Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1676 E. 2022/1287 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1676
KARAR NO: 2022/1287
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/04/2022
NUMARASI: 2018/431 Esas – 2022/323 Karar
DAVA/BİRLEŞEN DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı), Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/11/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davacı-birleşen dosya davalısı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
ASIL DAVADA
DAVA: Davacı-birleşen dosya davalısı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından 20/02/2018 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine 18.755,84 TL bedel üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından borcunun bulunmadığından bahisle takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalının müvekkilini borçlandıracak şekilde tek taraflı olarak defterlerine kaydettiği 28.859,92 TL faturadan müvekkilinin haberinin bulunmadığını, müvekkiline böyle bir faturanın tebliğ edilmediğini, tek taraflı aktif fatura tanzim edilerek alacaklı duruma geçilemeyeceğini, davanın müvekkilinin … Lojistik’e … Operasyonu çerçevesinde verdiği alt taşıma hizmetlerinden doğan fatura alacaklarından kaynaklı cari hesap alacağı olduğunu, icra inkar tazminat taleplerinin olduğunu iddia ederek; davanın kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davalı tarafa ait araçlar ve gayrimenkul üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı-birleşen dosya davacısı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı ile … plaka nolu araç ile ücret karşılığı taşıma işinin gerçekleştirilmesi hususunda anlaştığını, taşıma işi karşılığında ödemenin davacıya yapıldığını, davacı tarafından fatura alacağına ilişkin olduğu belirtilerek müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile 18.755,84 TL tutarlı ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilerek takibin durduğunu, müvekkilinin borçlu olmadığını, alacaklı olduğunu, kayıtların gerçeği yansıtmadığını, davacıya ait araca ürünlerin yüklendiğini, aracın güvenliksiz bir yere park edildiğinden dolayı hırsızlık olayı yaşandığını, durumun davacı tarafından tespit edildiğini, davacının Şehit İsmail Akkoyun Polis Merkezi Amirliği’ne, … mağzaları tarafından çalınan ürünlere ilişkin müvekkili şirkete 28.859,92 TL tutarında faturalandırma yapıldığını, müvekkili tarafından fatura bedelinin ödendiğini, ödenen faturanın davacı tarafa yansıtıldığını, kendisine gönderildiğini, davacının faturayı almadığını ve iade ettiğini, davacının kusuru ile yaşanan hırsızlık olayı sonrasında ortaya çıkan zararın müvekkili şirket tarafından karşılanmasının hukuka aykırı olduğunu savunarak; davanın reddini, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2018/623 ESAS – 2019/93 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Davalı-birleşen dosya davacısı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı yan ile müvekkil şirketin yaklaşık 3-4 yıldır çalışmakta olduğunu, müvekkil şirketin ihtiyaç duyduğu durumlarda davalı tarafın kendisine ait … plakalı aracı ile ücret karşılığı taşıma işini gerçekleştirdiğini, davacı şirketin … mağazaları ile mevcut sözleşmesi gereği taşıma işlerini üstlendiğini, 23.12.2017 tarihinde davalı yana ait … plakalı araca ürünler yüklendiğini, Davalı yan aracını yükledikten sonra … Mah. … Sokak N: … sayılı yer yanındaki boş arsaya park ettiğini, davalı taraf ertesi gün sabah 07.00 sularında aracının yanına gelen davalı aracın camının kırık ve içeride mevcut kolilerde eksik olduğunu farkettiğini, yaşanan hırsızlık olayı neticesinde … Mağazaları tarafından müvekkil şirkete kesilen faturanın müvekkil şirketçe ödendiğini, fatura aynen davalı yana yansıtılarak 31.12.2017 tarihli, 28.859,92.-TL tutarlı fatura kesilerek davalı tarafa gönderildiğini, davalı yanın gönderilen faturayı teslim almayarak iade ettiğini beyan ederek, 10.104,08.-TL’ nin işleyecek reeskont avans faizi ile tahsili ile müvekkil şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davacı-birleşen dosya davalısı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ve savunmalarında dayandığı, “sözleşmeden yahut yasadan kaynaklı herhangi bir hakkı bulunmamasına rağmen” cari hesap borcundan tek taraflı mahsup ettiği faturadan, müvekkilinin bilgisinin bulunmadığını, Davacının ilgili faturayı müvekkiline tebliğ etiğini, müvekkilinin ise iade ettiğini ileri sürmekteyse de bu iddialarının tümüyle gerçek dışı olduğunu ve yazılı delille ispatlanması gerektiğini, yargılamaya muhtaç bir konu hakkında, akitten yahut yasadan kaynaklı bir mahsup hakkı olmadığını, müvekkilinin cari hesabından tek taraflı ve keyfî şekilde yapılan mahsup işleminin hiçbir geçerliliği