Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1387 E. 2022/999 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1387
KARAR NO: 2022/999
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2022(Ara Karar)
NUMARASI: 2021/358 Esas
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/09/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün İhtiyati hacze itiraz edenler vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati hacze itiraz eden-davalı … vekili itiraz dilekçesinde özetle; somut olayda ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşmediğini, Mahkeme kararında davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekçesi ve yaklaşık ispat şartının dayanağı olarak gösterilen İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/598 Esas sayılı dosyasından verilen mahkumiyete ilişkin mahkeme kararın henüz kesinleşmediğini, kesinleşmemiş mahkeme ilamının yaklaşık ispata yarar olduğuna kanaat getirilmesi hukuka aykırı olduğunu, ayrıca ihtiyati haciz kararı ölçülülük ilkesine de aykırı olduğunu, yargılamaya konu davada ölçülülük ilkesine uygunluğun denetlenebileceği ilk hususun ihtiyati haciz kararının, müvekkilin tacir olması nedeniyle ticari hayatının mahvına neden olacağını, somut olayda Mahkemece davalıların borca yeter miktarda (10.000.000USD) taşınır-taşınmaz mal, hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verildiğini, iddia edilen alacak miktarının ne denli yüksek olduğunun açık olduğunu, müvekkilinin ticari hayatını olumsuz yönde etkileyeceği ve hatta mahvına yol açacağının şüpheden uzak olduğunu, davacının ispata muhtaç iddiası ve kesinleşmemiş mahkeme kararı doğrultusunda verilen ihtiyati haciz kararının, ölçülü olmaması nedeniyle de hatalı olduğunu, dayanak gösterilen ceza dosyasında davacı tarafından ödenen bedelin … şirketi yetkilisi olarak müvekkil tarafından bankadan çekildiği iddia edilmişse de bu iddianın doğru olmadığını, söz konusu bedelin müvekkilin malvarlığına dahil olmadığınının 17/09/2021 tarihli ve ekte bir sureti bulunan dilekçe ile delilleriyle birlikte açıklandığını, mahkumiyet kararına karşı da istinaf yoluna başvurulduğunu, Mahkemenin verdiği ihtiyati haciz kararının uygulanmasıyla müvekkilinin ticari hayatının onarılmaz bir şekilde etkileneceğini, müvekkilinin maddi anlamda bu denli mahvına yol açacak bir karar için davacıdan talep edilen teminat miktarının kabul edilemeyeceğini belirterek, itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise teminat oranının en az %20′ nin aşağısında olmamasını talep etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden-davalı … vekili itiraz dilekçesinde özetle; mahkemece ihtiyati haciz kararı verilirken yaklaşık ispatın oluştuğuna gerekçe olarak gösterilen mahkemenizin 2015/697 esas sayılı dosyasında müvekkil aleyhine hüküm kurulmadığı gibi, İstanbul 5 Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında da müvekkil aleyhine tüzel kişilik perdesinin aralanması koşullarının oluştuğunu gösterir delil olmadığını, ayrıca bu davada verilen kararın kesinleşmediğini, kesinleşmemiş yargı kararlarından yola çıkılarak daha önceden hem yerel mahkemece hem de Bölge Adliye Mahkemesince reddedilmiş ihtiyati haciz taleplerinin bu sefer kabul edilmesinin hukuki güvenlik ilkesinin, mülkiyet hakkının ve adil yargılanma haklarının açık ihlaline netice vermediğini, gösterilen teminatın dahi ölçülü olmayan ve müvekkilinin uğrayacağı telafisi mümkün olmayan zararları teminat altına almaya hiçbir şekilde yetmeyecek nispette olmasının da ihtiyati haciz kararını hukuka aykırı kıldığını, tahsili talep olunan paranın müvekkili …’A geçtiğine dair herhangi bir delil, belge dosyada bulunmadığı gibi buna dair tanzim edilen bir rapor olmadığını, verilen ihtiyati haciz kararının müvekkilin ticari hayatını bitme noktasına getireceği gibi aile hayatına da onarılmaz zararlar vereceğini, hükmedilen teminat miktarının, müvekkilinin haklı çıkmasından sonra da uğradığı zararları gidermeye yetecek türden olmadığını belirterek tahkikatın ve yargılamanın anlamını ortadan kaldırma mahiyetindeki 30/06/2022 tarihli ihtiyati haciz kararından rücu edilerek kaldırılmasını, aksi halde teminat oranının %20 ‘den az olmayacak şekilde değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: İhtiyati haciz talep eden-davacı vekili tarafından, ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, Mahkemece talep kabul edilerek ihtiyati haciz kararı verilmesinin ardından aleyhine ihtiyati haciz talep edilen vekilince karara