Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1551 E. 2022/1487 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1551
KARAR NO: 2022/1487
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2022
NUMARASI: 2021/373 Esas – 2022/509 Karar
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … bank A.Ş. Bankasının Beylikdüzü şubesinde TR… Iban numaralı vadesiz tasarruf mevduatının bulunduğunu, müvekkilinin bu hesabından ve kredi kartından, bilgisi ve iradesi dışında, 16.01.2020-17.01.2020 tarihlerinde sırasıyla 750,00-TL, 2.600,00-TL, 7.450,00-TL, 83,96-TL, 750,00-TL, 10,00-TL, 2.900,00-TL, 2.900,00-TL ve 55.000,00-TL olmak üzere toplamda 72.443,96-TL bilinen zararına neden olacak usulsüz işlemler, para aktarımları gerçekleştirildiğini, söz konusu para aktarımlarının … isimli şahıs adına yapıldığını, müvekkilinin yapılan usulsüz işlemleri öğrenir öğrenmez bankayla temasa geçerek itirazda bulunduğunu ancak tüm çabalarına rağmen maddi zararın önüne geçilemediğini, sonrasında ise Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunduğunu, olayla ilgili soruşturmanın Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/2951 numaralı soruşturma dosyası ile devam ettiğini, ayrıca müvekkilinin Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’na da şikayette bulunduğunu ancak, şikayete konu olayın özel hukuktan kaynaklanan ve özü itibariyle de maddi bir fiilin ispatı esasına dayandığı ve dava yolu ile tespitinin gerektiği gerekçesiyle olumsuz cevap verildiğini, nitekim müvekkilinin … Bankası Beylikdüzü Şubesindeki … hesabına ait kredi kartından da 16/01/2020 tarihinde bilgisi ve rızası dışında nakit kredi kullanıldığı ve kullanılan bu kredinin aynı tarihte … Bankası Manisa/Mesir Şubesindeki … isimli şahsın hesabına 750,00-TL ve 2.230,00-TL olarak aktarıldığını, bankanın bireysel müşteri ilişkileri asistanı … isimli çalışan, yapılan işlemin şüpheli bulunduğundan paranın gönderildiği hesap sahibine paranın kullandırılmadığını ve hesapta bekletildiğini söylediğini ve müvekkilinin maddi zararının önüne geçildiğini, ancak davalı … bank A.Ş. ve çalışanlarının öngörülebilir ve önlenebilir bu zararın önüne geçmek için üzerine düşen özen yükümlülüğüne aykırı davrandıklarını, şöyle ki, müvekkilinin hesap hareketleri incelendiğinde usulsüz işlemlerin yine yüksek meblağların hesabından bilgisi ve iradesi dışında pek çok kere çekildiğini, fakat söz konusu işlemlerin güvenirliliği açısından davalı bankanın, müvekkili ile görüşmeye geçmediğini, müvekkilinin söz konusu usulsüz işlemlerin nasıl gerçekleştirildiği konusunda hala bir fikri bulunmamakta olup, söz konusu işlemlerin müvekkilinin iradesi dışında gerçekleştirilmiş ve müvekkilinin maddi zararının tazmin edilmediğini, dolayısıyla somut olayda müvekkilinin banka nezdindeki parasının hala mevcut olduğunun kabul edilmesi gerektiğinden, uğranılan maddi zararın işletilecek en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacı müvekkiline verilmesi gerektiğini, bankaların güven kurumları oldukları, bu sebeple sorumluluklarının güven sebebiyle ağırlaştırılması gerektiği ve hafif kusurlarından dahi sorumlu olduklarının belirtildiğini beyanla müvekkilinin davalı bankanın kusuru nedeniyle uğradığı maddi zararın karşılanabilmesi için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 72.443,96-TL’nin ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hukuki dayanağı bulunmayan, usul ve yasaya aykırı talep ve davasının reddi gerektiğini, davacı, hesabından … isimli şahıs hesabına gerçekleşen toplam 72.443,96-TL’lik işlemin bilgi ve rızası dışında gerçekleştiğini iddia ettiğini, huzurdaki davanın sebepsiz zenginleştiği iddia olunan EFT alıcısı … isimli şahsa yöneltilmesi gerekirken müvekkili bankaya dava açılmış olması nedeniyle davanın öncelikle husumet yokluğundan reddi gerektiğini, iddia olunduğu gibi internet dolandırıcılığı ile uğranılmış bir zarar var ise, işbu zararı tazminle mükellef olanlar internet bankacılığı üzerinden dolandırıcılık işlemini gerçekleştiren faillerin olduğunu, bu itibarla da husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava konusunu internet dolandırıcılığı olup olmadığı soruşturma ve kovuşturma neticesinde tespit edilebilecek olduğunu