Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1462 E. 2022/1183 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1462
KARAR NO: 2022/1183
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/07/2022
NUMARASI: 2022/169 D. İş – 2022/230 Karar
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/10/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati haciz talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati Haciz talep eden alacaklı vekili dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz talep eden vekilinin talep dilekçesinde özetle; Müvekkil- … ile borçlular- … ve … arasında 25.01.2021 tarihli “… A.Ş. Şirket Hisse Devir Sözleşmesi” imzalandığını, müvekkil işbu sözleşmeye istinaden karşı tarafa toplamda 1.500.000-USD nakit ödeme yaptığını, müvekkil tarafından yapılan toplamda 1.500.000- USD tutarındaki ödeme, banka dekontları, imzalı teslim tutanakları ve 28.05.2021 tarihli protokol ile sabit olduğunu, tarafların ödemelere ilişkin mutabakatını içerir 28.05.2021 tarihli protokol metni, 25.01.2021 tarihli “… A.Ş. Şirket Hisse Devir Sözleşmesi”nin ayrılmaz bir parçası olarak kabul edildiğini, müvekkil sözleşme dolayısıyla … ve …’a 1.500.000-USD tutarında ödeme yapmasına rağmen, sözleşmeye konu şirketin sermaye hakları, hisseleri veya şirket mal varlığı değerleri üzerinden bugüne kadar hiçbir kazanımı olmadığını, üstelik borçlular 25.01.2021 tarihli sözleşme dolayısıyla … A.Ş. isimli şirketin hisse senetleri ve sermaye haklarını Müvekkile devir yükümlülüğü altında olmalarına rağmen, TTSG’de 22.02.2022 tarihinde yayınlanan ilan ile şirket sermayesini temsil eden tamamı hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılması yönünde yönetim kurulu kararı aldığını ve akabinde sözleşmeye konu şirket hisseleri/hakları, şirket adına kayıtlı gayrimenkuller ile birlikte üçüncü bir kişi/ şirkete devredildiğini, işbu durum, borçluların alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik eylem ve girişimlerini açıkça gösterdiğini, zira hamiline yazılı pay senetlerinin devri için zilyetliğin devrinin yeterli olduğunu, şirket sermayesini temsil eden tüm pay senetlerinin bastırılması yönünde karar alınması ve fakat Müvekkile teslim edilmemesi, sözleşmeye konu hisse senetlerinin Müvekkilden gizli üçüncü kişilere devrine yönelik olduğunu, alacaklı- Müvekkilden mal kaçırmayı amaçladığını, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257. maddesi, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmünü havi olduğunu, müvekkilin alacağı rehin ile teminat altına alınmadığı gibi, Müvekkil tarafından keşide edilen Beşiktaş … Noterliği’nin 12.05.2022 tarihli ve … Yevmiye No’lu ihtarnamesi ile 1.500.000- USD’ nin ödenmesi için borçlulara süre verildiğini, ancak ihtarname borçlular tarafından ayrı ayrı 13.05.2022 tarihinde tebliğ alınmasına rağmen, süresi içerisinde ödeme yapılmaması ile alacak muaccel hale geldiğini, gelinen aşamada Müvekkil tarafından borçlulara 1.500.000-USD tutarında ödeme yapıldığı ekli belgeler ile sabit olmakla, borçlular ödeme yapmaktan kaçındığından, İİK’nin 257/1. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yasal şartlar oluştuğunu, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin, 28.12.2017 tarihli ve 2017/2365 E., 2017/4563 K. sayılı içtihadı dikkate alınarak ihtiyati haciz talebimizin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkil 25.01.2021 tarihli sözleşme dolayısıyla şirket hisseleri ve taşınmazın kendisine devrine yönelik borçlulara 1.500.000- USD tutarında ödeme yapmış, ancak borçlular Müvekkile devrini taahhüt ederek 1.500.000-USD tahsil ettikleri sözleşmeye konu şirket hisselerini/haklarını, şirket adına kayıtlı gayrimenkuller ile birlikte üçüncü bir kişiye devretmelerine rağmen, Beşiktaş … Noterliği’nin 12.05.2022 tarihli ve … Yevmiye No’lu ihtarnamesi ile talep edilen ve muaccel hale gelen 1.500.000- USD’yi ödemekten kaçındığını, Müvekkil aleyhine sebepsiz zenginleştiklerini, müvekkilin alacağının varlığı, miktarı ve talep edilebilirliği, yaklaşık ispat ölçüsünü aşan belgeler ile ispatlandığını, üstelik borçluların taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını kaçırdığını, üçüncü kişi/lere sattığı ve bu suretle alacaklı- Müvekkilin haklarını ihlâl ettiği açıkça ortaya konulduğunu, bu nedenle, İİK’nin 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yasal şartların oluştuğunu, alacağın rehinle teminat altına alınmadığı ve muaccel olduğu nazara alınarak, Müvekkilin haklı alacağının tahsilini sağlamak ve borçluların alacaklı- Müvekkilden mal kaçırmaya yönelik kötü niyetli davranışlarının önüne geçebilmek amacıyla, hakkında icra takibi başlatılacak borçlular- … ve …’ın menkul ve gayrimenkul malvarlığı değerlerinin, banka hesaplarının ve üçüncü kişilerdeki her türlü hak ve alacaklarının ihtiyaten haczedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Karşı taraf vekili cevap dilekçesinde özetle: Taraflar arasındaki husumet, 25.01.2021 tarihli şirket hissedarları ve talepte bulunan taraflar arasında imzalanan … A.