Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2022/1240 E. 2022/951 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1240
KARAR NO: 2022/951
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/04/2022
NUMARASI: 2022/299 D.iş – 2022/542 Karar
TALEP: İhtiyati Haciz (Finans)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/09/2022
TALEP:İhtiyati haciz talep eden eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı … Dış Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmeleri gereği açılan kredi hesabı uyarınca kredi açılıp kullandırıldığını, karşı yanın söz konusu kredi sözleşmesinin müşterek müteselsil kefili olduğunu, kredi borcu sözleşme hükümlerine aykırı davranılarak ödenmediğini, alacağın ödenmesi için, karşı yan borçluya ve dava dışı diğer borçlulara Ankara … Noterliği’nin 14/09/2021 tarih ve … Yevmiye Nolu hesap kat ihtarnamesi keşide edilerek tebliğ edilmişse de, borcun ödenmediğini, alacağın muaccel hale geldiğini, karşı yan …’in yurt dışında olduğunu, aleyhine normal icra prosedürünü takip etmeleri halinde mallarını kaçırma çabası içerisine gireceği ihtimal dahilinde olduğunu, daha evvel İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/791 D.İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alınarak, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından haczin uygulandığı, ayrıca esas takibe geçildiği, takip borçlusunun takibe itiraz dilekçesinin kendilerine tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde dava açılmadığından İİK 264/4 fıkrası uyarınca ihtiyati haczin hükümsüz kaldığını belirterek yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ HACİZ RET KARARI: İlk derece Mahkemesince İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/791 D.İş sayılı dosyası kapsamında, anılan dosyada banka vekilince 20/11/2017 ve 18/02/2019 tarihli iki ayrı Genel Kredi Sözleşmesine dayanıldığı aleyhine ihtiyati haciz istenen …’in sadece 2017 tarihli sözleşmeye kefil olduğu, 2019 tarihli sözleşmede kefaletinin bulunmadığı, takibe itiraz eden ve işbu dosyaya da beyan dilekçisi veren …’in kefil olduğu 2017 tarihli GKS kapsamında kullandırılan kredilerin ödendiğini savunduğu, ayrıca banka tarafından gönderilen hesap kat ihtarına da aynı gerekçe ile noter kanalıyla itiraz ettiğinin anlaşıldığı, 2017 tarihli GKS’nin 660.000,00 TL limitli olduğu, 2019 tarihli GKS’nin ise 2.000.000,00 TL limitli olduğu, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesin’den talep edilen ihtiyati hacze konu alacak tutarının ise 727.021,28 TL olduğu, şu halde davacının kefil …’den alacağının varlığı ve miktarı hususunda çekişmeli hale geldiği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin gerekçesinin hukuka ve usule aykırı olduğunu, taraflar arasında serbest irade ile akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi’nin 1. Maddesinin son bendinde; “Müşterinin kullanmış olduğu krediyi ve borcun tamamını ödemiş olması sözleşmenin feshi ve hesabın tasfiyesi niteliğinde olmayıp, sözleşme hükümleri ve teminatlar (kefalet vs.) yine geçerliliğini koruyacak ve müşteri bu sözleşmeye dayanarak belirlenen limit dahilinde olmak üzere, bankaca uygun görülmesi halinde tekrar kredi kullanabilecektir.” hükmünün düzenlendiğini, bu hüküm gereğince ihtiyati hacze dayanak olan Genel Kredi Sözleşmeleri’nin cari hesap niteliğinde ve birbirinin devamı olduğunu, bu sözleşmede müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunan karşı yan …’in sorumluluğunun devam ettiğini, müteselsil kefilin sorumluluğunun sona ermesi için müvekkil bankayı muhatap alarak ihtarname keşide etmesi, keşide edilen ihtarname tarihinden sonra kullandırılacak krediler için müteselsil kefil sıfatının sona erdiğini bildirmesi gerektiğini, bu bildirim yapılmadığı takdirde cari hesap şeklinde devam eden borç ilişkisinde, ileride kullanılacak kredilere kefalet ilişkisinin devam edeceğini, karşı tarafça bu yönde keşide edilen bir ihtarname bulunmadığını, …’in müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu 20/11/2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’ne kendi el yazısı ile “Doğmuş doğacak tüm borçları kabul ediyorum.” yazarak imzaladığını ve bu sözleşmeden doğan kefaletini sonlandırmadığını, müvekkili bankanın alacağının tüm dosya kapsamında sunulu banka kayıtları ile sabit olduğunu ileri sürerek ihtiyati hacze karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, genel kredi sözleşmesine istinaden kefil hakkında talep edilen ihtiyati haczin reddi kararının İİK 265. maddesi uyarınca kaldırılarak ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece aleyhine ihtiyati haciz istenen kefil yönünden alacağın varlığı çekişmeli hale geldiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiş, bu karara karşı ihtiyati haciz talep eden banka vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Alacaklı borçlusuna karşı takip yapmadan önce ihtiyati haciz talebinde bulanabileceği gibi borçluya genel haciz yolu ile takip yaptıktan sonra takip kesinleşmeden önce aynı alacak için ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. (Prof.Dr Baki Kuru İcra İflas Hukuk El Kitabi 2013-sayfa 1074) İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati haciz talep edebilmek için, İİK’nın 257/1. maddesine göre alacağın para alacağı olması, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş olması ya da İİK’nın 257/2. maddesindeki şartların bulunması gerekir. Alacaklı banka tarafından Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir, ayrıca ihtarın tebliği şartı aranmaz. Asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, 6098 sayılı TBK’nın 586’ncı maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gereklidir. Somut olayda ihtiyati haciz talep eden banka asıl borçlu şirketin bankadan kullandığı genel kredi sözleşmeleri ve aleyhine ihtiyati haciz talep edilenin kefil sıfatıyla imzaladığı genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar yönünden hesabı kat ederek 769.741,28 TL alacağın ödenmesi için düzenlenen Ankara … Noterliği’nin … Y.N’lu ihtarnamenin aleyhine ihtiyati haciz talep edilen kefile tebliği edildiği görülmüştür. İhtiyati haciz talep eden banka ile asıl borçlu şirket arasında 20.11.2017 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesine aleyhine ihtiyati haciz talep edilen … 660.000 TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı ve aynı genel kredi sözleşmesine istinaden verilen ihtiyati haciz kararı uyarınca başlatılan takibe borçlu kefilin itirazı etmesi üzerine alacaklı banka tarafından İİK 264 maddesi uyarınca süresi içerisinde dava açılmaması nedeniyle ihtiyati haczin hükümsüz kaldığı anlaşılmıştır. Kredi borçluları hakkında ödenmeyen kredi borcuna ilişkin olarak hiç icra takibinin yapılmamış olmasıyla, yapılan icra takibine itiraz nedeniyle takibin durmuş olması ya da ihtiyati haczin hükümsüz hale gelmesi ihtiyati haczin şartları bakımından kredi sorumlularının hukuki durumu itibariyle bir fark yoktur. Genel kredi sözleşmesi ve hesap kat ihtarı nazara alındığında ihtiyati haciz talebi tarihi itibariyle muaccel bir para alacağı bulunmaktadır. Buna göre davacı bankanın hesabını kat ederek muaccel hale getirdiği kredi borcundan kaynaklanan 660.000-TL alacak yönünden İİK’nın 257. Maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının koşullarının oluştuğunun kabulü gerekmiştir. Bu durumda 660.000-TL alacak miktarı için borçlu yönünden ihtiyati haczin koşulları oluştuğundan mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabul edilmesi gerekirken yazılı gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi doğru bulunmamış ve bu nedenle ihtiyati haciz isteyen banka vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati haczin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle İİK. 259/1. maddesi uyarınca teminat mukabilinde ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/02/2022 tarihli 2022/299 D.İş ve 2022/542 sayılı ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararının HMK’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; 2-660.000,00- TL alacak yönünden alacağın % 15 ‘ine tekabül eden 99.000-TL teminat (nakit veya kesin-süresiz banka teminat mektubu) karşılığında İİK.’nın 257/1. maddesi gereğince borçlu davalı yönünden KABULÜ ile menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İHTİYATEN HACZİNE, 3-İİK’nın 259. maddesi uyarınca teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edildiğinde, kararın infazı için bir suretinin ilk derece mahkemesi tarafından, alacaklı vekiline verilmesine, 4-İİK’nın 261. maddesi uyarınca ihtiyati haczin verildiği tarihten itibaren on gün içinde infaz edilmemesi halinde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmış sayılacağının İHTARINA, 5-Teminata ilişkin ara kararın yerine getirilmesi ve kanuni süresi içerisinde kararın uygulanmasının talep edilmesi halinde kararın yetkili İcra Müdürlüğünce infaz edilmesine, 6-İleride açılacak esas takip veya davada haksız çıkan tarafa yükletilmek üzere alacaklı lehine 2.400,00 TL maktu vekalet ücreti tayinine, 7-İstinaf yargılamasına ilişkin olarak; a-İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati haciz isteyen banka tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, b-İhtiyati haciz isteyen banka tarafından istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 220,70 TL ile posta ve tebligat gideri 38-TL olmak üzere toplam 258,70 TL masrafın aleyhine ihtiyati haciz istenen borçludan alınarak ihtiyati haciz isteyene verilmesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-f maddesi ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/09/2022