Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1504 E. 2022/1320 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1504
KARAR NO: 2022/1320
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2022
NUMARASI: 2022/124 Esas – 2022/475 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)|İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/11/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davalı ile İhbar olunun … Sigorta A.Ş. vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … A.Ş.’nin özellikle salça, ketçap/mayonez ve konserve gıda ürünleri üretimi yapan, kırk yılı aşkın süredir gıda sektöründe faaliyette bulunan, Burhaniye, Yenice/Çanakkale, Ovaköy/Balıkesir, Bergama’da beş fabrika ile üretim yapan, 70 den fazla ülkeye ihracat yapan, sektörde pazar payı ve bilinirlilikte en ön sıralarda yer alan uluslararası, saygın ve kurumsal bir şirket olduğunu, davalının ise, müvekkil şirkete nişasta ve xanthan gum gibi imalatta kullanılan yan ürünler tedarikini yapan, yabancı menşeili bir şirket olup, müvekkil ile yıllara yaygın ticari ilişkisi bulunduğunu, müvekkili şirketin dava konusu bu ürünü başka mamullerde de kullanmakla birlikte asıl olarak mayonez üretiminde kullandığını, müvekkili şirketin hammadde alımlarında da analiz ve denetimde hassasiyet gösteren, sürekli iç denetim mekanizması devrede olan bir işletme olduğunu, bu nedenle kurumsal imajı yüksek, ürünlerinde kalite ve özen konusunda hiçbir şüphe duyulmayan bir şirket haline geldiğini, müvekkil şirketin üretimini gerçekleştirdiği ve yurt içi/yurt dışı satışını yaptığı mayonezler ile ilgili olarak Eylül/Ekim 2018 döneminde bir takım şikayetler alınmaya başlandığını, şikayetin mayonezin sıvı olması ve neredeyse su kıvamında bulunmasından kaynaklandığını, sıvılaşma nedeni ile lezzette kayıp, görünüm anlamındaki olumsuzluğun, müşteriler nezdinde toptan mal iadesi ve mal imhası, tüketici nezdinde de sosyal medyada olumsuz reklam ve talep düşüklüğü ile karşılık gördüğünü, şirket imajının zedelendiğini, ciddi oranda pazar kaybı yaşamaya başladığını, mayonezde sorun olmasına rağmen, beraber satışı yapılan ketçap ve diğer sosların da satış rakamlarında düşüş yaşandığını, müvekkilinin öncelikle mayonezdeki kıvam bozukluğunun ilk olarak sağlık açısından sakınca yaratıp yaratmadığına yönelik çalışmalar yaptığını ve sağlık için tehlike yaratmadığının tespit edildiğini, akabinde sıvılaşmanın nedenlerinin araştırıldığını, tahlil, analiz ve örneklem üretimler yapıldığını, ayıplı mal üzerinde ve ayıplı mal ile yapılan mayonezler üzerinde tahlil ve analizler yapıldığını, araştırmalar neticesinde …lardan kaynaklanan bir problem olduğu, davalı şirket tarafından tedariki yapılan … ürünlerinin ayıplı olduğu, bu ayıp nedeni ile mayonezlerin kıvam bozukluğu yaşattığı neticesine ulaşıldığını, ayıp ihbarının davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirket ayıp ihbarını aldıktan sonra sorunun nedeninin teknik olarak nasıl izole edileceği konusunda birlikte çalışma yapmayı ve zarar miktarının sigorta şirketinden tazmin edilmesi konusunda birlikte hareket etmeyi teklif ettiğini, bu hususta yazışmalar ve çalışmalar yapıldığını, mahkeme vasıtası ile delil tespiti yapıldığını, ancak laboratuar incelemelerindeki tahlil ve incelemelerin sorunu tespit edebilecek nitelikte olmadığının görüldüğünü, bu konuda, davalı şirket ve yönlendirdikleri sigorta şirketinin müvekkil şirketi oyaladıkları, konu araştırmalarda titiz ve nitelikli çalışmayı yapmadıkları kanaatine vardıklarını, müvekkili şirket tarafından Ege Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesi Gıda bölümlerinde görevli akademisyenlerden oluşan iki ayrı arge ekibi kurularak ürün incelenmeye başlandığını, bu raporla neticeye net olarak varıldığını, yapılan görüşme ve araştırmalarda ayıbın davalı firma tarafından zaten bilindiği, zarar gören diğer başka firmaya bu konuda doğrudan/dolaylı zarar giderimi yapıldığı, sadece Türkiye’de değil satımı yapılan başka ülkelerde