Ş’nin şirket hissesi devir sözleşme’sinden kaynaklandığını, bu sebeple taraf teşkilinin …-… yerine … A.Ş olması gerektiğini, ayrıca sözleşme şartlarına göre ödemelerini yapmayan taraf talepte bulunan olduğunu, bu husus sözleşmenin 4.3 maddesinde ki ödeme tarihleri ile ödemelerin yapıldığı dekont tarihleri ile kanıtlandığını, sonuç olarak, 30.09.2021 tarihine kadar 7.500.000 USD. borç yükümlülüğünde olan ve bu yükümlülüğü yerine getirmeyen taraf ihtiyati haciz talebinde bulunan taraf olduğunu, bu sözleşme şartını yerine getirmeyen tarafın ihtiyati haciz talebinde bulunmasının hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığı gibi, usuli dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu, … A.Ş şirket hisselerinin üçüncü kişilere devredilmesi iddiası külliyen kabul edilemez olup, şirket hissedarlar üzerine kayıtlı olduğunu, müvekkillerin mal kaçırma amacı talepte bulunan tarafın kötü niyeti ve Mahkememizi yanıltma amacı taşıdığını, dosyaya sunulan hisse senetleri fotokopileri ve 15.02.2025 tarihine kadar geçerli şirket imza sirküleri, talepte bulunan tarafın iddialarının kabul edilemez olduğunu kanıtladığını, talepte bulunan tarafın, İİK 257 maddesi açıklaması ve devamında İİK 257/1 gereğince yasal şartlar oluştuğu iddiasının dayanağı Beşiktaş …Noterliğinin 12.05.2022 tarih ve … ihtarnamesi gösterildiğini, bu ihtarname, açıklanan sözleşmenin haklı feshi nedeniyle tarafımızdan gönderilen 01.04.2022 tarihli Beşiktaş … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarından sonra ihtiyati haciz talebinde bulunarak cezai tazminatı engellemeye yönelik hukuki dayanağı olmayan bir işlemdir, karşı tarafın 12.05.2022 tarih ve … ihtarnamesine karşı Bakırköy … Noterliğinin 16.05.2022 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile yanıt verilerek, feshin haklı sebeplere dayanılarak yapıldığı izah edilmiştir, talepte bulunan tarafın dayanak olarak sunduğu İİK maddesine göre; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklar ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir, talepte bulunan tarafın muaccel hale gelmiş bir para alacağı söz konusu olmadığını, aksine sözleşmenin 6. Maddesinde tarafların hak ve yükümlülükleri başlığı altında devralanın hak ve yükümlülüklerinini açıklayan 6.1 B maddesi gereği bu sözleşmede ki ödenmelerini yerine getirmemesi halinde yapılan ödemeler için iade talebinde bulunmayacağını aksi halde 5.000.000 USD cezai şart ödeyeceğini gayrikabili rücu olarak kabul etmiştir, bu madde gereğince talebe dayanak alacak söz konusu olmadığını, ihtiyati haciz talebinin kabul edilmemesi gerektiğini, sonuç olarak; sözleşmenin 6.1 A ve B maddeleri gereğince ihtiyati haciz talep eden tarafın, alacaklı değil borçlu olduğunu, sözleşmenin 7.2 maddesi gereğince, sözleşmenin münfesih olduğu ve cezai şart miktarının ihtiyati haciz talep eden tarafında olduğunu, ihtiyati haciz talep eden tarafın alacaklı değil borçlu olduğunu, muaccel bir alacağının olmadığı bu nedenle talebinin yersiz olduğunu, ihtiyati Haciz Talep eden tarafın, açıklanan nedenlerle hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığı gibi talebin usuli dürüstlük kuralına da aykırı olduğunu, bu nedenle, haksız ve hukuka aykırı, İhtiyati Haciz Talebinin Reddine Karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, ” alacaklı vekili her ne kadar ihtiyati haciz talebinde bulunmuş ise de taraflar arasındaki ihtilafın maddi hukuka ilişkin olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin taraflarca gereği gibi ifa edilip edilmediği, eksik ifa halinde kusur durumu, sözleşmenin geçerli bir şekilde feshedilip edilmediği, talep sahibinin alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti ve alacağın muacceliyet kesbedip kesbetmediği gibi hususlar maddi hukuk anlamında yargılamayı gerektirdiğinden, yaklaşık ispat kuralları da nazara alınarak İİK 257. de belirtilen yasal şartlar somut olayda bulunmadığından yerinde görülmeyen ihtiyati haciz talebinin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; İİK nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının yeterli olup, alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakla, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmekte olduğunu, öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmediğini, her durumda ise, karşı taraf- borçlular, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla, taraflar arasında hisse devir sözleşmesi akdedilmesine neden olan, şirket üzerine kayıtlı, milyonlarca lira değerindeki taşınmazları, 25.02.2022 tarihinde, üçüncü bir kişiye/ şirkete satarak, taraflar arasındaki sözleşmeye konu devredilen şirketin mal varlığı değerlerini eksiltmek suretiyle şirketin içini boşalttıklarından, İİK’nin 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yasal şartların oluştuğunu, neticeten haklı istinaf başvurumuzun kabulü ile ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve Dairenizce yeniden esas hakkında hüküm tesisi ile karşı taraf- … ve …’ın menkul ve gayrimenkul malvarlığı değerlerinin, banka hesaplarının ve üçüncü kişilerdeki her türlü hak ve alacağının ihtiyaten haczedilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Karşı taraf vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: Talep eden taraf, İİK 258 hükmüne göre mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat getirmiş olması yeterlidir açıklaması ile mahkemenin kararında ki hukuki tespitini bir yandan ikrar ederken diğer yandan bu tespite itiraz etmekle kendi savunmasında çelişkiye düşmüş olup, hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı Genel hukuk ilkesi kuralının tekrarıyla, Yerel Mahkeme’nin İİK.257 hükmü gereği red kararı vermesinin usul ve hukuka aykırılık taşımadığını beyanla istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, anonim şirket hisse devir sözleşmesi kapsamında yapılan ödemenin iadesine yönelik olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Taraflar arasında, 25/01/2021 tarihinde … A.Ş. hisse devir sözleşmesi imzalanmıştır. 28/05/2021 tarihli protokolde de yapılan ödemeler gösterilmiştir. … A.Ş. Adına kayıtlı olan … Mahallesi, … ada … ve … parsel sayılı taşınmazlar 25/02/2022 tarihinde … A.Ş.’ye satılıp devredilmiştir. … A.Ş. tarafından ihtiyati haciz talep eden/muhatabına gönderilen Beşiktaş … Noterliği’nin 01.04.2022 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile, sözleşmenin münfesih olduğu ihtar edilmiştir. İhtiyati haciz talep eden tarafından karşı taraf/muhataplarına çekilen Beşiktaş … Noterliği’nin 12.05.2022 tarih ve … ihtarnamesi ile şirket adına kayıtlı taşınmazların üçüncü kişiye devredilmesi ve hisselerin devrinin yapılmaması nedeniyle, ödenen 1.500,000,00 USD’nin iadesi talep edilmiştir. Bu ihtarnameye karşı … A.Ş. tarafından çekilen Bakırköy … Noterliğinin 16.05.2022 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile feshin haklı olduğu, taleplerin kabul edilmediği ve cezai şartın ödenmesi ihtaren bildirilmiştir. İhtiyati haciz isteyen taraf, şirket adına kayıtlı taşınmazların üçüncü kişiye devredilmesi ve hisselerin devrinin yapılmaması nedeniyle hisse devir sözleşmesi kapsamında ödenen devir bedelinin muaccel olmasına rağmen ödenmediğinden bahisle incelemeye konu ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin talebi yapmıştır. Karşı taraf ise, ihtiyati haciz isteyenin edimlerini yerine getirmediğini, cezai şartın koşullarının oluştuğunu savunmuştur. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır(Yargıtay 19 HD’nin 12/12/2019 Tarih,2019/2300 E-2019/5531 K). Somut olayda, 28/05/2021 tarihli protokol tarihi itibariyle 1.500.000,00 USD karşı tarafa ödenmiştir. Ancak hisse devir sözleşmesindeki ödeme takvimine göre 30/03/2021 tarihine kadar 2.500.000,00 USD’nin 30/09/2021 tarihinde ise 5.000.000,00 USD’nin ödenmesi gerekmektedir. Sözleşmede ihtiyati haciz isteyen tarafın ödemelerini yerine getirmediği ve bu nedenle cezai şart alacağının bulunduğu ve sözleşme tarihinde taşınmazların anahtarının talep edene verildiği, bu süre zarfında taşınmasın bakımsız bırakıldığı ve taşınmazın büyük zarar gördüğü ve ihtiyati haciz isteyenin alacaklı değil borçlu olduğu savunulduğuna göre, bu haliyle alacağın varlığı ve miktarı çekişmeli olup ancak toplanacak delillere göre yapılacak yargılama sonucu bir neticeye varılabileceğinden bu haliyle yaklaşık ispat olgusunun dosyanın bulunduğu aşama itibariyle gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Bu halde İİK 257. maddesindeki koşulların oluştuğundan söz edilmesi mümkün görülmediğinden ilk derece mahkemesince, ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz talep eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati haciz isteyen davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati haciz isteyen davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.25/10/2022