savcılık dosyası akıbetinin bekletici mesele yapılması gerektiğini, söz konusu işlemlerin bankaları internet bankacılığı kullanılarak gerçekleştirildiğini, internet bankacılık erişimi sağlanabilmesi için davacının “bildiği” unsurların yani parola ve kullanıcı adının doğru olarak sisteme girilmesi gerekmekte olup, parola ve kullanıcı adı girilmeksizin sisteme erişimin mümkün olmadığını, davaya konu hesap işlemlerinin gerçekleşmesinde, davacının internet bankacılığı kullanıcı adı ve parolası doğru girilerek, kendisine gönderilen SMS şifreleri sisteme doğru girilerek ve çağrı merkezi görüşmesinde … doğrulaması ve kart şifresi kart bilgisi bilgileri doğru girilerek işlemlerin gerçekleştiğini, müvekkili bankanın tüm güvenlik önlemlerini yasal mevzuat ile uyumlu olarak yerine getirmişse de davacının kendisine atanan ve sadece kendi bilgisi dahilinde olan şifre/parola ve SMS’leri paylaşarak ve/veya koruyamayarak uğradığını iddia ettiği zarara esasen kendisinin sebebiyet verdiğini beyanla davanın …’e ihbarını, savcılık dosyasının bekletici mesele yapılmasını, davanın husumetten reddini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddini, yargılama masraf ve giderleri, arabuluculuk ücreti ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “Somut olayda, davacı ile davalı banka arasında akdedilen bankacılık hizmet sözleşmesi gereğince davacının davalı banka nezdinde mevduat hesabının bulunduğu ihtilafsız olup, sahte olarak oluşturulan eft talimatı uyarınca hesabından 3. bir kişinin hesabına rızası ve bilgisi dışında para gönderildiğinden dolayı zarara uğranıldığı iddia edilmiş olup, davanın 28.05.2014 tarihinden sonra açılmış bulunmasına ve davanın bankacılık işleminden doğan zararın tahsiline yönelik olduğu nazara alınarak görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu. (Bknz. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43.Hukuk Dairesinin 11/11/2021 tarih, 2021/1653 Esas ve 2021/1337 Karar sayılı ilamı) ve göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olduğu ve amu düzeninden olmakla resen dikkate alınacağı gerekçesiyle . davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekil tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; huzurdaki davada banka taraf olarak gösterildiği için TTK’nın 4/1- E maddesindeki düzenleme gereğince davanın mutlak ticari dava olduğu, bahsi geçen sebeplerle uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğundan ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bankacılık işlemi nedeniyle alacak talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamından, davacının davalı bankanın Beylikdüzü Şubesinde hesabının bulunduğu, bankanın mudilerinden olduğu anlaşılmıştır. Davacı, davalı banka nezdinde hesabı bulunduğunu, hesabında bulunan paranın başka bir kişiye gönderildiğini öğrendiğini, kendisinin herhangi bir izni veya talimatı olmadığını, bilgisi dışında transfer edilmek suretiyle dava dışı … isimli şahsa ait hesaplara aktarıldığını öne sürmektedir. 6100 sayılı HMK. 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK. 1 maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir. Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir. 28.05.2014 tarihinde yüıürlüğe giren. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkıııdaki Kanununun 3/1-k Maddesinde. Tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlı hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak . 3/1- ı-bendinde iseTükctici işlemi ” Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Yasa koyucu, bu hükümle, tüketicinin taraf olduğu bankacılık sözleşmelerini tüketici işlemi olarak kabul etmiştir. Aynı Kanun’un73/1 maddde ; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu ve 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Somut olayda uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklanmakta olup, davacının bankadaki hesabının şahıs hesabı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının tüketici olup , davaya TTK’nın 5. maddesi gereğince ticaret mahkemesince bakılıp sonuçlandırılması mümkün olmayacağından mahkemece tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı isabetlidir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 29/12/2022