Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1757 E. 2022/1241 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1757
KARAR NO: 2022/1241
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/09/2022 (Ara karar)
NUMARASI: 2022/669 Esas (Derdest)
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati haciz talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: İhtiyati haciz talep eden eden vekili talep dilekçesinde özetle; yabancı Mahkeme tarafından verilen bir kararla tespit edilen alacak hakkında tedbir niteliğinde bulunan ihtiyati hacze karar verilebilmesi için yabancı kararın tenfiz koşulunun aranmasına gerek bulunmadığını, diğer taraftan, İcra İflas Kanunu’nun 259/2 maddesine göre; “Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz.” maddesi gereği teminatsız ihtiyati haciz istenebildiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan araştırmalarda, borçluların durumunun giderek bozulduğu, borçlarını ödemediği gibi mal kaçırma girişimleri içinde bulunduğu, taşınmazlarını muvazaalı olarak üçüncü kişilere devrettiğinin öğrenildiğini ve olayda İİK’nin 257. maddesinin öngördüğü koşullar gerçekleşmiş bulunduğundan davalılar aleyhine hükmedilen 98.275.590 Som 55 tıyının (1.214.823,67 USD) tahsili için davalıların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına teminatsız olarak Mahkememiz aksi kanaatte ise takdir edilecek teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir/haciz talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “İhtiyati haciz, İİK’nin 257 vd. maddelerinde yazılmış olup, 257. madde uyarınca, ihtiyati haciz vadesi gelmiş bir para borcu için istenebilecektir. Aynı maddeye göre vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz istenebilmesi için borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması, yahut kaçmış olması veya bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gereklidir. İİK’nin 258. Maddesine göre alacaklı, alacağı hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. Öncelikle yabancı mahkeme ilamı henüz ülkemizde geçerli ilam niteliğini almadığından İİK’nin 257/1. Maddesindeki borcun vadesinin geldiğinden söz edilemez. İkinci olarak davacı tarafın “davalının işlerinin bozulduğu, mal kaçırma girişiminde bulunduğu, taşınmazlarını muvazaalı olarak üçüncü kişilere devrettiği” iddiası ile ilgili olarak davacı tarafça İİK’nin 258. Maddesinde yazılı deliller sunmamış olup, iddiaları soyut niteliğinde olduğundan İİK’nin 257/2. Maddesindeki koşullar da oluşmamıştır. Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin, davalılar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi talebinin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yabancı mahkeme tarafından verilen bir kararla tespit edilen alacak hakkında tedbir niteliğinde bulunan ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yabancı kararın tenfiz koşulunun aranmasına gerek olmadığını, bu kapsamda, Mahkemenin, Kırgız Cumhuriyeti Bişkek Şehri Pervomaisky Bölge Mahkemesinin 2 Kasım 2020 tarih ve GD-922/20.BZ sayılı kararın ülkemizde henüz geçerli olmadığını gerekçe göstererek ihtiyati haciz talebimizi reddetmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, diğer taraftan, davalıların bugüne kadar kesinleşen bir yabancı mahkeme kararı olmasına rağmen borçlarını ödememelerinin kötüniyetli olduklarını gösterdiğini, dava konusu Kırgız Cumhuriyeti Bişkek Şehri Pervomaisky Bölge Mahkemesinin 2 Kasım 2020 tarihli GD-922/20.BZ sayılı kararında davalılar aleyhine hükmedilen 98.275.590 Som 55 tıyının (= 1.214.823,67 USD) tahsili için davalıların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmamasının ileride daha da telafisi güç zararlara yol açacağını, mahkemece, huzurdaki davada tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kararı verilmemesinin alacağın tahsilini imkansız hale getirmekte olduğunu beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE:Talep, yabancı mahkeme kararının tanınması/tenfizi istemiyle açılan davada ihtiyati haciz kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Davacı tarafça Kırgız Cumhuriyeti Bişkek Şehri Pervomaisky Bölge Mahkemesinin 2 Kasım 2020 tarihli GD-922/20.BZ sayılı kararı dosyada sunulu vaziyettedir. İhtiyati haciz isteyen taraf, Kırgız Cumhuriyeti Bişkek Şehri Pervomaisky Bölge Mahkemesince hüküm altına alınan alacağın ödenmediğinden bahisle incelemeye konu ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin talebi yapmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır(Yargıtay 19 HD’nin 12/12/2019 Tarih,2019/2300 E-2019/5531 K). Henüz tenfiz edilmemiş ve tenfiz şartlarını taşıyıp taşımadığı yargılama neticesinde anlaşılacak olan yabancı bir mahkeme veya hakem kararına istinaden tenfiz davasının başında, tenfize konu kararda hükme bağlanan alacağın ‘vadesi gelmiş bir alacak’ olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Buna karşılık yabancı mahkeme veya hakem kararının tenfizini isteyen alacaklı, tenfize konu karardan başka diğer delillerle veya İİK m. 257/f.2’deki şartların mevcudiyetini ortaya koyarak her zaman ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. Somut olayda, davacı sadece henüz tanına ve tenfizine karar verilmemiş bir yabancı mahkeme kararına dayanmış olup, bu şekilde yabancı mahkeme kararı tek başına vadesi gelmiş bir para borcunu yaklaşık olarak ispatlamaya elverişli değildir. Dosyada istinaf incelemesinin yapıldığı tarih itibariyle yabancı mahkeme kararına konu alacağın yaklaşık ispatına ilişkin bir belge veya delile de rastlanmamıştır. Bu halde ihtiyati haczin şartlarının oluştuğunu kabul etmek mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İhtiyati haciz talep eden tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati haciz talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 08/11/2022