Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1498 E. 2022/1092 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1498
KARAR NO: 2022/1092
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2022
NUMARASI: 2022/495 Esas – 2022/531 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/10/2022
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı yokluğundan reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı müvekkil şirket … Ticaret A.Ş. göz bakımı ve göz sağlığına yönelik olarak göz damlası, kontakt lens, göz içi lens ürünleri ile cerrahi cihazların üretimi ve piyasaya sürülmesi işleri ile iştigal etmekte olduğunu davalı şirket … Üniversitesi de göz sağlığı sektöründe faaliyetlerde bulunması hasebiyle, aralarında ticari ilişki kurulduğunu, müvekkil şirketi tarafından davalıya, göz cerrahisinde kullanılmak üzere bir takım cihazların satışının yapıldığını, davalı yanın … Seri Numaralı, …’ na ilişkin servis hizmeti talep etmesi üzerine, müvekkil şirketleri tarafından 30.06.2020 tarihinde … numaralı, 68.145,00.-TL tutarlı proforma fatura düzenlendiğini ve davalı kuruma iletildiğini, Davalı ise, sağlanacak servis hizmeti için düzenlenen proforma faturayı kaşe-imza yapmak suretiyle onayladığını, davalının proforma faturayı onaylaması akabinde müvekkil şirketin teknik servis birimi, talep edilen cihaza ilişkin olarak 06.07.2020 tarihinde servis hizmeti sağladığını, bu servis hizmeti kapsamında, proforma faturada da belirtildiği üzere mezkur cihazın arf gazı ile filtresi değiştirildiğini ve kontrollerinin yapıldığını, yapılan işlemlerin servis raporu ile tutanak altına alındığını, davalı yanca talep edilen hizmetin müvekkil şirket tarafından sağlanması akabinde, müvekkil şirketleri tarafından 17.07.2020 tarihli, … numaralı, 68.145,00.-TL tutarındaki fatura tanzim edildiğini, yine davalı tarafın … Seri Numaralı, …’ na ilişkin teknik servis hizmeti talep edilmesi üzerine, müvekkil şirketleri tarafından 01.10.2020 tarihinde, … numaralı, 8.850,00.-TL proforma fatura düzenlendiğini ve davalı kuruma iletildiğini, davalının ise, servis hizmeti için düzenlenen proforma faturayı kaşe-imza yapmak suretiyle onayladığını, davalının proforma faturayı onaylaması akabinde müvekkil şirketin teknik servis birimi tarafından 05.10.2020 tarihinde servis hizmeti sağladığını, bu servis hizmeti kapsamında, mezkur cihaza soğutma sıvısı eklendiğini, cihazın mikroskop ayarının yapılmış olduğunun ve genel kontrollerinin sağlanmış olduğu servis raporu ile tutanak altına alındığını, davalı yanca talep edilen işbu hizmetin de müvekkil şirket tarafından sağlanması akabinde, müvekkil şirket tarafından 07.10.2020 tarihli,… numaralı 8.850,00TL tutarındaki fatura tanzim edildiğini, söz konusu faturaların düzenlenmeleri üzerine davalıya iletilmiş olduğu davalı tarafından, faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığını, dolayısıyla faturaların içeriklerinin davalı tarafından kabul edildiğini, faturaların davalı tarafından kabul edilmiş olmasına rağmen ödenmemesi üzerine müvekkil şirket tarafından, Beşiktaş … Noterliği’nin 19.01.2021 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek davalıya fatura bedellerinin ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin davalıya 21.01.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı ihtarnameye istinaden herhangi bir dönüş yapmadığı gibi fatura bedellerini de ödememesi üzerine, 14.04.2021 tarihinde, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından, 76.995,00.-TL asıl alacak ve 2.720,67.-TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 79.715,67.