Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/186 E. 2022/573 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/186
KARAR NO: 2022/573
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/11/2021
NUMARASI: 2020/476 Esas – 2021/859 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
İlk derece mahkemesince verilen davanın açılmamış sayılmasına yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: Davacı vekili, Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/8 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan davada, davalı olan şirketin sicilden terkin edilmiş olduğunun tespiti üzerine mahkemece, ihya davası açması için verilen üzere nedeniyle anılan davada davalı olan … Ltd.Şti’nin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda mahkeme dosyasına münhasıran şirketin ihyasına ve şirket ortaklarından …’nın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş, karar istinaf edilmeksizin 01.07.2020 tarihinde kesinleşmişse de; atanan tasfiye memurunun davadan ve karardan önceki bir tarihte vefat etmiş olması nedeniyle bu kez Antalya 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/8 Esas sayılı dosyasından mahkemeye hitaben yazılan 02.09.2020 tarihli yazıyla; atanan tasfiye memurunun 16.05.2012 tarihinde vefat etmiş olmasına göre yeniden tasfiye memuru atanarak mahkemeye bildirilmesi istenmiş olup, mahkemece duruşma açılarak yapılan yargılamada davacı vekilinin 10.03.2021 tarihli mazeret dilekçesinin reddine karar verilerek dosya işlemden kaldırılmış ancak davanın yenilenmesi ile belirlenen 03.11.2021 tarihli yeni duruşma gününde mahkemece HMK 320/4 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine, davacı vekili 10/11/2021 tarihli dilekçesi ile, Antalya Hukuk Mahkemeleri Ön Büro’dan gönderildiği mazeret dilekçesi ve istirahat raporunun bir yanlışlık neticesinde, kendisinin doğru yazdığı halde hatalı bir şekilde mahkememiz yerine İstanbul 10.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/476 esas sayılı dosyasına gönderildiği bunu yeni öğrendiklerini belirterek eski hale getirme istemlerinin kabulü ile 03/11/2021 tarihinde mazeret bildirmediği görülerek, o şartlarda verilen HMK 320/4 mad uyarınca açılmamış sayılma kararının kaldırılmasına mazeretlerinin kabulü ile davanın eski hale getirilerek şirketin ihyası ve yetkilisinin atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARI: Mahkemece, 6100 sayılı HMK’ nın 320/4. maddesine göre basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosyanın yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılacağının düzenlendiği, 10/03/2021 tarihli celsede taraflarca takip olunmayan dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilinin talebi üzerine yenilenen dosyanın 03/11/2021 tarihli celsesine davacı yada vekilinin mazeret sunmaksızın katılmaması nedeniyle davasının HMK’nın 320/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, davacı vekilinin 10.11.2021 tarihli dilekçesiyle; HMK 320/4 mad uyarınca açılmamış sayılma kararının kaldırılmasına mazeretlerinin kabulü ile davanın eski hale getirilerek şirketin ihyası ve yetkilisinin atanmasına karar verilmesini talep etmesi üzerine mahkemece bu kez, 18.11.2021 tarihli karar ile; HMKnun 320/4 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği, dosyanın tetkikinde, davacı vekili tarafından 03/11/20021 tarihli duruşmaya mazeret gönderilmiş ise de, anılan mazeret dilekçesinin İstanbul 10.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/476 esas sayılı dosyasına gönderildiği, karara çıkmış dosyada eski hale iade kararı verilemeyeceği gibi yanlış dosyaya mazeret göndermek de eski hale iade sebepleri arasında gösterilmemiş olması gerekçesiyle eski hale getirme talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; 03.11.2021 tarihli duruşmaya mazeret dilekçesi ve ekinde 3 günlük raporun gönderildiği, dilekçe ekinde rapor da olduğu için kendi uyap sistemimden gönderemediği bu nedenle Antalya Adliyesi vasıtası ile gönderdiği, mazeret dilekçesinde yazılı olduğu üzere; mazeretim doğru adrese ( İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/476 ) yazıldığı halde , Antalya Hukuk Mahkemeleri Ön Büro görevlisi … …) tarafından hatalı şekilde İstanbul 10 Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/476 numaralı dosyaya gönderildiği, bu yanlışlığın İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.11.2021 tarihli duruşmanın ara kararının uyap sisteminden okunduktan sonra tespit edildiği, hiç bir kusur olmadığı halde Antalya Hukuk Mahkemeleri Ön Bürosu tarafından bir yanlışlık yapılarak mazeret dilekçesinin yanlış adrese