Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1443 E. 2022/1388 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1443
KARAR NO: 2022/1388
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2021
NUMARASI: 2021/300 Esas – 2021/616 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Taraflar arasındaki Şirketin İhyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, kurumlarının Kadıköy Sosyal Güvenlik merkezinde … sicil sayılı dosyasında işlem gören … San.Tic.Ltd.Şti. İşçilerinden … kimlik numaralı …’un 28/10/2015 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası sonucunda maluliyeti nedeniyle İstanbul Anadolu 20.İŞ MAHKEMESİNİN 2018/399 Esas sayılı dosyası ile rücuan alacak davası açıldığını ancak dava safahatında şirketin tasfiyesinin sona ererek sicil kaydının bulunmadığının anlaşılması üzerine İstanbul Anadolu 20.İş Mahkemesinin 2018/399 Esas sayılı dosyasından 26/11/2020 tarihli ara karar ile kurumlarına … San.Tic.Ltd.Şti. nin canlandırılması için yetki verildiğini beyan ederek … San.Tic.Ltd.Şti. Ne karşı müvekkili kurum alacağının tahsili amacıyla açtıkları davaya devam edebilmeleri için müflis şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini, gerekir ise tasfiye memuru tayinine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun TTK’nun md.34 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin md.28 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memuru tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurun sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerini müvekkili kurumun tespit etmesinin mümkün olmadığını, ihyası istenen şirketin dosyasında yapılan incelemede; şirketin faaliyetlerinin devamında fayda görülmediğinden 23/05/2000 tarihinde alınan karar gereği tasfiyeye girdiğini ve tasfiye memuru olarak …’nun seçildiğini, 17/07/2000 tarihinde Türkiye Ticaret Sicili gazetesinde yapılan ilanlarla alacaklılara çağrı yapıldığı, tasfiye ile ilgili başkaca işlemin bulunmadığını, dava dilekçesinde iddia edildiği üzere iflasa ilişkin veya şirketin müflis olduğuna dair herhangi bir bildirim ve kaydın bulunmadığını, dava konusu şirketin tasfiye sürecini tamamlamadığını ve faal olduğunu, yapılan işlemlerde ve davanın açılmasında müvekkilinin kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle de yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutaamayacağını beyan ederek müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İhyası istenen şirketin, 23/07/2018 tarihinde tasfiyesine karar verildiği, halen tasfiye halinde olduğu ancak henüz tasfiyenin tamamlanmadığı, aktif göründüğü ve sicilden terkin edilmediği, tüzel kişiliğinin devam ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda ihya davası açmakta hukuki yarar olmadığı, hukuki yararın HMK nun 114.maddesine göre dava şartı olduğu, dava şartlarının resen davanın her aşamasında nazara alınacağı anlaşılmakla, HMK nun 137-138.maddeleri ve HMK nun 115.maddesine göre davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kurumlarının iş bu dava ile konuya vakıf olduğu, dava açılmasına sebebiyet vermediği gözetilerek aleyhimize yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olup, hukuka aykırı olduğunu, İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi’nin 08/03/2022 tarih, 2021/300 E. 2021/616 K. Sayılı Mahkeme ilamının vekalet ücreti yönünden bozulmasına, usul ekonomisi yönünden dosya üzerinden yeniden hüküm tesis edilerek müvekkili kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 547. maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TTK’nın 547. maddesi gereğince “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. “Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde” şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir.Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır. Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir.Somut olayda ihyası talep edilen Tasfiye halinde … Sanayi Ltd.Şti’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı iken tasfiyeye girdiği, tasfiye kapanışı yapılmadığı ve şirketin ticaret sicilden kaydının terkin edilmediği anlaşılmakla mahkemece davaya konu şirketin tasfiye sürece tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. (Y 11.H.D ‘nin 04/11/2019 tarih ve E: 2018/5801 -K: 2019/6748) Dava hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedilmiş olup,davacı HMK 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğundan davalı sicil müdürlüğü lehine vekalet ücreti hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK’nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ YASA YOLU açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/12/2022