Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1322 E. 2022/1023 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1322
KARAR NO: 2022/1023
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05.07.2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/616 Esas
TALEP: İhtiyati Haciz ve İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati Haciz talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı arasındaki ticari iş ilişkisi çerçevesinde düzenlenen 12-02-2020 tarihli faturaya konu borca binaen davacı tarafından davalıya karşı 24.05.2022 tarihinde, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğün’ün … E. sayılı icra dosyası ile ilamsız icra takip başlatıldığını,davalının borca, faizine ve ferilerine haksız şekilde itiraz ettiğini ve icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiğini, davacı şirketin faturalara istinaden tüm makineleri teslim ettiğini ancak ödemesini alamadığını, makine sipariş işlemi gerçekleştikten sonra davalı tarafın, Beyoğlu …Noterliği’nden … yevmiye numaralı ve16.05.2022 tarihli ihtarname ile faturada geçen sözde teslim edilmemiş 8 adet makinenin teslimini talep ettiğini, aynı ihtarnamede teslim edilmiş 2 makineden söz edildiğini ve fakat bunlarla birlikte diğer makinelerin de teslim edilmediği gerekçesi ile tüm fatura bedelini ödemediklerini açık bir şekilde ikrar ettiklerini, buna karşılık, davalı şirketin göndermiş olduğu ihtarnameye cevap olarak Beşiktaş …Noterliği … yevmiye numaralı ve 23.05.2022 tarihli ihtarname ile davacı şirketin edimini yerine getirmiş olduğunu fakat davalı borçlu şirketin edimi olan faturaya konu para borcunu yerine getirmediğini bildirdiklerini, buna bağlı olarak davalı tarafın ihtarnamede ileri sürmüş oldukları ve ileri sürebilecekleri her türlü ödemezlik def’ini de kabul etmediklerinin,taraflar arasında gerçekleşmiş söz konusu ticari ilişkide; borçlu/davalı tarafa borcu daha sonra ifa etme hakkı tanınmadığı gibi müvekkil şirket söz konusu tüm malları teslim etmekle borcunu ifa etmiş olmasına rağmen davalı tarafından ödenmesi gereken 1.224.720,00 TL toplam bedel ödenmediğini ve muhatabın ödeme yapmadığına dair ikrarı da bu hususa karine olduğunu, Davalı tarafın davacı hesabına 28.06.2022 tarihinde 449.959,07 TL ve 36.050,00 TL olmak üzere toplam 486.009,07 TL tutarında iki ayrı ödeme yaptığını, iki dekontun her ikisinin de açıklama kısmında net bir bilgi yer almadığını ve bu ödemelerin ne ile ilgili olduğunun anlaşılmadığını, işbu ödemelerin, davaya konu icra takip tutarına istinaden yapılan kısmi ödeme olduğunun düşünüldüğünü, ödemesi yapılan bu 486.009,07 TL tutarın takip tutarı olan 1.694.072,97 TL toplam alacağımızdan mahsup edilmesini ve işbu takibin ve davamızın kalan tutar üzerinden devamının talep edildiğini beyan ederek, haklı davanın kabulü ile davalı borçlunun Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin mahsup sonucu kalan tutar üzerinden devamına, yapılan itirazın tamamen haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle ve itirazın tüm alacak için yapılmış olması sebebiyle tüm dosya alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davalının hak ve alacaklarının kötü niyetli 3. Şahıslara devir ve temlik edilmemesi yönünde dava konusu alacağımızı karşılayacak miktarda teminat aranmaksızın sayın mahkemeniz dosyasında ihtiyati haciz tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkeme bir miktar paranın ödenmesi talepli davada üzerine tedbir konulması talep edilen davalılara ait malvarlığı uyuşmazlık konusu olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine,ihtiyati haciz talebinin ise genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak yönünden dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin alacağın ve ihtiyati haciz talebinin varlığı hakkında mahkemede kanaat uyandırmaya yeterli olmadığı gerekçesiylereddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı ihtiyati haciz/tedbir talep eden davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz/tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle gerekçeli ara kararda taraflar arasındaki hukuki ilişkinin nitelendirilmesinin yanlış olduğunu, kararda müvekkilin ihtiyati haciz talebinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacına dayandığının belirtildiğini, oysa ki haklı davalarının tacir olan taraflar arasında kurulan ticari satım sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı alacağa dayandığını, müvekkil şirketin faturaya konu tüm ürünleri