Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1770 E. 2023/91 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1770
KARAR NO: 2023/91
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2022
NUMARASI: 2018/730 Esas – 2022/447 Karar
DAVA: İtirazın İptali ( Rücu İlişkisinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin dava dışı sigortalısı …’nin , dava dışı diğer bir şirket olan …’in Almanya’da yerleşik dava dışı …’e satmış olduğu rüzgâr türbin kanatlarının alıcı şirkete nakliyesi işini üstlendiğini, dava dışı sigortalı …’nin, davalı … AŞ ile rüzgâr türbin kanatlarının gemiye yüklenmesi işi için anlaşmaya vardığını, davalı …’ün işi üstlendiğini ve 31.01.2017 tarihinde gemiye yükleme işinin yapıldığını, yükleme sırasında hasarın meydana geldiğini, dava dışı … tarafından yapılan inceleme sonrasında … numaralı kanat üzerinde oluşan hasarın onarılamayacağının belirtildiğini, hasara uğrayan emtianın alıcı şirket tarafından kabul edilmediğini ve dava dışı sigortalı …’den türbin kanadının satış bedelinin talep edildiğini, diğer davalı … Sigorta AŞ.’nin davalı …’ün sorumluluk sigortacısı olduğunu, meydana gelen hasarla ilgili olarak Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) internet sitesinde yayımlanan hasar tarihindeki SDR-EUR kuru baz alınarak taşıyanın maksimum sorumluluğunun hesaplandığını ve indirimlerle birlikte 101.384,21 EURO ödenmesi gerektiğinin belirlendiğini, davacı tarafından sigortalısına 101.384,21 EURO tutarında tazminat ödemesinde bulunulduğunu, davalı sigorta şirketi … ile görüşüldüğünü, davalı … tarafından davacıya, icra takibi açılmadan önce 7.667,41 EURO zarar ödemesinde bulunulduğunu ve bu sebeple icra takibinin anılan tutarın mahsubu ile 93.716,80 EURO alacak üzerinden başlatıldığını, davalı … tarafından icra takibi sonrasında ise 8.395,09 EURO ödeme yapıldığını, bu sebeple davacı tarafından 85.321,71 Euro’nun talep edildiğini, davalılar tarafından icra takibine yapılan itirazların 85.321,71 EURO’luk kısmı bakımından iptali ile takibin devamına, davalı … tarafından icra takibine itirazdan sonra yapılan 8.395,09 EURO’luk ödemenin mahsubuna karar verilmesini, davalıların; alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … Sigorta Aş’nin, (…) poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun sigortalısının kusur oranı ile sınırlı olduğunu, yapılan ekspertiz çalışması sonucunda davalı sigortalı …’ün kusur oranının %20 olduğunun tespit edildiğini, dava konusu zarar sebebiyle hem davacının hem de dava dışı sigortalısı …’nin davalı sigorta şirketine zarar tanzimi için müracaat ettiğini, …’nin talebinin 127.608,75 EURO olduğunu, davacı tarafından, SDR’ye göre hesaplanan 108.984,21 EURO hasar tutarından, muafiyet ve sovtaj tenzil ederek kalan 101.384,21 EURO tazminat tutarının dava dışı …’ye ödendiğini ve bu tutarın tamamının davalı …’a rücu ettiğini, dava dışı …’nin 127.608,75 EURO talebinden, davacı yandan aldığı 101.384,21 EURO’yu düşerek kalan 26.224,54 EURO’yu davalı …’e rücu ettiğini, davalı … nezdindeki Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Sigortası şartları çerçevesinde hesaplanan hasar tutarının 120.766,00 EURO olduğunu ve bu tutarın %83,95’inin davacı yan tarafından dava dışı …’ye ödendiğini, davalı …’ün kusur oranı ve poliçe şartlarına göre hesaplanan 19.133,20 EURO’nun %83,95’i olan 16.062,50 EURO’nun davacıya kalan 3.070,70 EURO’nun ise dava dışı …’ye ödendiğini, davalı …’ın poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirdiğini, davalı …’ün, kanadın gemiye yükleme işlemini, dava dışı … ile beraber yaptığını, dava dışı …’in zararın meydana gelmesinde kusurunun olması sebebiyle davanın, sigortacısı dava dışı … Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesini ve davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “… Somut olayda karayolu taşımasının sonlanarak deniz yolu taşımasının başladığı İzmir limanında emtianın deniz yolu taşımasını yapacak gemiye yüklenmesi için gerekli olan vinç ile yükleme sırasında gemiye yükleme esnasında vincin kasasında bulunan emtianın taşıma güvenliği tam alınmaması nedeni ile hasarlandığı, taşımanın karayolu ayağının bittiği ve limanda yüklemenin başlaması ile deniz yolu kısmının başladığı, hasarın da gemiye yükleme esnasında meydana geldiği hususu taraflar arasında çekişmesizdir.Hasarın deniz taşımasının başladığı kısımda meydana geldiği alınan bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 1178. Maddesi uyarınca uygulanması gereken hukukun deniz yolu ile taşıma hukuku olduğu, uyuşmazlığın Deniz ticaretine dair hükümler ihtiva eden taşıyıcının sorumluluğunu düzenleyen hükümlere göre çözümlenmesi gerekeceği açıktır. Dava konusu olayda deniz taşımasında hasarlanan emtia nedeni ile zarar talebinde bulunulduğuna göre, 6102 Sayılı TTK’nın “Deniz Ticareti Sözleşmeleri” başlıklı 1119 vd. maddelerinde bu tür sözleşmeler düzenlenmiş olup uyuşmazlığın çözümünde anılan madde hükümlerinin de uygulanması gerektiğinden, davanın görülüp sonuçlandırılmasının denizcilik ihtisas mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü gerekmekte olup mahkemelerin görevi, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve Hakimler ve Savcılar Kurulu kararı gereğince somut