Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1405 E. 2023/443 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1405
KARAR NO: 2023/443
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2022
NUMARASI: 2021/716 Esas – 2022/449 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/05/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/03/2018 tarihinde bir tarafında … Dış Tic Ltd Şti yetkili müdürü davalı … ile diğer tarafında …’ın olduğu sınırlı süreli ve etkinlikli ortaklık sözleşmesinin düzenlendiğini, söz konusu sözleşme uyarınca dava dışı … adın 122.000USD bedelli 05/09/2020 tarihli çekin düzenlendiği ve çekin davacı …’ya ciro edildiğini, davalılar … ve … Dış Tic Ltd Şti aleyhine … Bankası Ümraniye Şubesi 05/09/2020 tanzim, 05/09/2020 vade tarihli, 122.000USD bedelli, … seri nolu çekin ödenmemesi üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 06/11/2020 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazların haksız ve mesnetsiz olup, reddi gerektiğini, çeklere uygulanacak hükümleri düzenleyen TTK madde 818/m.bendi gereğince TTK’nun 732.maddesinin de çeklere de uygulandığını, çekin zaman aşımına uğramış olması halinde dahi çek hamilinin TTK 732.mad hükmü gereğince keşideci aleyhine haksız iktisap kuralları dahilinde tahsil davası açma olanağı bulunduğunu, icra takibine konu çekin, yazılı delil başlangıcı niteliğinde davacının alacağının likit olduğunu, borçluların itirazının kötü niyetli ve zaman kazanmaya yönelik olduğunu, davacının davalı borçlulardan alacaklı olduğunu beyanla, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, itirazın kötü niyetli olması nedeniyle %20 icra inkar tazminatının ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davaya konu teminat çekinin arkasında “… vekaleten, …” yazılı 04/11/2020 tarihli kayıt mevcut olup, …’nın … tarafından tahsil işlemlerine girişebilmesi için adına düzenlenmiş herhangi bir vekaletnamenin bugüne kadar işbu dosya kapsamına sunulmadığını, dolayısıyla …’nın işbu huzurdaki davayı açmak için taraf sıfatı olmadığını, işbu davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, ayrıca davacının taleplerinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, dava konusu yapılan çekin sözleşmeye dayalı bir teminat çeki olup, sözleşmenin diğer tarafı olan ve adına çek yazılan …’ın, sözleşmeden kaynaklı yükümlülüğünü yerine getirmemiş olup, delil başlangıcı olarak mahkemeye sunulan teminat çeki kapsamında davalının ve şirketinin davacı tarafa herhangi bir borcu olmadığını, davalının, kötü niyetli olarak takibe konulan söz konusu çeki yatırım sözleşmesi kapsamında teminat olarak verdiğini, söz konusu sözleşmenin yapılmasına aracı olan ve sözleşmede garantör olarak belirlenen … isimli kişiye hem sözleşme hem de teminat çekinin kargo yoluyla gönderildiğini, davacı yanın imzalanan sözleşmeye dayalı teminat çekini kötü niyetli olarak ele geçirdiğini, sözleşmeye dayalı edimlerini yerine getirmediğini ve haksız kazanç elde etme çabasına girerek davacı sıfatı olmamasına rağmen işbu huzurdaki davayı açtığını beyanla, adına teminat çeki düzenlenen …’ın davalı taraf olarak işbu dava dosyasına eklenmesine, haksız davanın reddine, kötü niyetli davanıın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının savunması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 14/03/2018 tarihinde bir tarafında … Dış Tic Ltd Şti yetkili müdürü davalı … ile diğer tarafında …’ın olduğu