bulunmadığını, hırsızlık olayının vukuunda müvekkilinin hiçbir ihmali yahut özensizliğinin bulunmadığını, Müvekkilinin emtia yüklü aracı metruk bir araziye terk etmiş olduğu gibi ihmalkâr bir algı yaratılmaya çalışıldığını, müvekkilimin aracı park ettiği yerin evinin hemen yanı olduğunu, Şehir içi taşımaların yüklemesinin akşamdan yapılmasını mecbur tutarak, yükün gece boyunca araçta risk altında kalmasına sebebiyet veren … TAŞIMACILIK TİC. LTD. ŞTİ.’nin hırsızlık olayının vukuunda bizzat kusurlu olduğunu, müvekkilden talep edilen emtia bedelinin sigortadan tahsil edilmişse, tahsilde tekerrür söz konusu olabileceğini beyan ederek, davacının haksız davasının külliyen reddiyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yüklenilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “taraflar arasında taşıma işine ilişkin ticari ilişki kurulduğu hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmayıp, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının meydana gelen hırsızlık sonucunda doğan zarara rağmen davalıdan taşıma bedelinin talep edip edemeyeceği, asıl dava davalısının takas mahsup def’ini ileri sürüp süremeyeceği, meydana gelen zararın mahsup edilip edilemeyeceği, meydana gelen zararın asıl dava davacısının alacağına mahsup edilmesi halinde davacının bakiye alacak talebinde bulunup bulunamayacağı, birleşen dava yönünden ise birleşen dava davacısının hırsızlık nedeniyle doğan zararının asıl dava davacısı birleşen dava davalısından talep edip edemeyeceği, talep edebileceği zarar tutarının ne kadar olduğu hususlarından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Mahkememizce öncelikle taraf defterleri üzerinde inceleme yapılarak asıl dava yönünden davacının taşıma ilişkisi kapsamında asıl dava davalısı birleşen dava davacısından talep edebileceği bir alacağının bulunup bulunmadığı hususu incelenmiştir. Yapılan incelemede taşıma işi nedeniyle asıl davacısı/ birleşen dava davalısının asıl dava davalısından 18.755,84 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Diğer taraftan meydana gelen hırsızlık nedeniyle asıl dava davacısının/birleşen dava davalısı kusurlu olup olmadığı, doğan zararı tazmin etmekle yükümlü olup olmadığı, meydana gelen zararın ne kadar olduğu hususlarında keşif yapılarak rapor tanzimi için dosyanın 1 güvenlik uzmanı, 1 emtia bilirkişisi ve önceden görevlendirilen Mali müşavir Bilirkişisi görevlendirilmiştir. Yapılan keşif sonucunda tanzim edilen ve mahkememizce de denetme açık ve hüküm kurmaya elverişli görülen bilirkişi raporuna göre, meydana gelen hırsızlık olayında asıl dava davacısı/birleşen dava davalısının ihmalinin olduğu ve kusurlu olduğu, davacı tarafından ileri sürülen 28.859,98 TL tutarındaki zararın kadri maruf oluğu tespit edilmiştir. Dava dilekçesine davalı vekili ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesi ile meydana gelen zararın davacı birleşen dosya davalısının taşıma alacağından mahsup edilmesinini talep etmiştir., davalı birleşen dosya davacısı vekili, kalan bakiye yönünden ise birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere asıl davada davacının taşıma işi nedeniyle tespit edilen alacağı 18.755,84 TL’dir. Asıl dava davalısı birleşen dava davacısının meydana gelen zararı ise 28.859,98 TL’dir. Asıl dava davalısı/ birleşen dava davacısının, meydana gelen zararının mahsubu ile talep edebileceği bir alacağı kalmamış olup bu nedenle asıl davanın reddine karar verilmiştir. Birleşen dava yönünden ise birleşen dava davacısının hırsızlık nedeniyle meydana gelen zararın 18.755,84 TL’si taşıma bedeline mahsup edildiğinde talep edebileceği bakiye alacağı 10.104,08 TL olduğu birleşen dava davacısının da bakiye tutarı talep etmiş olduğu anlaşılmakla birleşen davanın kabulüne,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-birleşen dosya davalısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden davacı tarafından davalı yana başlatılmış olan icra takibi hukuka uygun olduğunu, davalı yan gerçekten alacaklıysa bunu fatura tanzim edip davacı şirkete tebliğ etmekle yükümlü olduğunu, ancak bu yükümlülükler gerçekleştirilmeden davacı şirketin haksız bulunmuş ve davacı şirket tarafından açılmış olan davanın reddine karar verildiğini, davacı tarafından bir hizmet verilmiş ve verilen bu hizmet karşılığında fatura düzenlendiği için üstelik davacının alacağının davalı yanın ticari defterinde de kayıtlı olduğunu, buna rağmen davalı yanın haksız itirazları dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu; birleşen Dava Yönünden ise, dosyada davacı yan tarafından sunulmuş olan bir taşıma senedi bulunmadığını, birleşen davada davalının davacı yana taşıma hizmeti vermesi sebebiyle, davalının bu hizmeti yerine getirdiğini ancak davacı yanın, bu