uyuşmazlığın çözümünde özel mahkeme olarak denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatıyla İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi görevli olduğundan mahkememiz görevsiz olması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre görevli mahkeme İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi olduğundan mahkememizin görevsizliğine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilleri istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasında navlun sözleşmesinin bulunmadığını, dava dışı sigortalının faaliyet alanının taşıma işleri organizatörlüğü olduğunu, somut olayda sigortalının yükleme işinin alanında uzman davalı …’e devrettiğini, davalı …’ün vinç ile yükleme işinde iştigal ettiğini ayrıca yargılama aşamasında aldırılan bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere rüzgar türbin kanatlarının yüklenmesi hususunda uzman bir firma olduğunu, somut olayda sigortalının yükleme işinin tamamen …’e devretmesi ile taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin eser sözleşmesi niteliğine büründüğünü, hasarın salt gemiye yüklemeye esasında meydana gelmiş olmasının, uyuşmazlığın çözümünde denizcilik mahkemesinin görevli hale getirmediğini, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesinin hukuka aykırı görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava da, dava dışı şirketler arasındaki satış sözleşmesi kapsamında, davacının sigortalısı … AŞ’nin Almanya’da mukim alıcıya,satım konusu emtianın nakliyesi işini üstlendiği ve taşıma ediminin ifasının gerçekleştirilmesi noktasında davalı … İzmir Vinç Kiralama ile anlaşmaya vardığı, … AŞ tarafından emtianın gemiye yüklemesi esnasında vuku bulan hadise nedeniyle emtiada oluşan hasarın davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı … AŞ’ye ödenen hasar bedelinin taşıyıcı olan davalı ve onun sorumululuk sigortacısıdavalı … Sigorta AŞ.’den rücuan tahsili amacı ile başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda uyuşmazlığın çözümünde denizcilik ihtisas mahkemesinin görevli olduğundan davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … E sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının … sigorta AŞ, borçluların … Sigorta AŞ ile … İzmir Vinç Kiralama oldukları, 93.716,80 Euro alacağının takibe konu edildiği, takip sebebi olarak 31/01/2017 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle nakliyat abonman sigorta poliçesine istinaden sigortalı …’ye ödenen hasar tazminatının rücusu olarak gösterildiği, itiraz eden … vekili icra dosyasına itirazında ödeme emrinin hukuka aykırı düzenlendiğini, esasa ilişkin olarak da; takip alacaklısınında hiçbir borçları bulunmadığından takibin tamamına takip öncesi ve takip sonrası işletilen faize ve faiz oranına itiraz ettiklerini bildirmiştir. Borçlu … İzmir Vinç vekili itirazında müvekkilinin merkez adresi itibariyle İzmir İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, müvekkili şirketin dosya alacaklısına bir borcu bulunmadığını beyan ederek, bu çerçevede esas alacak miktarına, bu miktarlar üzerinden işlemiş faize ve faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz etmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 5/2. maddesiyle, bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebileceği hükme bağlanmıştır. HSK tarafından, bu tür davalara bakmak üzere, İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi görevlendirilmiş olup bu mahkeme ile İstanbul il sınırları içindeki diğer Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Mahkemenin görevli olması HMK’nın 114/1.c maddesi uyarınca dava şartı olup aynı Kanun’un 115/1. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden gözetir. Somut olayda uyuşmazlıkta akdi taşıyıcı sıfatının bulunan dava dışı sigortalının, taşımaya konu emtianın gemiye yüklenmesi sürecinde davalı ile anlaştığı, davalının vinç kiralama işi ile uğrastığı, eldeki davanı konusunu, taşımanın deniz yolu ayağına başlanılması sürecinde meydana gelen hadisenin oluşturduğu, emtianın vinç ile gemiye yüklenmesi esnasında zarar görmüş olduğu iddiasına dayalı olarak davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Emtiadaki hasarın davalının sorumluluğu altındayken meydana geldiği iddia edilmiş olmakla, esasen deniz yoluyla taşımayı gerçekleştirmeyi taahhüt eden akdi taşıyıcının dava dışı sigortalı olduğu, akdi taşıyıcı ile davalı arasındaki anlaşma gereği emtianın davalının doğrudan zilyetliğinde bulunduğu, kaldı ki yükleme, boşaltma ve istif işlerinin yük ilgililerine bırakıldığı durumlarda TTK’nın 975. maddesi uyarınca taşıma işini fiilen gerçekleştirecek gemi kaptanın dahi yükleme ve istifin denizcilik örf ve usullerine uygun tarzda yapılmasına nezaret etmek görev ve sorumluluğunun bulunduğu; bu bağlamda hem dava dışı sigortalı akdi taşıyıcının hem de dava dışı gemi kaptanının varsa müterafik kusurlarının Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülen deniz ticaretine ilişkin hükümler kapsamında tespit edilmesi gerektiğinden, bu tespiti yapma görevinin de de ihtisas mahkemesine ait bulunması sebebiyle mahkemenin görevsizlik kararı yerindedir. Açıklanan nedenlerle, HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 07/02/2023