Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1865 E. 2022/1339 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1865
KARAR NO: 2022/1339
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2022 (Ara karar)
NUMARASI: 2022/517 Esas (Derdest)
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; davalı şirketin sermayesinin 420.000TLne tekabül eden 16800 adet hisseden oluştuğunu, davacıların müteveffa …’ın mirasçıları olarak davalı şirketin ortağı olup, şirkette 1575 paya sahip olduğunu, davacılar dışında da şirket ortaklarının tamamının müteveffa …’ın eşi ve çocukları olup, çoğunluk hisse sahip görünen …’ın ise hisse devrine yönelik alınan 01/03/2014 tarihli genel kurul kararının müteveffa …’ın bilgisi dışında ve imzası taklit edilmek suretiyle gerçekleştirildiğini, bu hali ile sözde çoğunluk hissedar göründüğünün öğrenilmiş olup, işbu genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti istemli olarak İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/488 esas sayılı dosyası ile dava ikame edildiğini ve davanın derdest olduğunu, davalı şirketin 20/05/2022 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın, 20/03/2014 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan Bakırköy …Noterliğinin 12/03/2014 tarih ve … sayı ile onaylı 01/03/2014 tarihli genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti neticesinde 20/05/2022 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurul toplantısında alınan müdür seçimine ilişkin kararın da yok hükmünde olduğunun tespitine, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde ise davanın kabulü ile 20/05/2022 tarihinde yapılan … Ltd Şti genel kurul toplantısında alınan 4 nolu kararın usul, yasa, ana sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeni ile iptaline, ayrıca hissedarların telafisi güç ve imkansız zararlara düçar olmasının engellenebilmesi bakımından dava konusu genel kurul toplantısında alınan 4 nolu genel kurul kararının icrasının ertelenmesine, bu sürçte şirket yönetimine kayyım atanmasına, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde şirket hisseleri ve mal varlığına yönelik şirket aktiflerinin azaltılmasını önlemek adına tedbir şerhi koyulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “davacılar tarafından davalı şirketin 20/05/2022 tarihli genel kurulunda alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespiti, bunun kabul edilmemesi halinde iptali için dava açıldığı ve icranın geri bırakılmasının talep edildiği, gerekçe olarak da murisleri …’ın davalı şirketteki hisse devrinin (Bakırköy …Noterliğinin 12/03/2014 tarih … sayılı istemi ile onaylanan 01/03/2014 tarihli genel kurul kararının) genel kurula katılmadıkları halde katıldığı gibi gösterilerek onaylandığından bahisle yok hükmünde olduğunun iddia edildiği, söz konusu 2014 tarihli hisse devrine ilişkin genel kurul kararının yok hükmünde olup olmadığının ancak verilecek bir yargı kararı sonrası hüküm ifade edeceği, dolayısıyla henüz böyle bir yargı kararı olmadan o tarihte alınan kararların geçersiz olup olmadığına yönelik bir işlem tesisinin uygun olmadığı gibi, aynı zamanda yaklaşık ispat koşulunun da sağlanamadığından icranın geri bırakılması ve kayyım atanması taleplerinin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/488 E. sayılı dosyası ile görülmekte olan ve hisse devrine konu 01/03/2014 tarihli genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespitine yönelik dava aynı mahkeme tarafından incelenmekte olup iş bu sebeple yine aynı mahkemece 2014 tarihli hisse devrine konu genel kurul kararına yönelik olarak imza incelemesi dahi yapılmadığını, bu konuda hüküm bulunmaması sebebi ile işlem tesisinin uygun olmadığı yönündeki gerekçesinin kabulünün mümkün olmadığını, mahkemenin ihtiyati tedbir kararına yönelik vermiş olduğu ret kararlarında birbirleriyle çelişmekte olduğunu, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen kararın gerekçesinin “yaklaşık ispat koşulunun oluşmaması” olmakla dava dilekçesindeki iddialarına yönelik olarak inceleme yapılmaksızın hüküm tesis edildiğinin ispatlandığını, söz konusu kararın yasa ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, 20/03/2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanan Bakırköy … Noterliği’nin 12/03/2014 tarih ve … sayı ile onaylı 01/03/2014 tarihli yok hükmünde olduğunun tespiti talep olunan genel kurul kararı ile usulsüz olarak çoğunluk hissedarı kabul edilen …’ın 20/05/2022 tarihli Olağanüstü Genel Kurul’da şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili kılınmış olmasına ilişkin kararın da hükümsüz olacağı gözönüne alınarak şirket hisse ve mal varlığına karar kesinleşinceye kadar tedbir uygulanmasını talep edilmiş olmakla mahkemece bu hususta herhangi bir kabul ya da red kararı oluşturulmadığını, hükümsüzlüğünün tespiti istenen 20/03/2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanan Bakırköy … Noterliği’nin 12/03/2014 tarih ve … sayı ile onaylı 01/03/2014 tarihli Genel Kurul Kararının dolayısıyla da hükümsüz sayılacak ya da tüm açıklamalar doğrultusunda iptaline karar verilmesi gereken 20/05/2022 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısında alınan 4 nolu ara karar doğrultusunda atanan müdür ve sınırsız yetki ile şirketi yönetime ilişkin genel kurul kararının kötüye kullanılma ihtimaline yönelik şüphe oluşturacak bir husus dahi mevcut olmadığını beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: davacıların işbu davayı açmakta hukuki yararları bulunmadığını, hükümsüzlüğün tespitinin talebi dürüstlük kurallarına açıkça aykırı olduğunu, genel kurulunca 01.03.2014 