Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1735 E. 2023/89 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1735
KARAR NO: 2023/89
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2019
NUMARASI: 2014/1008 Esas – 2019/336 Karar
DAVA: Alacak (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı … davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Malta bayraklı … IMO nolu … isimli kuru yük gemisinin 18/10/2011 tarihinde Kartal Sahilinde karaya oturduğunu ve denize yakıt sızdırarak çevre kirliliğine sebep olduğunu, sızan yakıtın temizlenmesi için … firması tarafından deniz kirliliğini önleme ve temizleme hizmetleri verildiğini, müvekkili idare bünyesinde kurulan zarar tespit komisyonu tarafından 15/05/2012 günlü karar ile temizlik hizmetleri bedeli olarak 248.942,12 USD’nin uygun görüldüğünü, Çevre Kanunu’nun 28.maddesine göre çevreyi kirletenler ve çevreye zarar verenlerin kirlenme ve bozulmadan doğan zararlardan dolayı kusur şartı aranmaksızın sorumlu olduklarını, dava konusu olayda geminin karaya oturması ve yakıt sızdırması sonucunda meydana gelen çevre kirliliğinin tazmini hususunda dava açılması için kusur şartı aranmadığından dava açmak için zararın tespit edilmiş olmasının yeterli olduğunu, öte yandan yapılacak masrafların ödenmiş olması şartı da aranmadığından müvekkili idarenin bu davayı açmakta hak ve yetkisinin bulunduğunu, … gemisine 11/06/2010 tarihinde …’ın yediemin olarak atandığını, dolayısıyla geminin olayın vuku bulduğu tarihte yediemin sorumluluğu altında olduğunu, geminin Tuzla İcra Müdürlüğü tarafından 05/01/2012 tarihinde 1.323.713,17 TL bedel üzerinden satıldığını, bu bedelden yediemin ücreti ödendikten sonra kalan miktarın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası hesabında tutulduğunu, sözkonusu dosyada, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün sıra cetveline kayıt talebinin reddedildiğini, … firması tarafından davacı kurum aleyhine bu bedelin müdahale tarihinden itibaren faiziyle birlikte ödenmesi için Anadolu 27 Asliye Hukuk Mahkemesi”nde açılan davanın görevsizlik kararıyla İstanbul 51-52 Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne gönderildiğini ileri sürerek İstanbul 6 İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında bulunan geminin satış bedeli üzerine ihtiyati tedbir konularak deniz kirliliğini önleme ve temizleme hizmetleri bedeli olan 248.942,12 USD’nin fiili ödeme tarihindeki TL karşılığı ile 18/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kaza tarihi itibariyle yediemin olarak atandığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip alacaklısının talebi üzerine geminin yedieminlik görevini üstlendiğini, icra dosyası incelendiğinde müvekkilinin 19.08.2010-29.08.2011 tarihleri arasında yedieminlik görevi yaptığının anlaşılacağını, müvekkilinin icra müdürlüğünce yediemin olarak atanan bir kişi olup, demirlenmiş halde bulunan bir gemide yediemin olan kişinin geminin sürüklenmesi neticesinde yakıt sızdırması sonucu deniz kirliliğini ödeme ve temizleme hizmetlerinden şahsen sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, donatanın temsilcisi sıfatını haiz olmayan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini savunarak müvekkili hakkındaki davanın öncelikle husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, müvekkilinin yedieminlik ücretini tahsil etmiş olduğu yönündeki iddiaların da gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın geminin satış işlemlerini yürüten İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına 04/06/2012 tarihinde başvurarak alacağın kaydedilmesini istediklerini ancak icra müdürlüğü tarafından talebin reddedildiğini savunarak müvekkili hakkındaki davanın öncelikle usulden olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı gemi kaptanı … hakkında açılan dava bu dosyadan tefrik edilerek mahkememizin … esas sayılı esasına kaydedilmiş olup, davalılar gemi donatanı ve gemi işleteni tarafından davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “… Dava; 18/10/2011 tarihinde karaya oturan … IMO nolu … isimli kuru yük gemisinin yakıt sızdırması nedeniyle deniz kirliliğine sebebiyet vermesinden dolayı davadışı … firmasının yapmış olduğu deniz ve çevre temizleme hizmetleri bedelinin davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Dava dilekçesindeki beyanlar ile dosyaya sunulan karar örneklerinden; … gemisinin neden olduğu çevre kirliliğinin temizliği … tarafından yerine getirildikten sonra hizmet bedelinin tahsili için …’ın Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü aleyhine mahkememizin 2015/73 esas sayılı dosyasında açtığı davanın görevsizlik kararıyla İstanbul 9 Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği, İstanbul 9 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/67 esas 2017/95 karar sayılı 20/04/2017 tarihli kararı ile davacı Gisaş’ın davasının kabulüne karar verildikten sonra istinaf aşamasında davacının feragatı üzerine davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek, kararın 19/06/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı bakanlık vekili tarafından dosyaya sunulan 06/05/2019 tarihli dilekçede … gemisinin sebebiyet verdiği deniz kirliliğine müdahale eden … AŞ’ye bakanlık yada liman başkanlığı tarafından herhangi bir ödeme yapıldığına dair kayıt bulunmadığı bildirilmiştir. 