Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1324 E. 2022/1031 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1324
KARAR NO: 2022/1031
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/550 Esas
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
TALEP: İhtiyati haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29.09.2022
İlk derece mahkemesince dava içerisinde verilen kayyım atanması talebinin reddine yönelik 16/06/2022 tarihli ara kararın ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı şirketin 17/03/2022 tarihli genel kurul kararının 4.,5.,6.,7.,9.,10., 11, 11-1, 11-2, 11-4 maddelerinin yürütülmesinin durdurulmasını ve ayrıca davalı şirket yönetiminin bir keyfilik ve usulsüzlük silsilesi ile yönetildiği göz önüne alındığında şirket durumunun aciliyeti nedeniyle, telafisi imkansız zararların düçar olması kuvvetle muhtemel olduğunu beyanla yönetime kayyumu atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili beyan dilekçesinde; davacıların, şirketten ayrılıkdan sonra, dahi şirket müdürünün şirketi yönetmesine engel olduklarını, şirketi çalışanlar ve müşteriler nezdinde zor durumda bıraktıklarını, şirkete ait gizli kalması gereken bilgileri ifşa ettiklerini, şirketin zaman, emek, para ve itibar kaybına uğramasına sebep olduklarını, davacıların gerçeğe, yasaya, hakkaniyete ve dürüstlük kuralına aykırı, maddi dayanağı olmayan, soyut ve kötüniyetli tüm talep ve davalarının usul ve esas yönünden reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 16.06.2022 Tarihli ARA KARARI: Mahkemece; “TMK’nın 427/4. maddesine göre bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka bir yoldan sağlanamamış ise yönetim kayyımı atanması gereklidir. Anılan düzenlemeye göre yönetim kayyımı atanabilmesi için şirketin yönetim kurulunun bir şekilde oluşturulmasının mümkün olmaması ve bu boşluğun başkaca hukuki yollarla giderilmemiş olması şarttır. Buna göre davacılar vekilince davalı şirkete yönetim kayyımı atanması talep edilmiş ise de somut olayda davalı şirketin organsız bulunmadığı, kayyım atanmasını gerektirici hallerin ispat edilemediği ve bu nedenle “yaklaşık ispat” koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmakla davacılar vekilinin davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkin talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; dava dilekçesini tekrarla, Bakırköy 7 ATM’nin 2021/1040 Esas sayılı dosyası içerisindeki müdürün azli konulu dava dosyasındaki deliller de göz önünde bulundurulduğunda davalı şirketin keyfi ve usulsüz şekilde yönetildiğini, maaş oranları ile kira bedelleri artış oranlarının da çok fazla olduğunu beyanla, telafisi imkansız zararların önüne geçilebilmesi için ilk derece mahkemesince verilen kayyım atanması talebinin reddine ilişkin kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak şirkete yönetim kayyımı atanmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, şirket olağan genel kurul toplantasında alınan kararların yokluğunun ya da butlanının tespiti olmadığı takdirde iptali davası olmakla;dava dilekçesinde TTK 449. maddesi gereğince kararların yürütmesinin geri bırakılması ve şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanması talep edilmiştir. İlk derece mahkemesi tensip tutanağında; TTK 449.maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra tedbir talebi hakkında değerlendirme yapılmasına, dava dilekçesinin yönetim kurulu üyelerine tebliğine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince , dava konusu genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulması talebine ilişkin ön inceleme duruşmasında değerlendirme yapılarak red kararı verilmiştir. Ancak davacı vekilinin bu hususa ilişkin bir istinaf talebi yoktur. İlk derece mahkemesince kayyım atanması yönündeki tedbir talebi ara kararla reddedilmiş, bu ara karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Geçici hukuki koruma önlemi alınırken tarafların ve şirketin menfaatlerinin korunması gerekir. Ancak, geçici hukuki koruma kararı verebilmek için HMK’nın 390/3.maddesindeki yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmiş olması gerekir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır (m. 389/1). Kanun, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hale gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Somut olayda karşılıklı iddia ve savunmaların içeriği ve dosya kapsamı göz önüne alındığında, dava genel kurul karar iptali davası olmakla; şirket yöneticisi tarafından tarafların ortak olduğu şirketin amacına zarar verilip verilmediği, dürüstlük kuralına aykırı davranılıp davranılmadığı hususları dava konusu değildir. Aynı zamanda mevcut durumda organ boşluğundan söz edilemeyecektir.Bu açıklamalara göre, davacının iddiaları yönünden, tedbir kararının değerlendirildiği aşamada yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, davalı şirkete tedbiren kayyım atanması yönündeki tedbir kararının reddi kararında usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati tedbir isteyen davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati tedbir isteyen davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 03/10/2022