tarihinde alınan kararın hükümsüz kılınmasının 20.05.2022 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan kararları da hükümsüz kılınacağı iddiasıyla açılan davada TMK 2. Md göre dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, pay devrinin şirkete TTK 595/7 kapsamında bildirim yapılmış olup genel kurulda zımnen de pay devrini onayladığını, aynı adreste iki firmanın faaliyet göstermesinde hukuken hiçbir engel bulunmadığını, hatta böyle bir durumun, her iki firmanın lehine mali sonuçlar doğurduğunu, şirketin % 69,78’una sahip olan …’ın babaları ve şirketin tek yetkili temsilcisi …’ın vefatından sonra yetkili temsilci olarak seçilmesini kötüniyetli olarak iddia etmenin kendi başına kötüniyetin göstergesi olup istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, genel kurul kararının iptali istemiyle açılan davada genel kurul kararının yürütmesinin durdurulması, şirkete yönetim kayyımı atanmasına, aksi kanaatte olunması halinde şirket hisseleri ve malvarlığına yönelik şirket aktiflerinin azaltılmasını önleyici ihtiyati tedbir kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, genel kurul kararının yürütmesinin durdurulması ve kayyım atanması ile şirket hisse ve malvarlığına tedbir konulmasına yönelik olarak ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. İhtiyati tedbir isteyen davacı taraf, davalı şirketin 20/05/2022 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın, 20/03/2014 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan Bakırköy …Noterliğinin 12/03/2014 tarih ve … sayı ile onaylı 01/03/2014 tarihli genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti neticesinde 20/05/2022 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurul toplantısında alınan müdür seçimine ilişkin kararın da yok hükmünde olduğunun tespitine, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde ise davanın kabulü ile 20/05/2022 tarihinde yapılan … Ltd Şti genel kurul toplantısında alınan 4 nolu kararın usul, yasa, ana sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeni ile iptaline karar verilmesi istemli davada, dava konusu genel kurul toplantısında alınan 4 nolu genel kurul kararının icrasının ertelenmesine, bu sürçte şirket yönetimine kayyım atanmasına, mahkemece aksi kanaatte olunması halinde şirket hisseleri ve mal varlığına yönelik şirket aktiflerinin azaltılmasını önlemek adına ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 622. maddesinin yollaması ile limited şirket müdürlerinin sorumlulukları hakkında da uygulanacak olan TTK’nın 449. maddesi uyarınca, genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Davacı taraf, davalı şirketin 20/05/2022 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararın, 20/03/2014 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan Bakırköy …Noterliğinin 12/03/2014 tarih ve … sayı ile onaylı 01/03/2014 tarihli genel kurul kararının yok hükmünde olduğunu ileri sürmekle birlikte, 01/03/2014 tarihli genel kurul kararı hakkında ayrı bir dava söz konusu olup, bahsi geçen genel kurul kararının yok hükmünde olup olmadığının eldeki dava dosyasında değerlendirilmesi mümkün değildir. Şirket genel kurulunun 4 nolu kararının usul, yasa, ana sözleşme ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeni ile iptaline ilişkin istem yönünden ise dosyanın bulunduğu aşama itibariyle yaklaşık ispat bulunmamaktadır. Davacı tarafça şirkete kayyım atanması da talep edilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nda, anonim şirketin münfesih olma durumlarının ortaya çıkması halleri dahil şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkin herhangi bir düzenleme yoktur. Zira şirketin genel kurul tarafından seçilen yönetim kurulu tarafından idare olunması esastır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(TMK)’nun 427/4. Maddesinde, bir tüzel kişinin gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa yönetim kayyımı atanacağı düzenlenmiş olmakla birlikte, davalı şirkette organ boşluğu bulunduğuna dair herhangi bir iddia mevcut değildir. Yönetim kayyımı atanabilmesi için şirketin yönetim kurulunun bir şekilde oluşturulmasının mümkün olmaması ve bu boşluğun başkaca hukuki yollarla giderilmemiş olması şarttır. Şirketin seçilmiş yönetim kurulu bulunduğu takdirde organ yokluğundan söz etmek mümkün olmadığı gibi, mevcut yönetim kurulunun, çalışamaz halde olması da TTK’ nin sistematiği içinde giderilmesi her zaman mümkün bir durumdur. (Yargıtay. 11. H.D’nin 08/03/2018 Tarih ve 2016/7714 E-2018/1804 K. sayılı kararı) Bu hususlardan birinin bulunduğuna ilişkin dosyada yaklaşık ispat bulunmadığı gibi şirket müdürü davada taraf olmadığından şirket müdürü hakkında sonuç doğuracak şekilde karar verilmesi mümkün değildir. Bu haliyle davalı şirkete kayyım atanmasının şartları bulunmamaktadır. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 389/1. Maddesi, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, şeklindedir. HMK’nın 390/2 maddesine göre de, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Ayrıca bu kapsamda ihtiyati tedbir talebinin somutlaştırılması gerekir. Şirket hisseleri ve mal varlığına yönelik şirket aktiflerinin azaltılmasını önlemek adına ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebi bu kapsamda değerlendirildiğinde şirket hisseleri ve malvarlığı gerek uyuşmazlık konusu olmadığından, gerekse şirket müdürü hakkında sonuç doğuracak şekilde tedbir verilemeyecek olmasından dolayı talep edilen ihtiyati tedbirin şartları oluşmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf karar harcı ihtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.06/12/2022