Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1470 E. 2022/1190 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1470
KARAR NO: 2022/1190
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2022
NUMARASI: 2022/463 Esas (Derdest)
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/10/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati haciz talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati Haciz talep eden vekili dilekçesinde özetle;davacı ve davalı şirket arasında gerçekleşen mal teslimi dolayısıyla davacı şirketin alacağının doğduğunu, davacı şirketin malları gereği gibi davalıya teslim edildiğini fakat davalı şirketin ifa yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve malların bedelini ödeyemeyeceğini davacı tarafından teslim edilen malları ise başka firmaya borcu karşılığında teslim ettiğini beyan ettiğini, davalıdan olan alacağın rehin ya da teminat altına alınmadığını, borcun vadesinin geldiğini ve davacının alacağının para alacağı olduğunu, davacının davalıdan alacağını ispat etmeye yarar 2 adet fatura ve malların teslim edildiğine ilişkin 2 adet sevk irsaliyesinin dosyaya sunulduğunu belirterek davacı vekili şimdilik 300.000,00 TL tutarında ki alacağına karşılık davalı şirketin taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslar nezdindeki hak ve alacaklarının teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini arz ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Hukuki koruma tedbirlerinden biri olan ihtiyati haciz İİK’nin 257 vd. maddelerde düzenlenmiştir.Talepte bulunan tarafından talebin dayanağı olarak sunulan sevk irsaliyeleri tek başına akdi ilişkinin varlığını kanıtlamaya yeterli olmamakla ve istemin dayanağına göre taraflar arasında alacağın varlığı hakkında yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği yönünde mahkememizde bir kanaat oluşturmamıştır. Talepte bulunanın karşı taraftan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktar alacaklı olduğu ancak yargılama ile belirlenebilecek niteliktedir. Hal böyle olunca, talepte bulunan tarafından sunulan bilgi ve belgeler kapsamında İİK 257. maddesi gereğince ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmediği gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ekinde 08/03/2022 tarihli … numaralı bir diğeri ise 22.03.2022 tarihli … 2 adet fatura ile birlikte faturaların içeriğinde yer alan malların davalıya teslim edildiğine ilişkin 2 adet de sevk irsaliyesi bulunduğunu, her ne kadar dava dilekçesi ekinde sunulmuş olan faturalar ve sevk irsaliyeleri davacı müvekkili ile davalı şirket arasındaki akdi ve akit konusu malların davalıya teslim edildiğinin ispatı için yeterli değilse de mahkeme dosyasında ayrıca davacı müvekkil ve davalı şirkete ait, BA/BS formlarının da mübrez olduğunu, somut olayda davacı müvekkili tarafından tanzim edilen faturalara Türk Ticaret Kanunu Madde 21/2 de zikredilen ve yasal süre olan 8 gün içerisinde itiraz edilmediğini ve fatura içeriğinin davalı tarafça kabul edildiğini, bununla birlikte fatura içeriğinde yer alan malların, davalıya süresi içerisinde teslim edildiğini ve malların teslim edildiğine ilişkin sevk irsaliyesi de tanzim edildiğini, müvekkilinin davalıya satıp teslim etmiş olduğu mallara ilişkin olan her iki şirkete ait Vergi Daireleri tarafından mahkemenin düzenlenen faturanın ilgili vergi dairesine bildirilmesi akabinde BA/BS formu düzenlenilmesinin fatura konusu malın karşı tarafa teslim edildiğini ispatlar niteliğinde olduğunu, davalı şirket aleyhine, İİK Madde 257 hükmüne dayanılarak talep edilmiş olan ihtiyati tedbirin koşullarının müvekkilince sağlandığını, müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun Vergi Daireleri tarafından verilen müzekkere cevapları ile de sabit olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında mevcut bir akdin varlığının işbu dosya içeriğinde yer alan belgelerle sabit olduğunu, bu sebeple davalı şirketin taşınır, taşınmaz ve 3. şahıslar nezdindeki tüm hak ve alacaklarına teminatsız ve ivedi şekilde ihtiyati haciz kararı tesis edilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, derdest satım sözleşmesi nedeniyle fatura alacağının tahsili istemine ilişkin alacak davasında, ihtiyati haciz verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, bu ara karara davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati haciz talep edebilmek için, İİK’nın 257/1.maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması, müeccel para alacağı yönünden ise İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların bulunması gerekir. İİK’nın 258/1.maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış olmakla birlikte bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması gerektiği kabul edilmiştir. Geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Yaklaşık ispat ölçüsünde haklılığının bulunması halinde muaccel bir para alacağı yönünden ihtiyati haciz, kararı verilebilecektir. Somut olayda davacı ihtiyati haciz talep eden davacı satım sözleşmesine konu mal bedelleri için düzenlenen faturaların ödemediği iddia etmektedir. Salt fatura düzenlenmesi fatura içeriği malın teslim edildiğinin ispatı için yeterli olmayıp, alacağın varlığının başka delillerle alacaklı tarafından kanıtlanması gerekir. Davacı tarafından dosyaya sunulan sevk irsaliyeleri tam okunaklı olmayıp, tespit edildiği kadarı ile davalı talimatı ile davadışı şirkete teslim olarak düzenlendiği, şoför imzasına ait kısmın boş olduğu ve irsaliye altına kimin adına atıldığı belli olmayan imzanın bulunduğu görülmüş olup davacı vekilinin kabulünde de olduğu üzere sunulan bu belgeler dosyanın geldiği aşama itibarıyla tek başına akdi ilişki ve mal teslimini ispata elverişli değildir. Ancak vergi dairesinden dosya kapsamında kazandırılan davalı şirket BA formlarından davaya konu fatura tarihlerindeki dönemde davalının dava değerinden daha fazla miktarda davacıdan mal alımı bildirdiği görülmüş olup bu hale göre İİK’nın 257. Maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının koşullarının oluştuğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece davalı şirket yönünden ihtiyati haczin koşulları oluştuğundan mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabul edilmesi gerekirken yazılı gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.Bununla birlikte dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, ihtiyatı haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK 353(1)b-2 uyarınca ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin kararının kaldırılmasına ve İİK.259/1. maddesi uyarınca teminat mukabilinde ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/07/2022 tarihli ve 2022/463 Esas sayılı ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın HMK’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; 1-300.000,00 TL alacak yönünden alacağın % 15 ‘ine tekabül eden 45.000‬-TL teminat (nakit veya kesin-süresiz banka teminat mektubu) karşılığında İİK’nın 257/1. maddesi gereğince kabulü ile borçlu menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İHTİYATEN HACZİNE, 2-İİK’nın 261. maddesi uyarınca on gün içinde infaz edilmemesi halinde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmış sayılacağının ihtarına, 3-İİK’nın 259. maddesi uyarınca teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edildiğinde, kararın infazı için bir suretinin ilk derece mahkemesi tarafından, alacaklı vekiline verilmesine, 4-Teminata ilişkin ara kararın yerine getirilmesi ve kanuni süresi içerisinde kararın uygulanmasının talep edilmesi halinde kararın yetkili İcra Müdürlüğünce infaz edilmesine, 5-İstinaf kanun yoluna başvuran alacaklı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine, 6-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-f maddesi ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verild 27/10/2022