hizmetin karşılığında doğmuş olan borcunu ifa edemediğini, birleşen dosya davacısının alacak iddiasını dayandırdığı faturalar davalıya tebliğ edilmediğini, davacının rücu sebebine dayanak oluşturduğu faturaların içeriği gerçeği yansıtmadığını, en önemlisi zarar bedeline sanki satış gerçekleşmiş gibi kdv bedelinin eklenmesinin hukukun en temel kuralı olan dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, söz konusu hırsızlık olayında birleşen dava davalısının herhangi bir kusuru bulunmaması sebebiyle birleşen dosya davacısı, güvenlik hususunda taraflarınca uyarıldığını ancak bu uyarılara rağmen güvenlik için herhangi bir önlem alınmadığını dosyada mübrez rapolardaki kusur incelemesinin hatalı olduğunu, dosyada görevli bilirkişilerce; taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin dikkate alınmadığını ve ezber görüşlerler bildirildiğini, söz konusu raporların hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın asıl dava yönünden davanın kabulüne, birleşen dava yönünden davanın reddine karar verilmesine talep ve istinaf etmiştir. Asıl davada davalı/ birleşen davada davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: asılsız ve kötü niyetli istinaf itirazlarının reddi gerektiğini, dosyada alınan bilirkişi raporlarının davasını destekler nitelikte olup yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, bilirkişilerce keşif mahallinde yapılan değerlendirmede bu hususların göz önüne alındığında davacının kusurunun ispatlandığını, bu nedenlerle istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, taşıma sözleşmesine dayalı cari(açık) hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali; birleşen dava ise alıcısına teslim edilmeyen ürünler nedeniyle göndericiye ödenen hasar bedelinin fiili taşıyıcıdan rücuen tahsili davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, taşımaya konu eşyanın çalınması sonucu oluşan hasardan davacı taşıyıcının sorumlu olup olmadığı, hasarın davacıya rücu edilip edilemeyeceği ve tarafların birbirlerinden alacaklı olup olmadıkları noktasındadır.Taraflar arasında süregelen bir ticari ilişki bulunduğu ve davacının, davalının taşıma işlerini yaptığı ihtilaf konusu değildir. İhbar olunan …’a ait ürünler davacının … plakalı aracına yüklenmiş ve 24/12/2017 tarihinde taşımaya konu eşyalar çalınmıştır. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “cari hesap bakiyesi” sebebine dayalı olarak 18.755,854 TL asıl alacağın tahsili istemiyle 20/02/2018 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı-birleşen dosya davalısı tarafından, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı-birleşen dosya davacısı ise hırsızlık nedeniyle alıcısına teslim edilemeyen ürünler nedeniyle ihbar olunan …’a yapılan hasar ödemesinin davacı alacağından mahsubu ile kalan tutarın rücuen tahsili istemiyle birleşen davayı açmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 875/1. Maddesine göre, taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. TTK’nın 888/1. Maddesine göre de, taşıma, kısmen veya tamamen üçüncü bir kişi olan fiilî taşıyıcı tarafından yerine getirilirse, bu kişi eşyanın zıyaı, hasarı veya gecikmesi nedeniyle kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumludur. TTK’nın 888/1. Maddesine göre ise, asıl taşıyıcı ve fiilî taşıyıcı müteselsilen sorumludurlar. TTK’nın 880. maddesinde tazminatta esas alınacak değer TTK’nın 882. maddesinde de sorumluluk sınırları düzenlenmiştir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yapılarak karar verilmiş ise de, bilirkişi raporlarında bahsi geçen hususlarda bir değerlendirme yapılmamış olup, bu raporları hüküm vermeye elverişli değildir. Mahkemece taşıma uzmanı, mali müşavir ve emtia uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınarak TTK’nın 880. maddesinde tazminatta esas alınacak değer TTK’nın 882. maddesinde de sorumluluk sınırları ile rücu şartları değerlendirilerek davalının, varsa davacıya rücu edebileceği tutar belirlenerek davacı alacağından mahsubu ile asıl ve birleşen dava yönünden varsa tarafların alacakları belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Hal böyle iken eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca kabule göre de, HMK’nın 297/1-ç maddesi gereğince hüküm sonucunun karara yazılması gerekli olup, mahkemece birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olmakla birlikte, buna ilişkin hüküm sonucunun yazılmamış olması da isabetli olmamıştır.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle Davacı-birleşen dosya davalısı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı-birleşen dosya davalısı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı-birleşen dosya davalısı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 22/11/2022