Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1763 E. 2023/86 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1763
KARAR NO: 2023/86
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2021
NUMARASI: 2021/494 Esas – 2021/762 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili yargılamanın yenilenmesi talepli dava dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin 25/02/2020 tarihli 2019/ 676 E- 2020/117 K sayılı ilamında davanın reddine karar verildiğini, bunun üzerine istinaf başvurusunda bulunduklarını, İstanbul 13. Hukuk Dairesi’nin 05/11/2021 tarihi 2020/1578 E 2020/1225 K sayılı ilamı ile davacının elektronik ortamda muhafaza ettiği E-defter beratlarına ulaşamadığını veri kurtarma merkezinden aldığı 11.11.2019 tarihli cevapla ile öğrenmiş bulunduğundan bu tarihten itibaren zayi belgesi verilmesi için mahkemeye başvurması zorunlu olup somut olayda bu süre bittikten sonra dava açıldığından dava şartı yokluğu nedeniyle talebin usulden reddine karar verildiğini, oysaki siber saldırıya maruz kalan müvekkilinin gerekli belgelerle …’e başvurduğunu buradan mahkemeden zayi belgesi getirilmesi yönünde verilen cevap üzerine 15 gün içinde mahkemeye müracaat edildiğini, aynı sürece ilişkin farklı mahkemelerde açılan davalarda zayi belgesi taleplerinin kabul edildiğini bahsi geçen sebeplerle yargılamanın yenilenmesi talepleri doğrultusunda hukuka aykırı kararının kaldırılarak davalarının kabul edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “Somut olayda davacı vekili, elektronik ortamda muhafaza edilen e-defter beratlarına siber saldırı sonucunda ulaşılmadığını, gelir İdaresi Başkanlığına yapılan başvuru neticesinde verilen yanıt kapsamında zayi belgesi verilmesini talep etmiş, mahkememizce yapılan yargılama neticesinde davanın reddine dair verilen karar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2020/1578 Esas, 2020/1225 Karar sayılı kararı ile kaldırılarak davanın süre yönünden usulden reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yeniden hüküm kurularak kesin olmak üzere karar verilmiştir.Davacı vekilince 28/06/2021 tarihli dilekçesiyle özellikle hak düşürücü sürenin geçmediğine ilişkin farklı ilk derece mahkemesi kararları emsal olarak sunulup yargılamanın yenilenmesi talep edilmiş ise de mahkememiz kararının BAM incelemesi sonucunda kaldırılarak kesin olmak üzere yeniden hükme bağlandığı, sunulan mahkeme kararlarının ise istinaf/temyiz incelemesi yapılmaksızın kesinleştiğinin görüldüğü, bu kapsamda somut olayda 6100 Sayılı HMK’nın 375. maddesinde sınırlı olarak belirtilen yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden herhangi birisinin bulunmadığı anlaşıldığından yargılanmanın yenilenmesi talebinin davanın esasına girilmeden 6100 sayılı HMK’nın 379/2 maddesi gereğince usulden reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin yargılanmanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin vermiş olduğu kararın hukuka aykırı olduğunu, aynı siber saldırısına maruz kalan grup şirketler hakkında farklı mahkemelerin farklı kararlar verilmesinin kabul edilemeyeceğini zira uygulamanın yeknesak olması gerektiğini, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/02/2021 tarihli, 2019/686 E, 2021/117 K sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesi Gelir İdaresi Başkanlığının 28/11/2018 tarihli mail ile bildiriminden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde dava açıldığı gerekçesiyle zayi belgesi taleplerinin kabul etdildiğini, İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi’nin 21/10/2021 tarihli, 2021/1713 E, 2021/1531 K sayılı kararı ile davanın 15 günlük hak süre içinde açıldığı gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırılması ve davanın yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verildiğini, yeniden yapılan yargılama neticesiyle İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/03/2022 tarihli, 2021/711 E, 2022/352 K sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verdiğini, bu şekilde 4 tane daha emsal nitelikte kararın istinaf dilekçesinde esas ve karar numaraları ile birlikte yer aldığını, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkindir. Davanın yasal dayanağı HMK’nun 375 ve