Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1530 E. 2022/1180 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1530
KARAR NO: 2022/1180
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/05/2022
NUMARASI: 2022/701 D.iş – 2022/726 Karar
TALEP: İhtiyati Haciz/Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati haciz/tedbir isteyen vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati haciz/tedbir talep eden eden vekili talep dilekçesinde özetle; Borçlular … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi, … ,… ve … aleyhine Şanlıurfa … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, İcra takibine dayanak belgelerin 21/02/2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, Kahramanmaraş … Noterliği … yevmiye numaralı 23/12/2015 tarihli kat ihtarnamesi ve tebliğ şerhleri olduğunu, müvekkili şirket ve … Bank A.Ş arasında imzalanan Beşiktaş … Noterliğinin 23/10/2018 tarih ve … yevmiye numaralı temlik sözleşmesi ile alacağın temlik alındığını, davalı borçlular tarafından alacaklı müvekkilinden mal kaçırmak gayesiyle borç doğumundan ve takip tarihinden sonraya tekabül eden 18/11/2019 tarihinde borçluların oğlu ve kardeşi olan davalı … üzerine 5.000.000,00 TL sermaye ile davalı …ni kurduklarını, yine davalı borçlular tarafından alacaklı müvekkilinden mal kaçırmak gayesiyle borç doğumundan ve takip tarihinden sonraya tekabül eden 10/03/2021 tarihinde borçluların yeğeni ve kuzeni olan davalı … üzerine 10.000.000,00 TL sermaye ile davalı …ni kurduklarını, Davalı … ve davalı … ile borçlu … Ticaret Limited Şirketi’nin resmi ticaret sicil kayıtlarından anlaşılacağı üzere her iki şirkette “… Mah. … Cad. … Blok No: … Kızıltepe / Mardin” adresinde ve inşaat sektöründe iç içe geçmiş bir şekilde aynı adreste aynı iş kolunda aynı müşteri çevresine hitaben ticari faaliyet sürdürdüklerini, davalı şirketler kurulduğunda … ve … ‘ün henüz 21 yaşında bir üniversite öğrencisi olduğunu, borçluların davalı şirketlerin tüzel kişiliği ardına saklanarak ticari faaliyetlerini bu şirket ve şirket yetkilisi yeğeni/kuzeni/oğlu üzerinden devam ettirdiklerinin açıkça ortada olduğunu, Kahramanmaraş … Noterliği … yevmiye numaralı 23/12/2015 tarihli kat ihtarnamesi ile kredi hesabının kat edildiği ve alacağın muaccel hale geldiğini, İİK 257/1 madde kapsamında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK 257/2 maddesindeki koşulların gerekmediğini, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispatın sağlanmasının yeterli olduğunu ve buna göre talep dilekçesi ekinde sunulan belgeler ile alacağın varlığı ve muacceliyeti hakkında yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiğini beyanla davalılar …, …, … Limited Şirketi ve …’ün gayrimenkul, menkul, 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde davaya konu edilen 650.000,00 TL alacağın tahsilini teminen müvekkilinin finans şirketi olması da dikkate alınarak teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise anılan şirketleringayrimenkul, menkul, 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde davaya konu edilen 650.000,00 TL alacağın tahsilini teminen müvekkilinin finans şirketi olması da dikkate alınarak teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, teminat hususunda aksi kanaatte olunması halinde ise, teminat oranının ölçülülük ilkesine uygun olarak belirlenmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ D. İŞ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Tüm dosya kapsamına göre aleyhine ihtiyati haciz talep edilenlerin talep dışı … Tic.Ltd.Şti. İle muvazalı işlemler yaptıkları, tüzel kişilik perdesinin aranması koşullarının oluştuğu yönündeki iddialarının esası bakımından yaklaşık ispat koşulları oluşmadığından talebin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; mezkur ihtiyati haciz isteminde yaklaşık ispat kuralı sağlandığını, davalı borçlular ile borçluların nam-ı müstearı davalılar, tüzel kişilik perdesi ardına saklanmak suretiyle alacaklı müvekkilden mal kaçırmak gayesiyle ve ızrar kastıyla hareket ettiklerini, davalılar arasında borç doğum tarihinden sonra gerçekleşen TBK md 19 kapsamındaki muvazaalı işlemler sonucunda alacaklının alacağına kavuşması kasten engellendiğini, borçlular aleyhine Şanlıurfa … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibine dayanak belgeler; 21/02/2013 tarihli genel kredi sözleşmesi, Kahramanmaraş … Noterliği … yevmiye numaralı 23/12/2015 tarihli kat ihtarnamesi ve tebliğ şerhleri olup, alacaklı şirket ve … Bank A.