-TL tutarında ilamsız icra takibi ikame edildiği, davalının takibe itirazı akabinde, itirazın iptaline yönelik olarak uyuşmazlığın sulh yolu ile çözümlenmesi amacıyla, arabuluculuğa başvurulmuş, ancak arabuluculuk görüşmelerinin de sonuçsuz kaldığını beyanla, davanın kabulü ile itirazı iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dilekçeler teatesi tamamlanmadan karar verildiğinden cevap dilekçesi bulunmamaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince uyuşmazlığın mutlak ticari dava niteliği bulunmadığı, davacı şirket tacir olduğu, davalı vakıf üniversitesi tacir olmadığından davaya bakmakla görevli 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusundan bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin dosya üzerinden tebligat yapmadan görevsizlik kararı verdiğini takibe konu borcun ödendiğini bu nedenle davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılmasına ve davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, satım sözleşmesi uyarınca düzenlenen fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaliistemine ilişkindir. Mahkemece davalı üniversitenin tacir olmadığı ve davada genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Yargılama sırasında Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir. Bir davada birden fazla dava şartının bulunması halinde dava şartlarının hangi sıraya göre değerlendirileceği önem kazanmaktadır. HMK’nın 114. Maddesinde belirtilen dava şartları, öğretide üç ana başlık altında incelenmektedir: 1-Mahkemeye ilişkin dava şartları (mahkemenin görevli olması, yargı yolunun caiz olması vb.); 2-Tarafa ilişkin dava şartları (tarafların taraf ve dava ehliyetinin, dava takip yetkisinin bulunması); 3-Davanın konusuna ilişkin dava şartları (davayı açmakta hukuki yararın bulunması, tasarrufun iptali davasında aciz belgesinin alınmış olması, davanın derdest olmaması vb) (Pekcanıtez Usul, C:II, s. 927-950). Dava şartlarının hangi sırayla inceleneceğine dair kanunda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte bu konuda, usul ekonomisi gibi, yargılama hukukuna hakim olan ilkeler yanında, dava şartının niteliğinin de dikkate alınması gerektiği açıktır. Nitekim HMK m.115 f.1’in gerekçesinde, “…Genel dava şartlarının inceleme sırasının ne olacağı hususu ise pozitif bir düzenlemeye elverişli bir nitelik taşımaması sebebiyle, tümüyle doktrin ve yargı uygulamasına bırakılmıştır” denilmek suretiyle, bu konu öğreti ve uygulamaya bırakılmıştır. Belli bir dava şartının yokluğu halinde diğerlerinin incelenmesine gerek kalmayacak ise ilk önce o dava şartının incelenip karara bağlanması gerekir. Mahkemeye ilişkin dava şartları en önce, tarafa ilişkin dava şartları ikinci sırada, davanın konusuna ilişkin dava şartları ise en son incelenmelidir (Prof Dr. Baki KURU, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku: Ders Kitabı, Ağustos 2017, Ankara, s.144-145; Pekcanıtez Usul, C:II, s. 954). Bu huhuki açıklamaya göre görev mahkemeye ilişkin dava şartı niteliğinde olması nedeniyle, öncelikle göreve ilişkin dava şartının mahkemece değerlendirilerek, mahkemenin görevli olması halinde diğer dava şartının incelenmesi gerekir. Eldeki davada hukuki yarar dava şartının mevcut olup olmadığı hususu görevli mahkemede değerlendirilmesi gerekeceğinden mahkemeçe öncelikle görev dava şartı hakkında karar verilmesi doğru olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir. Somut olayda uyuşmazlık TTK 4. maddesinde sayılan sözleşmeler arasında düzenlenmemesine göre mutlak ticari dava niteliği bulunmamaktadır. Bu durumda dava da ticaret mahkemesinin görevli olup olmadığının belirlenebilmesi bakımından davanın nispi ticari yani uyuşmazlığın her iki tarafın ki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığının da tespiti önem arz edecektir. Davacı şirket tacir olup, davalı vakıf üniversitesi tacir olmadığından (YHGK’nın 13.05.2015 tarih ve E:2014/13-566-K:2015/1339) davaya bakmakla görevli 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli asliye hukuk mahkemesi olduğundan mahkemece davanın görev dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, mahkeme kararında düzeltilmesini gerektirir bir eksiklik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 11/10/2022