sınırlı süreli ve etkinlikli ortaklık sözleşmesinin düzenlendiği, söz konusu sözleşme uyarınca dava dışı … adın 122.000USD bedelli 05/09/2020 tarihli çekin düzenlendiği ve çekin davacı …’ya ciro edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalılar … ve … Dış Tic Ltd Şti aleyhine … Bankası Ümraniye Şubesi 05/09/2020 tanzim, 05/09/2020 vade tarihli, 122.000USD bedelli, … seri nolu çekin ödenmediği belirtilerek, davacı … tarafından alacağın tahsiline yönelik başlattığı icra takibine davalıların itirazı noktasında toplandığı, davacı …’nın 16/07/2007 tarihinde imzalanan ortaklık sözleşmesinde taraf olmadığı, 16/07/2007 tarihli sözleşme gereği düzenlendiği belirtilen ve icra takibine konu edilen … Bankası Ümraniye Şubesine ait 122.000USD bedelli … çek nolu çekin incelenmesinde; çekin …’a vekaleten … tarafından ciro edildiği, dolayısıyla çek nedeniyle alacaklı konumunda …’ın bulunduğu, icra takibinin ve işbu davanın … vekili tarafından açıldığı, dosyamızda …’ın davacıya vekalet verdiğini gösteren noter onaylı vekaletnamenin bulunmadığı, vekaleten dava açma yetkisinin Avukatlık Kanununa göre Avukatlara ait olduğu, ayrıca dosya içerisinde ve icra dosyasındaki takip talebinde davacı …’nın senet imzalama konusunda …’dan alınmış bir vekaletnamenin de bulunmadığı, TBKnun 50/43 fıkrasına göre vekilin kambiyo taahhüdünde bulunabilmesi için bu konuda vekaletinde özel hüküm bulunması gerektiği, oysa çek lehdar … adına keşide edildikten sonra … tarafından TBKnun 504/3 fıkrasına uygun şekilde düzenlenmiş vekaletname olmaksızın … vekili … tarafından ciro edildiği, dolayısıyla lehdar … tarafından usulune uygun yapılmış bir ciro bulunmadığından ciro silsilesinde de kopukluk olduğu, bu bağlamda davacı yönünden davada aktif husumet ehliyet yokluğu bulunduğu, husumetin HMK 114/1-f maddesi uyarınca dava şartı olduğu ve HMKnun 115/1.maddesi uyarınca mahkemece davanın her aşamasında resen değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, davanın aktif dava ehliyeti bulunmadığı anlaşıldığından usulden reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin Amerika’da yaşayan bir iş adamı olduğunu, tüm dünyayı 3 yıldır etkisi altına alan koronavirüs pandemisi nedeniyle yerel mahkeme aşamasında müvekkilinin Suudi Arabistan’a giderek ilgili vekaletnamenin teminini sağlayamadığını, Amerika Birleşik Devletleri’nin ve Suudi Arabistan Krallığı’nın pandemi nedeniyle almış olduğu önlemler ve müvekkilinin çalışma hayatı nedeniyle müvekkilinin vekaletnamenin bir suretini şahsen Suudi Arabistan’a giderek alamadığını, yaşamış olduğu bu mücbir sebep nedeniyle yerel mahkemenin kararıyla hak kaybına uğradığını, bu aşamada HMK 357. maddesinin ve ilgili mevzuatın ihtiva ettiği haklar doğrultusunda yerel mahkemeye vekaletnameyi sunduklarını, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin tarafı …’ın sözleşmeye dayalı edimlerini yerine getirmediğini, işbu davaya konu borcun doğmamış olduğunu, davacı tarafın doğmamış borcun tahsili işlemlerine girişerek kötü niyetli olduğunu, haksız kazanç elde etme çabası içine girdiğini, belirtilen sebepler neticesinde davacı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini, yerel mahkeme kararının onanmasını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dosya içerisinde 16/07/2007 tarihli ortaklık sözleşmesi bulunmakla; sözleşmenin taraflarının Finansal Araştırmalar şirketi tarafından yürütülen 20.05.2020 tarihli