davalı şirkete teslim ettiğini fakat davalı şirketin fatura tutarını ödeme edimini ifa etmediğini, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için esas hakkında kesin bir kanaat oluşmasına gerek bulunmadığı gibi tam bir ispat aranmasının da gerekmediğini, takibe konu 12-02-2020 tarihli faturada “ayrıca sevk irsaliyesi yerine geçer” ibaresini ihtiva etmekte olduğunu, sevk irsaliyesinin mal teslimini belgeleyen ana belge olduğunu, bu delille müvekkil şirketin sözleşme gereğince borcunu ifa ettiğinin ispatlandığını, davanın kabulü halinde takip konusu alacak tutarının yüksek olması da göz önünde bulundurulunca dava sonunda müvekkilinin, davalıdan alacağı miktarın sonuçsuz kalma ihtimali bulunduğunu, gerek yapılan icra takibinin gerekse yerel mahkemede açılan davanın yargılama sürecinin uzun bir zaman alacak olması ve müvekkilinin alacağının iik 257 maddesi gereğince rehin ile temin edilmemiş olması ve borçlu tarafın mal kaçırma ihtimali de düşünüldüğünde geçici hukuki koruma tedbirleri gereğince işbu haklı dava sonunda elde edilmesi umulan hak konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerektiğini, elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesinin doğal sonucu olduğunu, bu sebeple borçlu davalının, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep,derdest fatura alacağına istinaden başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasında,ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, bu ara karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. 6100 Sayılı HMK 389 /(2) Maddesi uyarınca “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı yasanını 390 Maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati haciz talep edebilmek için, İİK’nın 257/1.maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ,müeccel para alacağı yönünden ise İİK’nın 257/2.maddesindeki şartların bulunması gerekir. İİK’nın 258/1.maddesinin ikinci cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış olmakla birlikte bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması gerektiği kabul edilmiştir. Geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Yaklaşık ispat ölçüsünde haklılığının bulunması halinde muaccel bir para alacağı yönünden ihtiyati haciz, uyuşmazlık konusu hakkında da HMK 389 maddesi uyarınca İhtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Somut olayda dava ve ihtiyati tedbir istemine konu alacak fatura alacağından kaynaklanan para alacağı olup üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilen malvarlığı uyuşmazlık konusu olmadığından mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. İhtiyati haciz talebi yönünden ise:İhtiyati haciz isteyen davacı vekili faturaya konu makinelerin tamamının davalıya teslim edildiğini ve faturaya ilişkin takip başlatıldıktan sonra davalının kısmi ödemede bulunduğunu belirtmiş, davalı da satım sözleşmesini inkar etmeyerek faturaya konu 10 adet makineden 2 adet elektronik nakış makinesinin teslim edildiğini ve yapılan ödemenin de teslim edilen makinelerin bedeline yönelik olduğunu ileri sürmüş olup, davaya konu icra takibinin dayanağı bakiye fatura alacağı davalının kabulünde değildir. Salt fatura ve e-fatura düzenlenmesi yada elektronik ortamda muhatabına iletilen e- faturada irsaliye yerine geçer ibaresinin bulunması fatura içeriği malın teslim edildiğinin ispatı için yeterli olmayıp, alacağın varlığının başka delillerle alacaklı tarafından kanıtlanması gerekir. Davacı tarafından takibe konu e-fatura dosya sunulmuş ise de faturaya konu 8 adet makinenin de davalıya teslim edildiğine ilişkin karşı taraftan sadır olmuş bir kayıt sunulmamıştır. Dosyanın kapsamına göre varlığı ihtilaflı ve tespite muhtaç olan bir alacak talebi yönünden ortada muaccel veya müeccel bir bir para alacağı bulunduğu söylenemeyecektir. Buna göre alacağın varlığı ve özellikle miktarı hususunda dosyanın geldiği aşama itibariyle davacı haklılığının yaklaşık olarak ispatı ölçüsünde delil bulunmadığı, yapılacak tahkikat sonucunda tarafların ticari defter ve kayıtları incelendikten sonra alacağın varlığı belirlenebileceğinden mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi doğrudur. Açıklanan nedenlerle istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz/tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati haciz/tedbir isteyen davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati haciz/tedbir isteyen davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi 29/09/2022