devamı maddeleridir. Anılan madde bütününde yargılamanın yenilenme nedenleri sınırlı olarak sayılmış olup, genişletilmesi söz konusu değildir. HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlarla sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Esas dava, TTK 82. Maddesi kapsamında zayi belgesi verilmesi talebine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinden; davacının e-defter tuttuğu, bu kapsamda e-defter beratlarının alındığı, siber saldırının gerçekleşmesi neticesi bahsi geçen e-defter beratlarına elektronik ortamda ulaşılamadığı, bunların silinip yeniden kaydedilmesi hususunda Gelir İdaresi Başkanlığına müracaat edildiği, ilk derece mahkemesinin 25/02/2020 tarih, 2019/676 Esas, 2020/117 Karar sayılı kararı ile; siber saldırı sonucu elektronik ortamda muhafaza edilen e-defter beratlarının zayi olduğu yönündeki iddianın TTK 82. Madde kapsamında mücbir sebep olarak görülmesinin mümkün olmadığı, bu tip saldırılara karşı gerekli tedbirin alınabileceği, basiretli bir tacir olarak bu durumu öngörmesi gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf edilen kararın istinaf incelemesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2020/1578 Esas, 2020/1225 Karar sayılı ile yapıldığı, istinaf incelemesi neticesi kararın kaldırılarak davanın süre yönünden usulden reddine karar verildiği, kararın bu şekilde kesin hüküm niteliği kazandığı anlaşılmıştır. İstanbul 13. Hukuk Dairesinin 05/11/2021 tarihi 2020/1578 E 2020/1225 K sayılı ilamında; 19/10/2019 Tarih 30923 Sayılı Resmi Gazetede Yayınlanarak Yürürlüğe Giren 3 Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliği (sıra No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 7/1 maddesi, TTK’nın 64/3. Maddesi, ve TTK’nın 82/7 maddesindeki düzenlemeler birlikte göz önünde bulundurularak; davacının elektronik ortamda muhafaza ettiği e-defter beratlarına ulaşamadığını veri kurtarma merkezinden aldığı 11.11.2019 tarihli cevap ile öğrendiği, yasa ve tebliğ gereğince bu tarihten itibaren 15 gün içinde yetkili mahkemeye kendisine zayi belgesi verilmesi için başvurmak zorunda olduğu, ancak davacının davayı sürenin bitiminden sonra 04/12/2019 tarihinde açmış olduğu gerekçesi ile davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. HMK’nın 375. Maddesinde sınırlı sayıda belirtilen yargılamanın iadesi sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 375/1-ç maddesinde ”yargılama sırasında aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması” şeklinde düzenleme getirildiği, g fıkrasında ”lehine karar verilen tarafın karara esas alınan yemini yalan yere ettiğini ikrar veya yazılı delille sabit olması” şeklinde düzenleme getirildiği, h fıkrasında ”lehine karar verilen tarafın karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması” şeklinde düzenleme getirdiği, 377. Maddede ise c bendinde ”yeni belgenin elde edildiği veya hilenin farkına varıldığı, ç bendinde 375. Maddenin g bendindeki hallerde ceza mahkumiyetine ilişkin hükmün kesinleştiği tarihten itibaren 3 ay ve her halde iade talep edilen hükmün kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl zaman aşımı süresi” şeklinde düzenleme getirildiği açıktır.Davacı tarafça ileri sürülen nedenler yasada sınırlı sayıda belirlenen yargılamanın yenilenmesi nedenlerinden olmadığı gibi, yargılamanın şekli anlamda kesinleşmesinin yargılama güvenliğine ilişkin olup, kesinleşen bir hükme karşı, daha önceden ileri sürülen ve yargılama sırasında dikkate alınmamış hususların bulunduğu kabul edilerek yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulamaz. Esasen, yargılamada ileri sürülen hususların incelenerek hüküm verildiği gibi hükme karşı kanun yoluna başvurulmadığından kararın kesinlemiş olduğu anlaşılmaktadır. O halde, benzer uyuşmazlıların çözümüne ilişkin farklı yargı kararlarının olduğu ancak esasen uygulamada yeknesaklığın sağlanması gerektiği şeklindeki iddia yargılamanın yenilenmesi yoluyla ileri sürülemez. İlk derece mahkemesinin gerekçesi ve kararında bir isabetsizlik bulunmadığından yerinde olmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden HMK. 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)ç. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 07/02/2023