18/10/2011 tarihinde karaya oturan … IMO nolu … isimli kuru yük gemisinin sebebiyet verdiği çevre kirliliğinin temizliği işlemini yerine getiren …’ın, yaptığı bu hizmetten dolayı hakediş bedelinin tahsili için … aleyhine dava açması üzerine, bakanlık tarafından sözkonusu davanın aleyhe sonuçlanması ihtimaline binaen zarara sebebiyet verenlere karşı eldeki dosya üzerinden rücu davası açılmış olduğundan, işbu dava tarihi itibariyle davacı … Bakanlığının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu değerlendirilmiştir. Ancak, …’ın İstanbul 17 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/73 esas sayılı dosyasında bakanlık aleyhine açtığı sonradan görevsizlik kararıyla İstanbul 9 Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilen davanın feragatla sonuçlanması üzerine eldeki dosya açısından davacı bakanlığın davaya devam etmekte hukuki yararı kalmamıştır. Bu şekilde davadaki hukuki yarar şartı sona erdiğinden davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak, dava tarihi itibariyle davacı dava açmakta haklı olduğundan, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceği değerlendirildiğinden, tarafların yapmış oldukları yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılarak, her iki taraf açısından vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı … davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eldeki davanın Çevre Kanunu’nun 28. maddesinden doğan kirletenin kusursuz sorumluluğunu öngören alacak davası olduğunu, müvekkilinin kendi imkanlarıyla hesapladığı zarar miktarının davalıdan tahsilini talep ettiğini ancak mahkemenin söz konusu davayı rücu davası gibi değerlendirdiğini ve bu sebeple müvekkilinin temizleme bedeli olarak belli bir miktarı ödemesi gereğini davanın ön şartı olarak kabul ettiğini, esasen müvekkilinin dava dışı … isimli firmaya … isimli geminin meydana getirmiş olduğu kirlenmeyi temizlettiğini, hak ediş bedellerinin … firmasına doğrudan ödenmediğini, geçmişten gelen hak ve borçlar doğrultusunda mahsuplaşma yoluna gidildiğini, takas- mahsup yapıldıktan sonra dava dışı … tarafında İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/67 E sayılı dosyasında ikame edilen davadan feragat edildiğini, müvekkilinin eldeki davaya açmakta hukuki yararı bulunduğunu ilk derece mahkemesince yargılama aşamasında bilirkişi incelemesi yapılarak meydana gelen zararın tam olarak teslim edilmesi gerektiğini, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesinin hukuka aykırı kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulen reddine karar verilmesinin hukuka uygun olduğunu ancak davanın açıldığı anda var olan dava şartının sonradan ortadan kalkması durumunda davanın usulden reddine karar verilirken davalı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini, davacının talebinin deniz kirliliği ve temizleme hizmetleri bedelinin tahsiline ilişkin olduğunu, zira 26/10/2016 tarihli celsede de davacı vekilinin müvekkili olan kurumun deniz kirliliğinin giderilmesi hizmet kapsamında …’a herhangi bir ödeme yapmadığını, …’ın İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/67 E sayılı dosyasında açmış olduğu dava neticesi müvekkilinin yapması ihtimal dahilinde olan ödemeye istinaden eldeki istinafa konu davayı açmış olduklarına dair beyanının olduğunu, …’ın söz konusu davasından feragat ettiğini ve kararın kesinleştiğini, yine deniz kirliliğinin giderilmesi hizmet bedeli olarak …’a herhangi bir ödeme yapılmadığına dair davacı tarafın 06/05/2019 tarihli imzasız beyan dilekçesinin dosyada mübrez olduğunu, bahsi geçen sebeplerle davacının istinaf taleplerinin reddine ve ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, malvarlığında meydana gelen zararın davalılar arasındaki eksik teselsül ilişkisi kapsamında farklı hukuki sebeplere dayalı olarak davalılardan tahsili talebini içerir eda davasıdır. İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, davacı … davalı … vekili tarafından ayrı ayrı olmak üzere yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Dava dışı …’ın davalı TC … (Tuzla Liman Başkanlığının Bağlı Olduğu Deniz ve İç Sular Düzenleme Genel Müdürlüğüne İzafeten dava açıldığı) aleyhine açtığı İstanbul 9 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/67 E, 2017/95 K sayılı davada, Malta Bayraklı … Gemisinin 18/10/2011 tarihinde Kartal sahilinde karaya oturduğu, deniz yakıt sızdırması sonucu deniz kirliliğine neden