Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1613 E. 2023/6 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1613
KARAR NO: 2023/6
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2022
NUMARASI: 2020/457 Esas – 2022/315 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/01/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari ilişkiden dolayı cari hesap ekstresinin tutulduğunu, cari hesap ekstresi tahsil edilemeyince İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının borcun tamamına ve fer’ilerine itiraz ettiğini, icra takibinin cari hesap ekstresine dayanmakta olduğunu, ödenen ve ödenmeyen meblağların müvekkili şirketin ticari defter ve muhasebe kayıtlarında sabit olduğunu, HMK m.222’deki şartlar gerçekleştiği takdirde ticari defterlerin sahibinin lehine kesin delil oluşturacağını, ayrıcı hem TTK m. 82 hem HMK m. 222 uyarınca iki taraf da tacir olduğundan ticari işlerden dolayı çıkan uyuşmazlıklarda, ticari defterlerin kesin delil niteliğinde olduğunu, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesiyle davadaki haklılıklarının ortaya çıkacağını, alacak likit olduğundan, davalının borca ve tüm fer’ilere ilişkin itirazının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca müvekkili tarafından uygulanan faiz ve faiz oranlarının yasaya uygun olduğunu, müvekkili alacağının muaccel olup, davalı borçlunun mütemerrit olduğunu iddia ederek; davanın kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. dosyasındaki itirazın iptali ve taleplerindeki miktar ve şartlar üzerinden devamına, davalı tarafın alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “..Davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre, 07.09.2019 tarihindeki davalı şirket borcunun 70.642,90 TL olduğu, bu tarihten sonra cari hesapta yer alan işlemler sonucunda davalı şirket borcunun takip tarihi itibariyle 76.879,53 TL’ye ulaştığı, 31.12.2019 tarihi itibariyle davalı şirket borcunun 66.735,23 TL’ye gerilediği, davalı şirket ticari defter kayıtlarına göre; 07.09.2019 tarihindeki davacı şirket alacağının 68.612,90 TL olduğu, anılan tarih itibariyle taraf bakiyeleri arasında 2.030,00-TL fark bulunduğu, farkın davalı kayıtlarında 15.08.2019 tarihinde “… No.lu 31.07.2019 Vd. … bank Çek” açıklaması ile davacı şirkete borç kaydedilen tutardan kaynaklandığı, davacı şirket defterlerinde takip tarihindeki davalı şirket borç bakiyesinin 76.879,53 TL olarak gözükmesine karşılık; başlatılan takipte 70.642,90 TL asıl alacak talep edildiği, takip tarihi itibariyle de bakiyeler arasında 2.030,00TL fark bulunduğu,… bank’a yazılan müzekkere cevabında … No.lu çekin karşılıksız olduğu ve banka yükümlülük tutarının ödenmediğinin belirtildiği, davalı tarafça çek bedelinin ödendiği yönünde bir belge de dosyaya sunulmadığı dolayısıyla takip tarihi itibariyle davalı şirketin kendi ticari defterlerine göre takibe konu edilen 70.642,90 TL’lik borçtan sorumlu olduğu anlaşıldığından, davadan önce takipten sonra ödenen 10.233,30-TL yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu kısım yönünden açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine; kalan kısım yönünden ise davanın kısmen kabulüne, alacak likit olduğundan davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine dair ” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafça kendilerine yapılan ödemelere rağmen haksız şekilde icra takibi başlatıldığını, kabul edilen kısım yönünden davacı taraf lehine hükmedilen icra inkar tazminatının da hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekte birlikte; davacı taraflarına icra inkar tazminatına yüklenirken itirazın da kısmen haklı bulunan vekili lehine kötü niyet tazminatından hükmedilmemesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, ayrıca söz konusu alacağın yargılamayı gerektirdiğini, dolayısıyla icra inkar tazminatının yasal koşullarının oluşmadığını, her iki tarafın defter ve kayıtlarına göre tarafların ticari defterleri arasında 2.030 TL fark olduğunu, bu farkın nedenin davacı tarafın tahsil etmiş olduğu kanuni çek bedelini kayıtlarına almamasından kaynaklandığını, dolayısı ile bu bedelinin ödendiğine ilişkin belgenin davacı taraftan veya ilgili bankada temin edilmesi gerektiğini, davacı tarafça takipten önce faiz talep edilebilmesi için müvekkilinin temerrüte düşürülmesi gerektiğini, ancak bu hususta müvekkiline tebliğ edilmiş herhangi bir ihtarname bulunmadığını, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesinin hukuka aykırı kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava,cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine 07.09.2019 tarihinde İstanbul … İcra Dairesi’nin … E sayılı icra dosyası ile 70.642,90 TL cari hesap alacağı için başlattığı ilamsız icra takibi borçlunun itirazı üzerine durması üzerine eldeki itirazın iptali davası açılmıştır. Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda takip tarihi itibarıyla davacı ticari defterlerine göre davacı davalıdan 70.642,90-TL alacaklı olduğu davalı ticari defterlerine göre ise davalı davacıya 68.612,90 borçlu olduğu anlaşılmaktadır. Takip tarihi itibarıyla taraf ticari defterleri arasındakı 2.030,00-TL’ lik fark, davalı defterlerinde kayıtlı olan ancak davacı defterlerinde kayıtlı olmayan … no’lu … bank muhataplı çekten kaynaklanmaktadır. … seri nolu 9.754,76 TL bedelli 31/07/2019 keşide tarihli keşide yeri İstanbul olan Keşidecisi davalı lehdarı davacı olan çekin suretinden ilk çirosunun lehdar davalı ait olan olduğu, sonraki ikinci … tarafından 01/08/2019 tarihinde ibraz edilen çekin 7.724,76 TL’lik kısmının karşılıksız olduğuna dair ibarenin çek üzerine yazıldığı ve çekin en son bankaya iptal kaydı düşülmek suretiyle teslim edildiği görülmektedir. Muhatap banka, bankanın ödemekle yükümlü olduğu 2.030.00-TL çekin banka sorumluluk bedelinin ödenmediğini bildirmiştir. Davalı vekili 25.01.2022 tarihli dilekçesi ile taraf ticari defterleri arasındaki farkın davacının tahsil etmiş olduğu kanuni çek bedelini kayıtlarına işlememiş olmasından kaynaklandığını ileri sürmekte ise de banka cevabi yazısına göre çek sorumluluk bedelinin ödenmediği sabit olup bu hale göre davalı ticari defterlerinde, davacı ticari defterleri arasında uyumsuzluğuna yol açan kaydın dayanağı olan ödeme iddiasını ispatlayamamıştır. Bu durumda mahkemece takip tarihi itibarıyla davacı ticari defterine göre kayıtlı 70.642,90 TL alacaklı olduğu kabul edilerek, davalı tarafından icra takibinden sonra ancak dava tarihinden önce ödenen 10.233,30-TL yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı kabul edilerek bu miktar yönünden açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ve kalan 60.409,60-TL alacak miktarı yönünden itirazın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-(b)/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 1.031,65 TL harcın, alınması gerekli olan 4.126,58-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.094,93‬ TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/01/2023