itiraz edilmesi üzerine, istinaf incelemesine konu ara/ek kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati hacze itiraz hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Eldeki davada davacı; davalıların ortağı ve yetkilisi oldukları, … Pazarlama Tic Ltd. Şti’den mahkememizin 2015/697 esas sayılı dava dosyasında yürütülen yargılama kapsamında tahsili talep edilen 10.000.000,00-USD’nin tüzel kişilik perdesi aralanarak davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmektedir. Somut olayda; mahkememizin henüz kesinleşmeyen 2015/697 esas, 2021/525 karar sayılı ve 06/07/2021 tarihli kararı ile anılan dosya kapsamına göre davacının davalıların yetkilisi oldukları … Tic. Ltd. Şti.’den 10.000.000,00-USD alacaklı olduğu yönünde yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu, ayrıca İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin henüz kesinleşmeyen 2019/598 esas, 2021/439 karar sayılı 16/11/2021 tarihli kararı ile bu dosya kapsamına göre; haklarında davacı şirkete yönelik olarak Çeşme ilçesinde bulunan bir kısmı vakıf niteliğinde müşterek hisseli yerin turizm yatırımı amaçlı ortaklaşa satın alınması bahanesiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinden TCK’nun 158/1.h, 53, 63 maddeleri gereğince tacir veya şirket yöneticilerinin dolandırıcılığı suçundan ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilen davalılar yönünden tüzel kişilik perdesinin aralanması koşullarının oluştuğu iddiaları yönünden yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu, davacı alacağının rehinle temin edilmemiş ve muaccel olduğu anlaşılmış ve İİK’nun 257/1 ve 258. maddeleri koşullarının oluştuğu kanaatine varılarak ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Dosya kapsamına göre alacağın yüzde 10’u oranında ve 8.015.700,00-TL tutarında teminat alınmasına karar verilmiştir. Teminata, ihtiyati haczin haksız olduğunun anlaşılması halinde davalıların muhtemel zararını karşılamak amacıyla hükmedildiği nazara alındığında, teminat tutarının yeterli, orantılı ve ölçülü olduğu kanaatine varılmıştır.Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının muaccel ve rehinle temin edilmemiş alacağının varlığı hususunda İİK 258 maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun ve İİK’nun 257/1. maddesi uyarınca ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu, davalıların teminatın miktarına ilişkin ileri sürdükleri itirazın yukarıda izah edildiği şekilde yerinde görülmediği, diğer itiraz sebeplerinin ise İİK’nun 265. maddesinde sınırlı şekilde sayılan sebeplerden herhangi birini teşkil etmediği anlaşılmakla ihtiyati haciz kararına yapılan itirazların ayrı ayrı reddine,…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden-davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat kuralının gerçekleşmesi gerektiğini, ancak Mahkemenin 30.06.2022 tarihli kararında, davacının ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekçesi ve yaklaşık ispat şartının dayanağı olarak gösterilen İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/598 Esas sayılı dosyasından verilen mahkumiyete ilişkin mahkeme kararının henüz kesinleşmediğini, kesinleşmemiş mahkeme ilamının ve dolayısıyla sabit bir suçun söz konusu olmadığı ortada iken, ceza dosyasının yaklaşık ispata yarar olduğuna kanaat getirilmesinin hukuka aykırı olmadığını, ceza dosyasında davacı tarafından ödenen bedelin … şirketi yetkilisi olarak müvekkili tarafından bankadan çekildiği iddia edilmişse de bu iddianın doğru olmadığı ve söz konusu bedelin müvekkilinin malvarlığına dahil olmadığı hususlarının ihtiyati hacze itiraz dilekçesinin ekinde bir sureti bulunan dilekçe ile delilleriyle birlikte açıklandığını, yine söz konusu mahkumiyet kararına karşı yine ihtiyati hacze itiraz dilekçesinin ekinde sureti bulunan dilekçe ile istinaf yoluna başvurulduğunu, hal böyleyken, Mahkemece dosyadaki dilekçe ve deliller görmezden gelinerek, sadece kesinleşmemiş ceza mahkemesi kararının gerekçesine göre ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekçesinden bir diğeri olarak aynı Mahkemenin 2015/697 Esas sayılı dosyasında, davacının, müvekkili ile diğer davalının ortağı ve yetkilisi oldukları şirketten alacaklı olduğu yönünde yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu gösterilmişse de söz konusu davanın tarafı müvekkili olmadığı gibi, huzurdaki davanın konusunun tüzel kişilik perdesinin aralanması olup, Mahkemenin 2015/697 Esas sayılı dosyasında, huzurdaki davanın konusuna ilişkin