de başka mağdur şirketler olduğu bilgisine ulaşıldığını, akabinde davalı taraftan zarar ihbarına rağmen zararın tazmine yönelik bir çaba olmadığını, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, anlaşmaya varılamadığını belirterek, tüm bu nedenlerle; öncelikle müvekkili şirketin yaşadığı zarar miktarı, davalı şirketin yabancı menşeili bir şirket olup, mahkemece yüksek miktarda bir tazminat tespiti halinde davalı tarafın ticari unvan değiştirmesi, yeni bir şirket kurmasının muhtemel olması, bu durumunda zararın tazmininin imkansız hale geleceği dikkate alınarak ihtiyati haciz kararı verilmesini, her bir talep için fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla 1.650.000,00 TL’nin ürünlerin ihbar tarihinden itibaren işlemiş reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili, iade edilen, imha edilen ve satılmayan mayonezler nedeni ile yoksun kalınan kar için ve ketçap ve benzeri sosların satışına etkisi ve bu nedenden yoksun kalınan kar için fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile bilirkişi tarafından hesaplanan miktara ıslah edilmek üzere şimdilik 80.000,00 TL’nin ihbar tarihinden itibaren işlemiş reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı şirket bünyesinde üretimi gerçekleşen fason yada kendi markaları ile üretilen ürünlerin pazar payı kaybı için fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile bilirkişi tarafından hesaplanan miktara ıslah edilmek üzere şimdilik 10.000,00 TL’nin ihbar tarihinden itibaren işlemiş reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili, ayıplı mal nedeni ile mayonezlerden kaynaklı olumsuz reklamdan mütevellit doğan zarara (geçmiş dönemde lehe reklamlar için harcanan bedel neticeleri sağlanan yarar pasifize olmuştur) karşılık (… marka imajı zararı) fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile bilirkişi tarafından hesaplanan miktara ıslah edilmek üzere şimdilik 100.000,00 TL’nin işlemiş reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, arge harcamaları (araştırma, analiz ve danışmanlık giderleri) için fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile bilirkişi tarafından hesaplanan miktara ıslah edilmek üzere şimdilik 250.000,00 TL’nin işlemiş reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayıplı mal nakliye ve imha giderleri için fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile bilirkişi tarafından hesaplanan miktara ıslah edilmek üzere şimdilik 8.000,00 TL’nin ihbar tarihinden itibaren işlemiş reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayıplı mal stoklama maliyeti (Depo kirası) için fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile bilirkişi tarafından hesaplanan miktara ıslah edilmek üzere şimdilik 10.000,00 TL’nin işlemiş reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminat olarak 80.000,00 TL’nin zarar tarihinden itibaren işlemiş reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle Davanın HMK md. 61 “Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir” hükmüne binaen sigorta şirketi … Sigorta AŞ’ye ihbar edilmesi gerektiğini; davacının, müvekkili tarafından kendisine satılan … gıda katkı hammaddesi kullanılarak imal edilen mayonezlerin işbu hammadde kaynaklı bozuk olduğundan piyasadan toplandığı iddiasıyla zarar tazmini talebinde bulunduğunu, bunun üzerine ihbar olunan … SİGORTA AŞ,’nin Burhaniye 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/122 D.İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdığını, 5.12.2018 tarihinde mamul ürünlerin bulunduğu davacı adresine gidilerek numune alındığını ve yapılan tetkikte bozulma sebebinin gıda katkı maddesinin olmadığı sonucuna varıldığını, ürünün ayıplı olmadığının anlaşıldığını, açılan davanın dayanaktan yoksun ve hukuka aykırı olduğunu, İİK 258. maddeye göre İhtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilebileceğini, İİK madde 50 “Para veya teminat borcu için takip hususunda HUMK yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur” hükmünü amir olduğunu, YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ E. 2015/5053 K. 2015/5897 T. 19.11.2015 sayılı kararında da belirtildiği üzere yetkili mahkeme; HMK 17 maddesi uyarınca yetki sözleşmesine, 6 maddesi uyarınca davalının ikametgahı mahkemesine ya da 10 maddesi uyarınca sözleşmenin ifa yerine göre belirlenmesi gerektiğini, olayda taraflar tacir olup, yetki sözleşmesi olmadığından, ifa yeri ve davalı ikametgahı İstanbul olduğundan yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesi olduğunu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını belirterek, yetki itirazlarının kabulüne ve yetkisiz verilen ihtiyati haciz kararının da kaldırılmasını talep etmiştir. İhbar olunan … Sigorta A.Ş. vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince HSK’ nın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin kararının bu tarihten sonra açılan davalara yönelik olduğunun kabul edilmesi gerektiği, doğal hakimlik ilkesinin de bunu gerektirdiği, davanın 25/03/2020 tarihinde açılmış olması, gönderme kararının esasında görevsizlik niteliğinde olduğu halde istinaftan geçmediği, sonraki sürecin buna göre işleyip bu aşamaya gelindiği, yetkisizlik kararının da İstinafa başvurulmadan kesinleşmiş olması nedeniyle mahkememizi bu konuda bağlayıcı bir BAM kararının da söz konusu olmaması nedeniyle görev itirazının karara bağlanması gerektiği, HSK kararından ve yeni mahkeme kurulmasından önce açılan davanın görüldüğü Burhaniye 2. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’ nin görevli olduğu, görev kurallarına bağlı olarak bir karar verilmiş olması karşısında karşı görevsizlik kararı verilmesinin hem görev kuralları yönünden, hem olabilecek en çabuk ve pratik yöntemle meselenin aydınlanması yönünden, hem de gönderme kararının dayanağı yönünden ve ayrıca doğal hakimlik ilkesi bakımından karşı görevsizlik kararı verilerek dosyanın Burhaniye 2. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’ ne gönderilmesine karar verilmesi gerektiği; yetki hususunun söz konusu görevli mahkemece aydınlatılması gerektiği ve mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlikle dosyanın Burhaniye 2. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’ ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12.01.2022 tarihli yetkisizlik kararı istinaf yolu açık bir karar olduğu halde davacı tarafın istinaf yoluna başvurmamış olup kararın kesinleşerek dosya İstanbul’a geldiğini, buna rağmen davacı taraf 06.06.2022 tarihli dilekçesi ile, daha önce itiraz konusu yapmadığı ve İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesine onay verdiği yetki ve görev konusunun gündeme geldiğini, HSK kararının yürürlüğü ve bu bağlamda Burhaniye 2. AHM’nin verdiği kararın hatalı olduğu hususunun davacı tarafça Balıkesir ATM’nin 2021/608 E. Sayılı dosyasının 12/01/2022 tarihli duruşmasında ihç gündeme getirilmediğini, itiraz konusu yapılmadığını ve hatta duruşma öncesinde de Mahkemeye bu doğrultuda bir dilekçe dahi verilmediğini, karardan sonra ise davacı tarafın istinaf yoluna başvurmayarak ve dosyanın İstanbul Anadolu ATM’ye gönderilmesini talep ederek İstanbul Anadolu Mahkemeleri’nin yetkisini kabul etmiş olup usulen artık İstanbul Asliye Tscaret Mahkemelerinin yetkili olduğunun kesinleştiğini, somut olay bakımından davacının huzurdaki davada davanın davalının ikametgahında görülecek olmasına itiraz etmemesi ve dosyanın İstanbul Mahkemelerine gönderilmesi için başvuruda bulunması karşısında artık davalı şirket lehine doğmuş bir hak ortaya çıktığını, buna rağmen davacının 2. Duruşmadan önce HSK kararının yürürlük tarihini ileri sürerek dosyayı yeniden Burhaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne taşımasının aykırı olup ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. İhbar olunun … Sigorta A.