Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1432 E. 2022/1158 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1432
KARAR NO: 2022/1158
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/479 (Ara Karar)
TARİH: 07/07/2022
DAVA: Menfi Tespit (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/10/2022
İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/479 Esas sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbire ilişkin ara kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesi ile; müvekkili tarafından üretilen mamulün taşınması hususunda davalıyla anlaşmaya varıldığını, bu kapsamda davalı taşıyıcı sorumluluğunda toplam 5 araca 12 Eylül 2021 ve 23 Eylül 2021 tarihleri arasında yükleme yapıldığını, 12 Eylül 2021 tarihinde davacının bilgisi ile 2 araca yükleme yapıldığını ancak sonrasında davacının aksi yöndeki talebine rağmen ve bilgisi dışında davalı tarafından önceki plakalı iki araca yapılan yüklemenin iptal edilerek farklı iki plakalı araca yeniden yükleme yapıldığını, bu şekildeki aktarma konusunda müvekkiline bilgi verilmediğini ve aktarma esnasında davalının çalışanlarının kasten ve pervasız davranışları nedeni ile mamullerin zarar gördüğünü, müvekkili tarafından hasarlı ürünlerin muadilleri ile değiştirilmesi tamiri ve teslimi için 24.395,02 EURO masraf yapıldığını, davalı tarafından müvekkiline kesilen taşıma faturası tutarında bahsi geçen zarar bedeli tenzil edilerek bakiye kalan kısmın davalıya ödendiğini, ödenmeyen kısım için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davalıya karşı müvekkilinin takas definde bulunduğunu, davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile müvekkilinin takas definde bulunduğu fatura alacaklarına istinaden ilamsız icra takibinin başlatıldığını, yukarıda bahsi geçen sebeplerle İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından başlatılan ilamsız icra takibinin tedbiren durdurulmasına, davacının araçları üzerinde bulunan ve taşkın haciz niteliğindeki hacizlerin kaldırılmasına, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından başlatılan takibin iptaline, davalı taraf aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine konu faturalara ilişkin taşıma hizmetlerinde davacı mallarının tümünün hasarsız olarak teslim edildiğini, dolayısıyla taşıma hizmeti kapsamında keşide edilen takibe konu faturaların davacının ödemesi gerektiğini, davaya konu taşımanın Uluslararası Kara Taşımacılığı olduğunu, dolayısıyla somut olaya CMR konvansiyon hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacının uğramış olduğunu iddia ettiği zararın tazminine yönelik müvekkiline karşı hiçbir dava açmadığını, hasarlı taşımalar iki adet olup , müvekkili tarafından yaptırılan CMR sigortalarına ilişkin hasar dosyası bilgilerinin dilekçede yer aldığını, davacının hasar beyanını hasarlı taşıma Eylül ayında gerçekleşmiş olmasına rağmen hasarın gerçekleşmesinin üzerinden yaklaşık iki ay sonra 17/11/2021 tarihinde yaptığını, hasarlı taşımalardan … plakalı araca ilişkin eksper raporunun bilgilerinin davacı şirketle paylaşıldığını ancak davacının hala ibraname göndermediğini, bu sebeple sigorta ödemesi yapılamadığını, hasarlı taşıma öncesi için davacı tarafın araç değişimi yapılmaması, malların aktarılması halinde kendilerine haber verilip nezaret etmesi için yetkili gönderileceğine ilişkin hiçbir talimatın bulunmadığını, ancak hasarlı taşımadan sonraki taşımalar için 24/09/2021 tarihinden sonra davacının bu yönde bir talebinin olduğu, bahsi geçen sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 07/07/2022 TARİHLİ ARA KARARI: Mahkemece; “İcra takibinin durdurulmasına dair İhtiyati tedbir talebinin REDDİNE, Davacının mahkememize göstereceği %15 teminat (45.272,50 TL) karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine, davacının haksız çıkması durumunda alacaklının alacağını geç