Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1309 E. 2022/1277 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1309
KARAR NO: 2022/1277
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/04/2018
NUMARASI: 2016/546 Esas – 2018/232 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/11/2022
Dairemizce verilen 01/10/2020 tarih ve 2020/9 E. – 2020/80 K. sayılı kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2022 tarih ve 2021/16 Esas – 2022/4716 Karar sayılı ilamıyla bozulmakla, dosya incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin ortağı olduğu, davalının dava dışı şahsın eşi olduğunu, taraflar arasında yaşanan güven bozucu davranışlar neticesinde şirketin tasfiyesi amacıyla davacı tarafından Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/509 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, şirket müdürünün, şirketten şahsi olarak alacağı olduğunu beyan ederek şirket aleyhinde Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, yapılan icra takibinin hukuk düzeni tarafından kabul edilemeyeceğini, şirket müdürünün bu takibe dayanak olarak şirketi hiçbir şekilde bağlamayacak olan bir evrakı gösterdiğini, başlatılmış olan takibin kesinleştirilmesinin hileli yollarla sağlandığını, şirket müdürünün hem alacaklı asil, hem de borçlunun tek yetkili temsilcisi konusunda olması ve her iki taraf adına da işlem yapması nedeniyle ortaya çıkar çatışması çıktığını, takibin dürüştlük kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, kötü niyetli olarak yapıldığını, takibin kesin hükümsüzlük ile sakat durumda olduğunu beyan ederek tedbir taleplerinin teminatsız olarak karara bağlanmasına, icra dosyasının tedbiren durdurulmasına, yapılacak tahsilatların alacaklıya ödenmemesine, Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının ve bu dosyaya dayanak teşkil eden işlemin/belgenin kesin hükümsüzlüğünün tespitine, icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı vekilinin beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, yapılan icra takibinin gerçek bir borç alacak ilişkisine dayandığını, şahsi mal varlığından şirkete harcadığı para ve ödemelere ilişkin alacağın icra takibi ile istendiğini, şirketin mal varlığına haksız olarak el konulması nedeniyle şirket mal varlığı üzerine konulan tedbirin kaldırılacağı ve paranın kendisine ödeneceği inancı ile şirketin borçlarını ödediğini, yapılan tüm ödemelerin şirket kayıtlarına girdiğini, alacağın şirket kayıtlarıyla da ispatlanabileceğini, alacağın borçlanma belgesinde imzası olan …’in yetkili olduğu dönemdeki yapılan harcamalara ilişkin olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince, “şirket ortağı tarafında şirket adına, şirketin yararına olmak üzere açılması gerekmesine rağmen, şirket ortağı davacının açtığı bu davada kendi hissesi yönünden hükümsüzlük ile iptal talep ettiğinden davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı olmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Bu kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 01/10/2020 tarih ve 2020/9 Esas – 2020/80 Karar sayılı kararı ile; Eldeki dava şirket adına açılmadığından davacının iş bu davayı açmasında aktif husumet ehliyeti bulunmadığından istinaf talebinin bu yönden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm verilmek suretiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından temyiz yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemizce uyulan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/06/2022 tarih ve 2021/16 Esas – 2022/4716 Karar sayılı bozma ilamı ile; davanın ilk açılış şekli göz önüne alındığında, davacının muvazaaya dayandığı ve dava dilekçesinin içeriği itibariyle de istemini şirket adına yaptığının anlaşıldığı, bu durum karşısında dava istirdat davasına dönüşmekle tahsil edilecek meblağın şirket adına istendiğinin kabulünün gerektiği, tüm bu nedenlerle davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibinin dayanağı belgenin hükümsüzlüğünün tespiti ve takibin iptali istemine ilişkindir. Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 05/08/2011 tarihli takip talebi ile, takip alacaklısı … tarafından takip borçlusu … Tic. Ltd. Şti. hakkında 07/02/2010 tarihli belgeye dayanarak 77.500,00 TL alacağın tahsili istemi ile icra takibi başlatılmıştır. Davacı tarafça, davalının davacının ortağı olduğu … Limited Şirketinden şahsi olarak alacağı olduğu iddiasıyla şirket aleyhinde Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı ve bu takibe dayanak olarak şirketi hiçbir şekilde bağlamayacak olan bir evrakı gösterdiği ayrıca başlatılmış olan takibin kesinleştirilmesini hileli yollarla sağlandığı iddialarıyla takibin iptali istemiyle eldeki dava açılmıştır. Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takip dayanağı “Tutanak Şirket Harcamaları” başlıklı belge, 07/02/2010 tarihinde bu tarih itibariyle …’in şirketten 77.500,00 TL alacağı olduğu belirtilerek … ve … tarafından imzalanmıştır. Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre, …’in, … Tic. Ltd. Şti.’ndeki müdürlük görevinin 31/05/2009 tarihli karar ile sona ermesine ve … ve …’in şirketi müşterek imza ile temsil etmesine ilişkin karar 18/06/2009 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayımlanmıştır. Şirketin 26/11/2010 tarihli ortaklar kurulu kararında , şirket ortakları dışında …’in 10 yıl için şirket müdürlüğüne atanmasına ve ayrıca … ve …’in şirketi müşterek imza ile temsil ve ilzam etme yetkisinin devam etmesine karar verilmiş, bu karar 09/10/2010 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayımlanmıştır. UYAP’tan alınan nüfus kaydına göre …, şirket ortağı …’in eşidir. Kanunda aksine özel bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükü altında (HMK 190) olup, bu temel kuralların da sonucu olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. İspat yükü kendisinde olmayan diğer taraf da ispat yükünü taşıyan tarafın iddiasının doğru olmadığı hakkında delil sunabilir. Karşı ispat faaliyeti için delil sunan taraf, ispat yükünü üzerine almış sayılmaz (HMK 191). Davaya konu takip, davalının şirketten olan alacağı dayanak gösterilerek başlatılmış olup, bu halde davalı iddia olunan alacağını ispatla yükümlüdür. Takip “Tutanak Şirket Harcamaları” başlıklı belgeye dayalı olup bu belge davalı ile … tarafından düzenlenmiştir. Belge tarihi itibariyle … Şirketin ortağı ve yetkilisi değildir. Dolayısıyla … tarafından düzenlenen belgeye dayalı olarak takip borçlusu … Ticaret Limited Şirketine sorumluluk yüklenmesi mümkün değildir. Davalı taraf, icra takibinin gerçek bir alacağa dayandığı ve kendi şahsi malvarlığından şirkete harcanan paralara ilişkin olduğu iddia edilmiş ise de, sunulan belgeler şirket adına harcama yapıldığını ve şirketin davalıya borçlandığını ispata elverişli değildir.Bu haliyle davalı taraf şirketten alacaklı olduğu iddiasını ispatlayamamıştır. Davadan sonra, takibe konu alacağa ilişkin 02/05/2014 tarihinde 66.770,69 TL, 05/05/2014 tarihinde ise 19.577,89 TL tahsilat yapılarak …’e ödenmiş olup, dava istirdata dönüştüğünden anılan tutarların takip borçlusu … Limited Şirketine iadesi gerekir. Yapılan yargılama sonunda, dosyada mevcut deliller ve tüm dosya mündericatı değerlendirilerek davalının, şirketten olan alacağını ispatlayamadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davacı vekilinin İstinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekildi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin İstinaf talebinin KABULÜ İLE; Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/04/2018 Tarih, 2016/546 Esas ve 2018/232 sayılı kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KABULÜ ile; 86.348,58 TL’nin davalıdan tahsiliyle dava dışı Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasıyla kayıtlı … Limited Şirketine ödenmesine, 2-Başlangıçta peşin olarak alınan 24,30 TL harç ile 1.450,31 TL tamamlama harcının alınması gerekli olan 5.898,47 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.423,86 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 24,30 TL, peşin harç 24,30 TL, tamamlama harcı 1.450,31 TL, posta ve tebligat gideri 148,1‬ TL, bilirkişi ücreti 300,00 TL olmak üzere toplam 1.947,01‬ TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 13.815,77 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,6-Kanun yolu yargılaması yönünden harç ve yargılama masrafları;a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 98,10 TL, posta ve tebligat gideri 216,00 TL olmak üzere toplam 314,1‬ TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/11/2022