Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1653 E. 2022/1423 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1653
KARAR NO: 2022/1423
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2022
NUMARASI: 2021/302 Esas – 2022/1060 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı iki şirket arasında sahte imza ile tanzim edilmiş ve … tarafından şerh edilmiş olan rödovans sözleşmesi ve genel kurul kararlarının, şirket ortağının imzası taklit edilmek suretiyle düzenlendiğinden bahisle, kararların kurucu unsurlarının mevcut olmaması sebebiyle yoklukla malul olmasının tespit edilmesini talep ettiklerini, imzaların sahte olduğunun bilgisi, şirket yöneticisinin kendisine maaş bağlaması ve güveni kötüye kullanması sebebiyle açılmış Malkara Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2017/420 Esas sayılı dosyada, dava dosyasına dahil olan MİGEM’in 8/8/2018 Tarih ve E.435940 sy. ve Ek; Rödovans Sözleşmesi (22 sayfa) olan, belgelerin öğrenilmesi ile ortaya çıktığını, davacı vekilince imza ile ilgili HMK 400 kapsamında delil tespiti Malkara Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/10 Değişik İş dosyasından talep edildiğini, taleplerinin reddedilmiş ve huzurdaki davayı açma zaruretinin ortaya çıktığını, Malkara Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/420 Esas sayılı dosyasında, yöneticinin genel kurul kararı olmaksızın kendisine maaş bağlaması nedeniyle güveni kötüye kullanması sebebiyle azli ve rödövans sözleşmesinin düşük bedelle imzalanması sebebiyle iptali talep edildiğini, iş bu davada ise, farklı bir hukuki sebep bulunmadığını, bilindiği üzere, derdestlik itirazının bulunabilmesi için ikinci dava ile birinci davanın taraflarının, konularının ve dava sebeplerinin aynı olması gerektiğini, davacının ve davalı …’nun babası olan müteveffa… 03.05.2011 tarihinde vefat etmiş ve geride kalan üç çocuğu yasal mirasçı olduğunu, miras bırakanın ölümü ile birlikte, mirasçıların tereke mallarını külli halefiyet prensibince kendiliğinden (ipso iure) edinmiş olduğunu, müteveffa…’nun tek malvarlığı ve aktifi IR-51 nolu maden sahası olan … San.ve Tic. Limited Şirketi’nin %60 hissesini mirasçılarına bıraktığını, şirketin %40 hissesinin ise, davalı …’nun olduğunu, …’nun fiilen yönettiği ve hissedarı olduğu (şirketin hisse dağılımı %50 kendisi %50 eşine ait) 06.02.2001 tarihinde kurulmuş diğer bir şirket olan …Paz. San. ve Tic. Ltd Şti’ne, maden sahasının kullanımını, sahte imza ile ve %7 gibi düşük bedelle tanzim edip …’e tescil ettiğini, Rödovans-Hasılat kira sözleşmesi ile kiralandığını, yani, maden sahasının işletme hakkını, mirasa konu şirketin yöneticisi olarak, hisselerinin tamamı kendisinin ve ailesinin kontrolünde olan diğer bir şirkete devrettiğini, bu, muvazaalı olduğu her halinden belli ve hukukun dolanılması amacı içeren işlem dahi, davalı şirket yöneticisinin şirketi kendi çıkarları doğrultusunda ve diğer paydaşların aleyhine olacak şekilde kullandığının bir ispat olduğunu, bu nedenle sahte imzalı rödövans sözleşmesinin, mirasçılardan şirket gelirlerinin kaçırılması amacıyla, kasten düşük bedelle imzalandığını, mahkemece, imzanın sahteliğinin tespit edilebilmesi için rödövans sözleşmesi ve diğer sayılan belgeler üzerinde grafolojik inceleme yaptırılmasını, dava süresince şirkete, masrafları şirket tarafından karşılanmak üzere tedbiren yasal temsilci atanmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın esasına girilmeksizin davacının dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddine, bu itirazlarının kabul edilmediği taktirde tara teşkilinin eksikliği nedeniyle reddine, bu itirazlarının da kabul edilmediği taktirde derdestlik nedeniyle davanın reddine, davanın 6762 Say. TTK. 381. Md. hükmü gereğince 3 aylık hak düşürücü sürede açılmamış olması dikkate alınarak zaman aşımı nedeniyle reddine, davanın esasına girildiği takdirde, haksız ve mesnetsiz açılmış davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi bölge adliye mahkemelerinin hukuk daireleri arasındaki görev yönünden uyuşmazlığı gidermek üzere 25/03/2022 tarih 2022/509 Esas 2022/2410 Karar sayılı ilamında bölge adliye mahkemeleri hukuk daireleri arasındaki aynı nitelikteki uyuşmazlık yönünden uyuşmazlığın giderilmesi yönünde karar verilmiş, söz konusu kararda davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakmış oldukları derdest dava dosyalarını yeni kurulan ve yetki çevresi belirlenen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı veremeyeceği, asliye hukuk mahkemelerinin ( asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğu ifade edilmiş ve içtihat farklılıkları giderilmiştir. Dava konusu uyuşmazlıkta da davacı taraf davasını 07/07/2020 tarihinde açmış, Malkara Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/306 Esas 2021/520 Karar sayılı dava dosyasında davaya asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla yargılamasını yaparak 06/09/2021 tarihli karar ile dava dosyasının mahkememize devrine karar verilmiştir. Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25/03/2022 tarih 2022/509 Esas 2022/2410 Karar sayılı ilamında bölge adliye mahkemeleri hukuk daireleri arasındaki aynı nitelikteki uyuşmazlık yönünden uyuşmazlığın giderilmesi yönünde karar verilmiş, söz konusu kararda davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakmış oldukları derdest dava dosyalarını yeni kurulan ve yetki çevresi belirlenen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı veremeyeceği, asliye hukuk mahkemelerinin ( asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğu ifade edilmiş ve içtihat farklılıkları giderilmiş olduğundan dava tarihi itibariyle Malkara Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görevli olduğundan Mahkememizin görevsizliğine, davanın görev nedeniyle usulden reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın mahkemeler arasında bazı sebepler gösterilerek gidip gelmesi vatandaşın adalete olan güveninini sarsılmasına, usul ve kalem işlemlerinin aşırı zaman kaybına sebebiyet vermiş olması yanında, davanın önem ve mahiyeti itibariyle ihtisaslaşmış hakimlerden oluşan kurul tarafından görülmüş olması sonuç itibariyle daha adil ve hukuka uygun kararların çıkması ihtimalini kuvvetlendirdiğinden, Hukuken yerinde olan Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07.07.2021 tarihli 608 sayılı kararının ve bu kararı destek vererek onaylayan hukuki görüş ve kararlara uyulmayarak davanın Usul yönünden reddedilerek görevsizlik kararı verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini beyanla ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, Limited şirket genel kurul kararının butlanla malül olduğunun tespiti davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, uyuşmazlığın çözümünde görevli olan mahkeme noktasındadır. Malkara Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 06/09/2021 Tarih Ve 2020/306 E. – 2021/520 K. Sayılı kararı ile; Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin Tekirdağ ili mülki sınırları olarak belirlenmesine karar verildiği ve faaliyete de 01/09/2021 tarihinden itibaren geçtiğinden Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılan iş bu dosyanın Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nce de yukarıda anıldığı gibi mahkemenin faaliyete geçmesinden önce açılan ve mahkemenin kurulmasına binaen gönderme kararı ile gönderilen dosyaların açıldığı mahkemece çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 1. Maddesine göre, mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. Ticaret mahkemelerinin görevini düzenleyen TTK 5/2. Maddesine göre ise, bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir davanın özel görevli bir mahkemenin görevine girmesi ancak davanın açıldığı yerde özel görevli mahkemenin bulunmaması halinde dava özel görevli mahkeme sıfatıyla genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülerek karara bağlanır. Genel görevli asliye mahkemelerinin baktığı işlerin tür ve sayıca çoğalması üzerine zaman zaman uzman mahkemeler kurulmakta ve faaliyete geçirilmektedir. Bir özel görevli mahkemenin faaliyete geçirilmesi nedeniyle o yerdeki asliye hukuk mahkemesinin görev alanından çıkan davalara ilişkin derdest dosyaların, faaliyete geçirilen bu uzman mahkemeye devrine yönelik geçiş hükümleri konulabilmektedir.(Örneğin, aile mahkemelerinin kurulması gibi) Bu halde halen görülmekte olan dosyaların yeni özel görevli mahkemeye devredilmesi gerektiği izahtan varestedir. Yeni mahkemenin ihdasıyla birlikte işin devrine yönelik özel hüküm bulunmaması halinde ise, mevcut mahkemelerin elindeki dosyaları göndermeksizin esastan karar bağlaması tabii hakim ilkesinin de doğal sonucudur. Bu halde, özel görevli mahkemenin faaliyete geçirilmesi nedeniyle o yerdeki asliye hukuk mahkemesinin görev alanından çıkan davalara ilişkin derdest dosyalar, faaliyete geçirilen uzman mahkemeye devredilmeden görülmeye devam edilir. Somut olayda, dava tarihinde henüz Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi faaliyete geçirilmemiş olup, dava o tarihte görevli asliye hukuk mahkemesinde(asliye ticaret mahkemesi sıfatı ile) açılmıştır. Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirilmesi ve yargı alanının Tekirdağ İl sınırı olarak belirlenmesine ilişkin HSK’nın 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 07/07/2021 tarih ve 608 numaralı karar kararında daha önce Tekirdağ İl sınırı dahilindeki asliye hukuk mahkemelerinde açılmış ve görülmekte olan davalara ilişkin bir devir kararı bulunmamaktadır. Bu halde, Tekirdağ İl sınırları dahilinde asliye hukuk mahkemelerinde bulunan ve ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılan davalara bu mahkemelerce bakılmaya devam edilmesi gerekir. Bu nedenlerle mahkemece davanın Malkara Asliye Hukuk Mahkemesince görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalılar tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 142 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 20/12/2022