Ş arasında imzalanan Beşiktaş … Noterliğinin 23/10/2018 tarih ve … yevmiye numaralı temlik sözleşmesi imzalanmış olup dava dilekçesi ekinde ibraz olunan temlik sözleşmesi gereğince; alacaklı dava konusu şanlıurfa … İcra Müdürlüğü … e. sayılı dosyasındaki tüm hak ve alacaklara temlik alan sıfatıyla haiz olduğunu, borçluların nam-ı müstearı davalı … Tic Ltd şirketi yetkilisi ve aynı zamanda borçluların oğlu ve öz kardeşi olan …’ün 1999 doğumlu olup; şirketin kurulduğu 2019 yılında 20 yaşında bir üniversite öğrencisi olup ve Beşiktaş/İstanbul’da ikamet etmekte olup yalnızca bu husus dahi 20 yaşında bir öğrencinin 1.500.000,00 tl sermayeli bir şirketi kuracak ekonomik güçte olmadığını ve bu nitelikte bir şirketi işletecek ticari kabiliyete ve tecrübeye haiz olmadığını göstermekte ; muvazaalı işlemleri açıkça ortaya koymakta olduğunu, borçluların nam-ı müstearı davalı … Tic Ltd Şirketi yetkilisi ve aynı zamanda borçluların yeğeni ve kuzeni olan … 1999 doğumlu olup; şirketin kurulduğu 2021 yılında 21 yaşında bir üniversite öğrencisi ve Beşiktaş/İstanbul’da ikamet ettiğini, yalnızca bu husus dahi 21 yaşında bir öğrencinin 1.000.000,00 TL sermayeli bir şirketi kuracak ekonomik güçte olmadığını ve bu nitelikte bir şirketi işletecek ticari kabiliyete ve tecrübeye haiz olmadığını göstermekle; muvazaalı işlemleri açıkça ortaya koymakta olduğunu, davalı … ile borçlu … Limited Şirketi aynı iş kolunda faaliyet göstermekte olup; her iki şirketin resmi ticaret sicil adresleri de aynı olduğunu, Davalı … Limited Şirketi ile borçlu … Limited Şirketi’nin aynı iş kolunda faaliyet göstermekte ve borçlu şirketin resmi sicil adresinde gerçekleştirilen fiili haciz işlemlerinde haciz mahallinde borçluların nam-ı müstearı davalı … limited şirketi’ne ilişkin nitelikli ve muhasebesel belgeler olduğunun görüldüğünü, borçlular ve davalılara ait belgelerin iç içe geçmiş bir şekilde muhafaza edildiği icra memurunca haciz tutanağına derç edildiğini, borçlu şirketin ticaret sicil adresinde gerçekleşen fiili haciz işleminde mahalde görülen ticari nitelikteki araçlar, borçluların nam-ı müstearı davalı rf global inşaat petrol sanayi ve ticaret limited şirketi üzerine kayıtlı olup, davalı … için ibraz olunan vekalette ; davalı vekilinin dosyamız borçlusu … olması bile tek başına davalılar ve borçlular arasındaki muvazaayı ispatlar nitelikte olduğunu, mezkur ihtiyati haciz istemimizde; yaklaşık ispat kuralının fazlasıyla sağlandığını ancak davalılar arasındaki muvazaalı işlemlerin açıkça ortada olup ; arabuluculuk süreci bitene dek davalıların mal kaçırması kuvvetle muhtemel olduğunu beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Aleyhine ihtiyati haciz istenen … vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: Davalı …’ün adresine bakıldığı zaman Mardin ilinde ikamet adresinin bulunduğunu, HMK ya göre dava davalının yerleşim yerinde açılması gerektiğini, buna göre dava Mardin’de açılması gerektiğini, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, iddia edildiği gibi …’ ile diğer borçlular arasında organik bağ olmadığını, Yargıtay kararlarına bakıldığı zaman organik bağın tespiti için aynı adreste ikamet şartı arandığını, ikamet adresi ya da adına kayıtlı bulunan şirketin adresi aynı ilçede bile olmadığını, her ne kadar … adına kayıtlı şirket olan … Şirketinin 10.000.000 TL sermayeli bir şirket olduğu söylenmişse de bu sermaye hiç bir zaman ödenmemiş olup, söz konusu şirket öncelikle şahıs şirketi olarak kurulmuş daha sonra limited şirketine dönüştürülmüş böylece şirket 10.000.000 TL sermayeli gözükse de bu sermaye hiçbir zaman yatırılmamış veya bu para şirketin banka hesabına hiçbir zaman girmemiş olup, … bu şirketi ilerde yapacağı işler için kurduğunu, adı geçen şirketin hiçbir ticari faliyeti olmadığını, bu şirketin detaylı incelemesi yapıldığı zaman şirketin gerçek sahibinin dosyada borçlu gözüken … olmadığının görüleceğini, …’ün şirketin yüzde 1 ine sahip olduğu ve en önemlisi şirkete borcun doğumundan sonra ortak olduğunu, Davaya konu fiili haciz tutanağının da delil olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, şöyle ki; söz konusu tutanak haciz mahallinde bulunan avukatlar tarafından zorla doldurulmuş, tutanak tahrif edilmiş olup buna ilişkin görüntü kayıtları da haciz mahallinde bulunan kolluk tarafından video kaydı altına alındığını, … hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin borçlarını ödeyemez duruma getirecek, olup mağdur edileceğini, davalının mal kaçırma ihtimali bulunmadığını, evli olup adına kayıtlı bütün mallar kendisine ait olmakla adına kayıtlı mallara bakıldığı zaman edindiği malların hepsini yıllar önce iktisap ettiği, edinilen malların borçlularla alakalı olmadığının görüleceğini, borçlulardan davalıya aktarılan herhangi bir mal veya sermaye aktarıldığına