Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1532 E. 2022/1209 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1532
KARAR NO: 2022/1209
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/08/2022
NUMARASI: 2022/434 Esas – 2022/723 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı dava dilekçesini özetle; davalı şirkette 22/10/2020 tarihinde itibaren aracı ile servis taşımacılığı yaptığını, bu tarihten itibaren her ay sonu kestiği faturaların ödemelerinin parça parça eksik olarak yatırıldığını, alacaklarının tamamı tahsil edebilmek için irca takibi başlattığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından ödeme süresini uzatmak maksadıyla itiraz ettiğini beyan ederek, alacaklarının tahsili ile Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan işbu davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, ayrıca davacı tarafın icra takibine konu ettiği faturaların tek başına alacağın varlığını ispat edemeyeceğini, faturada belirtilen malın teslim edilmesi veya hizmetin görülmesi ile ancak hak ve alacak iddiasında bulunabileceğini, bu yönüyle davacının hizmet verdiğini ispatlaması gerektiğini ancak dosya kapsamında buna ilişkin hiçbir bilgi ve belgenin sunulmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” dava tarihi olan 29/09/2021 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK’nin 5/A maddesine göre, itirazın iptali davası açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerektiği, yasal düzenleme dikkate alındığında söz konusu dava şartının noksanlığı sonradan giderilebilecek nitelikte olmadığı, davacı tarafından Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/714-625 E-K sayılı görevsizlik kararı sonrası dosyanın Mahkememize gönderildiği süre içerisinde arabuluculuğa başvurulduğuna ya da arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya sunulmadığı, bu itibarla eldeki davada dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla TTK’nin 5/A maddesi hükümleri gözetilerek HMK’nin 114/2 ve 115/2 maddeleri hükümleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından açılan davadan önce Büyükçekmece Arabuluculuk Bürosuna başvuru yapıldığını ve arabuluculuk sonucunda anlaşamama tutanağının düzenlendiğini, mahkemece görevsizlikle gelen dosya içerisinde arabuluculuk tutanak aslı olmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verildiğini, mahkeme tarafından uyap sistemi üzerinden arabuluculuk tutanak aslının dilediği gibi alınabileceğini ancak mahkemece uyap sisteminden arabuluculuk tutanak asıl alınmadığını ve reddedildiğini, ancak mahkemeye arabuluculuk tutanak aslının Büyükçekmece Nöbetçi Asliye Hukuk mahkemesi tarafından muhabere yolu ile gönderildiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, personel taşıma sözleşmesi uyarınca düzenlenen fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirilip getirilmediği noktasındadır. İlk derece mahkemesince, davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı Kanun’da 06.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. Bu bağlamda somut uyuşmazlıkta Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a eklenen 73/A maddesinde belirtilen zorunlu arabuluculuk faaliyeti dışında tutulan dava türlerinden olmayıp taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebinden ibarettir, bu haliyle de zorunlu arabuluculuk kapsamındadır. 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması da davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır. Somut olayda, davacı vekili tarafından 29/09/2021 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılmış, ilk derece mahkemesince 15/03/2022 tarihinde uyuşmazlığın çözümünde ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. İlk derece mahkemesince görevsiz mahkemede dava açılış tarihi olan 29/09/2021 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK’nin 5/A maddesine göre, itirazın iptali davası açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması gerektiği, yasal düzenleme dikkate alındığında söz konusu dava şartının noksanlığı sonradan giderilebilecek nitelikte olmadığı, davacı tarafından Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/714-625 E-K sayılı görevsizlik kararı sonrası dosyanın Mahkemeye gönderildiği süre içerisinde arabuluculuğa başvurulduğuna ya da arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya sunulmadığı, bu itibarla eldeki davada dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla TTK’nin 5/A maddesi hükümleri gözetilerek HMK’nin 114/2 ve 115/2 maddeleri hükümleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Mahkemece, 01/07/2022 tarihli ara karar ile davacı tarafa arabuluculuk son tutanağının sunulması için 1 haftalık süre verilmiş ve bu ara karar davacıya 04/07/2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı tarafça arabuluculuk son tutanağı davacı tarafından Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi kanalıyla muhabereden gönderilmiş olup 18/07/2022 tarihinde dosyaya eklenmiştir. Muhabere aracılığıyla dosyaya sunulan “Arabuluculuk Son Tutanağı” incelendiğinde arabuluculuk sürecinin başlama tarihinin 05/11/2021 olduğu, arabuluculuk sürecinin anlaşamamayla sonuçlandığı ve son tutanağın düzenlendiği tarihin 16/11/2021 olduğu görülmüştür. Somut olayda Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/434 E. 2022/723 K. Sayılı dosyasında 01/08/2022 tarihli kararı ile davanın esasına girilmeden arabuluculuk işleminin tamamlandığı anlaşıldığından Mahkemece esasa girilerek karar verilmesi gerekirken, arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin Yasanın uygulanmasındaki amacına da uygun düşmeyeceği, HMK’nın 115/3. maddesi de gözönüne alındığında, doğru görülmemiştir (Emsal nitelikte Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2020/3187 E 2021/762 K 04/02/2021 T.) HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 01/11/2022