olduğu Tuzla Liman Başkanlığ’nın kirliliğin temizlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması için ..’yı görevlendirdiği, …’nın zarar tespit komisyon raporu ve liman başkanlığınca yapılan işlemleri içeren dosyayı …’na gönderdiği, …’ın hizmet karşılığı ücret talebinin Tuzla Liman Başkanlığı tarafından makul bulunduğu ancak hizmet bedelinin bakanlık tarafından ödenmediği kirliliğe sebep verilen gemiden tahsil edilerek …’a ödenmesi yolunun seçildiği, geminin hacizli olduğu ancak buna rağmen liman başkanlığının hizmet bedelini ödemediği sebepleriyle hizmet bedeli kapsamında alacak talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesi davanın kabulü ile 248.942,12 USD’nin davalıdan yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesi yoluna gidilmiştir. Ancak istinaf aşamasında davacı davasından feragat ettiğinden, davanın feragat nedeni ile reddi yoluna gidilmiş, karar 19/06/2018 tarihinde kesinleşmiştir.İstinafa konu eldeki davada davacı … olmakla; davalılar Malta bayraklı … imo numaralı … Gemisinin donatanına izafeten acentesi …, Malta bayraklı … imo numaralı … Gemisinin işleteni …, Malta bayraklı … imo numaralı … Gemisinin Yediemini …’dır. Dava dilekçesinde Malta bayraklı … imo numaralı … Gemisinin 18/10/2011 tarihinde karaya oturmak suretiyle yakıt sızdırdığını, gemiye 11/06/2020 tarihinde …’ın yediemin olarak atandığını, hadisenin vuku bulduğu tarihte geminin yedieminin sorumluluğu altında bulunduğunu, geminin Tuzla İcra Müdürlüğü tarafından 05/01/2012 tarihinde 1.323.713.17 TL bedel üzerinden satıldığını bu bedel içerisinden yedieminin ücretinin ödendiğini, kalan miktarın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası hesabında tutulduğunu, …’ın söz konusu icra dosyasındaki miktarın tahsili talebi ile Tuzla Liman Başkanlığının bağlı olduğu Deniz ve İç Sular Düzenleme Genel Müdürülüğüne dava açmış olduğu, ve söz konusu dosyada görevsizlik kararının verildiği ileri sürülerek deniz kirliliğini önleme ve temizleme bedeli olan 248.942,12 USD’nin fiili ödeme tarihindeki karşılığı faizi ile birlikte talep edilmiştir. Davacının dava hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Bundan başka, davacının dava açmakta hukuki bir yararının bulunması gerekir; yani, dava hakkı, hukuki yarar ile sınırlıdır. Dava açmakta hukuki yararı olmayan kişi, Devletin mahkemelerini gereksiz yere uğraştıramaz. Bu, hukuki korunma (himaye) ihtiyacı olarak da adlandırılmaktadır. Yani, davacının mahkemeden hukuki korunma istemesinde, korumaya değer bir yararı olmalıdır. …’ın dava konusu geminin denize yakıt sızdırması sonucu ortaya çıkan deniz kirliliğini temizleyerek, temizleme bedelini TC …’ndan tahsili için dava açtığı, dava henüz derdestken, TC … vekilinin derdest davadan kaynaklı olarak zararının oluşacağını öne sürerek eldeki istinafa konu davayı açmıştır. Dava dışı …’ın davacı bakanlık aleyhine açtığı itirazın iptali davası kabul edildikten sonra davadan feragat etmiş olup, davacı bakanlık vekili 06.05.2019 tarihli beyan dilekçesi ile Ulaştırma Bakanlığı tarafından …’a yapılan herhangi bir ödemenin olmadığı beyan etmiş ise de eldeki davanın davalılarının anılan ve feragat ile sonuçlanan davada taraf olmadıkları ve davacı bakanlık vekilinin dava dışı … ile aralarındaki önceye dayalı ticari ilişkiden kaynaklı karşılıklı alacak ve borçluluk ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin bu ilişki kapsamında doğan önceki bazı borçlarını ödemesi neticesi …’ın davadan feragat ettiğini ancak esasen TC …’nın davaya konu edilen zararının halen giderilmediğini ileri sürmesine göre … isimli kuru yük gemisinin sebebiyet verdiği çevre kirliliğinden kaynaklı tüm zararlarının giderildiği sonucuna varılamayacağından eldeki davayı açmakta davacının hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekmiştir.Somut uyuşmazlıkta … isimli kuru yük gemisinin sebebiyet verdiği çevre kirliliğinden doğan zarar talep edilmiş olmakla; mahkemece işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak özelikle davacı bakanlığın meydana geldiği ihtilafsız olan çevre kirliliği nedeniyle zararının bulunup bulunmadığı eğer zararı mevcutsa dava dilekçesinde talep edilen zarar tutarının kadri maruf olup olmadığı hususlarında davacı bakanlığın uhdesinde tutulan muhasebe evrakları ve ilişkili belgeler üzerinde konusunda uzman bilirkişi tarafından yapılacak inceleme neticesi hazırlanacak rapor ile sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine kaldırma nedenine göre bu aşamada davalı … vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,3-Kararın kaldırılma sebebine göre davalı … vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 5-İstinaf başvurusu bu aşamada incelenmediğinden davalı … tarafından yatırılan istinaf karar harcı ile istinaf başvuru harcının istemi halinde kendisine iadesine, 6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.07/02/2023