ve … sayılı fizibilite raporu doğrultusunda şirketin proje portföyü içerisinden yatırım fırsatı sunması konusunda anlaştıkları, sözleşmenin taraflarının; … şirketin temsilcisi yetkili müdürü … diğer tarafın … oldukları görülmektedir. Dosya da mübrez çek fotokopisinin incelenmesinde … Dış Ticaret Şirketi adına … tarafından keşide edildiği lehtarın … olduğu çek bedelinin 122.000,00 USD, keşide tarihinin 05/09/2020 olduğu, çekin …’a vekaleten … tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. Davaya esas İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … dosyasının incelenmesinde; alacaklının … borçluların … Ticaret Limited Şirketi … oldukları, 124.849,45 USD ‘nin takibe konu edildiği borç sebebi olarak 05/09/2020 tanzim ve 05/09/2020 vade tarihli çek tutarının gösterildiği anlaşılmaktadır. Dava açılışındaki Üsküdar … Noterliğine ait … Esas numaralı 04/11/2020 tarihli vekaletnamenin incelenmesinde vekil edenin … olduğu, vekaletname doğrultusunda yetkilendirilen avukatların, Av. … ve Av. … oldukları görülmektedir. Dosyada mübrez İTO’nun firma detayları başlıklı belge çıktısından anlaşılacağı üzere … Dış Ticaret Limited Şirketi’nin münferiden temsilcisini … olduğu görülmektedir. İstinaf başvurusuyla birlikte davacı tarafça Suudi Arabistan Krallığı Adalet Bakanlığı Aldaliyye İlçe Noterliği tarafından düzenlenen ve … tarafından eldeki davanın davacısı …’ ye verilen vekaletnamenin sunulduğu, vekaletnamede yapılan incelemede ” T.C hudutları dahilinde adıma verilmiş olan … Bankasına ait … nolu 05/09/2020 tarihli çeki bozdurup teslim almaya, hesabıma yatırmaya, aksi durumunda gerekli türlü önlem ve işlemleri yapmaya sonuçlandırmaya yetkili olarak tarafımdan tüm yetkiler verilmiştir. ” şeklinde yetkilendirildiği görülmektedir. Davacı tarafça sözü edilen vekaletname ilk derece mahkemesine dava ve cevaba cevap dilekçesi ekinde sunulmamış, istinaf dilekçesi ile dosyaya ibraz edilmiştir. Taraf teşkili mahkemece sağlanması gereken hususlardan olmakla eldeki davada davacının taraf sıfatının bulunup bulunmadığı hususunun mahkemece göz önünde bulundurulması gereklidir.Kambiyo senetleri kanun gereği emre düzenlenmiş senetlerdendir. Dava konusu çekte emre düzenlenmiş bir senettir. Emre yazılı senetlerde hakkın devri ciro ve zilyetliğin geçirilmesiyle mümkündür. Davaya konu çek … lehine ve emrine keşide edilmiştir. Çekin arka yüzünde ilk ciranta olarak … vekaleten … isim ve imzası bulunmaktadır. Bu kayıttan çekin …’a vekaleten … tarafından ciro edildiği anlaşılmaktadır. Az yukarıda içeriği verilen vekaletnamedeki söz ve beyanlar dikkate alındığında davacıya dava konusu çekin tahsil cirosu ile devretme yetkisi verildiği sonucuna ulaşılmıştır. Davacının bu yetkiyle elinde bulunan dava konusu çeki kendisine tahsil cirosuyla ciro ettiği, dolayısıyla eldeki çekin tahsil cirosuyla elinde bulundurduğu sonucuna ulaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nun 818/1-f maddesi gereği çekler hakkında da uygulanması gereken 688 maddesi gereği tahsil cirosuyla çeki elinde bulunduran hamil “poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir; fakat o poliçeyi ancak tahsil cirosu ile tekrar ciro edebilir.” düzenlemesini içermektedir. Bu durumda tahsil cirosuyla çeki elinde bulunduran davacının bu çeke dayanarak takip yapma, dava açma hakkı bulunmaktadır. Bu durumda ilk derece mahkemesince davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.07/05/2023