Ş. Vekili istinaf dilekçesinde özetle; Burhaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) görülmekte olan dosyada yetkisizlik kararı verilerek re’sen dosyanın Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiğini, Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından da yetki itirazlarının yerinde görülerek 12.01.2022 tarihinde mahkemenin yetkisizliğine karar verildiğini, davanın niteliğinin “ayıplı mal nedeniyle bedel iadesi ve tazminat” olduğu ortaya konularak yetkili mahkemenin genel yetki kapsamında İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğuna işaret edilmiş olup ilk derece mahkemesi İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesince usul ve yasaya aykırı şekilde görevsizlik kararı verilerek; yetki hususunda değerlendirme yapılmasına rağmen görevli mahkemenin Burhaniye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğunun belirtildiğini, kesin hüküm teşkil eden bir hususta yeniden karar verilmesinin de belirlilik ilkesi ile hukuk güvenliğini zedelemekte olup işbu davanın niteliği gereği yetkili mahkeme, İstanbul Anadolu Adliyesi Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan bahisle görevli olduğu işaret edilen mahkemenin de asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla dosyaya bakmasına karar verildiğinden görevsizlik kararı yerinde olmadığını beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ayıplı mal nedeniyle bedel iadesi ile tazminat talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı ve ihbar olunan vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. İhbar olunan … Sigorta A.Ş müdahale etmemiş olup, davada feri yada asli müdahil sıfatı olmamasına göre davada taraf sıfatı bulunmadığından istinaf dilekçesinin HMK’nın 346. Maddesi uyarınca reddi gerekmektedir. Davanın açıldığı Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesi Balıkesir ilinde Ticaret Mahkemesi kurulduğu gerekçesiyle gönderme kararı ile dosya Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiştir. Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi’nce de davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş ve kararın taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmesi üzerine dosya İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiştir. İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi de Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararının derdest davalara bir etkisi olmadığı ve görülmeye devam edilmesi gerektiği gerekçesiyle davada Burhaniye Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu ve yetki hususunun görevli mahkemede değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Somut olayda; Tacirler arası satım sözleşmesinden kaynaklanan nispi ticari dava niteliğinde olan eldeki davada Asliye Ticaret Mahkemesi görevlidir. Balıkesir Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen yetkisizlik kararı taraflarca istinaf edilmemiş ve kesinleşmiş olup satım sözleşmesinden kaynaklanan davalarda kamu düzenine ilişkin bir kesin yetki hususu bulunmamasına göre davada yetkisi kesinleşen İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi bu karar ile bağlıdır. Ayrıca yetkisizlik sonucu dosya kendisine gelen mahkemenin yetkisizlik kararı veren mahkemenin görevli olup olmadığını denetleme yetkisi bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra görevsizlik kararı, sadece görevsizlik kararı veren mahkemenin yargı çevresi ile sınırlı olarak verilebilecek olup, başka bir yargı çevresinde bulunan mahkemeye görevsizlik kararı verilmesi mümkün değildir. Bu durumda mahkemece yetkili ve görevli olduğu eldeki davada davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, ihbar olunan vekilinin istinaf dilekçesinin reddine; Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-İhbar olunan vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nın 346. maddesi uyarınca REDDİNE, 2-Davalı vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 3-İhbar olunan vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcı ile istinaf başvuru harcının istemi halinde kendisine iadesine, 4-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 29/11/2022