ilişkin hiçbir belge sunulmadığını beyanla istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması istemiyle açılacak dava öncesinde ihtiyati haciz/tedbir kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati haciz/tedbirin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.Davacı tarafça, davalı borçlular tarafından alacaklı müvekkilinden mal kaçırmak gayesiyle borç doğumundan ve takip tarihinden sonraya tekabül eden 18/11/2019 tarihinde borçluların oğlu ve kardeşi olan davalı … üzerine davalı …ni, yine 10/03/2021 tarihinde borçluların yeğeni ve kuzeni olan davalı … üzerine davalı …ni kurarak borçluların namı müstearı borçluların davalı şirketlerin tüzel kişiliği ardına saklanarak ticari faaliyetlerini bu şirket ve şirket yetkilisi yeğeni/kuzeni/oğlu üzerinden devam ettirdikleri gerekçesiyle davalılar …, …, … Limited Şirketi ve … hakkında ihtiyati haciz, olmadığı takdirde ihtiyati tedbir verilmesi talep edilmiştir.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.2004 sayılı İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir.Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19. HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Tüzel kişilerin, kendisini oluşturan gerçek kişilerden ayrı ve bağımsız bir hukuk süjesi olmasına göre, ortakları kısmen veya tamamen aynı olan tüzel kişiler de birbirlerinden bağımsız kişiliklere haizdir. Bu nedenle malvarlıkları da ayrıdır. Dolayısıyla bir tüzel kişi diğerinin borcundan kural olarak sorumlu tutulamaz. Ancak bazı hallerde “tüzel kişilik perdesinin aralanması yoluyla tüzel kişileri oluşturan gerçek kişilerin veya başkaca bir tüzel kişi arasındaki ayrılık ilkesi bir kenara bırakılarak iki ayrı hukuk süjesi olarak değerlendirilmeyip, bunlara tek bir bütün olarak yaklaşılması mümkündür. Bu husus özdeşlik ilkesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Şirketlerin faaliyet konuları, ortağı ve yöneticileri kısmen aynı olması, bu alacağın davalıdan talep edilebilmesinin yanı sıra, aleyhine ihtiyati haciz talep edilen davalı şirket ile borçlu şirketin malvarlığının birbirine karıştığı, iktisadi bir bütünlüğün olduğu ve tüzel kişilik perdesinin arkasına sığınılarak kötü niyetle, mal kaçırma ya da alacağın tahsilini kısmen veya imkansız hale getirme yönündeki eylemlerinin bulunması gibi bir takım olguların gerçekleşmesi gerekir. Bu olgular ise, yargılamada, tarafların gösterdiği tüm delillerin toplanıp birlikte değerlendirilmesi ile aydınlığa kavuşacak niteliktedir. Ayrıca tüzel kişilik perdesinin aralanması istisnai bir kurum olup, salt organik bağ içinde olunması yeterli değildir. Başka bir ifadeyle ticari merkez ve faaliyet alanının aynı olması, şirket ortaklarının aynı veya yakın akraba ve/veya eş olmasının ötesinde tüzel kişilikler arasında iktisadi bütünlüğün ispatı şarttır. Tabi ki ihtiyati haciz bakımından yaklaşık ispat yeterlidir. Ancak dosyaya sunulan deliller, yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle İİK 258. maddesindeki yaklaşık ispata elverişli değildir. Bu nedenle şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine dair mahkeme kararında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Ayrıca terditli olarak ihtiyati tedbir verilmesi de talep edilmiş olmakla birlikte para alacağı hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi de mümkün değildir. Zira ihtiyati tedbirler hali hazırda görülmekte olan veya ileride açılacak bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemek için başvurulan geçici nitelikte ve kural olarak kanunla belirlenmiş önlemlerdir. Özel düzenlemeler bir kenara bırakılacak olursa ihtiyati tedbirlere ilişkin temel düzenleme Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389 ve devamı maddelerinde yer almaktadır. İhtiyati haciz bir para alacağının geçici olarak teminini amaçlarken ihtiyati tedbir ferdileştirilmiş muayyen bir talebin teminini hedef tutmaktadır. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilmesi gereken hallerde ihtiyati tedbir kararı verilemez (Saldırım, M.: İhtiyati Tedbir ve İhtiyati Haciz Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme, TBB. Dergisi, 1997/2, s:203-210). Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, para alacağına ilişkin bir davada ihtiyati tedbir kararı verilmesi hukuka uygun değildir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz talep eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati haciz/tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İhtiyati haciz/tedbir talep eden davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati haciz/tedbir talep eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 25/10/2022