Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1281 E. 2022/922 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1281
KARAR NO: 2022/922
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/05/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/158 Esas
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/09/2022
Taraflar arasındaki Ticari Şirket davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı talebin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: Davacı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, 11/02/2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına avukatı …’i gönderdiğini ancak genel kurulda avukatının toplantıya katılmasına engel olunduğunu, oy kullanmasına engel olunduğunu; vekaletinde noter onayı bulunmadığının bahane edildiğinin; oysa TTK 617/3 ve TTK 425. maddede hissedarın temsilcisinin toplantıya katılması için noter onaylı vekaletin aranmadığını belirterek; söz konusu engellemenin hukuka aykırı olduğunu, bunun bir iptal sebebi olduğunu; iptali istenen genel kurulda müvekkilinin ve …’in müdürlüklerine son verilip onların yerine … ve …’in müdür seçildiklerini; …’ın öğrenci olduğunu, …’nın ise şirket yönünden hiçbir tecrübesi bulunmadığını, bu nedenle alınan bu kararın da şirket aleyhine olduğunu; toplantıda alınan ikinci kararın TTK 395 ve 396. Maddelerine göre yöneticilere rekabet izni verilmesine ilişkin karar olduğunu; buradaki iznin ” şahsi iş ” niteliğinde bulunduğundan dolayı TTK 436. madde gereğince oy yoksunluğu hükümlerinin uygulanması gerektiğini; olumlu oy kullanan Huriye’nin kızı Hülya için oy kullanamayacağını, oy kullanmadığı takdirde de karar nisabının oluşmadığını belirterek genel kurulda alınan bu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının avukatının ıslak imza içermeyen bir evrak getirerek davacının temsilcisi olduğunu bildirdiği; oysa genel kurulda davacıyı temsil edebilmesi için bunun ıslak imzalı olması gerektiğini; genel kurulda alınan kararlar yönünden herhangi bir iptal sebebi bulunmadığı, davacı katılsa ve olumsuz oy kullansa dahi diğer oylarla oy çokluğunun sağlanacağını ve kararların geçerli olacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince HMK 389 madde gereğince ihtiyati tedbire, dava konusu uyuşmazlık hususunda karar verilebileceği, genel kurul kararının iptaline ilişkin davada şirket yöneticisinin azline ya da şirket yöneticisinin akçalı sorumluluğuna ilişkin bir dava olmadığından, yine şirketin fesih ve tasfiyesi gibi davacının menfaati gereği şirketinin içinin boşaltılmasına engel olma gibi bir dava türü bulunmadığından; şirketin seçilmiş yöneticilerinin yönetim hakkının kısıtlanmasına ve şirkete yönetici kayyımı atanmasına imkan olmadığı, genel kurul kararının iptaline ilişkin bir davada bu hususlarda tedbir kararı verilemeyeceği ayrıca TTK 449. Madde gereğince genel kurul kararlarının dava sonuna kadar yürütülmesinin ihtiyati tedbir yoluyla karar verilebileceği; ancak davacının şirketteki pay durumunun %18,75 olduğu, genel kurul kararlarının oy birliği ile alındığı; iptali istenen genel kurul kararlarının yönetici seçimi ve rekabet yasağı ile ilgili olması ve davacının oy oranı nazara alınarak kararların yürütülmesinin durdurulmasına karar verilemeyeceği gerekçesiyle, davacı tarafın, 11/01/2022 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan kararların yürütmesinin dava sonuna kadar durdurulması ve davalı şirketin yöneticilerinin yönetim hakkının kaldırılıp yönetici kayyımı atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından ihtiyati tedbir talebinin değerlendirildiğini, HMK’nın 389. maddesi gereğince ihtiyati tedbire, dava konusu uyuşmazlık hususunda karar verilebilebileceğini, davanın genel kurul kararının iptaline ilişkin olduğunu, genel kurul kararının iptaline ilişkin bir davada bu hususlarda tedbir kararı verilemeyeceği iddia edilmişse de, dava dilekçelerinin yeniden incelenmesi ile de görüleceği üzere huzurdaki dava ve taraflarına talep edilen tedbirler tamamen, 11.01.2022 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nın usul ve yasaya aykırı olarak düzenlenmesi neticesinde, şirket