Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1247 E. 2022/1371 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1247
KARAR NO: 2022/1371
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2022
NUMARASI: 2022/203 Esas – 2022/198 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/12/2022
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süre tutum dilekçesi verilmiş olması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalıların icra takibine itiraz etmesi nedeniyle takibin durdurulduğunu, borçluların itirazında borca da itiraz ettiklerini, davalı-borçlunun borca ve ferilerine itirazının ise asılsız ve dayanaksız olduğunu, davalı yanın alacağın müstenidi olan fatura ve dekontları teslim aldığını, ticari defterlerine işlediğini ve vergi beyanlarında kullandığını, davalıların (borçluların) kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiklerini, Beyoğlu …Noterliğinin 16/05/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya ihtar çekildiğini, ihtarda ürünlerin ayıplı olduğunun belirtildiğini, müvekkili şirket tarafından alternatifler sunulduğunu, buna karşılık davalı şirketin iyiniyet göstergesinde bulunmayıp tüm olumlu adımlarına herhangi bir alternatif ve çözüm geliştirmediğini, keza arabuluculuk çabalarının da sonuçsuz kaldığını beyanla davalı-borçlu tarafından aleyhinde yürüyen İstanbul …icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı-borçlu aleyhinde takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalıya yasaya uygun olarak tebligat yapılmış olmasına karşın, davayı takip etmediği gibi, yazılı bildirimde de bulunmadığından, HMK’nın 128.maddesi hükmü gereğince davayı inkar ettiği varsayılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece ”Davacı yanın davalı …’ya arabuluculuk yoluna başvurmadan doğrudan dava açtığı, dava konusu alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili talebi bakımından zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu anlaşılmıştır. Bu husus dava şartı olup, dava şartları mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınırlar. Yukarıda izah edilen gerekçe ile Mahkememizin 2020/302 Esas sayılı dosyasından tefrik edilerek işbu esasa kaydedilen davalı …’ya karşı açılan davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhinde verilen kısa kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçeli kararın taraflarına tebliğinden sonra ayrıntılı istinaf sebep ve gerekçelerini sunmak üzere, dilekçelerinin süre tutum dilekçesi olarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap alacağına ilişkin olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davanın arabuluculuğa tabi olup olmadığı noktasındadır. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A/2. maddesinde “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Somut olayda, ilk derece mahkemesince 28.10.2021 tarihli celsede bu yönde bir ara karar oluşturulmak suretiyle davacı vekiline süre verilmiştir.Ancak verilen sürede davacı vekilince ara kararın gereği yerine getirilmemiştir. İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçelerle davanın arabuluculuğa tabi olduğu ve arabuluculuğu bir başvuru bulunmadığından bahisle usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı süre tutum dilekçesiyle, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 342/2-e maddesinde, Başvuru sebepleri ve gerekçesinin istinaf dilekçesinde bulunması gerektiği, HMK’nın 352/1-d maddesinde de başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi halinde öncelikle gerekli kararın verileceği, HMK’nın 355. maddesinde ise, incelemenin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, ancak, kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunun resen gözetileceği düzenlenmiştir.İlk derece mahkemesi kararına karşı her ne kadar davacı vekilince, istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de, istinaf başvuru dilekçesinde, istinaf sebepleri ile gerekçesi gösterilmemiştir. Sunulan istinaf dilekçesi süre tutum dilekçesi olarak sunulmuş olup, gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmamıştır. Mahkeme kararında kamu düzenine bir aykırılık da saptanmamıştır.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık durumu ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’NUN 353(1)-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 12/12/2022