Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/132 E. 2022/857 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/132
KARAR NO: 2022/857
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2021
NUMARASI: 2018/1515 Esas – 2021/174 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/07/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili şirket ile davalı şirket arasında PVC yapımında kullanmak üzere cam eşya alımı konusunda anlaşma yapıldığı, bunun karşılığı olarak davacının bedeli ödemek üzere davalıya 2 adet çek verdiğini, aradan geçen zaman boyunca davalı şirketin davacı müvekkiline olan cam eşya teslim etme borcunu yerine getirmediğini, davalının kendine mal teslimi yapması borcuna karşılık olarak vermiş olduğu çeklerin davalıda olduğunu, davalının çekleri bankasına ibraz ederek haksız kazanç elde etme yoluna gitme ihtimalinin olduğunu açıklanan nedenlerle çeklerin ödenmesinin yasaklanmasına, davacı müvekkilinin kötü niyetli davalıya hiçbir borcu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 27/02/2020 tarihli ıslah dilekçesiyle davayı tam ıslah yapmak suretiyle alacak davasına çevirmiş, dilekçede davacı … Limited Şirketi yönünden 32.345,60-TL, davacı … yönünden 46.596,13-TL alacağın davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı … arasında hiç bir ticari ilişki bulunmadığını, davacı … Ltd.Şti. arasında ticari ilişki olduğu, davacı şirketin yaptığı ve yapacağı alışverişin karşılığı olarak müvekkili firmaya dava konusu çekleri teslim ettiğini, bugüne kadar davacı şirkete yapılan işler karşılığında 12.06.2018 tarihli ve … nolu fatura ile 19.999,58-TL ve 28.07.2018 tarihli … nolu fatura ile 14.954,82-TL olmak üzere toplam 34.954,40-TL tutarında mal teslimi yapıldığını, çeklere karşılık büyük oranda verilen siparişlerin yerine getirildiğini ve faturalara karşılık davacı tarafa malların teslim edildiğini, açıklanan nedenlerle davacı … tarafından açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davacı şirket tarafından açılan haksız davanın esastan reddine, dava açmakta kötü niyetli olan davacıların dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkumiyetine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” dava, davacılar tarafından davalı şirket aleyhine, 17.300,00-TL ve 25.000,00-TL olmak üzere toplam 42.300,00-TL tutarlı iki adet çek nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti talebiyle menfi tespit davası olarak açılmış, tarafların defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim edilen raporda, davacı …’un 32.345,60-TL, davacı …’nun 46.596,13-TL alacaklı olduğunun tespit edilmesi üzerine, davacı tarafından verilen yeni dava dilekçesiyle dava tam ıslah edilerek alacak davasına çevrilmiş ve bilirkişi tarafından tespit edilen tutarların davalıdan tahsili talep edilmiştir. Davacı vekili 02/02/2021 tarihli duruşmada arabulucuya başvuru yapmadıklarını beyan etmiştir. HMK. m. 179. ve 180. hükümleri, TTK. m. 5/A, dava şartlarının düzenlendiği HMK. m. 114/2 ve 115/2 ve benzer konuda verilen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 2020/151 E., 2020/205 K. sayılı kararı birlikte değerlendirildiğinde, yeni bir dava dilekçesi verilmek suretiyle menfi tespit davasından alacak davasına dönüştürülen davada, ıslah dilekçesinin verilmesinden önce, dava konusu uyuşmazlık yönünden arabulucuya başvuru yapıldığına dair belge sunulmadığından, davanın TTK. m. 5/A, 6325 Sayılı Kanun m. 18/A, HMK. m. 114/2 ve 115/2 gereği..” dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhinde verilen kısa kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçeli kararın taraflarına tebliğinden sonra ayrıntılı istinaf sebep ve gerekçelerini sunmak üzere, dilekçelerinin süre tutum dilekçesi olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap alacağının tahsili davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ıslahla talep edilen alacak davasının arabuluculuğa tabi olup olmadığı noktasındadır. Islahtan sonra mahkemece davanın arabuluculuğa tabi olduğu ve arabuluculuğu bir başvuru bulunmadığından bahisle usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı süre tutum dilekçesiyle, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 342/2-e maddesinde, Başvuru sebepleri ve gerekçesinin istinaf dilekçesinde bulunması gerektiği, HMK’nın 352/1-d maddesinde de başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi halinde öncelikle gerekli kararın verileceği, HMK’nın 355. maddesinde ise, incelemenin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak, kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunun resen gözetileceği düzenlenmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı her ne kadar davacı vekilince, istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de, istinaf başvuru dilekçesinde, istinaf sebepleri ile gerekçesi gösterilmemiştir. Sunulan istinaf dilekçesi süre tutum dilekçesi olarak sunulmuş olup, gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmamıştır. Mahkeme kararında kamu düzenine bir aykırılık da saptanmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık durumu ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 05/07/2022