müdürü olarak … ve …’in seçilmesi ve bu kişilerin, şirket müdürü olabilecek vasıf ve mahiyette bulunmaması, ayrıca bu kişilerin seçilmesinden sonra şirket atıl bir durumda kalarak, zarara uğraması ve uğramaya da devam etmesi ve tüm bunlara, usul ve yasaya aykırılık düzenlenen toplantıda alınan şeklindeki kararların sebebiyet vermesi nedeniyle talep edilmiş olduğundan ve işbu kararların iptali ile saymış oldukları nedenler tamamen birbirleri ile bağlantılı olduğundan 11.01.2022 tarihinde alınan kararların yürütülmesinin durdurulması ve sair hususlarda tedbirler talep edildiğini, ayrıca Mahkeme tarafından, TTK’nın 449. maddesi gereğince genel kurul kararlarının dava sonuna kadar yürütülmesinin durdurulmasına ihtiyati tedbir yoluyla karar verilebileceği belirtilmişse de, davacının şirketteki pay durumunun %18,75 olduğu, genel kurul kararlarının oy birliği ile alındığı, iptali istenen genel kurul kararlarının yönetici seçimi ve rekabet yasağı ile ilgili olması ve davacının oy oranı nazara alınarak kararların yürütülmesinin durdurulmasına karar verilemeyeceği kanaatine varıldığını, Açıklanan nedenlerle, Mahkemece verilen 26.05.2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılarak talebimizin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kurul kararının iptali davası olup, talep, dava konusu yapılan kurul kararlarının icrasının durdurulması ve genel kurur kararıyla müdür olarak atanan kişilerin müdürlük görevlerine son verilerek önceki müdürün münferit yetkiyle şirket müdürü olarak atanması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince TTK.nın 449.m uyarınca yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra istemin reddine karar verilmiştir. TTK 449.maddesine göre, genel kurul kararlarının iptali ve butlanı davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra dava konusu kararların yürütmesinin geri bırakılmasına karar verebilir. Mahkemenin bu konudaki takdir hakkının nasıl kullanacağı konusunda, tamamlayıcı hukuk kuralı olarak HMK 389 vd. maddelerinden yararlanmak gerek 6100 Sayılı HMK 389 /(2) Maddesi uyarınca ” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı yasanını 390 Maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır.Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Somut olayda; davaya konu genel kurul kararı mahkemenin verdiği kararı ile şirketin olağanüstü genel kurulunu yapmak üzere atanan kayyum tarafından yapılan çağrı üzerine 11.01.2022 tarihinde gerçekleştirilen genel kurulda davacının şirketteki 3.750.00TL bedeli 18,75 adet payını temsilen genel kurula katılma yetkisi verilen vekilin vekaletnamesi noter onaylı olmaması sebebiyle oy kullanılmasına izin verilmediği ancak toplantıya gözlemci olarak katılmasına izin verildiği görülmüştür. Anılan genel kurulda önceki müdür davacının görevden alınması,yeni müdürlerin seçilmesi ve yönetim kuruluna TTK 395 ve 396. maddelerindeki izinlerin verilmesine ilişkin oybirliği ile alınan kararların yasa ve ana sözleşmeye uygun olup olmadığı veya dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil edip etmediği toplanacak delillere göre değerlendirilecek olup, dosyanın bulunduğu aşama itibarıyla kararların icrasının durdurulması koşullarının oluşmadığı gibi genel kurul kararının icrasının geri bırakılması kapsamında kalan yeni seçilen yöneticilerin temsil ve yönetim yetkilerinin dava süresince tedbiren kaldırılması,eski müdür davacının şirkete münferit yetkili olarak kendisinin atanmasının kabul edilmemesi halinde şirket temsilciğine yönetim kayyım atanması talep edilmiş ise de şirketin genel kurul tarafından seçilen yöneticileri tarafından yönetilmesi esas olup, eldeki dava şirket müdürünün azline ilişkin olmadığı gibi davalı şirkette organ boşluğu da bulunmadığı gözetildiğinde kayyım atanması koşuları da oluşmadığından ilk derece mahkemesince yazılı şekilde ihtiyati tedbir istemlerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen istineaf başvurusunun esetan reddine karar verimiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından istinaf karar harcı başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.08/09/2022