bir tespit yer almadığını, kaldı ki dosya kapsamındaki tüm beyanlarında yer aldığı üzere, davacının, tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirecek bir delil sunmadığını, davacının ödediği miktarın, müvekkilinin malvarlığına dahil olmadığını, hal böyleyken aynı Mahkemenin 2015/697 Esas sayılı dosyasında müvekkilinin ortağı olduğu şirketten alacaklı olduğunu karar verilmesinin, müvekkilden de alacaklı olduğuna dair yaklaşık ispat koşulunu sağlamadığını, ayrıca ihtiyati haciz kararının ölçülülük ilkesine de aykırı olduğunu, yargılamaya konu davada ölçülülük ilkesine uygunluğun denetlenebileceği ilk hususun ihtiyati haciz kararının, müvekkilinin tacir olması nedeniyle ticari hayatının mahvına neden olup olmayacağı hususu olduğunu, ancak somut olayda Mahkemece davalıların borca yeter miktarda (10.000.000USD) taşınır-taşınmaz mal, hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verildiğini, iddia edilen alacak miktarın müvekkilinin ticari hayatını olumsuz yönde etkileyeceğini ve hatta mahvına yol açacağını, dolayısıyla davacının ispata muhtaç iddiası ve kesinleşmemiş mahkeme kararı doğrultusunda verilen ihtiyati haciz kararının, ölçülü olmaması nedeniyle de hatalı olduğunu, ihtiyati haczin kaldırılmasına dair itirazların kabul edilmemesi halinde, bu kere de davacıdan istenen teminat miktarının arttırılmasının gerektiğini, Ülkenin ekonomik şartları ve söz konusu kararın müvekkilinin gerek ticari gerekse de şahsi hayatına olumsuz etkisi düşünüldüğünde, teminat miktarının hukuki ve maddi olarak güvence altına almadığını, bu nedenle alacak miktarı üzerinden belirlenen teminat oranının %20’nin aşağısında olmaması gerektiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararın kaldırılmasını, bu talebin kabul edilmemesi halinde teminat miktarının arttırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden-davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz kararı verilirken olduğu gibi itirazın da reddine karar verilirken İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesinin henüz kesinleşmeyen 2019/598 Esas, 2021/439 Karar sayılı kararı ile yine henüz kesinleşmeyen ve müvekkilinin şahsı aleyhine bulunulan taleplerin reddedildiği Mahkemenin 2015/697 Esas, 2021/525 Karar sayılı kararlarına atıf yapıldığını, bu kararlar uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği ifade edilse de henüz hiçbir kesinlik taşımayan kararlar ile müvekkilinin ticari ve ailevi hayatı açısından onarılamaz zararlar meydana getirecek ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasaya uygun olmadığı gibi ölçülü de olmadığını, mahkemenin 2015/697 Esas, 2021/525 Karar sayılı dosyasında da müvekkilinin sorumlu tutulmasını gerektirir bir karar verilmemiş olmasına rağmen anılan dosyanın da müvekkili aleyhine verilen ihtiyati haciz kararına dayanak yapılmasının usule aykırı olduğunu, zira müvekkilinin şahsi malvarlığına başvuru yolunu sağlayacak tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirecek bir karar söz konusu olmayıp buna rağmen müvekkilinin aleyhine yaklaşık ispat koşulu olarak bu kararın gösterilmesinin yerinde olmadığını, kesinleşmemiş yargı kararlarından yola çıkılarak daha önceden hem yerel mahkemece hem de Bölge Adliye Mahkemesince reddedilmiş ihtiyati haciz taleplerinin bu sefer kabul edilmesi ve buna karşı yapılan itirazın da reddedilmesinin hukuki güvenlik ilkesinin, mülkiyet hakkının ve adil yargılanma haklarının açık ihlaline netice verdiğini, göstertilen teminatın dahi ölçülü olmayan ve müvekkilinin uğrayacağı telafisi mümkün olmayan zararları teminat altına almaya hiçbir şekilde yetmeyecek nispette olmasının da ihtiyati haciz kararını hukuka aykırı kılmakta olup kaldırılmasını gerektirdiğini, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının, tahkikatın varlığını ve elde edilecek sonuçların ne olacağını işlevsiz hale getirmekte iken müvekkilinin aile hayatını dahi derinden etkileyecek nitelikte ve aile bağlarını ortadan kaldırma gibi ağır bir sonuç oluşturma tehlikesi barındırdığını, davacının ihtiyati haciz istemine delil olarak gösterdiği ve Mahkemece de riayet edilen İstanbul 5.Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/598E sayılı dosya ile yapılan yargılamanın kesinleşmemiş olması ve kesinleşmemesi sebebiyle de henüz hükmün sonuçlarını doğurmamış olmasının bu kararın esas alınabilirliğini engelleyici nitelikte olduğunu, anılan yargılamada … tarafından verilen ifadede … şirketine ödenen paranın diğer davalı …’e teslim olunduğunun ifade olunduğunu, her ne kadar müvekkili …’un tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak paranın kendilerinden tahsili talep edilmekte ve bu hususta ihtiyati haciz kararı verilmişse de yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği hususunun ceza mahkemesi kararıyla ortaya çıkabilecek bir sonuç olmadığını, zira tahsili talep olunan paranın müvekkiline geçtiğine dair herhangi bir delil, belgenin dosyada bulunmadığı gibi buna dair tanzim edilen bir rapor da olmadığını, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesine gerekçe olarak gösterilen Mahkemenin 2015/697 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine bir hüküm bulunmaması ve tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirir bir delil yer almaması; yine yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesine gerekçe yapılan 5. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasının henüz kesinleşmemiş olması ve bu yargılamada dahi müvekkilinin mal varlığına tedbir talebinin reddedilmiş olması, henüz hüküm sonuçlarını doğurmaya elverişli bir yargı kararı olmaması gözetilmeden verilen ihtiyati haciz kararının müvekkilinin ticari hayatını bitme noktasına getirdiği gibi aile hayatında da onarılmaz zararlar doğurmakta olduğunu, hükmedilen teminat miktarının, müvekkilinin haklı çıkmasından sonra da uğradığı zararları gidermeye yetecek türden olmadığını, tahkikatın ve yargılamanın anlamını ortadan kaldırma mahiyetindeki bu ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararın kaldırılmasını, aksi halde teminat oranının talep edilen alacak tutarının tamamı oranında belirlenerek karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ile uğranılan zararın ortaklardan tahsili amacıyla açılan davada henüz kesinleşmemiş mahkeme kararına dayalı olarak verilen ihtiyati haczin itirazen kaldırılması, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati haczin şartlarının bulunup bulunmadığı ve kararlaştırılan teminatın yeterli olup olmadığı noktasındadır. Davacı tarafça, İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/205 Esas sayılı dava dosyasında, … ve …’e karşı kendisini dolandırma saiki ile hareket eden … ve …’in bu eylemlerini tüzel kişi olan … firmasının arkasına sığınarak yapmaları sebebiyle sorumluluklarına gidilebilmesi için tüzel kişilik perdesinin aralanmasına ve uğradığı zararların davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Bu dava 02/04/2021 tarihinde, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/697 Esas sayılı dava dosyasında görülen ve davacı … tarafından davalılar … Pazarlama Tic. Ltd. Şti., … Ltd. Şti., … aleyhine taraflar arasındaki gayrimenkul satım sözleşmesindeki cezai şart kapsamında ödenen 10.000.000,00-$(USD) bedelin iadesi istemiyle açılan dava ile birleştirilmiştir. Daha sonra Mahkemece 2015/697 esas sayılı dosya ile birleşen İstanbul 20 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/205 esas sayılı dosyaların konuları ve geldikleri aşama itibariyle birlikte görülmelerinin usul ekonomisine aykırı olacağı gerekçesiyle, birleşen İstanbul 20 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/205 esas sayılı dosyasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş ve dava istinaf incelemesine konu Mahkeme esasına kaydedilmiştir. Davacının daha önce talep ettiği ihtiyati haciz talepleri mahkemece reddedilmiş ve 09/06/2021 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararı istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 21.10.2021 tarih ve 2021/1582 E. – 2021/1248 K. Sayılı kararı ile ihtiyati haciz isteminde öne sürülen hususların daha önce dava dosyasına sunulmuş hususlara ilişkin olup, Mahkemenin kanaatini değiştirmeye elverişli yeni bir delil veya başka bir hukuki sebep niteliğinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Mahkemenin 2015/697 esas sayılı dosyası ve İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/598 esas sayılı dosyalarının karara bağlanması üzerine davacı tekrar ihtiyati haciz talep etmiş ve bu kez ihtiyati haciz talebi kabul edilerek davalıların malvarlıkları hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Bu karara yapılan itiraz reddedildikten sonra Dairemizin 02/06/2022 tarih, 2022/938 E – 2022/703 K sayılı kararı ile süresinde kararın infaz edilmediği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalktığının tespiti ile ihtiyati hacze itiraz(lar) hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Aynı gerekçelerle ihtiyati haciz talep edilmesi