arasındaki sözleşmeye aykırı davrandığını, dolayısıyla karşı tarafça ticari sırlarının paylaşıldığını ve halen paylaşılmakta olduğundan her geçen gün telafi edilemeyecek şekilde zararlarının arttığını beyanla karşı tarafın yeni işvereni … ile akdettiği iş sözleşmesinin ahlaka aykırılık nedeniyle kesin hükümsüz olduğu da göz önünde bulundurularak, avukatlık ortaklıkları ve müvekkili …’ın ticari sırlarının gizliliğini ihlal eden karşı tarafın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 239.maddesi uyarınca suç teşkil eden ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 396., 444. Ve 446/3.maddeleri uyarınca gizlilik yükümlülüğü ile rekabet yasağına aykırı eylemlerine son verilmesi açısından, …’ya doğrudan ya da dolaylı olarak hukuki hizmet vermesine son vermesi, bu minvalde fiili olarak …’da veya danışmanı …’de görev yapmaktaysa yine bu fiile son verilmesine ilişkin teminat aranmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilmesini veya lüzumlu olan tüm tedbirlerin alınmasını mahkeme aksi kanaatteyse ihtiyati tedbir kararı verilmesi için belirlenecek teminat miktarının cüz’i tutulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir/haciz talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “somut talebe dair beyan ve ekinde yer alan belgeler birlikte değerlendirildiğinde, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için aranan yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği ve talep edeninin iddialarının yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla şartları oluşmayan ihtiyati tedbir isteminin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden taraf istinaf dilekçesinde özetle; karşı tarafın 6098 sayılı kanun’un gizlilik yükümlülüğü ve rekabet yasağını düzenleyen maddeleri ile avukatlık ortaklığı ile arasındaki sözleşmeye aykırı davrandığını, dolayısıyla karşı tarafça ticari sırlarının paylaşıldığını ve halen paylaşılmakta olduğunu, her geçen gün telafi edilemeyecek şekilde zararlarının arttığını, somut olayda gizlilik yükümlülüğüne ve rekabet yasağına aykırı davranışa son verilmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, zira somut olayda bu hususta tedbir ve hüküm verilmesini gerektirir tüm şartların mevcut olduğunu, 6100 sayılı hukuk muhakemeleri kanunu’nda (“6100 sayılı kanun/hmk”) açıkça görüleceği üzere ihtiyati tedbir kararı verilebilecek haller düzenlenmiş olup somut olayda ilgili maddede sayılı hallerin mevcut olduğunu, yapılacak inceleme neticesinde istinaf başvurumuzun kabulüne, ihtiyati tedbir kararı verilmesine veya lüzumlu olan tüm tedbirlerin alınmasına, mahkeme aksi kanaatteyse ihtiyati tedbir kararı verilmesi için belirlenecek teminat miktarının ve/veya oranının cüz’i tutulmasına, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin Karşı Taraf’a tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, rekabet yasağı ve gizlilik sözleşmesinin ihlali sebebine dayalı olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. İhtiyati tedbir isteyen tarafça, davalının işten ayrıldıktan sonra rekabet yasağı ve gizlilik yükümlülüğüne aykırı davranışları nedeniyle davalının …’ya doğrudan ya da dolaylı olarak hukuki hizmet vermesine son verilmesi, bu minvalde fiili olarak …’da veya danışmanı …’de görev yapmaktaysa yine bu fiile son verilmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesine veya lüzumlu olan tüm tedbirlerin alınmasına karar verilmesi talep edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 389/1. Maddesi, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, şeklindedir. HMK’nın 390/2 maddesine göre de, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Ayrıca bu kapsamda ihtiyati tedbir talebinin somutlaştırılması gerekir. Yukarıda ifade edildiği üzere HMK’nın 390/2 maddesine göre, tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Yaklaşık ispattan anlaşılması gereken ise usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Buradaki amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmez. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlarda, bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hâkim o iddianın ağırlıklı/kuvvetli ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı etmez. Somut olayda, talep edilen tedbirin türü de nazara alındığında sunulan deliller karşı tarafın rekabet yasağını ve gizlilik yükümlülüğünü ihlal ettiğini ile doğrudan veya dolaylı olarak …’ya hizmet verdiğini yaklaşık olarak ispata elverişli değildir. Bu nedenle mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir talep eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı ihtiyati tedbir talep eden tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 20/12/2022