Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1241 E. 2022/1491 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1241
KARAR NO: 2022/1491
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2022
NUMARASI: 2022/283 Esas – 2022/298 Karar
DAVA: Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Alacak)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … arasında 23/03/2017 tarihli “Alım/Satım İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi” yapıldığını müvekkili şirket nezdinde … numaralı hesabın açılarak yatırımcı …’ın müvekkiline ait online işlem platformunda kaldıraçlı alım-satım işlemler gerçekleştirmesine ilişkin esasların düzenlendiğini, borçlunun yapılan sözleşmeye dayanarak müvekkili şirket bünyesinde … alım-satım işlemleri gerçekleştirerek vadeli işlemlerde zarar ettiğini, müvekkili şirket tarafından davalı aleyhine borcun tahsili amacıyla 28.12.2021 tarihinde İstanbul … İcra Dairesi … Esas numaralı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının mevcut eksi bakiyeyi ödememesine ve borcun devam ettiğini bilmesine rağmen haksız ve kötü niyetli olarak 07/02/2022 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğini ve itiraz neticesinde takip durduğunu, davalı borçlunun, borcunu varlığını bildiği ve ödemediği halde sadece takibin sürecini uzatmak için borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğinden İstanbul … İcra Dairesi … Esas numaralı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilerek hakkında takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı dosyaya cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince talep dilekçesi ve ekinde bulunan tüm sözleşmeler ve risk bildirim formları birlikte incelenmiş ve sözleşmelerin konusuna ilişkin hükümlerde, sözleşmelerin “ticari amaçlı” olduğu hususunda bir açıklık bulunmadığı davalı gerçek kişi, tacir olmayıp 6502 Sayılı Kanunun 49 maddesinde tanımlanan finansal hizmetleri alan tüketici konumunda olduğ, taraflar arasındaki alım satıma aracılık çerçeve sözleşmesi, sermaye piyasası araçları kredili işlemler çerçeve sözleşmesi, açığa satış işlemleri çerçeve sözleşmesi, ödünç alma ve verme işlemleri çerçeve sözleşmesi ve türev araçların alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi de 6502 Sayılı Kanunun 49.maddesi kapsamında tüketici işlemi mahiyetinde olduğu ve davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu ,göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduklarından, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınacağı gerekçesiyle davanın davanın HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekil tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarla taraflar arasındaki sözleşme çerçevesinde gerçekleştirilecek işlemlerin ticari amaçlı olduğu, netice olarak aracı kurumlar nezdinde Sermaye Piyasası Kanununa tabi olarak gerçekleştirilen işlemlerden doğan uyuşmazlıkların Finans Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, ticari amaçta olan alım satım işleminin bir tarafı olan davalının hizmeti alma amacının kar elde etmek olduğunu dolayısıyla işlemin tüketici işlemi olarak kabul edilmesinin mümkün bulunmadığını, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesi uyuşmazlığın çözümünde görevli olduğundan hukuka aykırı görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, yatırım danışmanlığı çerçeve sözleşmesi kapsamında davalı aracı kurum tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen işlemler nedeniyle davacının uğradığı zararların tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın tüketici işleminden kaynaklandığı, bu nedenle davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosyada mübrez Alım Satım Aracı Çerçeve Sözleşmesi, İnternet İşlemleri Sözleşmesi, Türev Araçları Alım Satım Sözleşmesi, Ödünç Alma Ve Verme İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi, Açığa Satış İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi, Sermaye Piyasası Araçları Kredili İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi Bulunmaktadır. Davaya esas İstanbul … İcra Dairesi’nin … E sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun …, toplam alacağın 830.137,81 TL olduğu ,takip sebebi olarak “asıl alacak 830.137,81 TL” şeklinde ibarenin bulunduğu görülmektedir. Borçlu vekili itirazında müvekkilinin her hangi bir borcu olmadığından takibe itiraz etmiş oldukları anlaşılmıştır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. maddesinde tüketici; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, sağlayıcı; “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, satıcı; “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade eder, şeklinde tanımlanmıştır. Anılan Kanunun 73/1. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Tüketici sözleşmesinde iki taraf mevcut olup, zıt amaçların güdülmesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla satıcı ve sağlayıcı tanımında da yer verildiği gibi satıcı ve sağlayıcının işlem yaparken ticari veya mesleki amaçlarla hareket etmesi, karşısında yer alan kişinin ise bunun tersine bir amaçla yani ticari veya mesleki olmayan amaçla (kâr elde etme amacı olmaksızın) hareket etmesi gerekir (Aydoğdu, M.; Tüketici Hukuku Dersleri, Ankara 2015, s. 59,60) . Tüketici mahkemesinin görevli olması için öncelikle uyuşmazlığın bir tüketici uyuşmazlığı olması gerekir. Hangi tür uyuşmazlıkların tüketici uyuşmazlığı olduğu ise dava konusu işlem veya uygulamanın taraflarından birinin tüketici, diğerinin ise girişimci/ satıcı/sağlayıcı olmasına göre belirlenmektedir (Topuz, G.; Tüketici Mahkemeleri, Ankara 2018, s.37). Somut olayda, davacı yan, banka ile türev işlemler yapmak üzere az yukarıda bahsi geçen sözleşmeleri imzalayarak, özel bankacılık hizmetinden faydalanmıştır. Davacı, şahsi birikimlerini değerlendirmek üzere hareket ettiğinden ve işlemin boyutu dikkate alındığında davacının hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olması nedeniyle, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun ve bu davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğunun kabulü gerekmiştir. Başka bir ifadeyle davacı, bu yatırım işlemlerini yaparken tüketici olarak hareket etmiş olup, 6502 sayılı TKHK’nın 3/k bendinde tanımlandığı gibi ticari veya mesleki amaçlarla hareket ettiğini kanıtlayan bir savunma veya delil de dosyada mevcut değildir. Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesince görev dava şartına dayalı olarak verilen usulden red kararı yerinde olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353(1)-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 29/12/2022