almasından kaynaklı zararının gösterilen teminattan karşılanacağının davacıya ihtarına, (tebliğle beraber ihtarın yapılmış sayılmasına), Teminat şartı gerçekleştiğinde ihtiyati tedbirin yetkili icra dairesine bildirilmesine, HMK madde 393/1 uyarınca ihtiyati tedbirin uygulanması, kararın verildiği tarihten itibaren 1 hafta içinde talep edilmediği takdirde İhtiyati tedbirin kendiğinden kalkacağının ihtarına, (tebliğle beraber ihtarın yapılmış sayılmasına)” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarla, müvekkilinin davacı şirketin uluslararası mal taşıma hizmetini üstlenerek davacının mallarını taşıdığını, davacının bu taşıma işleminde malların müvekkilden kaynaklı nedenler ile hasarlı taşındığı iddiasında bulunarak taşıma bedelinden zarar miktarınca tenzilat yapıldığını, ödemedikleri 19.475,80 EURO taşıma ücreti için ise takas definde bulunduklarını içeren bir ihtar gönderdiklerini beyan etmiş olduğunu, sonrasında taraflarınca ödenmeyen taşıma ücretinin tahsili için başlatılan ve kesinleşen icra takibine konu taşıma ücretine ilişkin borçlarının olmadığı iddiasıyla iş bu davayı açmış olduklarını, taraflar arasındaki uyuşmazlığa uygulanacak mevzuat tartışmasız CMR Konvansiyonu olduğunu, CMR Konvansiyonu hükümleri uyarınca davacının taşıma ücretiyle ilgili talepte bulunabilmesinin tek şartının mallarının taşıma esnasında tamamen ya da kısmen kaybolması olduğunu, davacı malları müvekkil tarafından eksiksiz olarak taşındığı için davacının her durumda taşıma ücretini ödemek zorunda olduğunu, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesi tarafından verilen tedbir kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti davasıdır. Dava dilekçesinde davanın açılışından önce başlatılan ilamsız icra takibinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince icra veznesine girecek olan paranın davalıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Davalının itirazı üzerine, duruşma açılmadan, itiraz dilekçesi istinaf başvurusu şeklinde kabul edilerek dosya istinaf incelemesi için gönderilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 341. maddesinde hangi kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği açıkça belirtilmiştir. Bu maddeye göre, ihtiyati tedbir – ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. HMK’nun 394/4. maddesine göre, itiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Bu düzenlemeye göre, ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine itirazı inceleyecek mahkemenin ilgilileri dinlemek üzere davet etmesi, bu amaçla duruşma günü verilmesi ve gelmedikleri takdirde taleple ilgili inceleme yapılarak karar verilmesi zorunludur.(Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Medeni Usul Hukuku, 15. Bası, cilt III, s:2532-2534, Yargıtay 15. HD. 06.02.2012 gün ve 168/639 E-K.). İhtiyati tedbirin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf kanun yolu açık olup, somut olayda istinaf incelemesine konu karar HMK’nın 394. maddesi anlamında süresinde yapılan itiraz üzerine verilmiş bir karara ilişkin olmayan ara kararların istinafı sözkonusu değildir. Bu açıklamalar ışığında, kanun yolu başvurusuna konu edilen 07/07/2022 tarihli ara kararınan , HMK 341 maddesi uyarınca istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, talebe konu ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından istinaf yolan başvuran vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; 1-İstinaf yoluna başvuran İhtiyati tedbire itiraz eden vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nın 341/1 ve 346/1. maddesi uyarınca REDDİNE, 2-İstinaf yoluna başvuru sırasında alınan istinaf karar harcı ile istinaf başvuru harcının istemi halinde ihtiyati tedbire itiraz edene iadesine,3-İstinaf yoluna başvuran ihtiyati tedbire itiraz eden vekili tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.20/10/2022