üzerine tekrar ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş. Mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabul edilmesi üzerine ihtiyati haczin şartlarının bulunmadığı iddiasıyla ihtiyati haczin kaldırılması istemiyle incelemeye konu itirazlar yapılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Borçlu tarafından kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati hacze karşı İİK’nın 265/1. maddesine uyarınca, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzurunda yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edilebilir. İİK’nın 265/3. Maddesinde ise, Mahkemenin, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddedeceği, düzenlenmiştir. Buna göre mahkemece ihtiyati hacze vaki itiraz, ancak kanunda gösterilen ve itiraz eden tarafından ileri sürülen itiraz sebepleriyle sınırlı olarak incelenebilir. Mahkemece, yine mahkemenin henüz kesinleşmeyen 2015/697 esas, 2021/525 karar sayılı ve 06/07/2021 tarihli kararı ile anılan dosya kapsamına göre davacının davalıların yetkilisi oldukları … Tic. Ltd. Şti. Şirketinden 10.000,00-USD alacaklı olduğu yönünde yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu ve İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin henüz kesinleşmeyen 2019/598 esas, 2021/439 karar sayılı 16/11/2021 tarihli kararı ile bu dosya kapsamına göre; haklarında davacı şirkete yönelik olarak Çeşme ilçesinde bulunan bir kısmı vakıf niteliğinde müşterek hisseli yerin turizm yatırımı amaçlı ortaklaşa satın alınması bahanesiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinden TCK 158/1.h, 53, 63, maddeleri gereğince tacir veya şirket yöneticilerinin dolandırıcılığı suçundan ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilen davalılar yönünden tüzel kişilik perdesinin aralanması koşullarının oluştuğu iddiaları yönünden yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu gerekçesiyle İİK’nun 257/1 ve 258 maddesi koşullarının oluştuğu kanaatine varılarak ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir. Ancak, ihtiyati hacze itiraz edenler tarafından kesinleşmemiş mahkeme kararına dayanılarak ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği, bu kararların yaklaşık ispat şartını sağlamaya yeterli olmadığı ileri sürülmüştür. İhtiyati haciz taleplerinde alacağın varlık ve miktarını gösterir kanaat uyandırıcı delil ve belgelerin bulunması yeterli olup, alacağın kesin olarak ispatı gerekli değildir. Bu kapsamda ceza mahkemesi mahkumiyet ilamının kesinleşmesi halinde ceza mahkemesinde belirlenen maddi vaka tespitleriyle hukuk hakimleri bağlı olduğundan kesinleşmiş ceza mahkemesi mahkumiyet ilamı haksız fiil sorumluluğuna dayalı davalıların eylemi yönünden kesin delil teşkil edecektir. Dolayısıyla gerek hukuk mahkemesi dosyasına sunulan gerekse ceza mahkemesinde verilen mahkumiyet ilamına konu delil ve belgeler ile varsa bilirkişi raporları yaklaşık ispat koşulunu sağlayan belgelerdendir. Bu kapsamda dosya kapsamındaki delil ve belgeler ile özellikle İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/598 esas, 2021/439 karar sayılı ilamında, katılan beyanları, sanık savunmaları, tanık beyanları, sözleşme metinleri, banka kayıtları, Masak Raporu şeklindeki deliller değerlendirilerek dosya kapsamına göre davalıların mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda sunulan delil ve belgeler, özellikle Ağır Ceza Mahkemesi dosyası, ve Mahkemenin 2015/697 esas, 2021/525 karar sayılı dosyası dikkate alındığında yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Sonuç itibariyle, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. İİK’nın 259/1. Maddesinde, ihtiyati haciz istiyen alacaklının hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı teminatı vermeğe mecbur olduğu düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 87/1. Maddesi de, bir davada verilecek teminatın tutarını ve şeklini hâkim serbestçe tayin eder, şeklindedir. Somut olayda mahkemece %10 oranında teminat belirlenmiştir. Mahkemece belirlenen teminat usulüne uygun olup, mahkemenin teminat miktarının takdirinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati hacze itiraz edenler vekillerinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz eden-davalı … ve İhtiyati hacze itiraz eden-davalı …vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati hacze itiraz eden davalılar tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati hacze itiraz eden davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 27/09/2022