Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1620 E. 2022/1403 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1620
KARAR NO: 2022/1403
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/04/2022
NUMARASI: 2019/815 Esas – 2022/218 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2022
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketince teminat altına alınmış olan “… bulaşık makinesi tablet deterjan” emtianın dava dışı sigortalı … A.Ş.’nin Polonya’daki fabrikasından Türkiye’ye nakliyesi davalı/borçlu taşıyan tarafından üstlenildiğini, Sigortalanan emtia 10.05.2018 tarihinde davalı / borçlu taşıyanın … plakalı aracına yüklenerek Türkiye’ye gelmek üzere yola çıkmış ise de kimliği belirsiz kişiler tarafından araçta bulunan emtianın çalındığı anlaşıldığını, hırsızlık sebebiyle zayi olan emtia için müvekkili şirketin ekspertiz raporu doğrultusunda sigortalısına 155.749,16 TL hasar tazminatı ödediğini, ödenen tazminatın tahsili için 1 no’lu taşıyıcı şirket ve onun sigortacısı 2 no’lu davalı sigorta şirketine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünde … esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız İcra takibi başlatıldığını, davalılar (borçlu)lar süresi içinde borçlu olmadığı iddiası ile borca, takibe ve tüm işlemlere itiraz ederek takibi durdurduklarını, davalıların itirazı aşağıda açıklanan sqbeplerle ve mesnetsiz olup itirazlarının iptali gerektiğini, davacı müvekkil şirket nezdinde … no’lı Naklîyat Abonman Blok Poliçesi ile sigortalanmış olan 1 nolu davalı/borçlu şirketin taşıma sorumluluğu altında Türkiye’ye getirilirken kimliği belirsiz kişiler tarafından çalındığı, ekspertiz raporunda sigortalı emtianın Türkiye sınırları dışında davalı taşıyıcı şirketin sorumluluğu altındayken çalındığı belirtildiği, kaldı ki bu hususu 1 nolüu davalı taşıyan ile müvekkil şirketin sigortalısı arasında e-postalar ile sabit olduğunu, davalıların (borçluların) haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazlarının iptali ile takibin devamına (2 no.lu davalı sigorta şirketinin sorumluluğu poliçe limitiyle sınırlı) yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf yukletılmesme karar verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar cevap vermeme suretiyle davayı inkar etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Dava konusu hasarın … no.-lu poliçe vadesi içinde ve teminat kapsamında meydana geldiği, dava dışı sigortalının poliçede belirtilen hasar ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği, davacı şirketinde yasa ve yönetmeliklere uygun olarak eksper görevlendirmesi yaptığı, … no.lu poliçe kapsamında ödenebilir tazminat tutarı 155.749,16 TL olarak hesap edildiği, hasar taşıyıcı davalı ‘… Lojistik firmasının sorumluluğunda meydana geldiğinden ve davacı şirketin ödenebilir tazminat tutarını dava dışı sigortalısına ödeyerek haklarına halef olduğundan, hasarın … Lojistik firmasına rücu imkânı olduğu, uyuşmazlığa konu davada CMR Konvansiyonu ve Türk Ticaret Kânunu hükümlerinin birlikte uygulama alanı bulacağı, somut olay bakımından meydan gelen hasarda davalı taşıyıcının geçici zilyetliğindeki emtia-eşyaya özen borcunu göstermeyerek edimini ifa etmediği, meydana gelen komple taşıt yükü zıyaı hasarında davalı taşıyıcının CMR m25 atfı ile CMR m.17/1 uyarınca hata ve kusurlu olduğu, davacı yanın davalı yandan gerçek hasar zararı olan 155.749,16 Türk Lirası talep edebileceği, davacı sigorta şirketinin ödeme tarihinden itibaren faiz isteyebileceği, davalı … Lojistik firmasının, davalı … Sigorta firması tarafından düzenlenen 50263748 no.lu ve 350.000,00 USD limitli Nakliyat Taşıyıcı sigortası ile sorumlu olduğu, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak…” gerekçeleriyle davanın kabulüyle, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 155.749,16 TL asıl alacak, 22.882,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 178.631,16 TL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA karar verilmiştir.Karara karşı davalılar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda özetle; yargılama aşamasında sadece diğer davalı taşıyıcının sorumluluğunun tespiti cihetinde yargılama yapıldığını, müvekkili sigortacının sorumluluğunu da münhasıran poliçenin varlığı sebebi ile diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulduğunu, halbuki sigorta hukukunda, sigortalı ile sigortacının sorumluluklarının aynı olmayıp, uluslararası nakliyat sigortalarında sigortalı taşıyanın sorumluluklarının CMR konvansiyonuna göre belirlenirken, sigortacının sorumluluklarının TTK ve poliçe özel şartları ile belirlendiğini,Müvekkil sigortacı … Sigorta’nın sorumluluğunun kaynağı olan poliçede, sigortalı şirketler tek tek tedricen sayılmış olup, alt taşıyıcı için herhangi bir teminat verilmediğini, hasarın teminatta olmayan alt taşıyıcının taşıması sırasında meydana geldiğini, sigortalının sorumluluğu olsa dahi müvekkili sigortacının sorumluluğu bulunmadığını, Yargılama aşamasında müvekkil sigortacının sorumluluğu ve mesnedi olan poliçe hiç bir şekilde incelenmemiş olması sebebi ile bilirkişi raporunda poliçedeki muafiyetin tenzilinin gerektiği ifade edilmesine rağmen mahkemece muafiyeti dahi düşmeden, sigortalı diğer davalı ile birlikte müvekkilinin de müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu, Sigortalı üst taşıyıcının, alt taşıyıcıyı seçme hususundaki özen görevini yerine getirmemiş olması sebebi ile de sigortacının sorumluluğu olmadığını, yargılama aşamasındaki dilekçelerinde bu hususun irdelenmesi için ya ek rapor alınması ya da hüküm aşamasında mahkemece gözetilmesi talep edilmiş ise de bu husus da irdelenmeyerek eksik yargılama ile hüküm kurulduğunu,Mahkemenin, müvekkili sigortacı ile diğer davalı sigortalının sorumlulukları ayırımına gitmediğinden ihbar tarihinden faizden sorumlu olması gereken müvekkili bakımından da diğer davalı ile birlikte ödeme tarihinden itibaren faizden sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Davalı … Lojistik A.Ş. vekil istinaf başvurusunda özetle; müvekkili şirketin 06.12.2019 tarihinde işyerini “… Mah., … Cad., No.: …, K.: …, D.: …, Tuzla/İSTANBUL.” adresinden, “… Mahallesi … Caddesi, No.: …, … Residence, … Blok, … Kat, Kartal/İSTANBUL.” taşıdığını, mahkeme tarafından 06.12.2019 tarihinde müvekkilinin eski adresine normal tebligat çıkarıldığını, doğal olarak tebligatın bila döndüğünü, sonrasında mahkemece adres araştırması yapılmadan ve ticaret sicilde yer alan adres tespit edilmeden 20.12.2019 tarihinde “… Mah., … Cad., No.: …, K.: …, D.: …, Tuzla/İSTANBUL.” adresine TK. 35. maddeye göre dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiğini, tebliğ evraklarının dosyada yer almadığını, bu şekilde savunma hakkının kısıtlandığını,Müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, takip öncesi faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu,Usulsüz tebligat nedeniyle cevap dilekçesi sunulmadığından zamanaşımı def’ini nazara alınması gerektiğini, dava konusu taşıma işleminin 10.05.2018 tarihinde gerçekleştiğini, icra takibinin ise 13.05.2019 tarihinde başlatıldığını, davanın ise 27.11.2019 tarihinde açıldığını, CMR 32/1. maddesi gereğince yasal 1 (bir) yıllık süre geçirildikten sonra açılan davanın, zamanaşımı nedeniyle usulden reddi gerektiğini,Dava konusu taşıma işlemlerinin müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilmediğini, taşımaya ilişkin belgelerde, davalı … Lojistik A.Ş.’nin taşıyıcı olduğuna ilişkin bir belge / bulguya rastlanılmadığını, uyuşmazlığa konu taşımada … Lojistik A.Ş.’nın taşıyıcı” sıfatı bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, Davalı müvekkili şirketin basiretli bir şekilde davrandığını, dava dosyasında davalı müvekkili şirket tarafından bu yükümlülüğün ihlal edildiğini gösteren herhangi bir emareye rastlanılmadığını,Dava konusu iddia edilen hasara ilişkin olarak; müvekkili şirketin CMR sigortacısı (diğer davalı) … SİGORTA A.Ş. dosya üzerinden kayıt açılarak, gerekli tespit ve incelemeleri yapmak üzere eksper tayin ettiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile mevcut taleplerin, (diğer davalı) … SİGORTA A.