Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1582 E. 2022/1420 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1582
KARAR NO: 2022/1420
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/02/2022
NUMARASI: 2020/698 Esas – 2022/100 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … A.Ş yetkilisi, şüpheli … Ltd. Şti. yöneticisi olduğunu, … Sigorta A.Ş acentesi olarak çalıştığını, diğer davalı … ise müvekkiline ait sigorta elamanı olarak çalışmakta iken şirketten ayrılarak davalı … Ltd. Şti.’de çalışmaya başladığı, davalı … ‘un 2018-2019 yıllarında, müvekkiline ait iş yerinden ayrılıp diğer davalı sigorta şirketinde çalışmaya başladıktan sonra Sigorta Şirketinde çalışmakta iken tanıdığı ve yakın ilişki kurduğu müşterileri ile yeniden ilişki kurarak, şirketlerinin mali yapısının bozulduğunu, artık sigorta işlemleri yapamayacağını, hatta iflas ettiğini söyleyerek gerçekle ilgisi bulunmayan aleyhte konuşmalar yaparak ve sahte belge tanzim ettiğini ve müşterileri olumsuz yönde etkilediğini, şirketlerinde kayıtlı birçok müşteri kayıtlarının müvekkilimizden habersiz olarak dondurulduğu, bir kısım müşterilerin ise Sigorta Şirketinden ayrılmalarını sağlayarak davalı … Ltd. Şirketi’ne aktarma yapmak suretiyle kayıt edildiklerini, … A.Ş tarafından kendisine gönderilen uyarı yazıları ile haberi olduğunu, müvekkili … A.Ş müşteri hizmetleri şubesinin uyarıcı yazısı ve müvekkilimiz Sigorta Şirketi müşterileri olan …, …, … ve… tarafından …Sigorta Şirketine vermiş oldukları şikayet dilekçeleri ile haberdar olması üzerine, şirketin müşterilerine ait kayıtlar üzerinde yapmış olduğu incelemede kendisine ait şirketten davalı Sigorta şirketine kayıt yaptıran müşteri tespit etmiş, ayrıca davalı şirkete aynı şekilde aktarma suretiyle kayıt yaptıran müşteri listesini araştırmakta ve … A.Ş.’ den bu kişilerin kimler olduğunun tespitini istediği, davalı … ‘un açıkladıkları üzere diğer davalı Sigorta Şirketi ile birlikte hareket ederek müvekkile ait şirketin müşterileri ile müvekkilinden habersiz olarak ilişki kurmak suretiyle müvekkillerine ait şirket aleyhine gerçekle ilgisi bulunmayan beyanlarda bulunarak ikna ettiği müşterilerinin müvekkillerine ait şirketteki kaydı iptal etmek suretiyle davalı şirkete aktardığının tespit edildiği, davalıların işbirliği içerisinde 2018-2019 yıllarında usul ve yasalara aykırı olarak yapmış oldukları işlem nedeniyle müvekkillerinin zarara uğramasına sebebiyet verdiklerinden haklarında İstanbul Anadolu C. Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, şüpheli olarak şikayette bulundukları davalılar hakkında Anadolu C. Başsavcılığının 2020/168511 numaralı dosyası ile açılan soruşturma halen devam ettiğini, davalıların müvekkili Şirket hakkında elbirliği ile usul ve yasalara aykırı olarak yapmış oldukları işlem nedeni ile komisyon kaybı-tahsilat teşfik performans primi-fon işletim masrafları-araç destek kaybı nedeniyle zarara uğramış olduğundan uğramış olduğu zararın tahsili için dava açmak zarureti hasıl olduğunu, müvekkili Şirket ayrıca Acentelik sözleşmesinin 10 yıl süreli yapılmış olduğundan, sözleşme süresince uğrayacağı zararlar ile davalıların haksız, usul ve yasalara aykırı beyanlarda bulunarak şirketin mal varlığını zarara uğrattıklarını, ayrıca ticari itibarını zedelediklerini ve haksız rekabette bulunduklarından uğramış olduğu manevi zararın tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, taraflar arasındaki uyuşmazlık ticari nitelikte olduğundan 6325 sayılı kanun gereğince uyuşmazlığın çözümü için arabulucuya başvurulmuş ancak 19.11.2020 tarihli arabulucu son tutanağında görüleceği üzere anlaşma sağlanamadığını, davalıların elbirliği ile 2018 ve 2019 yıllarında usul ve yasalara aykırı olarak yapmış oldukları haksız işlemler nedeni ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, komisyon kaybı olarak 15.000 TL, tahsilat teşvik performans kaybı olarak 10.000 TL, fon İşletim masraf kaybı olarak 5.000 TL, araç desteği kaybı olarak 10.000 TL, sözleşmenin 10 yıl süreli olması nedeniyle uğradığı muhtemel zarar karşılığı 10.000 TL olmak üzere toplam 50.000 TL maddi tazminat ile, davacının manevi olarak uğramış olduğu zarar karşılığı 20.000 TL manevi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, vekalet ücreti ve mahkeme masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” İşçinin hizmet akdinin sonlanmasından sonra oluşan rekabet yasağının, haksız rekabet ve gizlilik yükümlülüklerine aykırılık nedeni ile açılan tazminat davalarına, Yargıtay’ın istikrarlı içtihatlarına göre ticaret mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu kabul edilmekteydi. Ayrıca, Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1-c maddesinde Türk Borçlar Kanununun rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olarak kabul edilmiş ve TTK’nın 5/1. Maddesinde de aksine hüküm bulunmadıkça, tüm ticari davaların asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiş durumdadır. Ancak Mahkemelerin görevi davanın açıldığı durum ve koşullara göre belirlenir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/1-a maddesine göre işçinin rekabet yasağının da yer aldığı TBK’nın Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine ilişkin işçi ve işveren arasındaki ilişkiden kaynaklanan davalarda iş mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir. 7036 sayılı yasanın 5. Maddesinin gerekçesinde, yapılan değişiklikle, iş mahkemelerinin görev alanının genişletildiği ve böylece iş mahkemelerinin işçi ve işveren arasındaki tüm ihtilafları çözmekle görevlendirilerek tam bir ihtisas mahkemesi olarak kabul edildiği, bu yaklaşımla işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda istikrarlı kararların verilmesinin sağlanacağı ve uzmanlık sebebiyle kısa sürede daha güvenilir sonuçlar elde edileceği ve yargı yoluna başvuranların haklarının daha iyi korunacağı belirtilmiştir. Taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesi her ne kadar iş sözleşmesinden sonraki döneme ilişkin ise de TBK’nın 444/2. Maddesinde açıkça rekabet yasağı kaydının, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olduğu düzenlenmiştir. TBK’nın 444/2. Maddesinde açıkça rekabet yasağı kaydının, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olduğu düzenlenmiştir. Buna göre rekabet yasağının konusunu işçinin iş ilişkisi içinde öğrendiği işverene ilişkin bilgiler oluşturmaktadır. TBK’nın 446. maddesinde de, rekabet yasağına aykırı davranan işçinin, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Anılan bu düzenlemeler karşısında rekabet yasağının işçi ile iş veren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklandığı açıktır. Yürürlük tarihi Türk Ticaret Kanunundan daha sonra olan ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan özel nitelikteki 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 5. maddesi uyarınca iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevli olmayıp, iş mahkemesi görevli olduğu anlaşılmakla, dosya kapsamında celp edilen SGK kayıtları ve diğer belgeler ile davacı tarafın dava dilekçesindeki kabulü dikkate alındığında davalı …’in davacı şirketin çalışanı olduğu, iş aktinin 2019 yılında sona erdiği, eldeki davada iş mahkemelerinin görevli olduğu, mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmış, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin TTK 5 maddesinde belirlenen şekilde tacir sıfatını taşıdığı gibi, müvekkili şirketi haksız davranışı nedeniyle zarara uğratan davalı … sigorta şirketinin de tacir sıfatını taşıdığını, açıklanan bu duruma TTK 5.maddesi uyarınca davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, davalı …’in diğer davalı … Şirketi yetkilisi ile müvekkili şirket hakkında haksız ve gerçeklere aykırı sözleri ve düzenledikleri sahte belge ile müvekkili şirkete ait müşterilerin kaydını iptal ederek davalı şirkete kaydırmak suretiyle müvekkili şirketi zarara uğratmış olduklarından davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi görevli iken görevsilik kararı verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız rekabete dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme noktasındadır. Davacı tarafça, davalı …’in işten ayrıldıktan sonra diğer davalı ile hareket ederek davacı müşterileri ile ilişki kurmak suretiyle haksız rekabette bulundukları iddiasıyla uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle eldeki dava açılmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1-a. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. TTK’nın 5/1. Maddesine göre de, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalara asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalıların eylemlerinin haksız rekabet oluşturup oluşturmadığına ilişkindir. Mahkemece her ne kadar işçinin rekabet yasağına ilişkin hükümlere atıf yapılmış ise de, davacının iddiaları rekabet yasağına dayalı olmadığı gibi, dosyaya sunulmuş bir rekabet yasağı sözleşmesi/şartı bulunmamaktadır. Bu haliyle uyuşmazlığın hizmet sözleşmesi veya iş ilişkisinden kaynaklandığının kabulü mümkün değildir. Haksız rekabet TTK’nın 54 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olaya konu dava, temelde Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan kaynaklanmakta olup ticari dava niteliğindedir. Açıklanan bu nedenlerle uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevlidir. Dolayısıyla Mahkemece iş mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-3-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 20/12/2022