gönderildiği, bu tür bir yanlışlığın yapılabileceğini düşünmediğiden bana verilen evraka bakmadığı, celse kararını görünce elimdeki evraka o tarihte baktım ve yanlış adrese mazeretin gittiğini öğrendiğini belirterek ilk derece mahkemesi ek kararının kaldırılmasına ve talebi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK geçici 7. maddesi gereğince resen terkin edilmiş bulunan şirketin ihyası istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesinin şirketin ihyasına ve…’nın tasfiye memuru olarak atanmasına ilişkin kararının kesinleşmesinden sonra; esas davanın görüldüğü Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017-8 esas sayılı dosyasından gönderilen yazı ile; mahkemece atanan tasfiye memurunun 16.06.2012 tarihi itibarıyla vefat etmiş kişi olduğu, bu nedenle yeni bir tasfiye memurunun atanarak bildirilmesinin talep edilmesi üzerine, mahkemece duruşma açılarak yapılan yargılamada davacı vekilinin 03.11.2021 tarihli celseye mazeretsiz olarak katılmadığı öncesinde davanın bir kez yenilenmesi nedeniyle HMK 320/4 maddesine göre, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, davacı vekilinin eski hale getirme talebinin de reddedilmesi nedeniyle bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İhyası istenen ve Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/8 esas sayılı dosyasında davalı olan şirketin TTK geçici 7. maddesine göre sicilden re’sen terkin edildiği anlaşılmaktadır. Kural olarak sicilden re’sen terkin edilmiş şirketler bakımından ihya kararı verilmesi halinde şirketlerin tasfiye haline gireceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığından bu şirketlere tasfiye memuru atanması da gerekli değildir.(Y11H.D 04/12/2014 tarih ve E:2014/12860 -K:2014/19016/) Ancak Türk Ticaret Kanunu’nun 7/15. maddesi uyarınca sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesi nedeniyle terkin işlemi TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca yapılsa da; münfesih şirkete ihya kararı ile birlikte tasfiye memuru atanması gerekmektedir. 559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilirler. TTK’nın Geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre ise, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. Somut olayda; ihya davasında yapılan yargılama; şirketin terkin edilme nedeni araştırılmaksızın tasfiye memuru atanmasına karar verilmişse de, anılan karar istinaf konusu olmadığından sadece bu yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir. İstinafa konu uyuşmazlık, ihya kararı ile atanan tasfiye memurunun karardan hatta davadan önce ölü kişi olmasına göre, ihyasına karar verilen şirketin davalı olduğu mahkeme tarafından; atanan tasfiye memurunun öncesinde vefat etmiş olduğunun ihbar edilmesi üzerine yeniden tasfiye memurunu atanmasına ilişkin yargılamada davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup olmadığı konusundadır. İlk derece mahkemesince, ihya davasının açıldığı tarih itibarıyla ölü olan …’nın tasfiye memuru olarak atanmasına ilişkin karar kesinleşmiş olsa bile; atanan tasfiye memurunun ölü kişi olması nedeniyle atama kararı hüküm ve sonuç doğurmaz. Zira ölü kişinin tasfiye memurluğu görevini yerine getiremeyeceği gibi kararın infazı aşamasında sicile tescilinin mümkün olmadığı da tartışmasızdır. Bu nedenle mevcut durum maddi hata olarak kabul edilerek mahkemenin ihbar üzerine öğrendiği maddi hatayı evrak üzerinde verilecek ek karar ile gidermesi gerekir. Nitekim 6100 sayılı HMK 304. maddesine göre, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.(2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir. Maddi hatanın düzeltilmesine ilişkin HMK304 maddesine göre, tarafların beyan için davet edilmesi gerekse ve beyan için mahkemeye müracaat etseler bile dosya üzerinden karar verilebileceğine göre, duruşma açılması halinde dahi tarafları gelmese bile karar verilmesi gerektiğinden HMK 150 maddesi uyarınca dosya işlemden kaldırılamaz. Esasen verilecek bu karar verilmiş olan nihai karardaki açık maddi hatanın düzeltilmesine ilişkindir. Bu nedenle, Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin ihbar niteliğindeki bildirimi üzerine, tasfiye memuru atanması bakımından duruşma açılmasına gerek olmadığı gibi açılan duruşmada da taraflar gelmese bile karar verilebileceği gözetilmeksizin, bir kez yenilenen dosyasının ikince kez takipsiz bırakıldığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ek kararının kaldırılmasına ve ihya kararında, ölü kişinin tasfiye memuru olarak atanmasına ilişkin kısmı yönünden HMK 304.maddesi kapsamında işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022