Ş.’ye yöneltilmesi gerektiğini, zarar sorumluğuna karşı limitler üzerinde bir başvuru hakkının bulunmadığını,Sorumluluk sınırında CMR konvansiyonunun 23/3. maddesinin esas alınmadığını, müvekkili şirketin taşıyıcı olmaması ve bu bağlamda, sorumluluğunun mevcudiyetinin kabulü anlamına gelmemek kaydı ile CMR konvansiyonunun 23/3. maddesi (beher kg.’si başına 8,33 hesap birim) uyarınca öngörülen sorumluluk sınırı olduğunu, bu madde uyarınca taşıyıcının sorumluluğunun, eksik brüt ağırlığın (zıyaa uğrayan emtianın brüt ağırlığının) beher kg.’si başına 8,33 hesap birimini (özel çekme hakkı) geçemeyeceğini, bu nedenle davacıya herhangi bir tazminat ödenmesi durumunda dahi, tazminat miktarının bu madde hükmüne göre hesaplanması gerektiğini,-CMR 17. maddesine göre davalı müvekkil şirketin sorumluluğu ortadan kalktığını,Talep edilen 155.749,16TL’nin hangi kriterlere göre hesaplandığının belirlenmediğini,Sorumluluğun ortaya konulması açısından, yargıtay kararları gereği, yurtdışındaki soruşturma dosyası beklenilmediğini,dava konusu taşımada hasar ihbar süresine uyulmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, uluslararası karayolu taşımasına konu yükün hırsızlık olayı sonucu alıcısına teslim edilmemesi nedeniyle sigortalısının uğradığı zararı tazmin eden sigorta şirketinin, ödediği zarar tutarını taşıyıcıdan rücuen tahsili davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalılardan …Şti.’ye usule uygun tebligat yapılıp yapılmadığı, taraf teşkilinin sağlanıp sağlanamadığı, davalı … yönünden ise sigortacının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasındadır.Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçluları … Sigorta A.Ş. ile … Lojistik A. Ş. hakkında, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, 155.749,16 AL asıl alacak ile 22.882,00 TL işlemiş avans faizi olmak üzere toplam 178.631,16 TL alacağın tahsili istemiyl13.05.2019 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, ödeme emrinin borçlu …’ya 17.05.2019 tarihinde tebliğ edilidği, burçlu vekilinni müvekkil işirkete başvuruda bulunmadan takip yapılamayacağından bahisle borca itiraz ettiği, diğer borçlu …’a ödeme emrinin 17.05.2019 tarihinde tebliğ edildiği, icra dosyası kapsamında itiraz dilekçesi bulunmadığı görülmüştür.İlk olarak taraf teşkiline ilişkin istinaf itirazlarının değerlendirilmesi gerektiğinden bu kapsamda yapılan incelemede, davalı-borçlu …’a çıkarılan ilk tebligatın 11.12.2019 tarihinden taşındığından bahisle bila tebliğ iade edilmesi üzerine TK 35. Maddesine göre, Ticaret Sicil Müdürlüğünden sorulmaksızın ödeme emrinin tebliğ edilidği adrese yapıldığı görülmektedir.7201 sayılı Tebligat Kanunun 35. maddesinde, kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır. Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır… denilmiştir. Mahkemece davalı şirketin takip dosyasında ve dava dilekçesinde davalı adresi olarak belirtilen ayrıca davalı vekilince icra dosyasında takibe itiraz dilekçesinde bildirilen “… Mah., … Cad., No.: …, K.: …, D.: …, Tuzla/İSTANBUL.” adresine dava dilekçesi ve ekleri tebliğ için gönderilmiş, ancak davalının taşındığından bahisle adreste bulunmaması nedeniyle tebligatın yapılamayarak, tebligat parçasının iade edildiği tespit edilmiştir. Bunun üzerine mahkemece, davalının sicil adresi çıkarılmaksızın 7201 sayı Kanun’un 35. maddesine göre 25.12.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. İstinaf incelemesi sırasında sicil kaydının tetkikinde, davalı şirketin adresinin 06.12.2019 tarihinde iş yeri nakli sonucu değiştirildiği ve adresin “… Mahallesi … Caddesi, … Sitesi … blok No.: …,Da…. Kartal/İSTANBUL.” olarak kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.Buna göre mahkemece davalı şirketin sicil adresi sorulmaksızın ödeme emrinin tebliğ edildiği adrese doğrudan TK 35. Maddeye göre yapılan tebligatın usulsüzdür. Bu durumda mahkemece öncelikle davada usulüne uygun taraf teşkili sağlanıp,icra dosayası icerisinde itiraz dilekçesi mevcut olmadığından icra takibine davalının itiraz edip etmediğinin tespit edilip,davalı … Sigorta A.Ş. ‘nin ise düzenlemiş olduğu poliçenin okunaklı sureti dosyaya kazandırılıktan sonra davalının göstereceği deliller de toplandıktan sonra belirtilen eksiklikler giderilerek itirazlar ve poliçede düzenlenen muafiyet miktarının tespiti yönünden bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken belirtilen eksikler tamamlanmadan davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları değerlendirilmeden ve gerekçede de bu husus karşılanmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle; Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,3-Davalılar tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.20/12/2022