Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1602 E. 2022/1191 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1602
KARAR NO: 2022/1191
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/07/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/622 Esas
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/10/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati haciz talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati Haciz talep eden alacaklı vekili dilekçesinde özetle; davalı taraf ile ticari ilişki sonucu alınan malların ödemesinin vadesinde yapılmadığını, borcun muaccel hale geldiğini, bu nedenle İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için borcun muaccel olması yani vadesinin gelmiş olmasının yeterli olduğunu, ayrıca davalının acziyet içinde olduğunu ve müvekkiline karşı edimlerini yerine getiremediğinin çok açık olduğunu, iş bu davada en baştan beri alacaklı olunmasının gerçeği ortaya konulduğundan süre kazanmaya çalışan davalının hak ve alacaklarını 3. kişilere devrederek müvekkilinin alacağına kavuşmasına engel olabileceğini, müvekkili şirketin alacağı faturalar, cari hesap ekstresi, sipariş formları, mail yazışmaları ile sabit olduğunu, bu nedenle borcun tahsilinin güvence altına alınması için davalının, takip konusu alacağa yetecek miktarda menkul, gayrimenkul ve 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının haciz ve muhafazası için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır. Tek başına fatura düzenlenmesi akdî ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticarî defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdî ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Ancak, eğer fatura, alıcının ticarî defterlerinde kayıtlı değilse, satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir. ( Bkz. YHGK 2017/(19)11-2742 Esas 2021/853 Kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/512-503 E-K kararı ) Hal böyle olunca, karşı tarafın talebe konu faturalardan dolayı borçlu olup olmadığı konusu yargılama gerektirmekte olup, mevcut durum ve belgelerle talep edenin alacağını yaklaşık olarak ispat edemediği ve davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilebilecek koşulların gerçekleşmediği kanaati hasıl olmuş, istem sahibinin talebinin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının, davacı şirketten muhtelif tarihlerde döküm kalıplarının içerisine yerleştirilen “…” cinsli mal aldığını, alınan mallara ilişkin 21.01.2020 tarihli … nolu 24.761,59 TL bedelli, 10.02.2020 tarihli … nolu 12.392,12 TL bedelli, 27.02.2020 tarihli … nolu 37.681,88 TL bedelli faturalar tanzim edildiğini, tanzim edilen faturalara herhangi bir itiraz olmadığı gibi ödemede yapılmadığını, davacı şirket ile davalı arasındaki uyuşmazlığa konu alacaklara ilişkin davalı şirket ile müvekkil arasında mutabakata varıldığını, 19.03.2020 tarihli BA-BS Mutabakat Mektubunda görüleceği üzere davalı şirket tarafından hazırlanan mutabakat mektubu müvekkil şirket tarafından imzalanarak mutabakata varıldığını, (Ek-1 BA-BS Mutabakat Mektubu) Diğer yandan yine ekte sunulan E-Fatura portalından görüleceği üzere müvekkil şirket tarafından tanzim edilen faturaların davalı şirket tarafından sistem üzerinden kabul edildiği herhangi bir itiraza uğramadığını, müvekkil şirket ile davalı arasındaki akdi ilişkinin, alım-satım ilişkinin varlığının açık olduğunu, faturalar sistem üzerinden kabul edilmiş, faturalara ilişkin herhangi bir itiraz edilmemiş, iade fatura kesilmemiş, noter aracılığı ile faturalar iade edilmiş olup, Faturalar davalı şirket tarafından da ticari defterlerine kaydedildiğini, tüm bu kapsamda taraflar arasındaki alım-satım ilişkisinin varlığının kabulü davacı şirket tarafından davalı şirkete verilen mallara ilişkin herhangi bir ödeme yapılmaması nedeniyle davacı şirketin alacağının varlığının kabulü gerektiğini bu nedenlerle ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, derdest satım sözleşmesi nedeniyle cari hesap alacağına istinaden başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasında, ihtiyati haciz verilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, bu ara karara davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati haciz talep edebilmek için, İİK’nın 257/1. maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması, müeccel para alacağı yönünden ise İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların bulunması gerekir. İİK’nın 258/1. maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış olmakla birlikte bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması gerektiği kabul edilmiştir. Geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Yaklaşık ispat ölçüsünde haklılığının bulunması halinde muaccel bir para alacağı yönünden ihtiyati haciz, kararı verilebilecektir. İhtiyati haciz talep eden davacı satım sözleşmesine konu mal bedelleri için düzenlenen faturaların ödemediği iddia etmekte davalı ise taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığın ileri sürmüş olup, davaya konu icra takibinin dayanağı cari hesap alacağı davalının kabulünde değildir. İhtiyati haciz isteyen davacının cari hesap alacağının dayanağı faturaların tebliğ edildiğine ilişkin bir belge sunulmadığı Salt fatura düzenlenmesi fatura içeriği malın teslim edildiğinin ispatı için yeterli olmayıp, alacağın varlığının başka delillerle alacaklı tarafından kanıtlanması gerekir. Davacı tarafından davalı şirket unvanı bulunan BA-BS mutabakatı başlıklı davacı imzasını taşıyan takibe konu e-fatura ilişkin mutabakat belgesi sunulmuş ise de bu mutabakatın davalı taraftan sadır olmuş bir kayıt olduğu dosyanın geldiği aşama itibarıyla anlaşılamamaktadır Dosyanın kapsamına göre varlığı ihtilaflı ve tespite muhtaç olan bir alacak talebi yönünden ortada muaccel veya müeccel bir bir para alacağı bulunduğu söylenemeyecektir. Buna göre alacağın varlığı ve özellikle miktarı hususunda dosyanın geldiği aşama itibariyle davacı haklılığının yaklaşık olarak ispatı ölçüsünde delil bulunmadığı, yapılacak tahkikat sonucunda tarafların ticari defter ve kayıtları incelendikten sonra alacağın varlığı belirlenebileceğinden mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi doğrudur.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/10/2022